Eline sağlık! Hangi birine bakayım, inceleyeyim bilemedim.
Bu arada iki güzel sabunlama var.
Sonuçları da gayet güzel olmuş. Hem bıçak boyu hem de eğe süsü güzel durmuş.
Ustalık aslında bu oluyor biraz da, hataları mümkün mertebe elemine etmeyi, hata olursa da üstünü kapamayi iyi bilmek gerekiyor bu meslekte. Günlerce üstünde uğraştığın bir iş 1 saniyede hafif bir dikkat dağılması ile bozulabiliyor ve böyle bir hata yapma ihtimali her bıçak için çok büyük. Nerdeyse bıçakların %40-50'sinde böyle ciddi sayılabilecek, heme hepsinde de ufak tefek hatalar var. Bunları sineye çekip bir çözüm bulamazsan atölyeden bıçak çıkmaz. Eğer performansı etkilemeyecek ve kozmetik bir hata ise zaman içinde bu hatayı silebilecek püf noktaları, bunların bir daha tekrarlanmaması için de pratik yöntemler geliştiriyorsun. Bir bıçağı yaparken ne kadar çok ufak tefek ama çok önemli üretim alışkanlığı gelişiyor şaşırtıcı. Mesela pinlerin aslında hiç birisi standart değil, ya milimetrenin %10'u filan daha yüksek çapta oluyor, hafif eğilmiş olabiliyor vs. Bunlar için pratik çözümler zaman içinde gelişiyor. Ama bu çözümler tamamen atölyenin düzeni ve mevcut aletler le ilgili. Yani birisine ben şöyle yapıyorum diye anlatmaya tam olarak çalışsan bi sürü garip alışkanlığı da anlatman gerekir ki, bu başkası için pek de anlamlı hareketler olmayabilir...
Yani sabunlama şart baba eninde sonunda
Ustam hangisine baksam şaşırdım
sen bıçakları bitirdikçe ben keyifleniyorum
. Hepsi birbirinden güzel ve şık olmuş, işçilikleri de süper olmuş, ellerine sağlık. G10 malzemenin işlenmesi kolay mı? Bıçakların malzemeleri ne?
Sağolasın ustam, senin beğenmen önemli. Senin de bitirdiğin bıçaklar bana şevk veriyor harbiden

G10 bilirsin, fiberglas tekne malzemesine çok benziyor. Keskin zımparada hemen toza dönüşüyor, sorunsuz ve hızlı şekil alıyor. Ancak çıkan toz zımparanın kumundan bağımsızcasına çok ince ve uçucu cam partikülleri. Aman derim bununla çalışırsanız güvenliği elden bırakmayın, nerdeyse atölyede olabilecek en tehlikeli hammadde bence. Sadece solunum koruması değil göz koruması da lazım bence. İyi ki toz emme sistemi kurmuşum kendime dedirtti bu malzeme. Ama sonuç çok ahım şahım olmasa da hoş bir dokusu var ve dayanıklılığı her biçinde belirgin.
Diğer iki bıçakta siyah yeşil mikarta kullandım. Keten mikarta çalışması çık keyifli. Eğer fazla parlatmayıp 240 veya 400 gibi bir kumda bırakırsanız tutuşu kaymaz olduğu gibi ıslandıkça hafif liflenip tutuşu oldukça güvenli hale getiriyor.
Honduras gül ağacı yumrusu gerçek bir klas malzeme bence. Çok güzel bir dokusu var, figürler çılgın olabiliyor. Ancak aşırı sert, demir gibi adeta, çalışırken disk zımparanın zımparasını iki kere değiştirmem gerekti malzemenin arkasını düzlerken. Körleşmiş zımpara ile çalışmaya gelmiyor, hemen kararıveriyor, ve hemen de zımparayı köreltiyor.
Amboyna ve akçaağaç her zaman rahat işlenen ve hoşa sonuçlar veren güzel malzemeler. Son almış olduğum Amboynalar oldukça sık gözlü çıktı. Figürler çok detaylı ve küçük. Aslında ben daha geniş fügürleri seviyorum Honduras gül ağacındaki gibi. Bu konuda en güzeli Thuya aslında benim fikrimce (mazı), ancak bu yumru pek kolay bulunmuyor...