Maalesef bu konu çok derin bir konu.Neredeyse bir 8-10 senemi verdikten sonra ulaştığım şeyler sınırlı.Kılıç tarihini öğrenmek istiyorsanız ve İngilizce diline hakimseniz neredeyse obsidyenden çeliğe bu aletin ve silahın gelişimini öğrenebiliyorsunuz.Yabancılar bu konuda hem araştırmacı hem eğitimli.Eğitim sistemi ile de alakalı muhtemelen.Birde son dönem meşhur ustaların çoğu sadece yetenekli ve çalışkan değil.Kitapları alıyorlar o yetmiyor yurtdışına müze gezmesine bile gidiyorlar.Bu ustaların çoğu üniversite mezunu adamlar.Bulduklarını da paylaşıyorlar ve kılıç-sword yazdığınızda çıkan pek çok şey onlara ait.
İş Türk kılıcına geldiğinde bu konuda aynı ilgiyi sergilemiyorlar haliyle.İngilizce kaynaklardan elbet Türk kılıcı hakkında bilgi edinebiliyorsunuz.Bu konuya ilgi duyan yabancılarda çıktı.Sevinmelimiyiz üzülmeli mi bilemiyorum.
Öncelikle şunu kafanızda oturtun.Farklı ırklara , dinlere mensup olsak da hepimiz insanız.Coğrafi ve kültürel etkileşimler bazen değişik çözümler üretse de aslında insanoğlu aynı soruna benzer çözümler üretmeye meyilli.O nedenle bovimsi ve tantomsu kılıçları çıkarsak elde ne kalır demek doğru bir yaklaşım değil.Bowie dediğimiz bıçağın etkileşiminde farklı kültürler var.Kendisi özgün bir bıçak değil hatta biraz reprödüksiyon.
Meşhur filmde ki replikler ile cevap verirsek tankları Altay'a sürmemiz gerekmese de hikayeyi oradan buraya taşıdığımız zaman çok farklı kültürlerden geçtiğimizi görürüz ve silah formlarının bu kültürlerden etkilendiği ve bazı kültürleri etkilediğini görürüz.
Bu nedenle tamamen "saf kalmış" bıçaklara ulaşmak ne derecede mümkündür bilemiyorum.
Benim araştırmalarımın getirdiği noktada İngilizce yetersiz kalıyor.Bu noktada Rusça ön plana çıkıyor.Özellikle kökenim itibariyle erken dönem kılıcına ilgim çok fazla.Avar , Hazar , Peçenek ve Kıpçak kılıçlarıyla alakalı (sadece kılıçlar değil genel anlamda tarihi ile alakalı) Rus kaynakları karşımıza çıkıyor.Maalesef bu işin sonu biraz Rusça öğrenmeye gidecek gibi duruyor ya da bunların İngilizce çevirisine.Bir Ukrayna yapmak bile gerekebilir.
Bu noktada Osprey publishing'in Rus ve Türk tarihi üzerine yaptığı İngilizce kaynaklar var.Sağdan soldan onları indiriyorum.Onların derlemesi biraz zaman alır ama boş vaktimde isimlerini yazarım.
Wing Chun ve Wushu ile ilgilenmeye başladıktan sonra özellikle Çin silahları ve Çin tarihine (ki eski kaynakları okumak için modern Çince yeterli değil Mao'nun dil devrimi nedeniyle ancak Taiwan'a giderek öğrenilebilir.) ve silahlar etkileşimine ilgim arttı.
Bir kaç kitap ismi vermek gerekirse şunlardan bahsedebilirim;
http://www.kitapyurdu.com/kitap/savas-teknoloji-ve-deneysel-calismalar-amp-yeni-bir-askeri-tarih-ozlemi/322127.htmlKayahan Horoz'un kısa bir makalesi var.Ordos bıçağından bu yana özellikle namlunun gelişimi ile alakalı.
http://www.kitapyurdu.com/kitap/tarih-boyunca-turk-toplumunda-silah-kavrami-ve-osmanli-imparatorlugunda-kullanilan-silahlar/142266.htmlBu kitabı tamamen okumadım ama müzelerde ki parçalar hakkında bazı genel bilgiler var.Araştımacının asker kökenli olması kitabı biraz daha değerli kılmış.Çünkü genelde tarihçiler ve arkeologlar o silahı ve kullanımını tam anlayıp değer veremiyorlar.
http://www.kitapyurdu.com/kitap/turk-kulturunde-silah/122011.html&filter_name=t%C3%BCrk%20k%C3%BClt%C3%BCr%C3%BCnde%20silahİlk baskısını okuduğum değerli bir kitap.Fazlasıyla akademik eğer silahların teknik özellikleriyle ilgileniyorsanız sizi yaya bırakabilecek bir kitap ama silah konusu çok yönlü ele almış destanlarda nasıl geçiyordu vs.
http://www.oocities.org/kaganate/axerus.htmlBir de en son keşfettiğim site.Bulması kolay olmuyor hep. :)İsminden de anlaşılacağı üzere Hazar , Kafkas ve Avrasya (sanırım bugün Ukrayna ve Rusya) toprakları ve Kıpçak kültürü üzerine kurulu bir Amerikalı topluluğun sitesi.Yukarıda ki baltalar "Chekan" ismi verilen baltalar.Özellikle Türk (Kıpçak ve Peçenek) , Rus ve Kafkas (Alan) kültürünün bir sentezi ama içlerinden bazıları "İskit" baltasının formları olanlarda var.Siteyi kazarsanız başka biligilere de ulaşabilirsiniz.
Maalesef müzelere gidip elimize kılıç alma imaknımız yok.Man at Arms'da Ulfbert'i yaptıkları bölümde sanırım Almanya'da müzede yaptıkları ziyaret ve ellerine aldıkları örnekle çekilmiş resimleri vardı hatta kılıçtam kesitte aldılar ve pota çeliğini tanımayan batılı ustaların özellikle fazla ısıttığı ve yüksek sıcaklığın neticesi olarak de laminasyon oluştuğunu (bu nasıl çevrilir bilemem Sefa hocama sormalı.) görülmüştü.Bu bölüm cembiye bölümünden bir önceydi.
https://www.youtube.com/watch?v=4EG34YoRHs8&t=566sBen neler yazdım.Onlarda bunlar ha sürekli öğreniyorum.
http://cebehane.com/forum/index.php?PHPSESSID=f38hjmja08029ll00v5c6fuqg2&topic=290.0http://www.tabancatufek.com/forum2/showthread.php?tid=7771Birde ara ara sağa sola yazdıklarım var.İnş'Allah yavaş yavaş içine pratisyen olarak dalacağım.