bıçak yapmak ile bıçak almak arasındaki tatmin noktaları farklıdır bence. ikisi de sahip olmaya hitap ederken, yapabiliyor olmak bir adım daha fazla mutlu olmayı sağlar. fakat amatör sınırlar içinde yapılacak her uygulamada olduğu gibi, ortaya çıkan ürünün kalitesi çoğu zaman profesyonellerin kalitesinde olmayacaktır.
ben de küçük ve basit bir koleksiyona sahibim, hatta hala alıyorum arada bişiyler. damascus arkadaşımızdan aldığım 3 adet av bıçağı-bowie tarzı bıçağı isteyen arkadaşlara hediye ettim, nasıl olsa yenisini bulurum diye:) ama yaptığım bıçakları eğer yaparken birisine vermek için niyetlenmemişsem, şimdilik veremiyorum kimseye

kendi yaptığımız bıçak ile aldığımız bıçak arasında bir de böyle bir ufak ayrım var.
alınan bir modelin üzerinde revizyon yapmak ise başlı başına bir cesaret ve özgüven meselesi. Mehmet abi bunu çok güzel örneklendiriyor aramızda. hiç hafife alınmayacak, kıymetli bir emek. bunu da denemek gerekir zaman zaman.
kullanım açısından bakıldığında ise, yaptığım bıçağı kullanmaktan asla çekinmemem gerekir. sağlamlığına ve işlev başarısına güvenemeyeceğim bıçağı neden yapayım ki. belki çok estetik ve kusursuz olmayacak ama asıl işlevini yerine getirecek bir kalitede olacaktır. ben çok sık doğaya çıkan bir adam olmadığım için, doyasıya bıçak kullanmak imkanım maalesef yok. ama yanımda öutlaka küçük ve basit bir çakı taşırım ve zaman zaman da bıçaklarımı sever, okşarım

bıçak yapmak her yeni bıçakta farklı bir heyecanla başlanan bir film yönetmenliği gibi geliyor bana. ki bu yönetmen aynı zamanda bir oyuncu da. hem yönetiyor, hem oynuyoruz. çok farklı bir lezzet. bıçak satın almak ise çekilmiş bir filmi izlemek gibi, keyifli, huzurlu, tatmin edici. bu noktadan baktığımızda her yönetmen mutlaka başka filimleri de izliyordur, hem bilgilenmek hem de keyif almak için. zaten bunun böyle de olması gerekir. bilim kurgu çekmeye imkanı olmayan bir yönetmenin(hatta imkanı olsa bile) star wars izlemesine kim nasıl bir eleştiri getirebilir ki?

satın alınan bir üründeki modifiyeyi ise şuna benzetebiriiz. farklı filimlerden parçalar toplayarak onları mix eden ve ortaya çok farklı ve lezzetli bir kolaj çıkartanlar vardır. bu adam ne çekmiştir filimleri, ne de tamamını size izletmiştir. mevcuttan kendisi öyle birşey yapmıştır ki, kimse ona "kopyacı" diyemez. herkes zekasını ve altyapısını takdir eder, şapka çıkartır. ve ortaya çıkan kolajı izlemekten de son derece keyif alır. işte bu da ayrı bir yönetmenlik ve oyunculuk ve seyircilik esasında.
peki bir ne yapalım. en azından, iyi bir film izleyicisi olalım. bu bizi kolajlar yapmaya, oradan da yönetmenliğe götürecektir mutlaka.
