Bilim-Kurgu Filmleri ve Türün Klasikleri

[spyderCollector]

valla öyle bakıyorum, içlerinden bir tek uzay yolu nu yakaladım ama sonrası yine yok

uzay yolu mr.spak lı olandamı kaldin Hocam.
o star trek original series
sonrasinda:
star trek next generation
star trek voyager
star trek deep space nine
ve 10 adet film geldiiii, gecti.

ha benim dediğim mr spaklı olanı.

Hocam tat katıyorsun tek kelimeyle yazılara..
belki diyorum uzay 1999 falan da seyretmişindir. hani şu ay üssü alfa falan olan..
yada galaktika, saylonların saldırıp durduğu..

[circassian]

5.th element ustune ghost in the shell +1

[spyderCollector]

METROPOLIS vardır, klasiklerin klasiği.

1927 yapımı 124 dakika, Fritz Lang ın. sessiz sinema zamanında çekilmiş tam bir futuristik. restore edilmiş versiyonu görüntülerin kesilmesiyle araya giren siyah ekranda yazıları okuma teknolojisi.



Yönetmen Fritz Lang
Yapımcı Erich Pommer
Senarist Thea von Harbou (roman)
Fritz Lang (sinemaya uyarlaması)
Oyuncular Alfred Abel
Brigitte Helm
Gustav Fröhlich
10 Ocak 1927, Almanya (ilk gösterim)
210 dak.(Alman prömiyer cut)
Bütçe 7.000.000 Reichsmark (tahmini)
Metropolis, Avusturyalı-Alman yönetmen Fritz Lang'ın çektiği sessiz bilimkurgu filmidir. Alman yapımı film, Babelsberg Stüdyoları'nda çekildi ve 1927'de Weimar Cumhuriyeti'nin en güçlü döneminde gösterime girdi. Dönemin en pahalı sessiz filmi olan yapım için yaklaşık 7 milyon Reichsmark (2005 değerleriyle 200 milyon dolar) harcandı.

Filmin senaryosu 1924'te Lang ve eşi Thea von Harbou tarafından yazıldı. von Harbou 1926'da senaryoyu romanlaştırdı.

İlk gösterimi 10 Ocak 1927'de Almanya'da yapılan film, 1927'nin Ekim ayında tam İstanbul'da gösterime girmek üzereyken hükümet tarafından ateizm propagandası yaptığı ve komünizmi övdüğü gerekçeleriyle yasaklanmıştı.

Fütüristik bir distopya ortamında geçen film, sık rastlanan bir bilimkurgu temasını anlatır: kapitalist bir düzende işçiler ile işverenler arasında yaşanan sosyal krizi anlatmaktadır. Alman dışavurumcu sinema akımının bir örneği olan film aslında ekspresyonist olarak başlayıp daha ılımlı bir şekilde biter. Sürekli tekrarlanan "üreten eller ile planlayan beyin arasındaki aracı kalp olmalıdır" cümlesi Almanlara o dönemde korporatizmin ne kadar yakın göründüğünü anlatmaktadır. Film Naziler tarafından da oldukça beğenilmiş özellikle de "arabulucu" simgesi halkın farklı kesimleri arasında dengeyi sağlayacak olan devlet ile özdeşleştirilmiştir.



http://tr.wikipedia.org/wiki/Metropolis_(film)

[umut]

Konuyu hortlatıyorum ama özellikle anime meraklılarının kaçırmaması gereken iki seri;
death note ve full metal alchemist, şiddetle tavsiye ederim.
Ayrıca hard core BK değilde alternatif bir şeyler seyrederim derseniz, son dönemden District 9'ı çok beğenmiştim ama herkese hitap etmeyebilir.
Bir de Rama ve Foundation dizi yapılsa BSG ayarında olurdu heralde.

Uzun zamandır bilim kurgu konuşmamıştım dolmuşum biraz

[bora atalay]

bu aralar hepsini bir arada veren FRİNGE benim favorim...

[emrekipmen]

Bir de Rama ve Foundation dizi yapılsa BSG ayarında olurdu heralde.

Bence de süper olurdu, ancak kitaplardaki aynı tadı alabileceğimizi sanmıyorum, hala dönüp dolaşıp Rama'ları ve Asimov'ları okuyup duruyorum, her seferinde ilk defasındaki keyfi veriyor...

[spyderCollector]

tam bir anime ve bilim kurgu tutkunu olarak asimov foundation (vakıf veya daha önce imparatorluk adıyla yayınlanan ) serilerinin dizisi yapılır da ölmeden seyredebilirmiyim diye bekler dururum hep.....
şu sıralar vakıf serisinin 7 kitaplık yeni basımını aldım tam set, ithaki den. başladım yeniden okumaya 4. kitaba kadar da geldim...
bu seriyi 5. veya 6. okuyuşumdur abartısız...

[umut]

Ben 13-14 sene önce sanırım, Türkçe okumuştum. Şimdi son 1-2 haftadır orjinal dilinde tekrar okumaya başladım ve keşke daha önce de orjinal okusaydım diye de hayıflanıyorum. Gerçi herhalde İthaki çevirisi bu seferinde düzgündür artık. Bence bu güne kadar yaratılmış en gerçekçi ve ayrıntılı evrenlerden birisidir. (konu dışı ama tabi bir de ortadünya ve forgatten realms)

Belki okumuşsunuzdur bile ama haddim olmayarak size Philip K. Dick kitaplarını öneririm. Gerçi kendisi tedavilik bir şizofren ve paranoyak olduğundan kimileri için okuması zor olabiliyor ancak kitaplarında yarattığı ilizyonları başka hiç bir yazarda bulamadım şu ana kadar. Bazı romanlarında kahramanın yaşadığı "şu an gerçek mi yoksa hayal mi?" kararsızlığını okuyana da aynen hissettirebilmesi deliliğinin bir sonucu sanırım.