Baştan eksi puan aldınız benden. Ekteki resim FB sayfanızın başlığı sanırım ve bunların hepsi Türk kılıcı şeklinde tanıtılmış. Hatalı. Bunların sadece 2-3 tanesine belki Türk kılıcı denilebilir. Ancak 2 numaradaki Sparta kılıçlarından. Scimitar denilen ise şimşir'in çok kaba bir stilizasyonu, bu tip şeyler fantazi oyunlarında filan var daha çok, bunun aslı daha ince ve hızlı bir kılıçtır...
Sondaki kılıç bence tartışmalıdır, evet Türk kılıcı olabilir ama hafif kıvrımı ve öne doğru fazla incelmesi ile Arap-pers orijini daha ağır basıyor gibi. Tipolojiyi incelemek gerekiyor.
Yani anlayacağın bilgiyi edinmek kolay değildir. Araştırma ve fikir yürütme gereklidir. Bazı durumlarda konu hakkında araştırmaların birbirine zıt bilgiler de verecektir. Bunların hangisinin doğru olduğunu anlayabilmek bile ciddi bir araştırma ve süzgeçten geçirmeye bakar.
Bilgi paylaşmak ise çok ama çok kolaydır. Söylersin gider... Ancak paylaştığın bilginin geçerli veya doğru olup olmadığı senin o bilgiyi edinmek için yaptığın araştırmaya bağlıdır. Sadece basit bir google araması veya ilk hoşuna giden resmi koskoca bilgi yığınından çekip potpori yapmak çok değerli bir iş değildir, genelde kimseye de bişey katmaz.
Burada yıllardır bıçak - kılıç yapan ustalarımız, yapmasa da yıllardır bu konularda araştırma yapan, okuyan meraklılar ve araştırmacılar, ciddi bir bilgi birikimi isteyen iyi kolleksiyonerler var. Forumda bunlar tüm bildiklerini paylaşsaydı herhalde forumun kapasitesi bikaç günde dolar, forumun disk kapasitesini bikaç katına çıkarmamız gerekirdi. Bilgiyi sakladıklarından değil, paylaşabilecekleri kadar daha olgunlaşmamış olduğundan paylaşmıyorlar kanımca. Yani mesela kendi adıma sadece bir kılıç yaptım, arkeoloji bölümünde bir miktar silah tipolojileri üzerine araştırmalar yaptım. Konu hakkında bir miktar okudum, araştırdım, müzeleri gezip yerinde silahları gördüm. Bu kadar bir birikim ile ben kılıçların nasıl yapıldığı, tipolojileri , kökenleri, kullanım teknikleri vs. konusunda hiçbir yerde çok kısıtlı bir kaç konuda dar bikaç tartışmada fikrimi söyleme dışında ciddi bir paylaşım yapmadım, çünkü sahip olduğum bilgi yeterli deği, detaylı ve kapsamlı bir şekilde konuya hakim değilim, bunun için çok daha fazla kafa yormam, değişik kılıçlar için de üretim denemelerine girişmem, belki çok daha fazlasının orjinalini görmem, hatta ellime almam gerekiyor ki konu hakkında özgün birkaç fikrim olabilsin. Şu kadarcık deneyimim ve bilgim ile biyerde kılıçlar konusunda atıp tutsam sadece komik olur. Hatta bazen boş bulunup dövme işleri için bir kaç lakırdıda bulunuyorum, bu konuda da yeterli deneyimim olmadığından paylaştığım bilgiler genelde hatalı ve komik oluyor, kendim bile gülüyorum daha sonra kendi yazdıklarıma.
Sizin FB sayfasını da bu dediklerim üzerine tekrar gözden geçirmeniz herkes için daha sağlıklı olabilir, dostça bir tavsiye olarak algılayınız lütfen bunu...
Sonuçta internet hatalı bilgilerle dolup taşıyor ve işe yarar gerçek bilgiyi bulmak bazen gerçekten çok zor olabiliyor bu değersiz bilgiler güruhundan dolayı. Bu açıdan paylaştığımız bilgileri ne kadar iyi tartıyorsak o kadar iyi...
ORALARDA TÜRKLERİNDİ O NEDENDEN TÜRK KILICI OLARAK GEÇER
BEN DE TAM BUNDAN BAHSEDİYORDUM !!!!
Capslock ile bana bağırdığını görebiliyorum. Diğer yazılarında büyük harf kullanmamandan bunu kasıtlı yaptığını da görebiliyorum. Bunu gerçekten deneyimsizliğine ve gençliğine veriyorum, asla kızmadım gücenmedim. Yalnız benim yazdıklarını okumadığını veya anlayamadığını da görebiliyorum. Bir konuda bir fikir sahibi olmak için sadece tek kaynaktan beslenemezsin. Tek kaynaktan bilgi ile o bilgiyi savunanlara "fanatik" denir. Örneğin çok basitinden dünya 5000 yaşındadır, herşey bir anda yaratılmıştır, gibi bir bilgiyi savunabilirsin. Yada tersini, yani dünya 5.000.000.000 yıl önce güneş ile birlikte oluştu ve zamanla tüm yeryüzü şekilleri volkanik ve erozyon faaliyetleri ile oluştu şeklinde bir fikri de savunabilirsin. Ancak herhangibirini savunmak için iki tezin dışında başka alternatif teorileri de inceleyip düşünce süzgecinden geçirip, kanıtları ve olguları karşılaştırıp kendince özgün bir fikir geliştirmen gerekir. Ondan sonra her ikisinden birini veya bir başka teoriyi savunursun, insanlara kanıtlarını sunarsın, bilimsel zihniyetteysen başkalarının sana sunduğu kanıtları da değerlendirir ve kendi savunduğun fikri sürekli eleştiriye de tabii tutarsın. Eğer bir blogda gördüğün basit bir sayfa ile hemen onun gerçek olduğuna inanıyor ve bu kadar ateşli savunuyorsan mesela şu siteyi da okuyup hemen savunabilirsin demek ki:
http://www.haber7.com/teknoloji/haber/972394-zemzem-suyu-kristallerinin-sirri-cozuldu . Bir bilginin etrafta dolaşması onun gerçek olduğunu ispatlamaz. Gerçek ispat gerçek analitik düşünce pratiği, gözlemler ve deneyler ile toplanan verinin özeleştirel sınanması ile yapılabilir ancak. Hegel, Sarte, Voltaire, Carl Sagan, Bertrand Russell'ın ve bilimum felsefi-bilimsel yapıtları okumanızı tavsiye ediyorum, gerçekten bu kitaplar size ilaç gibi gelecektir. Aslında ülke toplumunun büyük bir kesiminin okumasında hayır var gibi görünüyor.
Carl Sagan'dan bir alıntı ile bitireyim sözümü:
“The truth may be puzzling.
It may take some work to grapple with.
It may be counterintuitive.
It may contradict deeply held prejudices.
It may not be consonant with what we desperately want to be true.
... But our preferences do not determine what's true.”
Tercümesini de yapayım:
"
Gerçek kafa karıştırıcı olabilir.
Anlayabilmek için ciddi emek sarfetmek gerekebilir.
Doğal görünmeyebilir.
Önyargılarımıza derinden zıtlık içinde olabilir.
Tüm benliğimizle olmasını istediğimiz gerçek ile alakasız olabilir.
... Fakat bizim isteklerimiz/seçimlerimiz gerçeğin ne olduğunu belirlemez.
"
Dipnot:
Kılıçlar hakkında hiçbirşey söylemedim, çünkü sizin hangi kılıcın kökeninin ne olduğu konusunda araştırma yapmanızın daha hayırlı olacağını düşünüyorum. Benim bazı fikirlerim var ancak bilgim de var. Sizdeki fikirler bilimsel gerçek/bilgi üzerine kurulmadığından bu sefer benim söylediklerimin mutlak doğru olacağını sanmanızdan ve bunları ateşlice savunmanızdan korkarım. Benim bilgilerim de mutlak değildir, sonuçta gerçek her zaman emek sarfederek ulaşılan bir ödül olmuştur.
Not 2: Tüm kalbinizle, tüm dünyadaki tüm kılıçların ve bilimum bi sürü şeyin Türk kökenli olduğu fikrinin gerçek olmasını istediğinizi seziyorum. Maalesef öyle değildir. Dünyadaki birçok bilgi, alet, düşünce, buluş vs. çok çok çeşitli millet ve ülkelere aittir, bunların arasında Türkler de vardır, ama Çin, Sümer, Pers, Antik Yunan, Roma, Antik Amerika uygarlıkları, Japonya, Mısır, Hindistan, Araplar ve daha bilimum uygarlıkların katkılarından sadece birisidir. Bu büyük ailede bir üye olmanın güzelliğini yaşamak ve anlamak yerine aile reisliği için kavga etmeyi son derece yıpratıcı buluyorum: Hem kendiniz hem de etrafınız için.
Son not: Tarih konusunda da ciddi bir okuma araştırma yapmalısınız fikrimce. Hellenistik dönem öncesi Kıta Yunanistan'ı ne zaman Türklerin olmuş, bu bilgiye nasıl ulaştınız merak ettim...