Akın, el göz ayarıyla bir miktar kontrol edebiliyorsun, ancak bunu 3-4 dakikadan sonra yapabilmek ciddi sorun olmaya başlıyor, 10 dakika filan aynı ısıda tutmak ise tam bir işkence... Dalgalanma ister istemez 30 - 50 derece civarında oluyor, ancak bu miktar çok ciddi ısıl işlem açısından, mesela 1095'i 800 derecede bir saat tutsan sabit pek bir tane büyümesi olmaz, ancak 830 dereceyi 1 dakikalığına görse tane büyümesi bıçağı kullanılmaz hale getirebilir.
Bu yüzden iyi izole edilmiş bir fırında otomatik kontrol kompleks çelikler için şart. Ancak düz karbon çeliklerinde (1080 ve altı) elle kontrol iş görür. 5 dakika kadar demlenme ile su verilebilen her tür çelikte söylediğin gibi gazı elle ayarlayarak başarı yakalamamız mümkün, ancak bunun üstünde demlenme gerektiren çeliklerde el-göz ayarı pek mümkün değil. Bir yöntem var, onu deneyebilirsiniz. Bu yöntemle ben sadece el ayarı ile başarılı sayılabilecek bir D2 ısıl işlemi yapmıştım, ancak gerçekten bunu yapabilmek müthiş bir gayreti gerektirmişti, düşünürsen 1020 derece civarında tam 30 dakika kadar sabit tutmak nerdeyse imkansız... Bunun için ocağın içine bıçağın içine girebileceği iki ucu ocağın dışına taşan bir demir boru yerleştiriyorsun, ısı boru içine borunun çeperlerinden yayıldığı için bu ısınma ocağın içindekine nazaran çok daha homojen oluyor. Termokupl ölçümünü borunun içinden yapıyorsun, bıçak boru çeperlerine değmeyecek şekilde bir tuğla parçanın üstünde duruyor. Ocaktaki ısı dalgalanması boru içinde çok aşırı yaşanmadığından düz ocaktakinden çok daha uzun süre bıçağı östenizasyon ısısında sabitleyebiliyorsun. Ancak en azından termokupl ve ısı ölçümü yapabileceğin bir dijital termostata sahip olman her halükarda güzel bişey. En azından dövme sırasında doğru ısılar aralığında çalıştığından emin olabilirsin.
Sonuçta dediğin +-50 derece oynama 100 derecelik bir dalgalanmadır ki bu kabul edilebilecek bir ısı dalgalanması değildir. Benim çalıştığım elektrik fırınında maksimum dalgalanma +-5/6 derecedir, bu da 12 derece civarı bir toleranstır. Ancak gaz ocağında ısıl işlem yapsam şöyle yapardım:
D2 örneğini vereyim: Alt östenizasyon limiti 1000 üst limit ise 1050 derece civarında. bu 50 derecelik toleransı şöyle kullanırdım, ocakta önce bıçak yokken denemelerde iyi olasılıkla ne kadar dalgalanma olduğunu saptardım, sonra limitlerin özellikle altına düşmeyeceğim bir hedef ısı seçerdim. Ocağın ısı hedefini aşağı doğru elden kaçırmak daha kolaydır yukarı doğru kaçırmaktan, yani elle kontrol ederken 1000 dereceyi geçip elle ortalama dalgalanmanın tam kendisini artı olarak hedefe eklerdim. Yani 35 derece dalgalanma oluyorsa yaklaşık 1030 dereceyi hedef seçerdim, bu sayede 1000 derecenin altına düşmemeyi başarabilirken 1050'yi de geçmezdim. Zaten gazı kapatır kapatmaz ısı hemen düşer, bu yüzden belli bir ısıyı geçmek kolay değil ama bu düşüşü kontrol edemeyip ocağın fazla soğumasına neden olmak çok mümkün. Örneğin ocak ısısı 1040 derece civarını bulduğunda hemen gazı kapatsan en fazla 1042 dereceyi filan görebilirsin, sonra hızla 1030'a doğru düşüverecektir ısı, daha 1030 olmadan, 1035 civarında hemen gazı açsan bile yine de bir miktar düşmeye devam edip düşme hızı yavaşlayıp bir noktada duracak sonra önce çok yavaş artmaya başlayacaktır. 1015 civarlarını görürsün (ocağının izolasyonuna göre tabii) 1030-1035 civarında gazı açsan. Sonra yavaş yavaş yine 1040'lara doğru ısınmaya başlar ve sen hemen gazı kapatırsın. Bu böyle gider. Ocak zamanla daha hızlı ısınır, soğuması da yavaşlar, cünkü zamanla izolasyon da ısınır. Bu yüzden hep gözün ısı değerlerinde olmalı, ocağın ısınma hızını ve her adımdaki değişen soğuma hızlarını hissetmelisin. Bunun en iyi yolu da o ocağa iyice alışmaktan geçiyor...