Mantalite değişmeden üretim de tüketim de değişmeyecek. Herşey bakış açısı ile alakalı. Siz bir bıçağa 2 lira veriyorsanız ve bundan mutlu iseniz elde edeceğiniz 2 lirelık bir bıçaktır, daha fazlasını beklemeyiniz. Ama 10 lira verip de 2 liralık mal alıyorsanız bunun anlamı kazık yemiş olmanızdır. Eğer siz de üretici de bilinçli iseniz: siz hayat boyu sorunsuz kullanacağınız bir bıçak alırsınız, üretici de hayat boyu garanti verebileceği, sonuna kadar eserinin arkasında durabileceği bir bıçak satar. Ancak bu tip bir bıçak hiçbir şekilde 3-5 lira olmayacaktır. Bu bir hayatı algılayış sorunudur, bilgi ve kültür ile bunun dengesi oluşur. Maalesef cahilliğimizle hala 2 liralık bıçak almaya devam edip sonra da bu bıçağın iş görmeyişine söyleniriz, üretici de o kadar uğraşıyorum, bir bıçak 2 liraya gidiyor diye hayıflanıp durur. Bu böyle devam eder gider. Hala gerçek ve doğal etik değerlere milletçe çok uzağız. Çok çok küçük bir azınlık emek ve değerin dengesini anlayabiliyor ve hayatlarını genelde olan kısır döngülerden uzak idame ettirebiliyorlar. Ancak bu küçük azınlık marjinalize edilip "tu kaka" ilan ediliyor. Gerçek bilgi dogmatik değerlerin altında eziliyor, bilimsel bakış açısı "entel" yaftası yiyor, içeriği olan bir muhabbet "geyik" olmadıkça değersiz oluyor. Ne diyeyim, otomatik tepkiler, öğretilmiş değerler, empoze edilmiş dogmalar yumağı olmak yerine, kendi fikirlerimizi yaratıp, sorgulayıcı ve özgün kişilikler haline gelmeye biraz gayret edebilseydik, şimdi bu 2 liralık bıçaklar üretilmiyor olurdu. Onun yerine gerçekten kaliteli el emeği, göz nuru eserler genel toplum tarafından el üstünde tutulur olurdu...