Bıçak Sanatı - Forum

HARE adlı belgesel

Ynt: HARE adlı belgesel
« Yanıtla #60 : 20 Şubat 2013, 17:51:35 »
Ercan uzun süredir göremiyorduk seni, özlemiştik, Seni tanıyanlar, Senin nasıl bir insan olduğunu yaptıklarından ötürü  zaten biliyor. Talihsiz laflar söyleyenler olmuş, onlarda seni tanımayanlardır. Bizim için her zaman değerlisin, yokluğun belli oluyor bak haberin olsun  ^-^

ErcanŞarbat

  • ***
  • 272
    • Bujinkan Türkiye
  • Meslek: Geleneksel Japon savaş sanatları eğitmeni
  • Yer: istanbul
Ynt: HARE adlı belgesel
« Yanıtla #61 : 20 Şubat 2013, 18:15:27 »
Ercan uzun süredir göremiyorduk seni, özlemiştik, Seni tanıyanlar, Senin nasıl bir insan olduğunu yaptıklarından ötürü  zaten biliyor. Talihsiz laflar söyleyenler olmuş, onlarda seni tanımayanlardır. Bizim için her zaman değerlisin, yokluğun belli oluyor bak haberin olsun  ^-^

Sefa hocam Allah razı olsun. Valla bende girince sizlerin isimlerini okuyunca ne yalan söyliyim çok özlemiş olduğumun farkına vardım. Zaten kurt beni yiyip bitirdi tekrar açmak istiyorum atölyeyi ama bu sefer ya gaz ocaklı yada elektrikli ocak olmalı..kömür ocağı birde havalandırma eksik olunca bitirdi beni ;) Bu arada profilindeki bıçak senin imalatın mı? Ne Hamon yapmışsın be!
Ölümü gülerek karşıla!

emin albayrak

  • *****
  • 3909
  • Meslek: grafik tasarımcı - 1979
  • Yer: istanbul / üsküdar
Ynt: HARE adlı belgesel
« Yanıtla #62 : 20 Şubat 2013, 18:18:34 »
Ercan hocam merhaba,

senin çalıştığın teknikleri bu işten az buçuk anlayan birisi olarak takdir ediyorum. piyasadaki ne idüğü belirsiz onca adam arasında ne yaptığı belli olan ender eğitmenlerdensin. bu belgesel zaten baştan sona bir facia. bu yüzden üzerinde çok da konuşmaya gerek yok. fakat diğer arkadaşların da söylediği gibi, seni seviyoruz :)
testinin içinde ne varsa, dışına da o sızar...

www.instagram.com/mim_emin/

ErcanŞarbat

  • ***
  • 272
    • Bujinkan Türkiye
  • Meslek: Geleneksel Japon savaş sanatları eğitmeni
  • Yer: istanbul
Ynt: HARE adlı belgesel
« Yanıtla #63 : 20 Şubat 2013, 18:22:27 »
Ercan hocam merhaba,

senin çalıştığın teknikleri bu işten az buçuk anlayan birisi olarak takdir ediyorum. piyasadaki ne idüğü belirsiz onca adam arasında ne yaptığı belli olan ender eğitmenlerdensin. bu belgesel zaten baştan sona bir facia. bu yüzden üzerinde çok da konuşmaya gerek yok. fakat diğer arkadaşların da söylediği gibi, seni seviyoruz :)

Merhaba Emin dostum,
Sağolasın, bende sizi seviyorum  :2up
Ölümü gülerek karşıla!

Ynt: HARE adlı belgesel
« Yanıtla #64 : 20 Şubat 2013, 19:39:33 »
Senin gördüğün bıçağı Taner yapıp bana hediye etmişti sağolsun  ;)

ErcanŞarbat

  • ***
  • 272
    • Bujinkan Türkiye
  • Meslek: Geleneksel Japon savaş sanatları eğitmeni
  • Yer: istanbul
Ynt: HARE adlı belgesel
« Yanıtla #65 : 20 Şubat 2013, 19:42:40 »
Senin gördüğün bıçağı Taner yapıp bana hediye etmişti sağolsun  ;)

Taner şahane Hamonlar çıkarıyor. Zamanında ben çok yırtındım ve ufak tefek birşeyler yaptım ama size hamon sevgisini aşılamışım ehehehehe. Şimdi yaptıklarınıza hayranlıkla bakıyorum.
Ölümü gülerek karşıla!

tarpoon

  • ***
  • 4739
Ynt: HARE adlı belgesel
« Yanıtla #66 : 20 Şubat 2013, 21:01:01 »
Ercan usta hoşgeldin  :)  talıhsızce yapılan yorumlar senı tanımayanların anlık gafleti dıyelım.tanısalar emınım bu şekılde olmaz.    bu arada ocak yapacağın zaman haberım olsun  , sakın ola elektırıklıye bulaşayım deme  ;)  guzel bır propan ocak hemen hemen  "istisnalar harıç"   her çelıkte verımlı çalışmayı sağlıyor. tabı amacımız bellı olduğuna göre  ocağımızda bellı oldu sayılır.
« Son Düzenleme: 20 Şubat 2013, 21:02:37 Gönderen: Taner Salar »
“ İnsanları kandırmak, kandırılmış olduklarına ikna etmekten daha kolaydır ”    :)

hakansarilar

  • *
  • 1
  • Meslek: basın
  • Yer: izmir
Ynt: HARE adlı belgesel
« Yanıtla #67 : 21 Şubat 2013, 04:15:10 »
merhaba arkadaşlar, ben belgeselin yönetmeniyim. Burada yazılanlar hakkında bir iki şey söylemek istiyorum. Belgesel her şeyden önce bir kılıç belgeseliydi. Dımışkî çelikten yapılan geleneksel Türk kılıcı... Dolayısıyla bıçak sanatı belgeselin konusu değildi. Belgesel Türkiye Suriye ortak yapımı olarak başladı. O zamanlar Suriye ile aramız çok iyiydi!!! Sonra malum gelişmeler oldu. Biz de yeniden eski duruma gelmesi için beklemeye karar verdik. Suriye Devlet televizyonuyla ön protokol yapılmış olmasına rağmen gerilen ilişkiler yüzünden bağ koptu. Bu durumda ilk yaptığımız çekimlerden sonra bir yıldan fazla bir zaman bekledik. Fakat işlerin görünür bir gelecekte düzelmeyeceğini anlayınca Türkiye'de yapıp bitirmeye karar verdik. Türk kılıcı hakkında bilgi toplamaya zaten başlamıştık. Üniversitelerden konunun uzmanlarını aradık. Maalesef Türk kılıcının tarihsel gelişimi hakkında İstanbul Ankara ve İzmir'deki devlet üniversitelerinin tarih bölümünde genel kültür dışında bilgisi olan hoca bulamadık. Röportaj yaptığımız değerli hocalar da bu durumu belirttiler ve kişisel ilgileri dolayısıyla bilgi sahibi olanlarla röportajlar yaptık. Program danışmanımız Kayahan Horoz "TÜRK KILICI" konusunda gerçekten en yetkin isimlerden biriydi. Bunu yaptığımız araştırma da ortaya koymuştur. Pota çeliğine ve Türk kılıcına gönül veren herkes için şunu söylemeliyim ki biz bir ilki gerçekleştirdik. Eksik yanlış ilklerin kaderidir. Burada biz atalarımıza olan borcumuzu ödemeye çalışırken yaşayan dostlarımızı üzmüşüz, onu farkettik. Her şeyden önce belgesel dolayısıyla tanışmaktan büyük onur duyduğum Gökhan Bakla benim için de bir kahramandır. Ata ocağını hiç bir menfaat kaygısı gütmeden ve kendinden vererek yaşatmaya çalışmasını görmekle bir Türk olarak gururlandım. Kendisi geleneği yaşatıyor olmanın farkında olan bir demir ustasıydı. Yaptığı işleri gördüm görüntüledim. Hakikaten belgeselde çektiğim en iyi ustadır. Biz belgeselciler program için yaptığımız çekimlerin kullanamadığımız kısmı için hep üzülürüz. Fakat bir metin etrafında inşa ettiğimiz yapı bazen çok emek sarfettiğimiz görüntüleri kullanamama gibi bir sonuca götürür. Ben Gökhan'dan da dımışkî yumurtası üretimini çekmiştim. Ayrıca çok güzel bir bıçak yaptı ve onun her aşamasını görüntüledim. Ne var ki onları kullanamadım. Halbuki Gökhan bilir kış kıyamette İzmir'den çıkıp Malkara'nın yolunu tutmuştuk bunları çekmek için. Programın omurgasını oturturken örneklemelere yer verirken katlamalı ya da yoğruk örüntülü kılıç yapımına ait görüntüler sadece Gökhan'la gerçekleştirilmişti. Onu Gökhan'dan alınca diğer örnekleri başka kişilerden vermek durumunda kaldık. Yapımcımla bunu defalarca konu etmişizdir. Kılıca odaklanmak zorundaydık. Ayrıca arkadaşlar Türk kılıcını yeniden bir kültür nesnesi olarak ortaya çıkarmaya çalışan ekibin hepsine hepimiz teşekkür etmeliyiz. Yine tanımaktan onur duyduğum Ercan, Bekir, Kayahan, Fatih, İlker ve Altay Beyler de birer kahramandır. Bu işlere zaman ve emek ayırdıkları için. Ben inanıyorum ki gelecek nesiller atalarıyla ilgili bizden daha çok şey bilecekler. Bu insanların emekleriyle... Ben belgesel için yazılan hiç bir eleştiriye üzülmedim. Alışığız. Fakat orada çalışmalarını yansıttığım arkadaşların yaptıklarını lütfen yabana atmayınız. Kişisel olarak "doctore" rumuzlu arkadaşa hasseten rica ediyorum. Belgesel araştırmalarımız sırasında  pota çeliğinin, fiziğin kurucularından sayılan Faraday tarafından da başarılamadığını yabancı kaynaklarda da okudum. Burada bu işi başlatanlara Kayahan'a Gökhan'a  Bekir'e ve diğerlerine hakkını verelim. İlk kimin yaptığından çok yapılmış olmasını önemseyelim. Bu ekip birlikte başladı ve yaptılar. Ben buna odaklandım. Hepsini kutluyorum. Özellikle Gökhan bizi Malkara'da evinde ağırladı, yemeğini yedik, ailesi bizi candan karşıladı, burada kendisinden hakkını helal etmesini istiyorum. Kendisini bizzat arayarak da bunu yapacağım ama burada yazarak hepinizin önünde gerçeği dile getirmeyi uygun buldum. Belgeselin başından sonuna kadar onun ata yadigarı ocağını kullandık. O Atalarımızı anlatırken demiri döven kişiydi. Ustanın hakkı ustaya...
Belgesele gelince biz çok olumlu tepkiler de aldık. Aslında bu belgesel demir dövmeyi seven sizlerin emeğini halka ulaştırmak ve atalarımıza olan saygımızı ortaya koymak içindi. Bu konu ilk kez belgesele taşındı. Eksikler bizden, olumlu yanlar bu işe gönül verenlerdendi. Baki selamlar.
« Son Düzenleme: 21 Şubat 2013, 04:19:09 Gönderen: hakansarilar »

deserteagle

  • Eylem Cengiz, 49
  • *****
  • 9533
  • Meslek: elektronik ve hab. müh.
  • Yer: İstanbul, Kırklareli
Ynt: HARE adlı belgesel
« Yanıtla #68 : 21 Şubat 2013, 09:48:24 »
Sevgili Hakan,

Az, eksik bilinen bir konuyu yanlış bilinen bir hale getirmişsiniz. O bakımdan şahsen yapmasaydınız belki ilerde doğru bir başlangıç için bir fırsat olurdu diye düşünüyorum. Bunları da yermek için değil, üretilen hatalı bir tarihi vesikanın yanlışlığını tarihe not düşmek adına söylüyorum.

Gökhan'ı bu mesajınızda çok güzel anlatmışsınız. Halbuki belgeselde "Gökhan"ın adının altına "moderatör" yazmanız Türkiye'deki ilkleri yapan Gökhan'a hakaretten farksız. Ettiniz demiyorum, hani iyi niyetle düşünerek vardığınız bu kanıyı çektiğiniz belgesele aktarmaya muktedir olamamışsınız diyeyim.

Salt Cebehane'yi okumanız dahi Gökhan'ın geleneksel çelik üretim yöntemlerimiz konusundaki araştırmalarına yıllar önce ve rahmetli Ali Kozanoğlu üstadın da teşvikiyle olduğunu göstermeye yeterli halbuki... Buna karşılık mesajınızda verdiğiniz pota çeliğini "başlatanlar" listeniz araştırmanızın başarısını ortaya koyuyor.

Eğer gerçekten objektif bir göz tarafından yönlendirilen bir çalışma içine girseydiniz eğer Türkiye'de çelik adına yapılan çok çok önemli bir çalışma olan tatara çeliği üretimini anlatmaya da bir cümle olsun ayırabilirdiniz. "Yoğruk ürüntülü" demeyi sevmediğim ocak kaynağıyla üretilmiş olan çeliğin günümüzdeki ilk üstadının Gökhan, Sefa ve Durukan olduğunu belirtmeniz de belki mümkün olabilirdi.

Şahsen Gökhan'ın orda çekilen ancak her nasılsa kullanılamayan görüntülerinin öyle bir hazır atmosfere duyulan ihtiyaçtan kaynaklandığını düşünüyorum.
Barika-i hakikat müsademe-i efkardan doğar
Namık Kemal
Instagram'da ben

ErcanŞarbat

  • ***
  • 272
    • Bujinkan Türkiye
  • Meslek: Geleneksel Japon savaş sanatları eğitmeni
  • Yer: istanbul
Ynt: HARE adlı belgesel
« Yanıtla #69 : 21 Şubat 2013, 10:56:00 »
Ercan usta hoşgeldin  :)  talıhsızce yapılan yorumlar senı tanımayanların anlık gafleti dıyelım.tanısalar emınım bu şekılde olmaz.    bu arada ocak yapacağın zaman haberım olsun  , sakın ola elektırıklıye bulaşayım deme  ;)  guzel bır propan ocak hemen hemen  "istisnalar harıç"   her çelıkte verımlı çalışmayı sağlıyor. tabı amacımız bellı olduğuna göre  ocağımızda bellı oldu sayılır.

Tamam o zaman gaz ocağı olacak inşallah  :2up
Ölümü gülerek karşıla!

deserteagle

  • Eylem Cengiz, 49
  • *****
  • 9533
  • Meslek: elektronik ve hab. müh.
  • Yer: İstanbul, Kırklareli
Ynt: HARE adlı belgesel
« Yanıtla #70 : 21 Şubat 2013, 11:11:32 »
Ercan, evimi senin eski atölyenin yanına getirdim. Senin eski atölyene ne oldu?
Barika-i hakikat müsademe-i efkardan doğar
Namık Kemal
Instagram'da ben

Low-maker TC Cem

  • ***
  • 171
  • TC Cem Uludinç
  • Yer: İzmir
Ynt: HARE adlı belgesel
« Yanıtla #71 : 21 Şubat 2013, 12:31:07 »
Sayın Hakan Sarılar
Eminim bu yazdıklarınızda samimisiniz en azından izmirli bir hemşehrim olarak öyle olduğunuza inanıyorum ama
hadi belgeseli çekerken bu kadar faydalandığınız Gökhan ustadan bahsetmediniz veya edemediniz bari  Gökhan ustaya ne bileyim bir metin ile veya küçük1-2 dk lık bir teşekkürü bile çok görmüşsünüz ben buna üzüldüm yoksa diğer konular zaten benim bilgimi aştığı için eleştirmek veya övmek haddim değildir.


Saygılar Cem ULUDİNÇ
Üzerimizde güneş, gözümüzde mavi deniz, tepemizde martı, tenimizde tuz, rakımızda buz, oltamızda balık, ayaklarımız suya salık, ruhumuzda özgürlük, yosun kokar tenimiz, anlasanıza artık biz İZMİRLİYİZ
Cem ULUDİNÇ/Karşıyaka

gökhan bakla

  • *****
  • 2620
    • blog
  • Yer: İstanbul / Tekirdağ - 1978
Ynt: HARE adlı belgesel
« Yanıtla #72 : 21 Şubat 2013, 13:52:02 »
Hakan bey, konuşulacak çok bir şey yok. Bu konu üzerinde daha fazla yazıp çizmekte istemiyorum.
İşin neticesi bellidir.
Bu olayın neticesinde bir tek canı sıkılanda ben değilim. Sizleri orada ağırlayan ailem, sizin için çekiç sallayıp ter akıtan babam ve dedemin ocağında çekim yaptığınızı duyup belgeseli izleyen tüm tanıdık ve dostlarımın da canı sıkılmıştır.

Bir tek kişi üzerinden gitmemeyi tercih ettik, bu yüzden de Gökhan katlamalı tekniği yapınca diğerlerinde de başkalarını kullanmak zorunda kaldık demişsiniz. Çok güzel tamamda bir belgeselde bir kişiyi hem metin yazarı, hem danışman, hem ilk pota çeliğini üreten, hem kılıç ustası, hem de usta bir demirci olarak kullanmanız tüm bu söyledikleriniz ile çelişmiyor mu?

Bu belgeselin bir ilk olduğu ve eksiklerin olabileceğini çok iyi anlıyorum, yapmaya çalıştığınız işi takdirde ediyorum yalnız şöyle bir durum var, bu belgesel sadece kılıç üzerine yapılmış olsa, benim ya da Kayahan’ın yumurta üretim görüntülerini kullanmasanız anlarım. Ama onların görüntülerini kullanıp bir de 200 yıl aradan sonra Türkiye’de pota çeliğini ilk üreten olarak Kayahan’ı lanse etmenizin ve benim uğraşlarımın görmezden gelinmesinin akla mantığa sığan bir yeri yok…

Neyse, yapılan eleştiriler sizi üzmediyse, bu dakikadan sonra söyleneceklerinde bir anlamı yok. Sizinde dediğiniz gibi gelecek nesiller atalarıyla ilgili bizden daha çok şey bilecekler.!

Salim Türk

  • *
  • 6976
  • 1976
  • Meslek: Web tasarım ve programlama (Makine Öğretmeni)
  • Yer: İzmir-Buca
Ynt: HARE adlı belgesel
« Yanıtla #73 : 21 Şubat 2013, 14:05:25 »
Hakan bey, konuşulacak çok bir şey yok. Bu konu üzerinde daha fazla yazıp çizmekte istemiyorum.
İşin neticesi bellidir.
Bu olayın neticesinde bir tek canı sıkılanda ben değilim. Sizleri orada ağırlayan ailem, sizin için çekiç sallayıp ter akıtan babam ve dedemin ocağında çekim yaptığınızı duyup belgeseli izleyen tüm tanıdık ve dostlarımın da canı sıkılmıştır.

Bir tek kişi üzerinden gitmemeyi tercih ettik, bu yüzden de Gökhan katlamalı tekniği yapınca diğerlerinde de başkalarını kullanmak zorunda kaldık demişsiniz. Çok güzel tamamda bir belgeselde bir kişiyi hem metin yazarı, hem danışman, hem ilk pota çeliğini üreten, hem kılıç ustası, hem de usta bir demirci olarak kullanmanız tüm bu söyledikleriniz ile çelişmiyor mu?

Bu belgeselin bir ilk olduğu ve eksiklerin olabileceğini çok iyi anlıyorum, yapmaya çalıştığınız işi takdirde ediyorum yalnız şöyle bir durum var, bu belgesel sadece kılıç üzerine yapılmış olsa, benim ya da Kayahan’ın yumurta üretim görüntülerini kullanmasanız anlarım. Ama onların görüntülerini kullanıp bir de 200 yıl aradan sonra Türkiye’de pota çeliğini ilk üreten olarak Kayahan’ı lanse etmenizin ve benim uğraşlarımın görmezden gelinmesinin akla mantığa sığan bir yeri yok…

Neyse, yapılan eleştiriler sizi üzmediyse, bu dakikadan sonra söyleneceklerinde bir anlamı yok. Sizinde dediğiniz gibi gelecek nesiller atalarıyla ilgili bizden daha çok şey bilecekler.!
+1000 Neyseki belge niteliğinde bu form var ve kimin ne yaptığını bu forum üyeleri ve hatta üye olmadan takip eden birçok kişi biliyor. Umarım bundan sonra yapılacak belgesellerde daha dikkat edilir.

deserteagle

  • Eylem Cengiz, 49
  • *****
  • 9533
  • Meslek: elektronik ve hab. müh.
  • Yer: İstanbul, Kırklareli
Ynt: HARE adlı belgesel
« Yanıtla #74 : 21 Şubat 2013, 20:50:08 »
Ben belgeselde yanlış aksettirildiğini düşündüğüm şeylere odaklanıp Gökhan'dan bahsettim ancak eğer bahsedilmeyen ustaları ben de unutursam çok büyük bir adaletsizlik içine girmiş olurum. Türkiye'nin başarıyla vücuda getirdiği çok farklı tarzlardaki kılıçlarıyla çok büyük bir kılıç ustası olarak gördüğüm ve forumun zaten yaptıklarından haberdar olduğu Sefa usta bir yana, Yatağan'ı ve yatağan'ın yetiştirdiği Abdurrahman ve Süleyman ustayı, Bursa'yı ve Bursa'nın yetiştirdiği Turgut Aydemir ustayı unutmamak gerek. Yine de unuttuklarım var ise inşallah beni affederler.
Barika-i hakikat müsademe-i efkardan doğar
Namık Kemal
Instagram'da ben

Low-maker TC Cem

  • ***
  • 171
  • TC Cem Uludinç
  • Yer: İzmir
Ynt: HARE adlı belgesel
« Yanıtla #75 : 21 Şubat 2013, 23:19:46 »
Ben belgeselde yanlış aksettirildiğini düşündüğüm şeylere odaklanıp Gökhan'dan bahsettim ancak eğer bahsedilmeyen ustaları ben de unutursam çok büyük bir adaletsizlik içine girmiş olurum. Türkiye'nin başarıyla vücuda getirdiği çok farklı tarzlardaki kılıçlarıyla çok büyük bir kılıç ustası olarak gördüğüm ve forumun zaten yaptıklarından haberdar olduğu Sefa usta bir yana, Yatağan'ı ve yatağan'ın yetiştirdiği Abdurrahman ve Süleyman ustayı, Bursa'yı ve Bursa'nın yetiştirdiği Turgut Aydemir ustayı unutmamak gerek. Yine de unuttuklarım var ise inşallah beni affederler.

Yaa bu kadar usta varken baksanıza Kayahan Horoz beyi ülkenin tek kılıç ustası diye lanse etmişler belkide hayatında 1 kere bile örste kılıç dövmemiştir işe bakın şimdi benim gibi bu yazışmaları okumayanlar Kayahan Horoz u memleketin tek kılıç ustası sanıyor şimdi

Hadi buyrun cenaze namazına  >:(  >:(
Üzerimizde güneş, gözümüzde mavi deniz, tepemizde martı, tenimizde tuz, rakımızda buz, oltamızda balık, ayaklarımız suya salık, ruhumuzda özgürlük, yosun kokar tenimiz, anlasanıza artık biz İZMİRLİYİZ
Cem ULUDİNÇ/Karşıyaka

yuceldeniz

  • *
  • 369
  • LANDSCAPEPHOTOGRAPHER
  • Meslek: İdareci
  • Yer: DENİZLİ
Ynt: HARE adlı belgesel
« Yanıtla #76 : 22 Şubat 2013, 10:42:30 »
Bir yapımın başarısı profesyonelliğinizi gösterir. Eksik bilgi-belge sizi, işi yarım anlatmak zorunda bırakırsa eğer, yapılan iş nasıl olur? Konuda anlam bütünlüğü çok önemlidir, benden iyi bilirsiniz...
Forum üyelerinin en acemilerinden biri benim, Hastane Müdür Yardımcısıyım, Amatör Fotoğrafçıyım, az çok "GÖRSELLİKTEN" anlarım, bir çok Mimar, Mühendis,Doktor,Bıçakçı, İşçi ve çeşitli meslek mensubu değerli arkadaşımız bu forumda bulunuyoruz. Ben forumdaki yazılı bilgilerle hayatımda ilk defa "Araba Makasından" bir bıçak yaptım. Nedir? İstediğimiz kalitede çeliği bulmamız zor, bir kenara atılmış hurdadan çıkan eserleri görseydiniz eğer, bir değil oniki bölümlük belgesel çıkarabilecek bir konunun içinde olduğunuzu farkedebilirdiniz. Bunun içindeki Karbon oranına,bıçağa nasıl sertlik verilebileceğine, nasıl işlenmesi gerektiği konularına kadar size destan yazabilecek ustalarımız mevcut. Cebehane de bir forum, Bıçak Sanatı da. Bunlardan başka yok.
Belgeselinize gelirsek,
Biz bu tip yapımları el üstünde tutarız, böyle bir çalışma yaptığınız için çok memnun olduk ancak bizim beklediğimiz anlamda kılıcı,bıçağı çekilen cefayı, ne için bu işe giren adamlar olduğumuzu gösteren bir anlatıma maalesef rastlayamadık. NASIL yapıldığını göremedik. Yapmaya gittik, yapmadık. BİTMİŞ gördük ama biz nereden bilelim nasıl bitirildiğini... Elimi bıçak eğelerken sakatladım, bu el ile hastanenin imzalarını atıyorum ve imza atarken her elim ağrıdığında yapmış olduğum işin gururunu  yaşıyorum. Siz bunun altındaki "çabamızı","nedenlerimizi","nasıllarımızı" yansıtabilirseniz eğer çok mutlu olacağız...Yoksa basarsınız 3TL yi alırsınız Çin Malı tenekeleri, el yapımı bıçakları es geçersiniz, bugünkü sanata verilen değere dahil olur, belgesel çekerek de yorulmamış olursunuz aynı zamanda...Biraz moralsiz yorumların altında yatan memnuniyetsizlik belgeselinizin beklentilerimizi eksik karşıladığındandır...Yoksa işinize forum olarak saygı duyuyoruz ve destek veriyoruz. Mesele budur.
YUCELMORE

ErcanŞarbat

  • ***
  • 272
    • Bujinkan Türkiye
  • Meslek: Geleneksel Japon savaş sanatları eğitmeni
  • Yer: istanbul
Ynt: HARE adlı belgesel
« Yanıtla #77 : 22 Şubat 2013, 11:45:25 »
Ercan, evimi senin eski atölyenin yanına getirdim. Senin eski atölyene ne oldu?

Eylem, ben atölyeyi kapattım be dostum, örsü, çekiçleri,kıskaçları, zımparayı felan hep bizim buradaki bıçakçı arkadaşlara verdim, en azından onlar faydalansın diye.
Ee..yakına gelmişsin açalım buralarda bir atölye istersen ;) ben zaten çok özledim.
Ölümü gülerek karşıla!

Ercan Utkun

  • ***
  • 388
  • Meslek: eğitimci- 1975
  • Yer: aydın
Ynt: HARE adlı belgesel
« Yanıtla #78 : 22 Şubat 2013, 12:12:55 »
Bir yapımın başarısı profesyonelliğinizi gösterir. Eksik bilgi-belge sizi, işi yarım anlatmak zorunda bırakırsa eğer, yapılan iş nasıl olur? Konuda anlam bütünlüğü çok önemlidir, benden iyi bilirsiniz...
Forum üyelerinin en acemilerinden biri benim, Hastane Müdür Yardımcısıyım, Amatör Fotoğrafçıyım, az çok "GÖRSELLİKTEN" anlarım, bir çok Mimar, Mühendis,Doktor,Bıçakçı, İşçi ve çeşitli meslek mensubu değerli arkadaşımız bu forumda bulunuyoruz. Ben forumdaki yazılı bilgilerle hayatımda ilk defa "Araba Makasından" bir bıçak yaptım. Nedir? İstediğimiz kalitede çeliği bulmamız zor, bir kenara atılmış hurdadan çıkan eserleri görseydiniz eğer, bir değil oniki bölümlük belgesel çıkarabilecek bir konunun içinde olduğunuzu farkedebilirdiniz. Bunun içindeki Karbon oranına,bıçağa nasıl sertlik verilebileceğine, nasıl işlenmesi gerektiği konularına kadar size destan yazabilecek ustalarımız mevcut. Cebehane de bir forum, Bıçak Sanatı da. Bunlardan başka yok.
Belgeselinize gelirsek,
Biz bu tip yapımları el üstünde tutarız, böyle bir çalışma yaptığınız için çok memnun olduk ancak bizim beklediğimiz anlamda kılıcı,bıçağı çekilen cefayı, ne için bu işe giren adamlar olduğumuzu gösteren bir anlatıma maalesef rastlayamadık. NASIL yapıldığını göremedik. Yapmaya gittik, yapmadık. BİTMİŞ gördük ama biz nereden bilelim nasıl bitirildiğini... Elimi bıçak eğelerken sakatladım, bu el ile hastanenin imzalarını atıyorum ve imza atarken her elim ağrıdığında yapmış olduğum işin gururunu  yaşıyorum. Siz bunun altındaki "çabamızı","nedenlerimizi","nasıllarımızı" yansıtabilirseniz eğer çok mutlu olacağız...Yoksa basarsınız 3TL yi alırsınız Çin Malı tenekeleri, el yapımı bıçakları es geçersiniz, bugünkü sanata verilen değere dahil olur, belgesel çekerek de yorulmamış olursunuz aynı zamanda...Biraz moralsiz yorumların altında yatan memnuniyetsizlik belgeselinizin beklentilerimizi eksik karşıladığındandır...Yoksa işinize forum olarak saygı duyuyoruz ve destek veriyoruz. Mesele budur.


Yücel müsadenle senin sözüne katılara ilave yapmak istiyorum: İlim ve sanat takdir görmediği yerden göç eder...
Bilgi sahibi olunmadan,fikir sahibi olunmaz.

emrekipmen

  • *****
  • 6065
    • Seçme Bıçaklar Albümüm
  • Yer: Bodrum
Ynt: HARE adlı belgesel
« Yanıtla #79 : 22 Şubat 2013, 15:32:39 »
Arkadaşlar, bu memlekette kılıç ustası denebilecek, en azından eski anlamına yaklaşan anlamıyla pek bir kişi yoktur, hele bu tarz bir lanse hiç uygun olmamıştır. Bizim gibi arada bir kılıç deneyen ya da benim gibi hiç yanına yaklaşmayan bıçak sanatkarları ve hobicileri kılıç yaptığı için de kılıç ustası sayılamazlar, birşeyin ustası olabilmek için o işi ciddi bir şekilde ve on yıllardır yapıyor olmak gerekir. Bu konuda belki en yaklaşan Yatağan'daki bazı ustalarımızdır. Yatağan'a uğradığımda muhabbetlerimizde Süleyman Ustamız ve Abdurrahman Usta gibi bu işi sürekli ve şevkle yapan ve kendilerini geliştirebilmek için canla başla çalışan ustalarımız olduğunu gördüm, bu açıdan bakılırsa kılıç anlatılırken ilk olarak bu tarz ustalarımıza kamerayı tutmak lazım, kenarda köşede sadece ilgilenip araştırma yapan, sanatkar olmayanlara kılıç ustası demek gaflettir, sanata hıyanettir. Belgeseli izlemedim, ancak söylenenlerin ancak yüzde onu bile doğru ise çok üzücü...


Pota çeliği konusu ise bir başka ayıptır, yıllardır bu konuda araştırma yapıyoruz, tartışıyoruz, hatta bu konuda nasıl bir deneme yapılmalı diye bir çok defa aramızda konuşuldu. Gökhan ilk kez taşın altına elini soktuğunda hepimiz heyecanla başarılı sonucu almasının şaşkınlığını ve mutluluğunu yaşamıştık. Bu bizim Cebehane'den yavaş yavaş kopmaya başladığımız döneme denk geliyor. Bu olayın hemen ardından biz ilk denedik diye Kayahan ve Bekir'in çıkışı ve sanki kendi akıllarına gelmiş gibi Gökhan'ın çalışmasını aynen tekrarlamaları hem şaşırtmış hem de kızdırmıştı bizi. Bunun  iç yüzünü bire bir incelemeden, araştırmadan kendini lanse etmeye çalışan bir şahsın yönlendirmesiyle körü körüne gitmek de bir belgesel yönetmeninin mesleki onuruna yakışmaz. Hata yapılabilir, ancak bu hatayı olur böyle şeyler diye geçiştirmek de en azından yakışıksız bir davranıştır.

Damaskus yumurtasını yapmak gerçekten önemli bir adımdır, bu adımı da Gökhan arkadaşımız atmıştır, ancak bu yolun ilk aşamasıdır. Bu aşamadan çok daha zorlu ve çetrefilli kısım ise bu yumurtanın işlenmesi ve ısıl çevrimidir. Bu aşamayı başarılı bir şekilde geçip harelere hakim olmak ise yıllar süren meşakkatli bir çalışmayı icap ettirir. Bir gün bu konuda da çalışacak bir arkadaşın bu forum bünyesinden çıkacağını düşünüyorum. Ancak bu çalışmanın sonuçlarını okuyup aynen bunu kopyalayıp tekrarlayan ve "bu işi bir tek ben yaparım"a getirecek gözü açıkların da olacağından eminim. Ancak yazılanlar, konuşulanlar iki forumda da kayıtlı durmakta, tarihi istediğiniz kadar çarpıtın, gerçekler sabittir...

Bu arada Ercan, seni tekrar görmek çok sevindirici, nasıl, bir süre ara verince nasıl insanın avcu kaşınıyor değil mi :)...

Kipmen Sanat web sitesi