Bıçak Sanatı - Forum

Tarihi Türk Bıçakları (Son 30-40 yılda esinlenme olmamış)

KESKIN007

  • *
  • 14
  • Meslek: mak muh
  • Yer: ZONGULDAK
Ynt: Tarihi Türk Bıçakları (Son 30-40 yılda esinlenme olmamış)
« Yanıtla #20 : 03 Şubat 2017, 22:51:06 »
19. ve 18. yüzyıl Avrupa ve Amerika bıçakları incelenirse sonuca daha iyi ulaşılabileceğini düşünüyorum araştırmalarım sonunda.

Gördüğüm kadarıyla 19.yy sonlarında da Batı bıçak tipi konusunda bizi etkilemiş gibi ama bunun başlangıcını tespit etmek çok zor çünkü fotoğraf yok ve kaynak çok az.

Net olmamakla birlikte, Anadolu-Türk tipi bıçak namlusu eğimli ve oluklu diyebiliriz. Sap kısmı el ergonomisine göre yapılmış ama bugünkü kalın-etli saplar gibi değil. Daha ince-narin yapıda. Hem açılı hem de yüzeyi dalgalı. Yani bazı yöresel bıçakları saymazsak "Bushcraft" tipi bir bıçağa hiç benzemiyor. Daha çok, oluklu bir "Beyoğlu kaması" gibi.
Aslında Batıda da  19.-20.yy avcı bıçakları yukarıda aktardığım Anadolu tipine benzeyen tipte olan bıçaklar var. Özellikle, kırsal kültürü ve kırsal ekonomisi 19.yydan beri gelişmiş ülke olan ABD'de üretilen bıçaklar aynı tarife uyuyor, bu yıllarda Türkiye'den Amerikaya bir etki olma olasılığı yok denecek kadar az olduğuna göre, böyle bir kayıda/herhangi bir sosyal ilişki kaydına hiç rastlamadım (belki 20.yy başında Amerikaya yerleşen Ermeni köylüsünün bir etkisi olma olasılığı var ama çok düşük ihtimal ve geç bir tarih) Tespit etmek çok zor.
Şimdilik tipik bir Anadolu bıçağının oluklu bir Beyoğlu Kamasına benzediğini söylenebilir.
« Son Düzenleme: 03 Şubat 2017, 22:53:12 Gönderen: KESKIN007 »

Murat66

  • *
  • 29
  • Meslek: Serbest
  • Yer: Bursa
Ynt: Tarihi Türk Bıçakları (Son 30-40 yılda esinlenme olmamış)
« Yanıtla #21 : 23 Mart 2017, 01:16:08 »
Konu çok dertli bir konu aslında. Ne geçmişten günümüze aktarılan sağlıklı bir bilgi ne de malzeme var. Bir şey yapmaya niyetlenin de bakın bakalım bilgiye ulaşabiliyormusunuz. Vatandaş olarak hizmet ettiğimiz güzel ülkemizin, kültürel ve tarihi geçmişine dayalı bir çalışma yapmaya niyetlendiğinizde, tüm kapıların aslında kapalı olduğunu görürsünüz. Kimi şeylerin yapımının da yasak olduğunu hiç söylemiyorum bile. Örnek vereyim, bir kaç yıl önce Kanuni Sultan Süleyman'ın Meç ini yapmak için niyetlendim, eser Topkapı Sarayın'da. Bana gereken ölçüleri ve detay fotoğrafları, araya birileri girdi, konuşmalar vs. başarılı olamadık, bırakın eseri görmeyi veya yaklaşmayı, fotoğraflarına bile ulaşmak mümkün olmadı. Ben de onu yapmadım ve İskoç kökenli bir başka kılıç yaptım. Daha önce de defalarca yazmıştım ama yine yazayım, bugün kendi Ülkemiz dışındaki hangi ülkenin benzer kültürel değerlerine ulaşmak isterseniz isteyin rahatlıkla ulaşır, ve herşeyini detayıyla öğrenirsiniz. Hatta o işle ilgilenen iyi ustalara ulaşıp onlardan bile doğrudan bilgi alabilirsiniz, yardımcı olurlar ve sizi şaşırtırlar. Bizde bunun bir karşılığı yoktur, hatta abartalım iki bıçak yaparız ve onla ilgili bir detay sorana bile "sırdır söyleyemem" deriz. Neyse uzatmayayım, böylece ne kültürümüz kalır ne de geçmişe dayalı kültürel bir örneğimiz. Değiştirilmesi gereken kafadır, bu kafayla işte ancak bu kadar.

hocam ağzınıza sağlık aynen dediğiniz gibi. benim el yapımı çogu şeye karşı bir merakım  sevgim var. ve sırf bu bıçak merakından bıçak üretimi yapılan bir şehre yerleşmiştim. birkaç usta ile tanıştım bıçaklar yaptırdım. ama ustaların benim bu işe merakımı ya da öğrenme isteğimi anlayınca biraz surat asmaya başladığını gördüm.  ya da dediğiniz gibi püf noktası denebilecek bir iki konuda soru sorunca onun sır oldugunu kendini diğer ustardan ayıran nokta oldugunu söyleyip ya cevap vermek istemiyorlar ya da kaçamak cevap veriyor ve bir şey anlamadığın gibi  kafan daha da  çok karısıyor. ben de artık pes ettim evde kendi imkanlarımla elimden geldiğince biraz da internetten arastırıp deneme yanılma yöntemiyle öğrenmeye çalışıyorum. sözlerim yanlış anlaşılmasın  genelleme yapmıyorum  ama benim tanıdığım ustaların tavırları bu yöndeydi. belki kendilerine rakip çıkmasını istemiyorlar :) ama benim rakip olacak ne vaktim ne de ustalığım var. ingilizcesini kullanmak istemiyorum ama cogu zaman hobi olarak bile zaman bulamıyorum.  öyle olmasa bile  bizim inancımızda calısan kişinin rızkına Allah zaten kefil olmustr. dürüst calısan da müslüman olmasa bile zaten karsılıgını alıyor. herneyse
son olarak arastırma yapana kapıların kapalı olduguna bir örnek. siz tc vatandası olarak tc basbakanlık a bağlı osmanlı arşivinde bir araştırma yapmak istediğnizde çeşitli kısıtlamalarla karşılaşıyorken  avrupadan gelen bir arastırmacıya bütün kapılar açılıyor. bu aşağılık psikolojisinden de çıkmadan kendimmizi batı medeniyeti(?)nden bir basamak aşağıda gördülçe hiçbir konuda ilerleme sağlayamayacağız. zira en büyük kölelik zihinlerin köleleşmesi.
« Son Düzenleme: 23 Mart 2017, 01:21:15 Gönderen: Acemi66 »

Şeref Acar

  • *
  • 1599
  • Yer: sarıyer
Ynt: Tarihi Türk Bıçakları (Son 30-40 yılda esinlenme olmamış)
« Yanıtla #22 : 23 Mart 2017, 13:26:07 »
Vakti zamanın birinde kültür bakanlığımızın yazmalar.org sitesine
üye olmuştum. Form doldurdum bir gün sonra üyelik onaylandı.
Sonra sevinçle karışık başladım karıştırmaya. Bir de ne göreyim,
resimler bulanık, aşağıda ince bir yazı "resimleri görebilmek için kontür yükleyiniz,
her resim açtığınızda hesabınızdan kontür düşülecek" bir yaşıma daha girdim.
2013 gibiydi. O günden beri devletimizin kültür, sanat, eğitim anlayışına
karşı güvenim kalmadı. Bir devlet kurumu nasıl olur da arşivini
vatandaşına parayla gösterir, bu hangi felsefe ya da psikolojiyle açıklanabilir
hala anlamıyorum. Dediğiniz gibi garip olan elin yabancısı istediği arşive ulaşabiliyor.

Bilgi saklayan tenekecilere gelince onlardan bilgi alamamanız isabet olmuş.
Muhtemelen yanlış bilgi vereceklerdi vermemişler Tenekeciler, tenekeyi ısıtıp
eziyorlar. Dövme bıçak diye satıyorlar.



Barış Ekici

  • *
  • 21
  • Meslek: Öğretmen
  • Yer: Iğdır
Ynt: Tarihi Türk Bıçakları (Son 30-40 yılda esinlenme olmamış)
« Yanıtla #23 : 31 Mart 2017, 19:04:42 »
Aslında Batıda da  19.-20.yy avcı bıçakları yukarıda aktardığım Anadolu tipine benzeyen tipte olan bıçaklar var. Özellikle, kırsal kültürü ve kırsal ekonomisi 19.yydan beri gelişmiş ülke olan ABD'de üretilen bıçaklar aynı tarife uyuyor, bu yıllarda Türkiye'den Amerikaya bir etki olma olasılığı yok denecek kadar az olduğuna göre, böyle bir kayıda/herhangi bir sosyal ilişki kaydına hiç rastlamadım (belki 20.yy başında Amerikaya yerleşen Ermeni köylüsünün bir etkisi olma olasılığı var ama çok düşük ihtimal ve geç bir tarih) Tespit etmek çok zor.
Şimdilik tipik bir Anadolu bıçağının oluklu bir Beyoğlu Kamasına benzediğini söylenebilir.
Bahsettiğiniz yıllarda Amerikalı deniz subaylarının taşıdıkları kılıç Memlûk olarak bilinen ince ve eğimli bir kılıçtır. Bu kılıç Türk kılıcıdır ve Türkiye'den Amerika'ya doğrudan bir etkinin göstergesidir. Osmanlı ordusunda kullanım alanı neredeyse hiç olmayan bir kılıç bir şekilde (Karamanlı Hamdi Bey'in Amerikalılara hediye ettiği söylenir) Amerikan ordusunu etkileyebiliyorsa çoban bıçağının da etkilediği bıçak ustaları/üreticileri olmuş olabilir. Benim bu konuda bir araştırmam yok ama bir de bu açıdan bakarak araştırmanızı önerebilirim.