Bıçak Sanatı - Forum

Türk Yayı Yapımı

Aytuğ Talha

  • ***
  • 236
  • Hattat-Kemankeş..
  • Meslek: İnşaat Mühendisi
  • Yer: Amasya
Ynt: Türk Yayı Yapımı
« Yanıtla #40 : 04 Nisan 2017, 14:05:57 »
Nefis bilgiler vermişsiniz,ilerleyen yıllarda benimde yapmak istediğim şeylerden biride Osmanlı yayıdır.Bu bilgiler bana yol gösterecek kadar önemli.
Elinize ,gönlünüze sağlık.Teşekkürler.

xx

Çok teşekküler sağolun. Yay yapan ustalarımızın artması en önemli isteğimiz.

Bu Harika paylaşım icin teşekkürü borç bilirim ustad. Arkadaşların da belirttiği gibi bende Türk yaylarının yapım sırlarını kaybettiğimizi ve su an yeniden derlemeye çalıştığımızı ama hala Türk yaylarının bir çok detayına vakıf olamadığımızı  yetkili ağızlardan duymuştum hatta birden fazla rivayette ise damascus çeliklerinin de sekil olarak yapılabildiğini ama hala o gücünden uzak olduğunu duymuştum. Yanlışlarım varsa düzeltmekten lütfen çekinmeyiniz :) ben paylaşımınızı çok beğendim ve formumuzda böyle işin iç yüzünü bilen anlayan anlatan birisi olduğu icin gerçekten çok sevindim. Bu konu acayip ilgimi çeken bir konu anlatamam. Ama maalesef atesli silahların yaygınlaşması ile ne yay ne kılıç ne Çelik... 5000 yıllık birikimlerimiz elimizden kayıp yitmiş :( bu çok ama çok üzücü bir durum ve bu benim çok ağırıma gidiyor. Dünyada en iyi kılıç kullanan milletken gel zaman git zaman, kılıç kullanma tekniklerini unutmuşuz:( insallah içimizden çıkacak değerli insanlarla yeniden bu sanatlarımızı tekniklerimizi bulup geliştirebiliriz

Savaş sanatları ile ilgili en muzdarip olduğumuz konu günümüze ulaşan eser sayısının azlığı. Malumunuz ecdadımız herşeyi not alıp yazıya dökmüş kitap haline getirip bilginin aktarımını sağlamış. Ancak ok-yay-kılıç vb gibi konular pek yazıya dökülmemiş. Bunu asıl sebebininde askeri teknolojinin saklı kalması olduğunu düşünüyorum. Günümüzde de aynı şey geçerli aslında. Çoğu bilgi usta-çırak ilişkisiyle öğrenilmiş ve bir yerde kesintiye uğramış.

Aslında bu konularda Memlüklerin furussiya kitapları mevcut. Başlangıçta basit birer süvari eğitim kitaçığı şeklinde ortaya çıktılar. Sonrasında konular gelişerek bugünün talimname benzeri savaş ve savaş silahları kitapları yazılmaya başlandı. Mevcut tarihimiz Osmanlı üzerine yoğunlaşmış olsa da tek ecdadımız Osmanlı değil.

Bu konuda eğitim kitabı eksiğine şu şekilde yaklaşmak isterim. Ortaçağın neredeyse tamamında ve hatta yeni çağın başlarında halk / köylü ordularını görmekteyiz. Esasında bizim tımar sistemimiz Hz. Ömer'in kurduğu sistemin birebir aynısı. O da yanlış hatırlamıyorsam Bizans-Doğu Roma sisteminden esinleniyor. Bu sistemin benzerleri ortaçağda neredeyse bütün Avrasya'da gördüğümüz yegane asker yetiştirme sistemidir.

Ordunun büyük kısmı toprak işletme hakkına sahip olan çiftçi ve köylülerden kurulmuştur. Haliyle burada profosyonel bir askerlik hizmeti yok. Sadece gidilen seferler ve alınabilirse ganimetler var.Bu askerlerin askerlik eğitimi temel bazı bilgiler ve onları yetiştiren tımar sahibinin bilgisi ile sınırlı. Elbette sefer esnasında öğrenilebilecek şeyler de var. Neticede değişmeyen şey ordunun çiftçi veya köylü olduğu.

Bu dönemde profoyonel askerlik yapan veya savaşçı olarak yetiştirilen insanlar var elbette. Bunların çoğunluğu hükümdar muhafızı  (örnek verilirse Anadolu'ya hatta Hazar'a kadar ulaşmış İskandinav muhafızları-Huskarllar ,Yeniçeriler vs) , paralı askerler tarihin neredeyse her döneminde mevcut olan sadece kendilerine savaşan askerler (Cenevizli arbaletçiler , özgür süvariler vs) ve doğuştan askerlik hizmeti ile yükümlü olan feodaller (şövalyeler , tımar beyleri vs.)

İkinci grubun -yani savaşçı ve asker olarak yetişen grup-  eğitiminin ve donanımın yüksek seviyede olduğu
su götürmez. Bu nedenle daha resmi bir eğitime ihtiyaç duyuyorlardı. Bu ölçekte Avrupa el yazması kılıç talimnamelerinin genellikle büyük şövalyelere ve prenslere sunulması onların kütüphanelerinden çıkması bu tzi doğruluyor. Memlükler profosyonel askerlik hizmeti veriyordu.Bu nedenle ellerinde bu ve benzeri eğitim materyalleri olması doğal. Osmanlı ordusunun ağırlığı sipahi idi sonrasında ateşli silah kullanımının yaygınlaşması ile Yeniçerinin ve kapukullarının sayısı arttı. Önlerinde dengeleyici bir güç olmayınca tek silahlı kuvvet olan yeniçeriler 17. yy sonrasında bugünün tabiri ile darbe yaparak yönetimi değiştirmeye başladılar.

Askeri teknoloji her daim saklı tutulmaya çalışılmıştır.O nedenle günümüzde mit ile gerçek ayırımı tam net yapılamamakta efsane ve gerçek birbirine karışmaktadır. Yine de kaynak taraması olarak farklı kaynaklara Orta Asya'ya Çin'e ve Hindistan'a kadar gitmek lazım. Esasında bu konu çok teferruatlı bir konu ama Gabor Agoston gibi son dönem askeri tarihçiler çok farklı detayları ortaya koyabilmeye başladılar.

Dımışki hakkında ise forumda çok fazla konu var.Esasında Orta Asya pota çeliği , wootz ve bulat hepsi birbirine benzeyen çelikler.Arasında ki farkları ortaya koyan yegane araştırmacı Anna M. Feuerbach.

Bize anlatılan öğretici tarih maalesef çok fazla şey içermiyor. O nedenle farklı coğrafyaların içine girmek , araştırmak lazım. Napolyon'un şuna benzer bir sözü var: Tarih yalnızca üzerinde uzlaşılmış hikayeleri anlatır. Neyse İnş'Allah ileride daha farklı bir konuyla bu şeyleri biraz daha irdelemek istiyorum.

Eyvallah Selim Bey. Dediğiniz gibi Memlük Furusiyalarında eğitimler, silahların nasıl kullanılacağı ve bir askerin nasıl yetiştiği ile ilgili bilgileri bulabiliyoruz.  Memlüklerin el yazmalarıyla ilgili bilgileri Prof. Dr. Altan Çetin Hocanın kitaplarında görmüştüm. Ancak benim el yazmalarında az olmasıyla muzdarip olduğum konu silahları yapım teknikleriyle alakalı. Mesela kılıçla ilgili örnek verecek olursak; kılıcın yalımı ve çalımıyla alakalı bilgiler eşit miktarda değil diye biliyorum. Kullanım teknikleri hakkında el yazmalarında birtakım bilgiler mevcut ancak yalımıyla yani yapım teknikleriyle ilgili çok bilgiye rastlamadım. Sizin bildiğiniz kaynaklar varsa öğrenmek isterim. Bir kılıcın yalman-yalım oranı, denge noktası, boyu gibi konular. Günümüz metalurji teknikleriyle çok kaliteli ürünler yapılıyor ancak önceden bu yöntemlerin nasıl olduğunu da öğrenmek istiyorum. Kılıç dışındaki diğer savaş aletleriyle ilgili de aynı durum geçerli. Okçulukla alakalı elimize ulaşan kaynaklarla ok ve yay yapımı hakkında epey bir malumat sahibiyiz. İnşallah diğer silahlarda da aynı seviyeye ulaşırız.

Ynt: Türk Yayı Yapımı
« Yanıtla #41 : 04 Nisan 2017, 17:40:57 »
Değerli paylaşımınız içi çok teşekkürler, benimde ilgilendiğim bir konuydu lakin yapım aşamasına tabiyki hiç girmedim :) anlatımınız ve görseller harika forumumuzda sizin gibi birisinin bulunması değerli bir nimettir bence saygılar selamlar :)
Özgür Burak TAŞDEMİR
                                                                      zek®

Aytuğ Talha

  • ***
  • 236
  • Hattat-Kemankeş..
  • Meslek: İnşaat Mühendisi
  • Yer: Amasya
Ynt: Türk Yayı Yapımı
« Yanıtla #42 : 04 Nisan 2017, 21:36:54 »
Değerli paylaşımınız içi çok teşekkürler, benimde ilgilendiğim bir konuydu lakin yapım aşamasına tabiyki hiç girmedim :) anlatımınız ve görseller harika forumumuzda sizin gibi birisinin bulunması değerli bir nimettir bence saygılar selamlar :)

Düşünceleriniz için çok teşekkür ederim Özgür Bey eksik olmayın..

Şeref Acar

  • *
  • 1599
  • Yer: sarıyer
Ynt: Türk Yayı Yapımı
« Yanıtla #43 : 05 Nisan 2017, 01:19:55 »
Aytuğ bey bilgilendirme için çok teşekkürler
güzel bir kaynak oldu.
Kısaca özetlemişsiniz ancak aklıma takılanları burada sorayım.
1. Tüm ahşap aksam akçaağaç mı, kabza kısmı başka ağaç
olabilirmi.
2. Bükme yapma için kalıp kullanıyormuyuz ve ıslatmaya gerek varmı.
3. Ok ve ucu için de bilgi rica edeceğim.
Kısım kısım daha detaylı olursa çok daha iyi olur.
Yeterince hastalığımız var ok-yay hastalığı da çok yakında C:-)
Kolay gelsin.

Aytuğ Talha

  • ***
  • 236
  • Hattat-Kemankeş..
  • Meslek: İnşaat Mühendisi
  • Yer: Amasya
Ynt: Türk Yayı Yapımı
« Yanıtla #44 : 05 Nisan 2017, 09:38:56 »
Aytuğ bey bilgilendirme için çok teşekkürler
güzel bir kaynak oldu.
Kısaca özetlemişsiniz ancak aklıma takılanları burada sorayım.
1. Tüm ahşap aksam akçaağaç mı, kabza kısmı başka ağaç
olabilirmi.
2. Bükme yapma için kalıp kullanıyormuyuz ve ıslatmaya gerek varmı.
3. Ok ve ucu için de bilgi rica edeceğim.
Kısım kısım daha detaylı olursa çok daha iyi olur.
Yeterince hastalığımız var ok-yay hastalığı da çok yakında C:-)
Kolay gelsin.

Öncelikle ben teşekkür ederim Şeref Bey. Sorularınıza yanıt vermeye çalışayım.
1-Genelde yayın tüm parçaları aynı ahşaptan oluyor. Akçaağacın budaklı olmasına göre 3 veya 5 parça ahşaptan oluşuyor ancak akçaağaç dışında akasya ağacının da kullanıldığını okumuştum. 
2- Bükme için kalıp kullanıyoruz. Sal ve kasan başları 135 derece açı oluşturacak şekilde kalıba alınıyor. Bükme için ahşaplar buharda bekletiliyor.
3-Ok yapımının da yay yapımı gibi ayrı incelikleri hesapları var. Müsait bir vaktimde onunla ilgili de bir konu açmayı düşünüyorum. Ama sizin sorunuza kısa cevap vereyim. Ok gövdesi için farklı genelde çam kullanılmış ama başka ahşaplar ve bambu da var kullanılan malzemeler arasında. En iyi okun Çanakkale'nin Bayramiç İlçesinin Kaz Dağları'nın kuzeye bakan yamaçlarındaki kara çamlardan olacağı aktarılmış. Okun çeşidine göre bu ağaçlar farklı şekil alıyor ve ucuna yani temren kısmına farklı malzemeler takılıyor. Çelik, kemik gibi..