Bu sene başlarında deri bıçkısı yapmaya girişmiştim. En iyi formu bulmak için çalışırken öncelikle şu iki tanesini yapmıştım
Bunlar gördüğünüz gibi sapları tornada yapılmış bıçkılar. İlerde de bıçkıların çoğunluğunu tornada yapmaya devam ettim. Tabi şekil zaman içinde değişime uğradı.
Bunlardan da önce dövme olarak da plakadan elde kesip elde taşlayarak da bıçkı yapmıştım. Bunları (galiba 1,8mm) Ck67 plakadan kesip elde taşlayarak yaptım.

Bu ilk partiden sonra formu biraz daha değiştirdim ve sadece tornada yapılmış geçme sap değil, iki yanaklı ve perçinli sap yapmaya da başladım. Çelik yine aynı...
Yaptıklarımın kalıplarını da yaptım. Fotoğraftakilerden hangi sıra kalıp hangisi üretim hatırlamıyorum ama herbirini ne olduğunu gösterecek şekilde damgaladım.

Bu çelik plakası yıllar içinde paslanmış olan, yayımı dahi yapmış olduğum plaka. Paslanmış olması ve bu rastlantısal dokusu çıkçası hoşuma da gidiyor.


Bu da sapları yanaklı olan bıçkı. Bunu denemesi için Murat'a üretmiştim. Bunu üsttekinden daha önce bitirdim. O nedenle üsttekinin taşlaması bununkinden daha sonra yapıldı. Bundaki taşlama konveks. Yukardakinde ise düz taşlama var. Her ikisi de tek taraftan taşlanmışlardı. Bundaki parmak tırtırları bulundukları hattın iç bükey oluşundan dolayı biraz zahmetlice açıldı ve baş vurduğum tekniklere rağmen birbirlerine tam olarak eş olmadılar.

Bu tecrübeler ve oluşturduğum kalıplardan sonra işin şerit testeredeki kısmından kurtulmak istedim. Bıçkının şekli bıçakların aksine şerit testerede rahatça kesmeye uygun değil. Genişlikten dolayı plaka testerenin gövdesine takılıyor. Hem bu yüzden hem de genel olarak biçimden dolayı da fire çok artıyor. Ben de çözüm olarak lazer kesime karar kıldım.
Lazer kesimin avantajı olarak da kesme aşamasında çeliğin sertliğinin benim için bir belirleyiciliği kalmadı. Ben de rahatça sulu Ck75 kullandım. Bu altaki taslaklar 2mm'lik sulu Ck75'ten.

Lazer kesim taslak, kalıbına sadık kalmış görünüyor.

Damgaları düzgün basmak çeliğin sulu halinde hem zor hem de riskli. O nedenle çelikleri fırında yumuşattım. Perçinli saplı modellerde delik de delmek gerekecek, yumuşatma adımından kaçış yok.

İşin bir noktasında fırınımın rezistansları yandı. Haliyle işlere devam edebilmek için fırını sökmem, yeni rezistansları sarmam ve fırını yeniden tamamlamam gerekti. Hazır yeni başlangıç yapmışken fırının gücünü biraz arttırdım ve tuğla aralıklarını kapattım.


Taşlamanın detayı:

Sapları metal tornasında yaparken ahşap tornası kullanma taklidi yapamazsanız işler çok uzuyor. Ben de bunun için üç tane arda yaptım. Bu çubuklardan bir tanesinin öteki ucu da yine arda olarak biçimlendi. Stoğumda şaşırmıyorsam bunlar civa çeliği. Bu konuda tecrübem yok diye menevişi biraz fazla bıraktım ki bir şekilde ardaları kırmayayım. Görülen o ki biraz fazla bile yumuşak kaldılar.

Sonra da çok sayıda sap yapmaya giriştim.





Bu da bir tanesinin güncel hali. Değişen çok şey olmasına rağmen üstteki 2-1'den görüntü olarak pek farkı yok.
