Linkteki fotoğrafı kolaylık için paylaşayım. Zaman içinde kafa daha karışık hale geliyor. Görselle filan idare etmek kafayın yükünü hafifletiyor.


Bu alet ucuz da değilmiş hani. Klasik mantığı işletiyorum; acaba atılan taş ürkütülen kurbağaya değer mi?
Yapısına bakalım.
İki tane yarığın içinde birer çapraz olarak bir şeyler konulmuş. Birinde karbür (Tungten karbür = İng. Wolfram carbide = piyasa ağzı ile "elmas") diğerinde seramik çubuk var. Bu ikisinde de ağız açısı önceden daha belirlenmiş. Açı için kafa yormanıza gerek yok.
Karbür olan taraf ağzı kabaca kazımaya yarar, çok hızlı ama henüz çok kaba bir bileme yapmış olursunuz. Ağız dişli kalır. Bazı durumlarda bu hali seversiniz de...
Diğeri, yani seramik olan ise karbür elde edilen kaba sonucu düzeltmeye yarar. Seramik hem kılağıyı almaya hem de düzeyi daha düzgün aşındırmaya yarar.
Elmas çubuk dişli/tırtırlı ağızda işe yarar. Dairesel oyukları bununla bilersiniz. Açıkçası elmaslar genelde kabadır. Bunun gibi elmas çubukları tanımak için önce önemsiz bıçakta deneme yapın. Bu çubuk gerçekten elmas tozu diye anlıyorum. Bizde piyasa çoğunlukla uydur kaydır bir adlandırma kullanır. Pirinç liflere gider titanyum der, karbüre elmas der, sonra gider elmasa da elmas der falan. Bu basbayağı endüstriyel elmas.
Uzun seramik kısım ise herhalde biraz daha genel amaçlı.
Gördüğüm kadarıyla işin başındayken körelen çakınızı vakit kaybetmeden yeniden bileyip devreye sokmanız için olan bir alet. İstediğin açıyı verememen gibi kısıtları olsa, ağızları ayna gibi parlatacak bir prosesin yerini alma iddiasında olmasa bile günü kurtarmalık bir alet.
Eğer masasında bıçaklarını özenle parlatan biriyseniz bu sizin akşam oturduğunuz masanın aleti değil. Gün içinde bıçağınızı yoğun kullanıyorsanız bu alet o zaman ışıldar. Vakti zamanında departmanı taşıyorken eski cihazları kolilerken çakıları köreltişimi hatırlıyorum. Bu öyle günde aranır işte.