Paslanmaz çelik tamamıyla tepkisiz bir malzeme değil, yine de doğrudan metal yüzeylerde en iyi seçim. Dökümleri hiç tavsiye etmiyorum, düzenli olarak kan vermiyorsanız demirin fazlası hastalıklara yol açar: domates gibi asidik malzemeyle yapılan yemeklerde 2400mg/l gibi demir düzeylerine çıkılabiliyor döküm tencerelerle. (Ispanağın kilosunda 26 mg demir var, ne kadar aşırı olduğunu oradan kıyaslayın).
Seramikler ikiye ayrılıyor: safi seramik, metal üstü seramik kaplama. Her iki türü de gayet güvenli. Safi seramikler kırılma riskine açık ama çok hafifler. Metal üstü kaplamalar da teflon gibi fiziksel olarak tutturulduğundan yapıştırıcı kullanılmıyor. Teflona göre avantajı, çizilmesi daha zor, çizildiğinde de kalınlığı nedeniyle metale inmek mümkün değil. Metal üstü kaplamalar seramiğin gözenek yapısı nedeniyle çok az da olsa kaplanan metalden eser miktarda da olsa bir miktarın yiyeceğe karışmasına neden oluyor, o yüzden en güvenlisi safi seramikler.
Fakat efektif olarak safi seramikler de dahil, aşırı ısıtma ile tencere materyalinin yiyeceklere karışması mümkün. O yüzden her türlü tencerede en önemli şey uygun ateşte, gerekenden fazla ısı enerjisi vermeden pişirmek. Tencere içindeki yiyeceklere aktarılabilenden (işin fiziğinin detaylarına çok girmeden: tencere materyali iletimle ısıyı sıcak taraftan -ateş gören taban- soğuk tarafa -tencere dibi- aktarır, ısı tencere dibi yüzeyinden yiyeceklerin içinde bulunduğu sıvıya taşınımla aktarılır; iletim taşınımdan her zaman daha yüksek kapasitede ve hızlıdır) daha fazla enerji verirseniz, tencere materyali yiyeceğe aktaramadığı ısı enerjisiyle kendisi aşırı ısınmaya başlar, sorunlar da orada başlar.
Gözüyle görmeden ikna olmayanlara küçük bir deney: ateşle mesafesini doğru ayarlarsanız, açık ateş üzerinde pet şişe içinde (şişe deforme olmadan) su kaynatabilirsiniz. Aktarılan ısı enerjisi suyun alabildiğinin üzerine çıkmazsa şişeye birşey olmaz.