Teşekkürler arkadaşlar

Hocam dediğim gibi tam anlamı ile inceleme işine girmedim. Kıvılcım testinde de az çok görülüyor, bazıları düz giderken bazıları patlıyor falan. Yani bir miktar karbon aldığı kesin. Tahminim 0,3-0,5 civarı bir karbona sahip olduğu yönünde.
Sonuçta bu çelik grafit bir potada ve bir miktar kok kömürü tozunda eridiğinde ve bu süreç minimum 3 saat olacağından bir miktar daha karbon alacaktır.
Tatara ile bunun arasında temelde hiçbir fark yok. Aslında demirin ilk işlenmeye başlandığı devirlerden 16 – 17 yy sanayi devrimine kadar bu tip yüksek fırınlarda tamamen bu ana mantıkta cevherden demir üretimi yapılmış. Demirköy dökümhanesinde yapılan kazılarda bile bu tip yüksek fırınlarda üretilmiş sünger demir örneklerine rastlanmıştır.
Yani bu bizimde kültürümüzün bir parçası bunu asla unutmayın. Yabancıların bu işi sahiplenmek gibi bir şansları yok çünkü demir çağının başlangıç noktası Anadoludur.
Odun kömürü kullanmamın benim açımdan ilk neden tarihsel, yani eskiden böyle yapılıyor olması. 18yy. a kadar yani doğal kömürün işlenip kok kömürü elde edildiği devrelere kadar genel kullanım hep odun kömürü olmuştur.
Ayrıca bilindiği üzere doğal kömür içeriğinde demire etki edebilecek birçok madde barındırır. Bu fırınlamayı doğal kömür ile yaparsak kükürt gibi olumsuz etkisi olan maddelerde çeliğin içine nüfuz eder ve kaliteyi düşürür. Oysa bizim çeliğin içine girmesini istediğimiz ana element karbon. Bu sebepten karbon bileşenli en temiz kömürü kullanmamış şart.
Bu ana mantığında yeterli ısı üreten, içeriğinde zararlı madde barındırmayan, karbonca zengin ve kalıntı bırakmayan bir kömüre ihtiyaç vardır, doğal kömür cüruf yapar ve bu yüzden bunu kesinlikle kullanamayız.