Bahsi geçen ustalar tezgah malı olarak nitelenecek çakılar yapıyorlar. Yani, çok adetli üretim yapıp bunları Türkiye'nin her yanındaki bıçak satıcılarına ulaştırmaya çalışıyorlar. Yapılan iş bir nevi seri üretim ancak kullanılan teknoloji standart oluşturulamayacak kadar basit olduğu için pek çok hatayı gözardı ediyorlar. Bıçakların perdahlanması, ağızların açılması, sapların pimlenip birleştirilmesi, kemiğin ya da plastik ya da fiber malzemenin sap için şekillendirilmesi, son polisaj hep elle olduğu için, yeterli!!!! miktarda yapıldığı düşünüldüğünde o çakı pazara sunulmaya hazır olarak kabul ediliyor.
Uğradığım tüm bıçak dükkanlarında bir çakı almadan önce tezgahtaki tüm çakıları tek tek inceliyorum. Kiminin sapında asimetri, kiminin pimlerinde boşluk, kiminin namlusunda eğrilik her zaman oluyor hatta öyle ki tam olarak açılamayan yada tam olarak kapanamayan çakılara bile rastladım.
Tüm bunların nedeni, gün sonuna fazla mal üretip kazancı garantilemek. Ancak şu gözden kaçıyor; hatalı yapılan bir çakı maalesef satılmaz! Kaldı ki piyasada yurtdışı menşeli markalar ( opinel, mam) hesaplı fiyatları ve kaliteleriyle mevcut. Bu markalarla yarışabilmek için görsel olarak da, fonksiyonel olarak da doğru yapılmış ürünlerin üretilmesi şarttır.
Opinel firmasının üretim videoları nette bolca mevcut. Sapın yapımı için kullanılan robot freze, bıçakların lamalarının kesimi, ağızlarının açılması, sertleştirilmesi için kullanılan teknoloji, parçaların birleştirilmesi için kullandıkları el aletleri bizim ustalarımızın imkanlarının kat be kat üzerinde. Sadece opinel değil fiyat olarak uygun diğer markalarda da üretim hemen hemen aynı şekilde. Bir standart oluşturulmuş ve bu standartı karşılamayan ürün pazara sunulmuyor. Böylece dünyanın neresinden alırsanız alın aynı kalitede bıçak sahibi olduğunuzu bilmenin rahatlığını yaşıyorsunuz ve ürünün reklamını tüketici olarak siz yapmaya başlıyorsunuz.
Gelelim sorunun cevabına, biz ne zaman bu standartları yakalayacağız?...
1- Üreticileri ve ürünlerini bir standarda kavuşturduğumuz ve kontrolünü sağladığımız zaman.
2- Üreticilerimizi geçim derdini düşünmek yerine ürettikleri ürünün kalitesini düşünmeye yönlendirdiğimiz zaman.
3- Dünyadaki teknolojik yenilikleri takip edip onları uygun maddi fırsatlarla kullanmaya başladıkları zaman.
4- Arada tüketicilerle buluşup eleştirilerini dinleyip uyguladıkları zaman.
5- çok üretip az kazanmak yerine, az ve temiz üretip marka haline gelip daha emin adımlarla işlerini devam ettirebileceklerini farkettikleri zaman.
Şunu da unutmamamız lazım, 20 - 30 liralık çakıdan çok da bir şey beklememek gerek.