Bıçak Sanatı - Forum

Türk Yayı Yapımı

Aytuğ Talha

  • ***
  • 236
  • Hattat-Kemankeş..
  • Meslek: İnşaat Mühendisi
  • Yer: Amasya
Türk Yayı Yapımı
« : 29 Mart 2017, 10:42:14 »
Bendeniz yaklaşık 6 senedir okçulukla ilgileniyorum ve genelde bıçak meraklılarının da ilgisini çektiği için dilimin döndüğünce yay yapımıyla ilgili bildiklerimi ana başlık halinde değerli forum üyelerine anlatmak istedim. Türk yayı sanılanın aksine tek parça değil; akçaağaç, boynuz, sinir, balık tutkalı gibi farklı malzemelerin bir araya getirilmesinden oluşan kompozit bir yaydır. Yay; kabza, kasan, sal ve baş kısımlarından oluşur.  Dünya üzerindeki en kısa, en hafif ve en güçlü yay olma özelliğini taşır ki bu da tasarımındaki mühendislik dehasından kaynaklıdır.

Yayın Bölümleri

İlk olarak yayın iskeletini oluşturan gövdesinden başlayalım. Gövde akçaağaçtan oluşur. İki bilek kalınlığında düz ve budaksız akçaağaç en ideal malzemedir. Akçaağaç su yoluna uygun kesilir ve kurumaya bırakılır.

Akçaağacın Kesilmesi

Ağaç kuruduktan sonra yayın bölümlerini oluşturacak akçaağaç ve boynuz, yayın ölçülerine uygun olarak kesilir.

Yayı Oluşturan Parçalar

Gövdenin arka kısmana yani okçuya bakan kısmına boynuz yapıştırılır. Yapıştırma işlemi için akçaağaç ve boynuz  üzerine yapıştırma yüzeyini artırmak için ‘taşin’ denilen oluklar açılır.

Taşin Oluğunun Açılması

Yapıştırma için ise mersin balığının hava keseleri kullanılır. Kurutulan hava keseleri benmari usulüyle eritilerek tutkal hazırlanır.

Kurutulmuş Hava Keseleri

Akçaağaç ile boynuzun yapışması için 'tencek' ile yaya ip sıkıca sarılır.

Tencek İle İp Sarılması

Yayın ön kısmına ise büyükbaş hayvanların tendonlarından elde edilen sinir vurulur. Bu sinirler dövülerek tel tel ayrılır, yine tutkala batırılarak yayın üst yüzeyine serilir ve kurumaya bırakılır.

Kurutulmuş Sinir


Yaya Sinir Vurulması

Sinirin kurumasi için en az 15 günlük bir zaman geçmesi gerekir. Sinir yapıştırma işlemi en az üç kez tekrarlanır.
Boynuz ve sinir vurulma işlemi biten yay baş kısımları birbirine değecek şekilde kapatılır yay halkası yapılmış olur. Halka halindeki yay en az bir sene bekletilir.

Yay Halkası

Bekleme süresi uzadıkça yayın sertliği de artacaktır. Geçen sürenin ardından yay açılması için asa gezine alınır. Asa gezinde aşama aşama açılır.

Asa Gezi

Yay ölçüsüne göre çekişi sağlayan kiriş veya çile örülür. Osmanlı kiriş için ipek kullanmış, günümüzde modern malzemelerle yapılmaktadır. Kısaca anlatılan bu işlemler toplamda en az iki senelik bir zaman alır. Anlatmaya çalıştığım bu ana başlıkların altında çok ince hesaplar ve işçilik vardır. Çok küçük hesap hataları yayın çatlamasına veya işlevinin bozulmasına sebep olur. Sürç-i lisan ettiysek affola..
*Resimler ülkemizin ilk kemangerlerinden Dr. Yaşar Metin Aksoy'dan alınmıştır.

Ynt: Türk Yayı Yapımı
« Yanıtla #1 : 29 Mart 2017, 10:49:15 »
Çok detaylı bir işlemmiş doğrusu, fotoğraflar çok ilgi çekici ayrıca sırf bu iş için üretilmiş özel aletlerin olması da ayrıca ilgi çekici ve bilmediğimiz bir konuydu. Bu başlığı zenginleştirerek devam ettirebilirsek nefis bir kaynak olur bence. Çok teşekkürler paylaşım için.

adem42

  • ***
  • 647
  • Yer: Ankara
Ynt: Türk Yayı Yapımı
« Yanıtla #2 : 29 Mart 2017, 11:03:10 »
Paylaşım için teşekkür ederim, Merak ettiğim bir konuydu bilgilenmiş oldum. :2up

deserteagle

  • Eylem Cengiz, 49
  • *****
  • 9533
  • Meslek: elektronik ve hab. müh.
  • Yer: İstanbul, Kırklareli
Ynt: Türk Yayı Yapımı
« Yanıtla #3 : 29 Mart 2017, 11:39:16 »
...
Gövdenin arka kısmana yani okçuya bakan kısmına boynuz yapıştırılır. Yapıştırma işlemi için akçaağaç ve boynuz  üzerine yapıştırma yüzeyini artırmak için ‘taşin’ denilen oluklar açılır.

Taşin Oluğunun Açılması
...

Ustam, çok güzel bir konu elinize sağlık.

Ben müsadenizle ilk konuyu sorayım.

Gerçi görsellerin Dr. Yaşar Metin Aksoy ustadan olduğunu yazmışsınız ama bu taşin oluklarını açan aletin daha farklı üçgen dişlerinin olduğunu hayal meyal hatırlıyorum. Tabi yanlış da olabilir. Sanki 90'lik açılarla dönen zigzag ağızlı bir sistire gibi, ama bunun da sapı 90 derece kıvrık gibi bir alet kalmış aklımda. Bilmem bu aletin geleneksel tipi böyle midir?

Bu şekilde bir aletle açılan kanallar, haliyle arada hiç yatay zemin kalmayacak şekilde yüzeyi dalgalı bir hale getirecektir. Sanki izlediğim bir videoda taşin olukları bu şekildeydi. Açıkçası eskilerin bu akıllıca çözümüne ağzı açık bakmamak benim için imkansız.
Barika-i hakikat müsademe-i efkardan doğar
Namık Kemal
Instagram'da ben

Aydın Karakişi

  • ***
  • 1613
  • Meslek: Elektronik 1973
  • Yer: Ümraniye / 05352793989
Ynt: Türk Yayı Yapımı
« Yanıtla #4 : 29 Mart 2017, 11:48:04 »
İlgiyle  okudum belgesel  tadında olmuş. Çok güzel bir  paylaşım.

Geldi ölümlü yalan , gitti ölümsüz gerçek
NFK

Sait

  • ***
  • 349
  • Meslek: Tıbbi Satış Mümessili
  • Yer: Bursa
Ynt: Türk Yayı Yapımı
« Yanıtla #5 : 29 Mart 2017, 12:08:36 »
Ustam paylaşım için çok teşekkürler bende türk geleneksel okcuouguyla son bir senedir elimden geldiğince ilgilenmeye merakım eherzamanki gibi yenik düşerek bursa da bulunan çoğu ustayı gezerek (ders çalışmak yerine :) ) farklı okçuluk ilgili şeyler yapmaya çalışıyorum . Hatta kendime şimdiki öğrencilik imkanlarımla yay yapamayaçağım için geyik kemiğinden zihgir yaptım :) http://hizliresim.com/YDNAj2 umarım beğenirsiniz bende işe başlayınca inşallah yay yapımına girişmek istiyorum . Şimdilik malzeme topluyorum sinirler hazır :) bu konunun forumda açılmasına da çok sevindim kuksa için katılmıştım foruma gittikçe eğlenceli olmaya başladı :)
« Son Düzenleme: 29 Mart 2017, 12:10:27 Gönderen: Sait »

Kadir...

  • ***
  • 1102
  • Yer: Balıkesir
Ynt: Türk Yayı Yapımı
« Yanıtla #6 : 29 Mart 2017, 12:42:27 »
Elinize emeğinize sağlık

Aytuğ Talha

  • ***
  • 236
  • Hattat-Kemankeş..
  • Meslek: İnşaat Mühendisi
  • Yer: Amasya
Ynt: Türk Yayı Yapımı
« Yanıtla #7 : 29 Mart 2017, 12:49:12 »
Çok detaylı bir işlemmiş doğrusu, fotoğraflar çok ilgi çekici ayrıca sırf bu iş için üretilmiş özel aletlerin olması da ayrıca ilgi çekici ve bilmediğimiz bir konuydu. Bu başlığı zenginleştirerek devam ettirebilirsek nefis bir kaynak olur bence. Çok teşekkürler paylaşım için.

Sağolun Sefa Ustam. Okçuluğun yeri önemli olduğu için ecdad üzerine epey emek harcamış ve icatlar yapmış. Bu aletlerle ilgili el yazmalarındaki resimleri de paylaşarak konuyu zenginleştiririz.

Paylaşım için teşekkür ederim, Merak ettiğim bir konuydu bilgilenmiş oldum. :2up

Ben teşekkür ederim.

...
Gövdenin arka kısmana yani okçuya bakan kısmına boynuz yapıştırılır. Yapıştırma işlemi için akçaağaç ve boynuz  üzerine yapıştırma yüzeyini artırmak için ‘taşin’ denilen oluklar açılır.

Taşin Oluğunun Açılması
...

Ustam, çok güzel bir konu elinize sağlık.

Ben müsadenizle ilk konuyu sorayım.

Gerçi görsellerin Dr. Yaşar Metin Aksoy ustadan olduğunu yazmışsınız ama bu taşin oluklarını açan aletin daha farklı üçgen dişlerinin olduğunu hayal meyal hatırlıyorum. Tabi yanlış da olabilir. Sanki 90'lik açılarla dönen zigzag ağızlı bir sistire gibi, ama bunun da sapı 90 derece kıvrık gibi bir alet kalmış aklımda. Bilmem bu aletin geleneksel tipi böyle midir?

Bu şekilde bir aletle açılan kanallar, haliyle arada hiç yatay zemin kalmayacak şekilde yüzeyi dalgalı bir hale getirecektir. Sanki izlediğim bir videoda taşin olukları bu şekildeydi. Açıkçası eskilerin bu akıllıca çözümüne ağzı açık bakmamak benim için imkansız.

Eyvallah, Eylem Ustam. Bu aletle ilgili bir kitapta 'taşin tarağının bir santiminde 7-8 diş olmalı' gibi bir cümle hatırlıyorum. Eskiler sandığımızdan daha sık diş yapıyorlarmış.. Ağaca ve boynuza açılan bu dişlerde birbiri üzerine tam oturmuyor ve yapışma alanı daha da artıyor.

Taşin tarağının geleneksel halide bir çizimde bu şekilde anlatılmış. Günümüzün diğer bir kemangeri Cem Dönmez'de bu taşini kullanıyor.

Hülasa eskilerin geleneksel kullandığı aletler olsa da amaç oluk açıp yapışma yüzeyini artırmak olduğu için günümüz ustaları farklı aletler de kullanıyor.
Konuyu araştırdıkça epey bir ağzı açık bırakacak ayrıntı olduğunu görüyorsunuz.

İlgiyle  okudum belgesel  tadında olmuş. Çok güzel bir  paylaşım.


Sağolun Aydın Ustam.

Ustam paylaşım için çok teşekkürler bende türk geleneksel okcuouguyla son bir senedir elimden geldiğince ilgilenmeye merakım eherzamanki gibi yenik düşerek bursa da bulunan çoğu ustayı gezerek (ders çalışmak yerine :) ) farklı okçuluk ilgili şeyler yapmaya çalışıyorum . Hatta kendime şimdiki öğrencilik imkanlarımla yay yapamayaçağım için geyik kemiğinden zihgir yaptım :) http://hizliresim.com/YDNAj2 umarım beğenirsiniz bende işe başlayınca inşallah yay yapımına girişmek istiyorum . Şimdilik malzeme topluyorum sinirler hazır :) bu konunun forumda açılmasına da çok sevindim kuksa için katılmıştım foruma gittikçe eğlenceli olmaya başladı :)

Ben teşekkür ederim. Zihgirinizde alttaki genişleyen kısmı alırsanız daha ergonomik olur. Aksi halde atış yaparken kiriş takılıp baş parmağınızı yaralaya bilirisiniz. Zihgir aynasındaki eğimin sabit gelmesi gerekir. Uğraşmanız çok güzel elinize sağlık. Konuyla ilgili kaynaklarla ilgilenmeniz faydanıza olacakatır.

Elinize emeğinize sağlık
Çok teşekkürler..

Selim Atalay

  • ***
  • 253
  • Meslek: Maden mühendisi/Kamu
  • Yer: Kocaeli/Tavşanlı
Ynt: Türk Yayı Yapımı
« Yanıtla #8 : 29 Mart 2017, 12:58:01 »
Elinize sağlık. Çok fazla ilgimizi çekmese de hiç çekmiyor hem de ıh ıh  ;D ;D azcık ilgimizi çeken bir konu. Elbette gelenekselin önemi tartışılmaz  ama modern materyallerle bir kompozit yay yapılıp geleneksel ile kıyaslanabilir mi merak etmişimdir. Sinir yerine karbon fiber veya kevlar yahut fiber kullanılsa balık tutkalı yerine epoksi kullanırsa ne olurdu gibi.

Birde benim bildiğim ülkemizde hala Osmanlı savaş yayı yapabilen yok. O güçte bir yayı çekebilen de yok deniyor. Bu konuda görüşlerinizi almak isterim.
memento audere semper

Sait

  • ***
  • 349
  • Meslek: Tıbbi Satış Mümessili
  • Yer: Bursa
Ynt: Türk Yayı Yapımı
« Yanıtla #9 : 29 Mart 2017, 13:00:12 »
Zihgir le ilgili görüşünüz için teşekkürler benimki acemi işi oldu dediğiniz doğrultuda değiştireceğim:)

alpaha

  • ***
  • 88
  • Meslek: mobilya dekorasyon
  • Yer: Kastamonu
Ynt: Türk Yayı Yapımı
« Yanıtla #10 : 29 Mart 2017, 13:07:36 »
Benim çok ilgimi çekiyor fakat yapmaya zamanım yok. Ondan ziyade malzeme tedariğide sıkıntılı. Bu yayın satışını yapıyırsanız fiyat alabilir miyim.

Aytuğ Talha

  • ***
  • 236
  • Hattat-Kemankeş..
  • Meslek: İnşaat Mühendisi
  • Yer: Amasya
Ynt: Türk Yayı Yapımı
« Yanıtla #11 : 29 Mart 2017, 13:20:57 »
Elinize sağlık. Çok fazla ilgimizi çekmese de hiç çekmiyor hem de ıh ıh  ;D ;D azcık ilgimizi çeken bir konu. Elbette gelenekselin önemi tartışılmaz  ama modern materyallerle bir kompozit yay yapılıp geleneksel ile kıyaslanabilir mi merak etmişimdir. Sinir yerine karbon fiber veya kevlar yahut fiber kullanılsa balık tutkalı yerine epoksi kullanırsa ne olurdu gibi.

Birde benim bildiğim ülkemizde hala Osmanlı savaş yayı yapabilen yok. O güçte bir yayı çekebilen de yok deniyor. Bu konuda görüşlerinizi almak isterim.
Günümüzde çoğu yay dediğiniz gibi yapılıyor. Lamine yay diye tabir edilen çeşit. Modern malzemeler kullanılarak daha hızlı daha ucuz yay yapılıyor. Son dediğiniz mevzu biraz şehir efsanesi. Yay ustası(kemanger) benim tanıdığım beş kişi var. Başka kişilerde vardır tabi. Yurtdışında da Türk yayı yapan ustalar var. Yaya çekmeye gelince de günümüz yayları Osmanlı'nın lastik niyetine çektiği yaylar. En çok kullanılanlar 40-60 libre arası, Osmanlı'da ise 100 libreden başlıyor gittiği yere kadar. Ancak yay çekebilen yokta demeyelim. Bir arkadaşım 110 librelik yayı çekip kırdı. Günümüzde de yay çekebilen babayiğitler var.. :)

Aytuğ Talha

  • ***
  • 236
  • Hattat-Kemankeş..
  • Meslek: İnşaat Mühendisi
  • Yer: Amasya
Ynt: Türk Yayı Yapımı
« Yanıtla #12 : 29 Mart 2017, 13:27:43 »
Benim çok ilgimi çekiyor fakat yapmaya zamanım yok. Ondan ziyade malzeme tedariğide sıkıntılı. Bu yayın satışını yapıyırsanız fiyat alabilir miyim.
Zamanınız ve malzemeniz olsa da çok teferruatlı bir konu yay yapımı. Bir arkadaşım resimleri aldığım Yaşar Hocanın öğrencisi oldu. Nasıl yapılacağını öğrendi. Malzemeleri de buldu yaklaşık iki sene uğraştı ama asa gezi aşamasında yay kırıldı oturdu ağlamaya başladı. Sonra da bıraktı yapmayı. Ben sadece teorik olarak araştırma kısmındayım, satışını yapmıyorum yapan ustalarımız var.

yusuf78

  • ***
  • 123
  • Meslek: Hirdavatcı
  • Yer: ist
Ynt: Türk Yayı Yapımı
« Yanıtla #13 : 29 Mart 2017, 13:37:03 »
Okcular vakfinda ercan ustanin yanina gidip geldigim zamanlarda birtane 120 lb yayi cekersin cekemessin idda uzerine sadece 1 defa gektim 12 gun kola volteren kremi sürdüm yayin agirligi ile kiris sertligi adami korkutuyor suratina patlayacak gibi geliyor
Kul ölümü unutur ama ölüm kulu unutmaz ...

Aytuğ Talha

  • ***
  • 236
  • Hattat-Kemankeş..
  • Meslek: İnşaat Mühendisi
  • Yer: Amasya
Ynt: Türk Yayı Yapımı
« Yanıtla #14 : 29 Mart 2017, 13:44:51 »
Okcular vakfinda ercan ustanin yanina gidip geldigim zamanlarda birtane 120 lb yayi cekersin cekemessin idda uzerine sadece 1 defa gektim 12 gun kola volteren kremi sürdüm yayin agirligi ile kiris sertligi adami korkutuyor suratina patlayacak gibi geliyor
Ercan Ustamız bu işe gönül verenlerdedir Vakıfta güzel bir atölyesi var. Maşallah iyi çekmişsiniz.

Selim Atalay

  • ***
  • 253
  • Meslek: Maden mühendisi/Kamu
  • Yer: Kocaeli/Tavşanlı
Ynt: Türk Yayı Yapımı
« Yanıtla #15 : 29 Mart 2017, 14:21:18 »
Elinize sağlık. Çok fazla ilgimizi çekmese de hiç çekmiyor hem de ıh ıh  ;D ;D azcık ilgimizi çeken bir konu. Elbette gelenekselin önemi tartışılmaz  ama modern materyallerle bir kompozit yay yapılıp geleneksel ile kıyaslanabilir mi merak etmişimdir. Sinir yerine karbon fiber veya kevlar yahut fiber kullanılsa balık tutkalı yerine epoksi kullanırsa ne olurdu gibi.

Birde benim bildiğim ülkemizde hala Osmanlı savaş yayı yapabilen yok. O güçte bir yayı çekebilen de yok deniyor. Bu konuda görüşlerinizi almak isterim.
Günümüzde çoğu yay dediğiniz gibi yapılıyor. Lamine yay diye tabir edilen çeşit. Modern malzemeler kullanılarak daha hızlı daha ucuz yay yapılıyor. Son dediğiniz mevzu biraz şehir efsanesi. Yay ustası(kemanger) benim tanıdığım beş kişi var. Başka kişilerde vardır tabi. Yurtdışında da Türk yayı yapan ustalar var. Yaya çekmeye gelince de günümüz yayları Osmanlı'nın lastik niyetine çektiği yaylar. En çok kullanılanlar 40-60 libre arası, Osmanlı'da ise 100 libreden başlıyor gittiği yere kadar. Ancak yay çekebilen yokta demeyelim. Bir arkadaşım 110 librelik yayı çekip kırdı. Günümüzde de yay çekebilen babayiğitler var.. :)

Teşekkür ederim. Anladığım kadarıyla şehir efsanesi dediğiniz kısım savaş yayları kısmı. Olabilir neticede bizim bilgiler biraz eski. Birde bu konuya gönül verenler illaki kendilerini geliştiriyordur. Muhakkak daha güçlü yaylar artık yapılabiliyordur. Benim aklımda savaş yayları 100 kilogram diye kalmış neredeyse 200 libre üzerinde hatta longbow (uzun yay) ile yapılan kıyaslamada en güçlü uzun yayların 180-185 lb (85 kg) çekiş gücüne sahip olduğu ortalama yayların 70 kg civarında (150 lb) olduğunu okumuştum. Türk yaylarının 200 lb üzeri çekiş güçlerine çıkabildiğini okumuştum hatta sanki 120 kg değerlerine çıkabildiğini okumuştum. Benim kıstasım dönemin en güçlü yayları üzerineydi. Bugün 185 lb bir uzun yayı çekebilen çok az insan varmış. Ben o anlamda sormuştum. Muhtemelen kastettiğim yaylar solak yayı.

Modern yöntemlerle yapılan yayların daha ucuz ve daha hızlı yapılabildiğini öğrendik. Pek iyi performans olarak ne boyutta. Gelenekselin neresinde.
memento audere semper

Aytuğ Talha

  • ***
  • 236
  • Hattat-Kemankeş..
  • Meslek: İnşaat Mühendisi
  • Yer: Amasya
Ynt: Türk Yayı Yapımı
« Yanıtla #16 : 29 Mart 2017, 15:48:37 »
Elinize sağlık. Çok fazla ilgimizi çekmese de hiç çekmiyor hem de ıh ıh  ;D ;D azcık ilgimizi çeken bir konu. Elbette gelenekselin önemi tartışılmaz  ama modern materyallerle bir kompozit yay yapılıp geleneksel ile kıyaslanabilir mi merak etmişimdir. Sinir yerine karbon fiber veya kevlar yahut fiber kullanılsa balık tutkalı yerine epoksi kullanırsa ne olurdu gibi.

Birde benim bildiğim ülkemizde hala Osmanlı savaş yayı yapabilen yok. O güçte bir yayı çekebilen de yok deniyor. Bu konuda görüşlerinizi almak isterim.
Günümüzde çoğu yay dediğiniz gibi yapılıyor. Lamine yay diye tabir edilen çeşit. Modern malzemeler kullanılarak daha hızlı daha ucuz yay yapılıyor. Son dediğiniz mevzu biraz şehir efsanesi. Yay ustası(kemanger) benim tanıdığım beş kişi var. Başka kişilerde vardır tabi. Yurtdışında da Türk yayı yapan ustalar var. Yaya çekmeye gelince de günümüz yayları Osmanlı'nın lastik niyetine çektiği yaylar. En çok kullanılanlar 40-60 libre arası, Osmanlı'da ise 100 libreden başlıyor gittiği yere kadar. Ancak yay çekebilen yokta demeyelim. Bir arkadaşım 110 librelik yayı çekip kırdı. Günümüzde de yay çekebilen babayiğitler var.. :)

Teşekkür ederim. Anladığım kadarıyla şehir efsanesi dediğiniz kısım savaş yayları kısmı. Olabilir neticede bizim bilgiler biraz eski. Birde bu konuya gönül verenler illaki kendilerini geliştiriyordur. Muhakkak daha güçlü yaylar artık yapılabiliyordur. Benim aklımda savaş yayları 100 kilogram diye kalmış neredeyse 200 libre üzerinde hatta longbow (uzun yay) ile yapılan kıyaslamada en güçlü uzun yayların 180-185 lb (85 kg) çekiş gücüne sahip olduğu ortalama yayların 70 kg civarında (150 lb) olduğunu okumuştum. Türk yaylarının 200 lb üzeri çekiş güçlerine çıkabildiğini okumuştum hatta sanki 120 kg değerlerine çıkabildiğini okumuştum. Benim kıstasım dönemin en güçlü yayları üzerineydi. Bugün 185 lb bir uzun yayı çekebilen çok az insan varmış. Ben o anlamda sormuştum. Muhtemelen kastettiğim yaylar solak yayı.

Modern yöntemlerle yapılan yayların daha ucuz ve daha hızlı yapılabildiğini öğrendik. Pek iyi performans olarak ne boyutta. Gelenekselin neresinde.

Eyvallah.. Modern yayların performansı çoğu şeyde olduğu gibi işçiliğe göre değişiyor malum. Avantaj ve dezavantaja göre bakacak olursak iki tür yayında artı ve eksileri var. Geleneksel yaylar narindir. Sıcak-soğuk değişimlerinde zarar görebilirler. Arkadaki boynuz plaka atabilir. Su ile temasta öndeki sinir tabakası kalkar. Ancak çekiş performansları daha iyidir. Yani geleneksel yaylar çektikçe yumuşar. Günümüz makaralı yayları geleneksel yaylardan alınan bu prensiple çalışır mesela. Modern lamine yaylarda bu kadar narinlik görmüyoruz.  Ama lamine yaylarda çekiş yaptığınız vakit tüm libreyi hissedersiniz bu da bir süre sonra kollarda titremeye sebeb olur.

atikmehmet

  • ***
  • 1212
  • Mehmet ATİK - 1984
  • Meslek: Şehir Plancısı
  • Yer: İstanbul
Ynt: Türk Yayı Yapımı
« Yanıtla #17 : 29 Mart 2017, 16:36:54 »
Ne güzel bir konu oldu Aytuğ Hocam çok teşekkürler. Merakla soruları ve sorulara verilen cevapları bekliyoruz :)
Nece yitik biçek erse öz sapın yonumas
www.instagram.com/atik_mehmt/
www.mehmetatik.com

Aytuğ Talha

  • ***
  • 236
  • Hattat-Kemankeş..
  • Meslek: İnşaat Mühendisi
  • Yer: Amasya
Ynt: Türk Yayı Yapımı
« Yanıtla #18 : 29 Mart 2017, 16:38:30 »
Ne güzel bir konu oldu Aytuğ Hocam çok teşekkürler. Merakla soruları ve sorulara verilen cevapları bekliyoruz :)
Ben teşekkür ederim eksik olmayın..

setnogrom

  • ***
  • 601
  • Engin temel
    • El yapımı bıçak.
  • Meslek: Veri merkezi teknisyeni-Kesici alet üretim
  • Yer: Eyüp-İstanbul
Ynt: Türk Yayı Yapımı
« Yanıtla #19 : 29 Mart 2017, 17:35:25 »
Nefis bilgiler vermişsiniz,ilerleyen yıllarda benimde yapmak istediğim şeylerden biride Osmanlı yayıdır.Bu bilgiler bana yol gösterecek kadar önemli.
Elinize ,gönlünüze sağlık.Teşekkürler.

xx
Kainatta ölümden keskin birşey yoktur.
www.outdoorurun.com  ++  İnstagram ;  outdoorurun
1983-Kastamonu (A rh +)