Bıçak Sanatı - Forum

İNZİVA..

DUMRU

  • Hüseyin DUMRU 1982
  • ***
  • 1025
    • www.bozkirgezgini.com
  • Meslek: Eczane teknisyeni
  • Yer: Konya/Bozkır
İNZİVA..
« : 17 Ocak 2012, 23:39:02 »
 Geçen hafta yeni bir bıçağa başlamıştım. 2 ml elmas testrere lamasının ev sobasında yumuşatıp demir testeresi ile profil çıkarıp çekiç ile düzleyip eğe ile ağız açıp yapmaya çalıştığım... Bu bıçağın profilini çıkarırken çok titiz çalışıp pırıl pırıl bir bıçak yapabileceğime inandırmıştım kendimi.

1.)Zımparaya başladığım zaman ortay çıkan ve çekiçle düzelmesi zor çukurluklar ve benim o çukurlukları düzlemek için giriştiğim eğe ile talaş kaldırma ve zımpara ile tesviye girişimimin başarısızlığı....

2.)Gürgenden çıkardığım kabzaya bıçağın monte için açtığım kesiğin yamuk olması.....

3.)Monte ettiğim bıçağın pin deliklerinin tam karşılıklı olmaması...

4:) çok beğendiğim SİA marka zımpara bulabilmek için her numaradan bir paket ki 50 tl almak gibi bir duruma mahkum olmam.

5: Evde bir kütüğe iliştirdiğim mengenenin üzerinde çalışırken eve dağıttığım tozlara kızan hanım.

6 Ben ne yaparsam yapmaya çalışan 1.5 yaşında ki oğlumun "baba gııığğğn" diyerekten tehlikeli aletlere ulaşmaya çalışması.

.... Gibi nedenler

Bugün bir arkadaşımızın yaptığı ilk bıçağı görünce acayip moralim bozuldu. bir yılı aşkın bir süredir forumda ki aktif bütün üyelerin kafasını şişirmeme rağmen gele geldiğim seviye bir arpa boyu bile değil. Öte yandan diğer arkadaşlar sanat eseri üretmeye başlamışlar. Anladım ki benim karakterim  yapım, maddi durumum, evimin müsait olmamayışı, hanımın sınırını zorlayan anlayışı...Hepsini ortaya toparlayınca ŞU AN için bıçak yapımında her açıdan yetersiz ve belkide kabiliyetsiz olduğumu anlamış bulunmaktayım.

Bu nedenle, kendime inancım gelene kadar, maddi sorunlarımı çözene kadar, çalışma ortamımı rahatlatıncaya kadar. On dakika küçük bir çizik için zımpara yapacak kadar hassas bir bakışa sahip olana kadar yalnızca sizleri takip etme kararı aldım.


Forumda yayınlanan bıçakların kalitesinde ve inceliğinde bir bıçak yapana kadar bana müsade...
Yiğidin harman olduğu yerde doğmuşsam. Şu Uluçay'dan su içmişsem.. Namerdin sofrasına bağdaş kurup oturmam. Hüseyin DUMRU

Ynt: İNZİVA..
« Yanıtla #1 : 17 Ocak 2012, 23:47:20 »
Hüseyin, oturup bunları uluorta söylemiş olman bile özgüveninin ve kendinle barışıklığının açık bir göstergesi. Kimin ne yaptığının hiç önemi yok, bir seferde binlerce km öteye gideninkide yolculuktur, dalından yere düşen yaprağınki de. En son bıçak yapan arkadaşımız bilmelisin ki mekatronik teknikeri, en azından Hüseyinin isminin altında öyle yazıyor. Bu demektir bu arkadaş temel el tesviyesi, takım ve temel teviyeci makinalarının hepsini kullanabilecek bir eğitim almış, üstelik elektronik ve yazılım da cabası. Bence yanlış düşünüyorsun, önemli olan varmak değil yolda olmaktır diye düşün. İnzivayı boşver.

meemz1978

  • ***
  • 249
  • Kaan
    • Arma GIDA
  • Meslek: Yönetici
  • Yer: istanbul
Ynt: İNZİVA..
« Yanıtla #2 : 17 Ocak 2012, 23:59:04 »
Ben daha başlamaya bile cesaret edemedim :( siz bu kadar yol almışken vazgeçiyorsunuz!
iyi yada kötü, güzel yada çirkin, oldu yada olmadı sizin ilk bıçağınızı çok iyi hatırlıyorum ve benim henüz ilk bıçağım yok!
En güzel bıçak henüz yapılmamış olandır!
umarım demek istediğimi anlatabildim...

Saygılar
One for All, All for One...

tarpoon

  • ***
  • 4739
Ynt: İNZİVA..
« Yanıtla #3 : 18 Ocak 2012, 00:04:24 »
ohooo..!  çok çabuk pes ettın bozkırlı  :)   benım yerımde olsaydın ne yapardın  ilk olarak 3mm ck 67 ıle başla olmadı  . bır daha dene  bır daha derken bır takım şeylerı ustalarımız sayesınde öğrendım.   o kadar çok profıl kırdım  heba ettım kı inanamazsın.. ama tuttu keçılığım .  kendını hazır hıssedınce başlayacaksın ama bu arada forumdakı bılgılerı ezberle derım.

tabıkı mekn ve gereklı alet edevat sıkıntısı  verımını ve hevesını kıracaktır  ama ınan  bazen makınada yaptığım işlerı sırf zevkıne eğe ıle yapıyorum..  ve son görüşmemizde söyledıklerımı hazırlamaya calış bu arada  ;)
“ İnsanları kandırmak, kandırılmış olduklarına ikna etmekten daha kolaydır ”    :)

OnurErdogan

  • ***
  • 383
  • Onur ERDOĞAN - 1979
  • Meslek: bilgisayar satis ve destek
  • Yer: istanbul
Ynt: İNZİVA..
« Yanıtla #4 : 18 Ocak 2012, 00:07:25 »
 ailevi ve maddi nedenlerini bilmem ama yapamıyorum olmuyo diye bırakma peşini imkansızlıklardan çıkan  işler herzaman daha güzel oluyor senin gözüne güzel gelmemesi yaptıklarının sana bi avantaj kendini geliştirmen adına.
Si vis pacem, para bellum.

deserteagle

  • Eylem Cengiz, 49
  • *****
  • 9533
  • Meslek: elektronik ve hab. müh.
  • Yer: İstanbul, Kırklareli
Ynt: İNZİVA..
« Yanıtla #5 : 18 Ocak 2012, 03:07:27 »
Yazdıklarım kaybolmuş.

Bari özet yazayım. Yüzeyi dert etme, eldeki koşulları kabul edip aşmak için kendini helak etmeden, yüzeyin görüntüsüne takılmadan yap gitsin. Hatta su verdikten sonraki görüntüyü hiç düzeltme.

Sapı testereyle elde düzgün kesmek zor. Ya hazır dilimli ahşap, ya da bir marangoza ahşap dildirmek çözüm...

Baharı bekle, balkona çıkarsın o zaman. Bak ben Ağustos'tan beri atölyeye gidemiyor, sabrediyorum.

Delik işinin tekniğini doğru uygulamak gerek. Püf noktaları çok. Ama adım adım çözülür.

Kaliteli malzeme için de helak etmek kendini. Ben ne zımparalarımın ne de eğelerimin markasına dikkat ettim, iyi kötü iş görüyorlar.

Son olarak.... Cayma, yılma. Bahsettiklerinin hepsi ilk bıçağımda görülebilen problemler. Bunlar yaşanmadan olmaz.
Barika-i hakikat müsademe-i efkardan doğar
Namık Kemal
Instagram'da ben

Theseus

  • ***
  • 436
  • Meslek: Danışman
  • Yer: İstanbul-Kadıköy
Ynt: İNZİVA..
« Yanıtla #6 : 18 Ocak 2012, 09:50:44 »
Valla ki ohooo yani ;

İtirafsa itirafın şahını gör o zaman: İstediğin gibi iyi bir bıçak yapamıyorsun ama ben daha okuduklarımı anlamıyorum!  :'(

El becerim,teknik donanımım ve bilgim de olmadığı için yapmayı denemeye cesaret bile edemedim.Hammaddeden eritip çelik dövemem,lamadan kesip kalıp çıkaramam,parlatamam,sapı takamam,monte edemem....  Bunların nasıl yapılacağını basitçe anlatamam bile.

Yabancı forumlarda ve burada adamın evinin bahçesinde-ahırında-atölyesinde yaptığı şeyleri adım adım fotolarla izleyip kafamda kendi yaptığımı canlandırabiliyorum ancak.

Kendini başkalarıyla karşılaştırma işine gelince de Sefa hocamın yaptığı tespit gibi;bu işin temelden eğitimini almış insanlarla kendimizi kıyaslamak hayal kırıklığının en büyük sebebi.



Genco G.

Ertarda

  • *
  • 1033
  • Ertuğrul ARDA -1967
  • Meslek: İnşaat Müh.
  • Yer: Bornova-İzmir
Ynt: İNZİVA..
« Yanıtla #7 : 18 Ocak 2012, 10:06:29 »
Hüseyin,
Şimdiye kadar hep yokluklarla mücadele ettin. Testere lamasından bıçak, gürgen odunundan sap yapmaya çalıştın. Ondan sonra da bende kabiliyet yok anlamında cümleler kuruyorsun. Asıl kabiliyet bu yokluktan bir şeyler çıkartabilmektir.
Bence önünde iki yöntem var.

1.  Doğru malzemeyi bulmaya çalış. Mesela bir çok kişi lazerde kesilmiş profillerle işe başlıyor. Sap için hazır ebatlanmış malzeme temininde yardımcı olan arkadaşlar var. Forumda bunları bulabileceğin yerleri sende biliyorsun.

2.  Ya da amacın çok az teknoloji ile bir şeyler yapmak olabilir. Örnek michael r'nin yaptıkları. Adam ısıl işlem tufalını bile bıçağın üzerinde bırakıyor. Kendine has eserler ortaya çıkıyor.

Bence buraya kadar geldikten sonra bu yoldan dönülmez. Zaten bence seni tanıdığım kadarıyla sen de bu işi bırakamazsın.
Be yourself, no matter what they say...........

Zor olduğu için cesaret edemediğimiz şeyler, aslında biz cesaret edemediğimiz için zordur..!

XauPau

  • ***
  • 1108
  • Hayri Canyakmaz 1980
  • Meslek: Finans
  • Yer: Kocaeli
Ynt: İNZİVA..
« Yanıtla #8 : 18 Ocak 2012, 10:26:05 »
Yok öyle hemen pes etmek. Al benden de bir itiraf gelsin. Bir dünya atölye malzemem var çok şükür. (el frezesi, kompresör, kaynak makinesi, tezgah testere, saatçi tornası, sütun matkap, şerit testere vs) Her yapamadığım iş sonunda bir bahane buldum . Şu alet olsa ne işler yapardım deyip teker teker aldım hepsini.  Şimdi ne bir şey alabilecek durumum var ne de bahane edebilecek eksik malzemem. Ama gel gör ki hep bir sıkıntı var yaptıklarımda. Çünkü koca koca aletlerin hepsi atölyesizlikten merdiven altında duruyor.

 Kim toplayacak sütun matkabı deyip elde delmeye kalkıyorum azıcık yamuk oluyor. Tezgah testereyi mi kurayım diyorum kabzayı elde kesiyorum az da oradan yamuk oluyor. Pimleri de çakarken üşengeçliğimin yanına beceriksizliğim  eklendi mi  kabza ortadan ikiye yarılıyor. Sinirler alt üst tabi. Adam bir eğe ile harikalar yaratıyor ben de nerdeyse makine parkuru kuracağım  ama daha icraat yok. 

Kimisi demiri alır eline her şeyi kafasında tasarlar ve başlar işe. İşin ortalarında değişik fikirler gelir aklına ve hiç sıkıntısız onları bile uygular. Ne yapayım ben böyle biri değilim demek ki deyip bir yerlerde değil her yerde yanlış yaptığımı fark ettim. Plansız, acele, üşenerek ve boşvererek iş yapmak yok dedim. Önce ne yapacağıma karar verdim sonra nasıl yapacağıma. Ve hepsini bir yere not ettim kendime verdiğim sözlerden caymamak için.

En son yaptığım kiridashi de hiç sıkıntı çıkmadı. Tamam çok basit bir bıçak ama sıkıntısız yaptığım tek şey. Üstelik sadece dandik bir eğe, adını bilmediğim birkaç zımpara ve sabır.  Bence sen de böyle basit bir modelle başla ve mutlaka planını yapıp o plana sadık kal.

emin albayrak

  • *****
  • 3909
  • Meslek: grafik tasarımcı - 1979
  • Yer: istanbul / üsküdar
Ynt: İNZİVA..
« Yanıtla #9 : 18 Ocak 2012, 10:57:49 »
ilk bıçağımı bitirmem 8-9 ay kadar sürmüştü. toplamda 80 saat civarı emek verdim. sütun matkabım vardı ama profili çürütmek için ilk deliği delmem 45 dakikadan fazla sürdü. ilk hamlemde matkap ucu yanmış ve ben hala delmeye çalışıyordum. atölye olarak kullanabileceğim mekan bir bodrumdu ve bir plaka suntadan kendimce bir tezgah yapıp günlerce uğraşacağım ama zerre miskal yol alamayacağım bir serüvene giriştim. kaç defa havlu atmaya teşebbüs ettim, hatırlamıyorum bile. ama her defasında devam ettim. hatırlıyorum, kabza malzemesi bulmak için 2 ay harcamıştım. ne Özgür vardı o zaman malzeme tedariki için, ne de forum bu kadar hareketli ve kalabalıktı ki, en ufak sıkıntıda soru sorup yol alalım... ama ilk bıçaktan sonrası daha güzel ilerledi. her yeni bıçakta bilmediğim bir başka uygulamayı denemeye çalıştım. o sebeple 10. bıçağım bile aslında bir noktası itibariyle ilk bıçağım gibidir... ve gerçekten işin önemi yolun sonu değil, Sefa ustamın da dediği gibi, yolda olmak önemli. bence sen biraz soluklan. dinlen. ben sana Özgürden aldığım ve galiba bende bir hayli bekleyecek olan çelik plakadan bir parça kesip göndereyim. ayrıca bodrum toplaşmasında Ertuğrul abi'nin bıraktığı ve benim de üzerine çöktüğüm lamine kabza malzemesinden de bir takım göndereyim(ancak haftaya gönderebilirim). bunlar zaten bende bana fazla olan malzemeler. sen düz lamadan istediğin profili çıkart, eğele, zımparala vs... bak göreceksin bıçağın ne kadar güzel olacak...
testinin içinde ne varsa, dışına da o sızar...

www.instagram.com/mim_emin/

ugurcan_20

  • ***
  • 1232
  • Uğurcan Köylü 1995
  • Meslek: Öğrenci
  • Yer: Denizli
Ynt: İNZİVA..
« Yanıtla #10 : 18 Ocak 2012, 13:11:59 »
Aynı şey bendede olmuştu. :)

Bir aralar foruma girmemiştim o zaman "bırakıcam arkadaş bu böyle olmayacak" demiştim ama bırakamadım. :) Foruma girdiğimde bende yeni katılan birinin çalışmasını gördüm ve aynı senin gibi düşündüm, sinirlerim bozuldu.Biraz zaman geçti yarısı bitmiş bir av bıçağı vardı gördükçe dayanamıyordum, onu bitirdim sonrasında hızımı alamayıp 4-5 tane kiridashi yaptım. :)

Hayri abinin dediği gibi kiridashi benzeri kolay bir profil dene birde.Bence basit birşey dene göreceksin, hemen pes etme. :)

Saygılar...


Ertarda

  • *
  • 1033
  • Ertuğrul ARDA -1967
  • Meslek: İnşaat Müh.
  • Yer: Bornova-İzmir
Ynt: İNZİVA..
« Yanıtla #11 : 18 Ocak 2012, 13:41:17 »
ilk bıçağımı bitirmem 8-9 ay kadar sürmüştü. toplamda 80 saat civarı emek verdim. sütun matkabım vardı ama profili çürütmek için ilk deliği delmem 45 dakikadan fazla sürdü. ilk hamlemde matkap ucu yanmış ve ben hala delmeye çalışıyordum. atölye olarak kullanabileceğim mekan bir bodrumdu ve bir plaka suntadan kendimce bir tezgah yapıp günlerce uğraşacağım ama zerre miskal yol alamayacağım bir serüvene giriştim. kaç defa havlu atmaya teşebbüs ettim, hatırlamıyorum bile. ama her defasında devam ettim. hatırlıyorum, kabza malzemesi bulmak için 2 ay harcamıştım. ne Özgür vardı o zaman malzeme tedariki için, ne de forum bu kadar hareketli ve kalabalıktı ki, en ufak sıkıntıda soru sorup yol alalım... ama ilk bıçaktan sonrası daha güzel ilerledi. her yeni bıçakta bilmediğim bir başka uygulamayı denemeye çalıştım. o sebeple 10. bıçağım bile aslında bir noktası itibariyle ilk bıçağım gibidir... ve gerçekten işin önemi yolun sonu değil, Sefa ustamın da dediği gibi, yolda olmak önemli. bence sen biraz soluklan. dinlen. ben sana Özgürden aldığım ve galiba bende bir hayli bekleyecek olan çelik plakadan bir parça kesip göndereyim. ayrıca bodrum toplaşmasında Ertuğrul abi'nin bıraktığı ve benim de üzerine çöktüğüm lamine kabza malzemesinden de bir takım göndereyim(ancak haftaya gönderebilirim). bunlar zaten bende bana fazla olan malzemeler. sen düz lamadan istediğin profili çıkart, eğele, zımparala vs... bak göreceksin bıçağın ne kadar güzel olacak...


Emin, helal olsun sana. Herkes akıl verdi ama sen malzeme gönderiyorsun.
İşte dayanışma budur.
Hüseyin arkadaşımız da artık bu kadar destekten sonra inziva falan derse ..... , yok ya demez herhalde.
Be yourself, no matter what they say...........

Zor olduğu için cesaret edemediğimiz şeyler, aslında biz cesaret edemediğimiz için zordur..!

vedatgizlenci

  • ***
  • 309
  • Meslek: Emekli
  • Yer: Bursa Mudanya
Ynt: İNZİVA..
« Yanıtla #12 : 18 Ocak 2012, 14:21:00 »
Az önce profilinize girip iletilerinize baktım. Foruma sorduklarınız aldığınız cevaplar deneyimleriniz yani topladığınızda ciddi katkınız olmuş. Aynı düşünceler benim dahil birçok arkadaşın aklından geçmiştir zaman zaman ama sadece bıçak işi değil diğer el sanatlarıda öyledir ki bir kez bulaştınızmı sizi bırakmaz bidaha 8) çok fazla hobim oldu ama ahşap ve bıçak kalıcı oldu. İnsan halet-i ruhiyesi hep aynı değil. Yorulursunuz sorunlardan yılarsınız bırakırsınız sonra tekrar mengenenin başında bulursunuz kendinizi. Benim sizden çok imkanım var ama sizde olmayan bişey daha var tembellik :'(. Ben bırakacağınızı düşünmüyorum. İnatçı bir kişiliğiniz var. Dahada önemlisi bu işi seviyorsunuz.

emrekipmen

  • *****
  • 6065
    • Seçme Bıçaklar Albümüm
  • Yer: Bodrum
Ynt: İNZİVA..
« Yanıtla #13 : 18 Ocak 2012, 17:21:37 »
Yıl 2004, bir ay uğraştığım bıçağım ısıl işlemde 3 parça olmuştu. Yok bende kabiliyet dedim, zaten malzeme ve imkan da yok, bırakıyorum dedim ve daha 2-3 bıçak yapmışken bıraktım. Askerden dönmüştüm, ne Türkçe bir forum vardı ne de benim yaptığımı yapan birisi etrafta tanıdığım. Tek başvuru kaynağım bladeforums gibi yerlerdi ama Türkiyede çelik bulamıyordum, araştırıp taraştırıp yaptırmaya karar verdiğim bant zımparanın çizimlerini tornacılara götürürdüm, onlar da resmen yüzüme gülüp "hadi ikile" anlamında bişeyler derlerdi.
Hurdacıdan bulduğum motor göbekleri ve döverek şekilllendirdiğim ferforje artıklarıyla yaptığım garip bir bant zımparada ilk işlerimi yapmıştım.
Sonra pes ettim, bıraktım, bilgisayarcılığa geri döndüm.
2008'e kadar da kariyer filan yaptım, iyi maaş alıyordum, yükseliyordum filan falan...
Ama bi kere tozunu yuttuysan o kanına işliyor, bırakamıyorsun. Bir iki yıl sonra hafif hafif hobi gibisinden haftasonları bir iki şey dövüp bir iki şey zımparalıyordum. Ama zaman yetmemeye başladı, daha çok çelikle haşırneşir olmak istiyordum ama işten zaman kalmıyordu. Bir noktaya geldi ve "iş mi bıçaklar mı" yol ayrımına geldiğinde bıçakları seçtim. Eh ondan beridir düşe kalka ilerlemeye çalışıyorum, maddi durumum çok daha kötü, çok daha sıkı çalışmam gerekiyor, günlerce yaptığım işin sonunda karşılığında hiçbişey gelmeyebiliyor. Harcadığım malzemeyi geriye koyamıyorum genelde. Ama mutsuz değilim, önemli olan da bu. Kendimi başkalarıyla kıyaslasaydım, bir Bruce Bump, Rusnak veya onun gibi ünlülerle kıyaslasaydım, ya da bladeforums'da ikinci bıçağı mükemmel bir tanto olan üstün yetenekli ve imkanlar bakımından şanslı kişilerle kıyaslasaydım arkama bile bakmadan kaçar giderdim, ama sonra mutsuz olurdum, çünkü sadece aklımda oluşturduğum bir yolu izleyip zaptedilemez görünen çeliğe, ahşaba, diğer metallere filan istediğimce şekil verip, üstüne üstlük işe yarar bir alet çıkarabilmişim. Bunun hazzı çok az şeyde var, ve ben bıraksaydım bunu özleyecektim.
Hüseyin, sen muhteşem bir dirayete, araştırmacı ve öz eleştirel kişiliğe sahip bir insansın, işini ve hayatını aksatmadığı sürece mutlaka dönüp dolaşıp bir şekilde yine çeliğe ve ahşaba döneceksin, emin olabilirsin. Bazı olur, boşa kürek çekiyormuşsun gibi gelir, herşey üstüne üstüne gelir, o zaman bırak bir iki ay, istersen bir iki yıl, ama bu arada aklının köşesinde bu uğraş mutlaka olacak, bir şekilde hem bilgi bakımından hem de maddi olarak yatırım yapacaksın. Dönüşün muhteşem olacak , ben eminim  ;)

Kipmen Sanat web sitesi

tolga arıkan

  • ***
  • 525
  • Meslek: öğretmen
  • Yer: bolu- ankara
Ynt: İNZİVA..
« Yanıtla #14 : 19 Ocak 2012, 02:03:40 »

Daha yolun çok başındayız Hüseyin, moralimizi bozup karamsarlığa kapılmayalım. Kaç tane profil evin orasında burasında beni bekliyor ve aşağı yukarı anlattığın sebeplerden dokunamıyorum. Bu yaptığımız işi beğenmeme ve durgunluk dönemi aşama kaydedeceğimizin, önemli bir gelişme göstereceğimizin habercisi. Daha çok olmamış çalışma var önümüzde ama beşinci onuncu fark etmez eninde sonunda başaracağız. Çalışmalarında başarılar dilerim


DUMRU

  • Hüseyin DUMRU 1982
  • ***
  • 1025
    • www.bozkirgezgini.com
  • Meslek: Eczane teknisyeni
  • Yer: Konya/Bozkır
Ynt: İNZİVA..
« Yanıtla #15 : 19 Ocak 2012, 09:30:55 »
Bütün ustalarıma, ötesi DOST!larıma  destekleri için çok teşekkür ederim. Bu forumun en büyük ve emsalsiz özelliğini, kopulamama nedenini bir kez daha anlamış bulunmaktayım.

Değerli ustalarım, bıçak yapımına son vermiş yahut sırtımı dönmüş değilim. Önce de belirttiğim gibi ŞU AN lık belirsiz bir süreliğine ara veriyorum.

Bu süreci zorunlu olan malzemeleri temin etmek ( bir aydır bir ytong veya ateş tuğlası bulamadım desem inanın) elimde mevcut olan malzeme ve ekipmanla nasıl daha verimli bir çalışma sağlayabilirimi  araştırmak ve abuk subuk neticeler çıkarmamak şeklinde değerlendireceğim.

Bütün samimiyetleri ile malzeme teklifinde bulunan değerli ustalarıma ayrıca teşekkür ederim. Lakin, şu an için bu tekliflerini kabul edemeyeceğim. Bir gün GERÇEKTEN ihtiyacım olursa o gün çekinmeden isteyeceğimi de eklemek isterim.

En içten cevaplara en içten şükranlarımla...Esen kalın.
Yiğidin harman olduğu yerde doğmuşsam. Şu Uluçay'dan su içmişsem.. Namerdin sofrasına bağdaş kurup oturmam. Hüseyin DUMRU

Ercan Utkun

  • ***
  • 388
  • Meslek: eğitimci- 1975
  • Yer: aydın
Ynt: İNZİVA..
« Yanıtla #16 : 27 Ocak 2013, 23:12:17 »
Hüseyin, oturup bunları uluorta söylemiş olman bile özgüveninin ve kendinle barışıklığının açık bir göstergesi. Kimin ne yaptığının hiç önemi yok, bir seferde binlerce km öteye gideninkide yolculuktur, dalından yere düşen yaprağınki de. En son bıçak yapan arkadaşımız bilmelisin ki mekatronik teknikeri, en azından Hüseyinin isminin altında öyle yazıyor. Bu demektir bu arkadaş temel el tesviyesi, takım ve temel teviyeci makinalarının hepsini kullanabilecek bir eğitim almış, üstelik elektronik ve yazılım da cabası. Bence yanlış düşünüyorsun, önemli olan varmak değil yolda olmaktır diye düşün. İnzivayı boşver.

  Offff bir cümleyle on kitap yazmışsın Sefa Hocam...
Bilgi sahibi olunmadan,fikir sahibi olunmaz.

BAM_35

  • ***
  • 589
  • Murat ARIKUT
    • ma | d tasarım ve danışmanlık (sadece iletişim bilgileri)
  • Meslek: Endüstri Ürünleri Tasarımcısı
  • Yer: İzmir, Konak
Ynt: İNZİVA..
« Yanıtla #17 : 02 Şubat 2013, 01:32:41 »
Hüseyin,
Herşeyden önce ben de küçükken babamın bilimum el aletine "gığn gığn" dermişim. Ve her iki elime pense, yankeski verilemden uyumazmışım. Canım babam eski aletlerin sivri keskin yerlerini yuvarlayıp benim için bozmuş. uyuyunca annem gelip alırmış elimden. Herşeyden önce o evladı mahrum etme, derim.
Sefa Ustanın "yolculuk" tasfiri önemli. Yolculukta önemli olan süre veya olanlar (ya da olmayanlar) değildir bence. Bizim ne deneyimlediğimizdir yaşam. Başlangıç, son, süre gibi unsurlar ari bir durum bu galiba.
Emre ustanın sözlerinde gizli bir şey var, ben onu YAPMANIN etkisi olarak algılıyorum. Kimse alınmasın ama başarısız kabul edilse bile bir ekin yetiştirme girişimi gibi çeliğe, taşa, ahşaba şekil vermeye çalışmak bir finansal operasyon veya başarılı satışla milyon dolar kazanç sağlamaktan, insanın özü ve var oluş amacı açısından, daha muteber sanki. Çabanın sonucunda bir gerçeklik ortaya çıkarmaya çalışmak önemli. Bize kendimizin gerçekliğini yine kendimize kanıtlamakta yardım ediyor. Bazı düşünce yapılarına göre insanın hayatı kendine kendi "gerçek" ve "tamlığını" kanıtlama çabasından ibaret. Zira kendimizden başka herşeyi tam ve bütün görebiliriz. Kendimizinse görüntü kaydı veya yansımasından fazlası mümkün değil. Gözün göremeyeceği tek şey kendisidir, sonunda.
Ah bir de kısa anlatmayı becersem (oğlumun şikayet ettiği üzere ; ) )
Bu yüzden yaratabilmek bizim için kendi gerçekliğimiz kanıtı olabilir. Çünkü var olmayan var edemez, gibi geliyor insana.

Not: Ucu açık ifadeleri dayatma gibi algılanmaması için tercih ettim, bir de içinde olduğun başaramamışlık haline mazeret uyduruyor olma olasılığıma karşı. Aslında yazdıklarım bana gayet temel doğrular gibi geliyor, en azından daha iyisini idrak edene kadar.

Ara ver, yön değiştir, bık, sıkıl, kır, at, dene, deneme ama ne olursa olsun YAPmaya çalışmayı bırakma, bence. Bendeki imkanlar sende olsa neler şıkartırsın, hatta yan yana dursak (senin orada ama) beraber terlesek ocakta, örste, eğe başında. Mış gibi yapılanlardan uzakta, yapmaya yakın bir yerlerde. İçinde olsam yemez belki ama buradan bakınca en azından mış gibiden uzaktasın bana göre. Ve oradan buraya yetişiyorsun, derdinle samimiyetinle. Oranın seni soyutladığı şeylerin tümünü göz önüne aldığımızda bazılarımızın imreneceği bir pozisyondasın, tadını çıkar  ;)
Sevgiler,

Sabır bittiğini düşündüğümüz yerde başlar...
Ve bireylere verdiğimiz değerle ters orantılı olabilir ;)

SertacMezereli

  • ***
  • 1256
  • Yer: Mersin
Ynt: İNZİVA..
« Yanıtla #18 : 02 Şubat 2013, 02:34:53 »
Yıl 2004, bir ay uğraştığım bıçağım ısıl işlemde 3 parça olmuştu. Yok bende kabiliyet dedim, zaten malzeme ve imkan da yok, bırakıyorum dedim ve daha 2-3 bıçak yapmışken bıraktım. Askerden dönmüştüm, ne Türkçe bir forum vardı ne de benim yaptığımı yapan birisi etrafta tanıdığım. Tek başvuru kaynağım bladeforums gibi yerlerdi ama Türkiyede çelik bulamıyordum, araştırıp taraştırıp yaptırmaya karar verdiğim bant zımparanın çizimlerini tornacılara götürürdüm, onlar da resmen yüzüme gülüp "hadi ikile" anlamında bişeyler derlerdi.
Hurdacıdan bulduğum motor göbekleri ve döverek şekilllendirdiğim ferforje artıklarıyla yaptığım garip bir bant zımparada ilk işlerimi yapmıştım.
Sonra pes ettim, bıraktım, bilgisayarcılığa geri döndüm.
2008'e kadar da kariyer filan yaptım, iyi maaş alıyordum, yükseliyordum filan falan...
Ama bi kere tozunu yuttuysan o kanına işliyor, bırakamıyorsun. Bir iki yıl sonra hafif hafif hobi gibisinden haftasonları bir iki şey dövüp bir iki şey zımparalıyordum. Ama zaman yetmemeye başladı, daha çok çelikle haşırneşir olmak istiyordum ama işten zaman kalmıyordu. Bir noktaya geldi ve "iş mi bıçaklar mı" yol ayrımına geldiğinde bıçakları seçtim. Eh ondan beridir düşe kalka ilerlemeye çalışıyorum, maddi durumum çok daha kötü, çok daha sıkı çalışmam gerekiyor, günlerce yaptığım işin sonunda karşılığında hiçbişey gelmeyebiliyor. Harcadığım malzemeyi geriye koyamıyorum genelde. Ama mutsuz değilim, önemli olan da bu. Kendimi başkalarıyla kıyaslasaydım, bir Bruce Bump, Rusnak veya onun gibi ünlülerle kıyaslasaydım, ya da bladeforums'da ikinci bıçağı mükemmel bir tanto olan üstün yetenekli ve imkanlar bakımından şanslı kişilerle kıyaslasaydım arkama bile bakmadan kaçar giderdim, ama sonra mutsuz olurdum, çünkü sadece aklımda oluşturduğum bir yolu izleyip zaptedilemez görünen çeliğe, ahşaba, diğer metallere filan istediğimce şekil verip, üstüne üstlük işe yarar bir alet çıkarabilmişim. Bunun hazzı çok az şeyde var, ve ben bıraksaydım bunu özleyecektim.
Hüseyin, sen muhteşem bir dirayete, araştırmacı ve öz eleştirel kişiliğe sahip bir insansın, işini ve hayatını aksatmadığı sürece mutlaka dönüp dolaşıp bir şekilde yine çeliğe ve ahşaba döneceksin, emin olabilirsin. Bazı olur, boşa kürek çekiyormuşsun gibi gelir, herşey üstüne üstüne gelir, o zaman bırak bir iki ay, istersen bir iki yıl, ama bu arada aklının köşesinde bu uğraş mutlaka olacak, bir şekilde hem bilgi bakımından hem de maddi olarak yatırım yapacaksın. Dönüşün muhteşem olacak , ben eminim  ;)

Emre ustam yazınızı çok beğendim ve bi o kadarda duygulandım.

Hüseyin abi gel gelelim asıl mevzuya.Benim küçüklükten beri hevesimdir demir dövmek bıçak yapmak.Şu yaşıma kadar neden yapmadım diye sitem ederim hep kendime.Başlayalı yaklaşık 5 ay oldu ancak ben çok yol almadığımı düşünüyorum.Ve bu 5 ay içinde gereğinden fazla yaralandım sıkıldım sağım solum kesildi, küfür ettim kızdım ama yinede bırakmadım.Çevremdeki insanların çoğu ''Ne kadar gereksiz şeylerle uğraşıyorsun'' gözüyle bakıyor bıçak konusu açıldığında.Ailem yaptıklarımı pek önemsemiyor ama önemli olan insanların ne düşündüğü değil senin ne istediğindir diye düşünüyorum ve ben öyle yapıyorum.İstemek başarmanın yarısı derler ve her şey istemekle başlar.Benim gördüğüm kadarıyla sen istiyorsun abi.Küçük noktalara çok takılmadan içinden geldiğince yapmalısın ancak o zaman için rahat olur.İlk yaptığım bıçağı ney olduğu belli olmayan bir lama parçasından yapmıştım.Bir gazdır ki başladım gece yapmaya ertesi gün akşam bitmişti.Ve sadece demir testeresi ve eğe kullanarak yapmıştım.Elimizde az imkan olmasını bir dezavantaj  yerine avantaj olarak görmeliyiz çünkü hiç imkanımızda olmayabilirdi.Ben en büyük imkan olarak bu güzel siteyi buldum.Bana en büyük cesareti verende burasıdır.
Benim sana önerim her şeye rağmen devam etmendir. :)
"Zor olduğu için cesaret edemediğimiz şeyler, aslında biz cesaret edemediğimiz için zordur..."

Çalışan iki el, dua eden binlerce elden daha çok iş yapar.

yuceldeniz

  • *
  • 369
  • LANDSCAPEPHOTOGRAPHER
  • Meslek: İdareci
  • Yer: DENİZLİ
Ynt: İNZİVA..
« Yanıtla #19 : 02 Şubat 2013, 22:24:50 »
Dostum,
Bir tane at nalı gibi makas buldum, en az 6mm. Eleman diyor ki 3-4 milim en fazla:)) Ver dedim Allah ın cezası ver, kes bakalım 3-4 parça 25-30cm...Önce düzelt balyozla::)) Profillerin birini eğeledikten sonra çatlak olduğunu farkettim namluda ve o kadar güzeldi ki gözümde elimle kırabildim, gönderdim atığa...Bunda varsa ötekinde de vardır, berikinde de...Bakıyorum yok. Güzel::)) Yaptım ben profilleri, bir canavar aldım bu arada İspanyol malı...Taşlamalar falan bir baktım pırıl,pırıl. Bir daha baktım, bir çatlak daha...Nerede, Namussuz o kadar güzel yerde konuşlanmış ki inanamazsın, tam kabzanın ortasında, kuyruk tamdan gizliye dönecek, döndüreceğim ama olmuyor, yeri bir türlü uyduramıyorum, çok ince kalacak, serde inatçılık da var ya, döndürdüm o kuyruğu gizliye. Bu arada gizlinin nasıl yapılması gerektiğini öğrendim...Attım  profili kenara. Ötekini aldım, yavrum biraz canavar ile pırıl pırıl bu da...Bir baktım nurtopu gibi bir çatlak da bu profilde var...:)) Hemde Namluda...Hem de tam ortada...O kadar profil yürütmüştüm internetten, kısmet değilmiş::)) Namluyu değiştirdim çatlağı dışında bırakarak. Bana göre dünyanın en iyi profilinden sonra gelen ikinci en iyi profil...
Verdim suyunu ondan sonra. Biri tamam, kabza biraz kalın ama tam istediğim gibi. Kesiyor...İkinciye suyunu iyi verdim, nereden bildim? Teneke su alırken zıplıyordu yerinde:)) Bu arada ısı kontrolü fena değil, mangalda saç kurutma makinesini keşfettim::)) Süper bir alet. Bol odun lazım yanında:)Buna bir de sap takalım dedik, taktık iki gün sonra kendime bir küfrediyorum, kendimi döveceğim...Profil zaten kısıtlarından dolayı tarafımdan doğranmış, adam edilmiş ama gel gör ki yamuk yapıştırmışım...Yamuğu nasıl düzeltirim derken yeni bir sanat eseri !!!ortaya çıkardım, kendimle gurur duyuyorum...Üzerinde tüm delikleriyle duruyor. ben onları yok etmek istemedim, el yapımı bu, makina gibi dümdüzde çıkarırdım ama tembelim:))Beceriksizim. Velhasıl;
Profil ne kadar olumsuz olsa da vazgeçmek yok, iyi sanatın olumsuzluklardan ortaya çıktığına inanıyorum artık, sonucunda deneyim denilen şey ortaya çıkıyor ki tadından yenilmeyecek zaman bu olacak bizim için...Biraz sabır..
Bu arada, evin bir odasını marangoz atölyesi, aynı odayı demirci atölyesi yaptım. Ayrıca lojistik merkezim, 2,5 yaşındaki kızım profesyonel destek veriyor aletlerim üzerinde çeşitli uygulamalarıyla. Durum senden farklı değil:)))
« Son Düzenleme: 02 Şubat 2013, 22:27:04 Gönderen: yuceldeniz »
YUCELMORE