Bu vatanın evlatları ister istemez birçok sınıfa ayrılmış. Ana dil, soy sop, inançlar, yaşam tarzı, eğitim durumu, ekonomik seviye, coğrafi bölge, farklılıkları...
Bu saydıklarım yüzünden acı çekmeyen bir tek zümre bile yoktur. Hiçbirinin çektiği acı da ötekinden az değildir. Acılarımızı yarıştırmaya kalkarsak, acının sebebini unutur kavgaya tutuşuruz. Çözümün tek çaresi olan muhabbetin yerini nefret alır.
Bir çocuğun ölümüne üzülmeyen insan mı olur! Elbette olmaz. Bazılarımız tabiki daha çok üzülmüştür. En çok da yakınları. Herkes benim kadar üzülmüyor diye öfkeye kapılmak nefret doğurur. Bu nefret, çocuğun tertemiz bedeni üzerine çöreklenmiş didikleyen leş yiyicileri görmemizi engelleyen bir körlüğe dönüşür.Çocuğun öldürülmesinin kasıtlı (cinayet) olduğu önyargısını yaymak ise, asıl ciğeri yananların ateşini söndürmediği gibi , leş yiyicilerin ekmeğine yağ sürer.
Son olarak; çocuğun ölümününden sorumlu olanların cezasını çekmesini arzu eden bizler, evvela kendimizi bir sigaya çekelim bakalım. Bakalım bu işten hangimiz beraat edeceğiz kendi vicdanımızda...
Selamlar...
Bu son ve bana göre evrensel mesajın üstüne dahada kimse yazmasın lütfen.
Ağzına yüreğine sağlık Sn. Teoman