Bıçak Sanatı - Forum

Türkçe'nin doğru kullanımı

deserteagle

  • Eylem Cengiz, 49
  • *****
  • 9533
  • Meslek: elektronik ve hab. müh.
  • Yer: İstanbul, Kırklareli
Türkçe'nin doğru kullanımı
« : 30 Temmuz 2010, 11:44:31 »
Türkçe'nin Doğru Kullanımı

Forumumuz artık sadece bıçak yapma konusunda yardımlaşma ve bilgi paylaşımına hizmet eden bir forum olmaktan çıkmıştır. Henüz bir giriş sayfamız bile hazırlanmamışken üye sayımız 131'e ulaşmıştır.

Hem Bıçaksanatı'nda hem de Cebehane'de Türkçe'de zaten var olan bıçak, kılıç, demircilik terimlerini hatta ahşap ve deri işlerine ait terimleri keşfetmeye çalıştık. Bizde karşılığı olmayan kelimelere de karşılık denk düşürmeye çalıştık.

Bunları yaparken tartıştığımız da oldu, bundan sonra da olacak. Tabi bu tartışmaların hedefi Türkçe'yi keşfetmek ve imkan olunca bir adım ileri götürmek, gerektiğinde de Türkçe'nin geri gitmesini engellemek olacak.

Türkçe'yi İstanbul Türkçesi'nden ibaret görmediğimi, yöresel farklılıkları silip atmamaya inandığımı da özellikle belirteyim. Her yörenin insanı sadece sandıktaki eski giysileri, evlerinin tipi ve geleneksel bıçağıyla değil özellikle ve özellikle diliyle kültürel mirasını yaşatır. Kullandığı kelimeler insanların kayıp olan soy ağaçlarının dahi yerine geçebilir. Ancak kelimenin yaygın olan kullanımı ile çelişiyor ile yöresel kullanımdan da kaçınmak gereklidir. (*1)

Buna karşılık kökeni olmayan, gerçekte anlamı farklı olan, kullanımında yanlış olan, yaygın bir Türkçe karşılığı olduğu halde yabancı dildeki karşılığı tercih edilen kelimeler için forum içinde uyarılar yapılması, hatalı kullanımların düzeltilmesinin istenmesinden yanayım. Eskiye dönük yazılarda bile çok önemli bulunan hataların parantez içinde verilmiş bir notla olası doğru karşılığı verilerek düzeltmelerinin asıl metni yok etmeden yapılması gerektiğini düşünüyorum.  (*2)

ÖRNEKLER:

(*1) İçin Örnekler:

-- "Tağra" da "tahra" da farklı yörelerde kullanılan kelimeler olduğundan ikisinin de kullanımı doğrudur. (Tabii benim gibi kendi yöresinde bu kelime geçmeyenlerin, kelimenin en yaygın kullanımını yeğlemeleri iletişim için daha uygun düşecektir.  :) )

-- "Keski": Bu kelimeyi bıçak yahut çakı yerine kullanmak yanlıştır. Keski kelimesi Türkçe'de yaygın olarak bir ucu keskin, arkasına vurarak, yada arkasından bastırarak kullanılan araçtır.

(*2) İçin Örnekler:

--  "Kabze": Yanlıştır. Doğrusu "Kabza"dır. Bu kelime de ateşli silah ve kılıç için kullanılır. Bıçaklar için ise "sap" kelimesi tercih edilir.

-- "Bolster": Yanlıştır. Bunun yerine "balçak" kelimesini kullanmak gerekir.


Sürç-ü lisan ettiysem af ola.  ::)
Barika-i hakikat müsademe-i efkardan doğar
Namık Kemal
Instagram'da ben

ekeke

  • *
  • 7
  • Meslek: Serbest
  • Yer: IST
Ynt: Türkçe'nin doğru kullanımı
« Yanıtla #1 : 05 Ağustos 2010, 14:05:13 »
Sn Deserteagle,

Keski üzerine yorumunuzu okudum, şöyle bir sorum olacak izninizle...
Henüz bir sapı olmayan, hatta sapı hiç olmayacak ucu sivri, kenarı keskin bir nesneye ne diyeceğiz? Yani henüz bir sapı olmayan, tutamayacağımız halde olan, "ileride sap/kabza eklenerek bıçak olması amaçlanan bir "şeye" bizde ne deniyor acaba?
Ben şahsen daha uygun bir kelime bulamadım hiçbir zaman.

Şöyle açayım...
Bıçak malumumuz, bir alettir. Yani minimum vaziyette  bir keski ve saptan oluşan bir alet. Eğer bir sapı yoksa, buna bıçak diyemeyiz. Ancak "demir" de diyemeyiz, çünkü henüz bir sapı olmadığı halde, "kesmek işlevini" görebilmektedir. Bu açıdan kanımca "keski" kelimesi uygundur.
Bizde spesifik bir alete deniliyor olabilir, tahmin ederim. Ancak bu durum, hali hazırdaki yanlış kullanımını kabullenmemiz gerektiğini göstermediği düşünüyorum.
örnek vermek gerekirse, bizde "taşlama" derler..Malum ki o alet yardımıyla  bir yere "taş attığımız filan yoktur" malzemeyi "taşa tutmak/sürtmekten" böyle kullanılagelmiştir. İngilizcedeki kelimesi ise, "grinder"dır. "Öğütücü" olarak çevirebiliriz ki sanıyorum aletin tam olarak yapmakta olduğu da budur.
Yine örnek vermek gerekirse, kanımca; yoldan bu işleme uygun bir taş alıp, kenarlarını yontarsak bu taş bir "keski" olur. Ardından bir de "sivrilttiğimiz ucun ters tarafını sorunsuz bir şekilde elimizle kullanabilecek hale getirirsek (örneğin paraşüt ipiyle sararsak) bu artık bir "bıçak" olur.
Bu açıdan ben, izninize henüz bıçak olma oluşumunu tamamlamamış, ancak "kesmek işlevini görebilen şeylere" keski demeye devam edeceğim....:)


Sevgiler
« Son Düzenleme: 05 Ağustos 2010, 14:21:33 Gönderen: ekeke »
Fortior Qui Se Vincit

emrekipmen

  • *****
  • 6065
    • Seçme Bıçaklar Albümüm
  • Yer: Bodrum
Ynt: Türkçe'nin doğru kullanımı
« Yanıtla #2 : 05 Ağustos 2010, 14:20:45 »
Kabza bir eklentidir, bence kabzalı veya kabzasız bıçak bıçaktır. Eğer taşlaması yapılmamış, sadece kaba şekli verilmişse buna "bıçak profili" ya da kısaca "profil" denir. Isıl işlemi yapılmamış ama tüm şekli verilmiş haline olsa olsa "ısıl işlem öncesi bıçak" diyebiliriz herhalde, yoksa bunun için bir terim üretmek mantıklı gelmiyor bana...

Kipmen Sanat web sitesi

ekeke

  • *
  • 7
  • Meslek: Serbest
  • Yer: IST
Ynt: Türkçe'nin doğru kullanımı
« Yanıtla #3 : 05 Ağustos 2010, 14:29:38 »
Efendim şimdi Wikipedia da okudum. Ona göre siz haklısınız. Yani sapı olmasa da, kesen herhangi bir şeye "bıçak" diyor. 

Tanım şu: A knife is any cutting edge or blade, handheld or otherwise, with or without a handle    http://en.wikipedia.org/wiki/Knife

Blade e de bizim sözlüklerde: "Bıçak ağzı" demişler...

Ancak bana göre bu tanımlar yanlış. Zira yukarıdaki tanımı tam Türkçe ye çevirirsek, bu atnımdan şu çıkar: Makas ve balta da bir bıçaktır.


Belki de doğrusu "yalman" kelimesi olabilir. (blade=yalman) Yaşamımda hiç kullanmadım, kullananı da görmedim, tanımadım, ama doğrusu bu olabilir, bilemiyorum.



Sevgiler
Fortior Qui Se Vincit

deserteagle

  • Eylem Cengiz, 49
  • *****
  • 9533
  • Meslek: elektronik ve hab. müh.
  • Yer: İstanbul, Kırklareli
Ynt: Türkçe'nin doğru kullanımı
« Yanıtla #4 : 05 Ağustos 2010, 15:18:40 »
Tekrar hoşgeldiniz.  :)

Konunun derinliğine istinaden, ilk mesajlarımızda böyle bir konuya girdiğimden dolayı kusuruma bakmayın. Bu konularda kendimi tutamayıp bir sayfa dolusu yazmak alışkanlığım olmuş:

"Keski" sözcüğünün asıl anlamı, bir ucu keskin olan ve sapından ittirmek yada öteki ucuna vurmak suretiyle ahşap, taş, vs gereci parça kaldırarak işlemeye yarayan el aletidir. Ahşap için olanına sıklıkla iskarpela (Bu TDK'daki yazım şekli, ben her nedense ıskarpela diye biliyordum.) denir. Bu ilk anlamın İngilizce'deki karşılığı "chisel"dir. Ancak bu "chisel" torna için ise Türkçe'deki "arda"ya karşılık gelir.

Blade sözcüğü Türkçe'ye "ağız" yani "bıçak ağzı" olarak çevirilebilir.

Bıçağı, katlanır açılır bıçakların hepsini genel olarak kapsaması amacıyla "bıçak" sözcüğünün kullanılması uygun düşer. Keski kullanılmamalıdır.

Bıçakçılık ile ilgili terimleri lütfen başka bir dili kendinize kaynak alarak yeniden yazmayınız. Bu dili kullananların demir çağına bizden ne kadar sonra girdiği düşünülürse olay daha da ağırlaşıyor. :-\

Chisel sözcüğünün yerine göre Türkçe'ye keski, iskarpela yada arda olarak kullanımına göre farklı şekillerde çevrildiği gibi bir çok sözcüğün her bir anlamının karşılığı diğer dildeki tek bir sözcük değildir. Sonuçta biz çorbayı ve sigarayı içiyoruz, onlar ilkini yiyorlar diğerini ise tüttürüyorlar. Sigarayı da eti de "smoke" ediyorlar ama biri Türkçe'de tüttürülürken diğeri ise tütsüleniyor.

Forumumuz, bıçak sanatı ile ilgili bilgi ve paylaşma, yardımlaşma ihtiyaçları ile bir araya gelen insanlarda oluşmuş olmasına rağmen artık alanındaki Türkçe bir kaynak olarak da faydalı olmakta ve tüm üyelerine ciddi bir sorumluluk yüklemektedir. Bu nedenle Türkçe'nin, özellikle bıçakçılık terimlerinin doğru kullanımıyla ciddi derecede çelişki içerecek yazışmalara imkan verme serbestimiz yoktur.

Bu nedenle terimleri kullanırken yukarıda belirtmiş olduğum çerçevede öz denetim yapmak tercih ettiğiniz yöntem olmalıdır. Ben emin olmadığım bir sözcüğü şu şekilde araştırıyorum.

-- TDK'nın sözlüklerinden ve yazım kılavuzuna bakıyorum
-- Eski ve yeni kaynak kitaplara yada elektronik dokümanlara bakıyorum,
-- Google'daki kullanım oranlarını ve örneklerini inceliyorum
-- Türkçe üzerine soru sorabileceğim uzmanlara danışıyorum.

Bunların her birine erişim olanaklarınız olmayabilir. Ancak ilk madde kesinlikle atlanmamalıdır. diğer iki madde de olabildiğince uygulanmalıdır.
« Son Düzenleme: 05 Ağustos 2010, 15:22:32 Gönderen: deserteagle »
Barika-i hakikat müsademe-i efkardan doğar
Namık Kemal
Instagram'da ben

ekeke

  • *
  • 7
  • Meslek: Serbest
  • Yer: IST
Ynt: Türkçe'nin doğru kullanımı
« Yanıtla #5 : 06 Ağustos 2010, 01:56:03 »
Tekrar hoşgeldiniz.  :)

Konunun derinliğine istinaden, ilk mesajlarımızda böyle bir konuya girdiğimden dolayı kusuruma bakmayın. Bu konularda kendimi tutamayıp bir sayfa dolusu yazmak alışkanlığım olmuş:

"Keski" sözcüğünün asıl anlamı, bir ucu keskin olan ve sapından ittirmek yada öteki ucuna vurmak suretiyle ahşap, taş, vs gereci parça kaldırarak işlemeye yarayan el aletidir. Ahşap için olanına sıklıkla iskarpela (Bu TDK'daki yazım şekli, ben her nedense ıskarpela diye biliyordum.) denir. Bu ilk anlamın İngilizce'deki karşılığı "chisel"dir. Ancak bu "chisel" torna için ise Türkçe'deki "arda"ya karşılık gelir.

Blade sözcüğü Türkçe'ye "ağız" yani "bıçak ağzı" olarak çevirilebilir.

Bıçağı, katlanır açılır bıçakların hepsini genel olarak kapsaması amacıyla "bıçak" sözcüğünün kullanılması uygun düşer. Keski kullanılmamalıdır.

Bıçakçılık ile ilgili terimleri lütfen başka bir dili kendinize kaynak alarak yeniden yazmayınız. Bu dili kullananların demir çağına bizden ne kadar sonra girdiği düşünülürse olay daha da ağırlaşıyor. :-\

Chisel sözcüğünün yerine göre Türkçe'ye keski, iskarpela yada arda olarak kullanımına göre farklı şekillerde çevrildiği gibi bir çok sözcüğün her bir anlamının karşılığı diğer dildeki tek bir sözcük değildir. Sonuçta biz çorbayı ve sigarayı içiyoruz, onlar ilkini yiyorlar diğerini ise tüttürüyorlar. Sigarayı da eti de "smoke" ediyorlar ama biri Türkçe'de tüttürülürken diğeri ise tütsüleniyor.

Forumumuz, bıçak sanatı ile ilgili bilgi ve paylaşma, yardımlaşma ihtiyaçları ile bir araya gelen insanlarda oluşmuş olmasına rağmen artık alanındaki Türkçe bir kaynak olarak da faydalı olmakta ve tüm üyelerine ciddi bir sorumluluk yüklemektedir. Bu nedenle Türkçe'nin, özellikle bıçakçılık terimlerinin doğru kullanımıyla ciddi derecede çelişki içerecek yazışmalara imkan verme serbestimiz yoktur.

Bu nedenle terimleri kullanırken yukarıda belirtmiş olduğum çerçevede öz denetim yapmak tercih ettiğiniz yöntem olmalıdır. Ben emin olmadığım bir sözcüğü şu şekilde araştırıyorum.

-- TDK'nın sözlüklerinden ve yazım kılavuzuna bakıyorum
-- Eski ve yeni kaynak kitaplara yada elektronik dokümanlara bakıyorum,
-- Google'daki kullanım oranlarını ve örneklerini inceliyorum
-- Türkçe üzerine soru sorabileceğim uzmanlara danışıyorum.

Bunların her birine erişim olanaklarınız olmayabilir. Ancak ilk madde kesinlikle atlanmamalıdır. diğer iki madde de olabildiğince uygulanmalıdır.

Sn TDKya bakmayagönülvermiştürkçediyeyırtınanamanickideserteagleolandüğünlerdedesaydırıyormuzunuzacaba desert eagle,

Esasen bu forumda moderatör olduğunuzu görmemiş olduğumdan çok büyük hata ettiğimi anlıyorum, neyse önemli değil...
Maalesef çok açık ve net ki, sizde "cahil hastalığı" var.  Umuyorum yakında tedavi olursunuz.

1. Keski sözcüğünün anlamı o değildir.
1a. 1983 sonrası yazılmış TDK sözlüklerinin hepsi tartışmalıdır, zira kurumun kendisi tartışmalıdır. Benim gibi yayımlanmış eserleri olan, edebiyatla uğraşan biri olsaydınız bunu bilirdiniz.
2. Şu uygun düşer, bu uygun düşer dediğinize göre, kendinizi bu konuda bir duayen saymaktasınız, ancak her nedense ne yazılarınızda ne de yapmış olduğunuz bıçaklarda, "bu muhteşem özgüvenin" karşılığına rastlanamamaktadır.
3. Dünya da bugün bilim dili, İngilizce dir. Bugün ister Türk, ister Ukrayna lı olsun, hiçbir akademisyene uluslararası kabul görmüş bir makale yayımlamadığı sürece bir paye verilmemektedir. Neyi hafife aldığınıza dikkat edin.
4. Son olarak, o çok övündüğünüz atalarımızın diliyle söylemem gerekirse...."Dört rüzgara ve Gök Tanrı ya dua ediyorum ki, bu ülkede zaten 3-5 adet kalmış aklı başında gençlerimizi sizin gibi, meydanı boş bulup kendisini alim zannedenlerin karşısına düşürmesin.
Cahilin en büyük özelliklerinden biri, "karşısındaki insanın nezaketini, kendisinden çekinildiğini  zannetmek gafletinde" olmasıdır. Bu foruma üye olmam, bunları burada konuşma isteğim de tamamen nezaketten kaynaklanmaktadır. Yoksa ikinci bir foruma zamanı olan bir insan olduğumdan değil. Ancak dediğim gibi cahil herşeyi kendisine yontar...
Velhasılkelam,  siz o ne amacı belli, ne doğru dürüst ağzı olan "bıçakımsıları" bir daha "ben bıçak yaptım" diye ortaya sunun, ben de o işi, dolayısıyla sizi, "bilgimle" o ortaya rezil etmezsem, kitaplığımdaki 1500 kitap biraraya gelip suratıma tükürsün. İnsan önce bir işi yutar, oldum der, ondan sonra elaleme ders vermeye kalkar, yuh diyorum, hatta yuh oğlu yuh...


Not: Sn Gökhanbakla,
İşlerinizi de, yeni gördüğüm kadarıyla nuktedan anlayışınızı da çok beğendim. Umuyorum bir gün bir araya gelip atölyeye girme şansımız olur. TT de işlerinizi zevkle takip etmeye devam edeceğim.
Fortior Qui Se Vincit

emrekipmen

  • *****
  • 6065
    • Seçme Bıçaklar Albümüm
  • Yer: Bodrum
Ynt: Türkçe'nin doğru kullanımı
« Yanıtla #6 : 06 Ağustos 2010, 03:23:29 »
Onur Bey, lütfen fikrinizi bildiriniz, Eylem bence sadece kişisel fikrini bildirmiştir, yazdıklarında kişiliğinize saldırmamıştır. Yanlışım olabilir belki, ancak görebildiğim kadarıyla sadece terimleri kullanırken kendi kullandığı yol haritasını yazmış ve herkesin (sırf sizin değil) bu tarz bir şekilde kullandığı terimlere dikkat etmesi gerektiğini idda etmiştir. Ben kişisel olarak 100'de 100 ona katılmasam da (ki önceleri de terimler hakkında tartışmalarımız ve fikir ayrılıklarımız olmuştur, eski yazıları kurcalarsanız bulabilirsiniz) hiç bir zaman bir konudaki fikir ayrılığı üzerine veya sizi kişisel olarak tanımadığı için sizi haddi olmayarak uyaran bir yorum üzerine kişisel kavga açılması vuku bulmamıştır. Şu anda yapmış olduğunuz yorumla kimseye sizden özür dileme veya fikirlerini bir daha gözden geçirme şansı tanımadınız maalesef.

Forumumuzun geçmişinde de çok ateşli tartışmalar olsa da burada geleneksel olarak kişiler kendi başlarına fikirleri ve katkıları açısından değerlendirilirler, yoksa moderatör olmaları veya kurucu olmaları hiç bir anlam ifade etmez. Moderatörlük bizim açımızdan sadece teknik destek elemanı anlamındadır, forumumuzu yönetmek tüm üyelerin el birliğiyle yapılmaktadır, en yeni bir üyenin bir değişiklik-eklenti isteği bile en kıdemli bir üyenin isteğiymişçesine ele alınır ve oylamaya sunulur, kararlarımız tamamen böyle verilir: Konu kilitleme, yazılmış bir yazıyı silme, konuyu kaldırma gibi bir uygulamamız da yoktur. Ya da ünvanlarını kullanarak, kişilerin bir tartışmada üste çıkması söz konusu olamaz....

Bu yüzden yukardaki yorumunuzdaki bu patlamayı talihsiz bir olay olarak değerlendiriyorum. Yorumunuz sadece "edebiyatın bilfiil içinde bir insan olarak ve birikimim nedeniyle ortaya koyduğum fikirlerin altı doludur ve bunu ... şu şu şu .. kaynaklara dayanarak idda ediyorum. Eylem Bey, sizin başvurduğunuz TDK kaynakları gibi kaynaklar çok da geçerli değildir, şu şu nedenlerle ... vs. vs." şeklinde bilgi verici ve fikirlerinizi destekler şekilde ifade edilseydi eminim ki bu tartışma çok daha üretken bir hale bürünür ve hepimiz bundan güzel sonuçlar elde edebilirdik. Ancak konu bu yorumunuzla "ölmüştür"...

Neden bilemiyorum, karşılıklı hoşgörü eksikliğinden dolayı ülkemizde üretken bir bilgi paylaşımı yapılamıyor, herşey kişiselleşip kavga ortamına sürükleniyor. Bu yok ise bu sefer "harikasın abi, süper, eline sağlık" cümleleriyle dolu bir mastürbasyon ortamı söz konusu oluyor. Dil bilgisi konusunda herhangi bir kaynağa sahip olmayan, bu konuda eksikliği olan ve bıçak-kılıç dünyasında üretici olarak kendini geliştirmeye çalışan benim gibi kişiler için güzel bir kaynakça denemesi keski-bıçak-arda vs. gibi çok basit bir noktada, ki bence hiç de birşey ifade etmeyen bir şekilde yitip gitti....  :(

Kipmen Sanat web sitesi

deserteagle

  • Eylem Cengiz, 49
  • *****
  • 9533
  • Meslek: elektronik ve hab. müh.
  • Yer: İstanbul, Kırklareli
Ynt: Türkçe'nin doğru kullanımı
« Yanıtla #7 : 06 Ağustos 2010, 09:07:34 »
Bizde edebiyatla uğraşan da vaar, yayınlanmış eseri olan da var, o dediğin tarihten çook çok eskisinin TDK yayınları da var. Bir ara da kitapları sayarım.

Bu arada siz de bizi o mübarek ilminizin ışığıyla aydınlatmaya devam ediniz.  :2up :2up :2up
Barika-i hakikat müsademe-i efkardan doğar
Namık Kemal
Instagram'da ben

deserteagle

  • Eylem Cengiz, 49
  • *****
  • 9533
  • Meslek: elektronik ve hab. müh.
  • Yer: İstanbul, Kırklareli
Ynt: Türkçe'nin doğru kullanımı
« Yanıtla #8 : 06 Ağustos 2010, 09:40:36 »
Şaka bir yana, biz bu forumda insanların eserlerini ve çabasını desteklediğimizden dolayı birbirimize sert eleştirilerde pek de bulunmadık. Bu da tabii ki zaman içinde körlüğe sebep olur mu diye de düşünmüyor değilim. Bu yüzden siz çalışmalarımıza dair gördüğünüz sorunları bizle paylaşırsanız seviniriz:) Sonuçta buradaki paylaşımızın bence önemli olan üç amacı var: Birincisi bir şeyler üretmeyi yüreklendirme, ikincisi yapılanı, yöntemleri paylaşma, üçüncüsü de yapılanları ortaya koyup eksikleri, yanlışları başka gözlere de sunarak geri besleme almak.
Barika-i hakikat müsademe-i efkardan doğar
Namık Kemal
Instagram'da ben

emin albayrak

  • *****
  • 3909
  • Meslek: grafik tasarımcı - 1979
  • Yer: istanbul / üsküdar
Ynt: Türkçe'nin doğru kullanımı
« Yanıtla #9 : 06 Ağustos 2010, 10:11:44 »
yaklaşık 300.000 kitap ile hizmet veren bir kütüphanesi olan bir kurumda çalışıyorum. mesai arkadaşım (dışarıdan yaptığı bir iş olarak) tdk'nın veri tabanını düzenliyor ve yayına hazırlıyor. yine çalıştığım yerin bünyesinde türkiyenin en kıymetli edebiyat hocaları da mevcut. iş yerimdeki masadan odama göz gezdirdiğimde kabaca 1000 civarında kitap görüyorum şu anda. evdeki kitaplarımı saymadım ama buradakilerden 5-6 kat fazladır diye tahmin ediyorum. her gün, yayınlanmış kitapları olan ya da kitap yayınlayacak olan kişilerle, köşe yazarlarıyla, dergi editörleri ile karşılaşıyor, konuşuyorum. ama sadece bu dış "pırıltı" benim adam olmama yetmiyor.

bir kısmınızın bildiği gibi, ben grafik tasarımcıyım ve işlerim yoruma haddinden fazla açıktır. işin dışında duran "müşteri" başkadır, o söyler geçer. ama bir meslektaşımız bizim işimizi eleştirecekse, "olmamış bu" diyecekse, kural şudur: sen daha iyisini yap, ben elinden öpeyim. dışarıdan bakarak "bi naneye benzememiş bunlar, atın bunları çöpe, dağılın lan burdan" demek, sadece grafikerler arasında ayıplanmıyor olsa gerek...

bıçakları seviyorum ve o yüzden buradayım. bıçak yapan herkese sonsuz saygı duyuyorum. bıçak yapmak için elini taşın altına koyan, gününden yarım saatçik kadar bile ayıran herkese saygı duyuyorum. çünkü "biliyorum" zaman ayırmanın ne kadar önemli ve kıymetli olduğunu. ben de uğraşıyorum kendimce. ve biliyorum ki, buradaki kimse mükemmel olmak iddasında değil/di.

bıçakları seviyorum.
testinin içinde ne varsa, dışına da o sızar...

www.instagram.com/mim_emin/

spyderCollector

  • ***
  • 2758
  • mehmet 1967
  • Meslek: mimar
  • Yer: Kocaeli
Ynt: Türkçe'nin doğru kullanımı
« Yanıtla #10 : 06 Ağustos 2010, 12:47:46 »
konu basit ve aslında biraz da gereksiz bir mum ışığı olup kendince aydınlatma çabası verirken, birden alevlenerek yangına dönüştü..
istemeyen bu ışıktan faydalanmayabilirdi, merak eden, isteyen olursa da kendince faydalansaydı.
inanın okurken müthiş rahatsızlık duydum.

Kendisine yetkili kurum ünvanı veren Birileri zaten Türkçe'yi nasıl katledeceğini düşünüp günden güne planlar yaparken........ (fakat onlar beceremezler, biz yemezler...)

bence isteyen keski üretsin, balyoz, balta, keserge, biçerge... üretsin, alsın, kullansın
isteyen de çakı, bıçak, kama, kılıç....

isteyen kaptıkaçtı'ya binsin. (bu sıfat günümüzde gerçek anlamını buldu nihayet  :) )
isteyen dolmuşa,otobüse,minibüse binsin. (fakat dolmuşa gelmesin. isteyen de istediği kadar rahatsız olsun, planlar tutmadı mı, nooluyor diye.)

isteyen kanatlı uçan götürgeç ile seyehat etsin
isteyen uçak'la seyehat etsin

Fakat kimse bazılarının amaçladığı gibi, birbirine düşmesin.
ve Birbirini şekillendirmeye düzeltmeye çalışmasın. Çoban olmaya da ihtiyacımız yok, çobana da duayene de, kendini bilirkişi ilan edene de.Birilerinin birimizi duayen ilan edip ortalığı karıştırmasına da....

Bu arada, Çeşitlilik  iyidir. kelimenin yaygın olan kullanımı ile çelişiyor ise yöresel kullanımdan da kaçınmamak gereklidir, bence..
noolur ki çelişirse. bir kelime daha mı öğrenmiş, kazanmış mı oluruz?

Bölünme aileden başlar, sonra ülkeyi yutar. Unutmayın Burası da Bıçak işine gönül verenlerin bir ailesi.

Bu arada Emre ve Emin arkadaşlarımıza yazdıklarından dolayı teşekkür ederim,
Fikirleri ve yazıları daima tutarlı, sakin ve yapıcı...
Onların yazdıklarını okumasam yangının rahatsızlığı içimde büyüyecekti.

Kusuruma bakmayın, tutamadım kendimi. Attım tuttum yine.....



not: yazım ve harf düzeltmeleri yapıldı


« Son Düzenleme: 07 Ağustos 2010, 00:36:00 Gönderen: mehmet şentürk »
'' Kem Alat'la, Kemalat  olmaz ! ''

spyderCollector

  • ***
  • 2758
  • mehmet 1967
  • Meslek: mimar
  • Yer: Kocaeli
Ynt: Türkçe'nin doğru kullanımı
« Yanıtla #11 : 06 Ağustos 2010, 13:06:08 »
Sn Deserteagle,

Keski üzerine yorumunuzu okudum, şöyle bir sorum olacak izninizle...
Henüz bir sapı olmayan, hatta sapı hiç olmayacak ucu sivri, kenarı keskin bir nesneye ne diyeceğiz? Yani henüz bir sapı olmayan, tutamayacağımız halde olan, "ileride sap/kabza eklenerek bıçak olması amaçlanan bir "şeye" bizde ne deniyor acaba?
Ben şahsen daha uygun bir kelime bulamadım hiçbir zaman.

Şöyle açayım...
Bıçak malumumuz, bir alettir. Yani minimum vaziyette  bir keski ve saptan oluşan bir alet. Eğer bir sapı yoksa, buna bıçak diyemeyiz. Ancak "demir" de diyemeyiz, çünkü henüz bir sapı olmadığı halde, "kesmek işlevini" görebilmektedir. Bu açıdan kanımca "keski" kelimesi uygundur.
Bizde spesifik bir alete deniliyor olabilir, tahmin ederim. Ancak bu durum, hali hazırdaki yanlış kullanımını kabullenmemiz gerektiğini göstermediği düşünüyorum.
örnek vermek gerekirse, bizde "taşlama" derler..Malum ki o alet yardımıyla  bir yere "taş attığımız filan yoktur" malzemeyi "taşa tutmak/sürtmekten" böyle kullanılagelmiştir. İngilizcedeki kelimesi ise, "grinder"dır. "Öğütücü" olarak çevirebiliriz ki sanıyorum aletin tam olarak yapmakta olduğu da budur.
Yine örnek vermek gerekirse, kanımca; yoldan bu işleme uygun bir taş alıp, kenarlarını yontarsak bu taş bir "keski" olur. Ardından bir de "sivrilttiğimiz ucun ters tarafını sorunsuz bir şekilde elimizle kullanabilecek hale getirirsek (örneğin paraşüt ipiyle sararsak) bu artık bir "bıçak" olur.
Bu açıdan ben, izninize henüz bıçak olma oluşumunu tamamlamamış, ancak "kesmek işlevini görebilen şeylere" keski demeye devam edeceğim....:)


Sevgiler


Burada ekeke nin yazdıkları ise aslında rahatsız edici değildi başlangıçta...
Sonra nasılsa birden ipler koptu .. :(

Hoşçakalınız..

« Son Düzenleme: 06 Ağustos 2010, 19:52:59 Gönderen: mehmet şentürk »
'' Kem Alat'la, Kemalat  olmaz ! ''

deserteagle

  • Eylem Cengiz, 49
  • *****
  • 9533
  • Meslek: elektronik ve hab. müh.
  • Yer: İstanbul, Kırklareli
Ynt: Türkçe'nin doğru kullanımı
« Yanıtla #12 : 06 Ağustos 2010, 14:29:55 »
...
Çeşitlilik iyidir. kelimenin yaygın olan kullanımı ile çelişiyor ise yöresel kullanımdan da kaçınmamak gereklidir, bence..
...

Değindiğiniz konuda kendimi anlatamadığımı düşünüyorum, yoksa zaten sizin dediğiniz anlamda kendi yöresel kullanımlarımıza sahip çıkmaya taraftarım. Kastım yalnızca belirgin bir şekilde yanlış kullanımlaradır. Kimi dışardan giren kelimeler kaynağı o yöre olmamasına rağmen farklıdırlar. Örneğin bizim köyde "dişbudak" kelimesi kulaktan dolma bir şekilde "dişdubak" diye söylenir. Bunda da kendi yöremin sözü diye şahsen ısrarcı olamıyorum. Zaten kastım arada bir gri bölge olduğuydu.
Barika-i hakikat müsademe-i efkardan doğar
Namık Kemal
Instagram'da ben

spyderCollector

  • ***
  • 2758
  • mehmet 1967
  • Meslek: mimar
  • Yer: Kocaeli
Ynt: Türkçe'nin doğru kullanımı
« Yanıtla #13 : 06 Ağustos 2010, 14:37:33 »
Eylem ben seni anlıyor ve hak ta veriyorum.

Bütün köy kulaktan dolma yanlış imlada ısrarlı demek ki  :D :D

sanayide, halk arasında Floresan lambaya Florans denir, Hoparlöre Apollo denir.
eksoz kelimesi 20 dükkanın hiç birinde aynı yazılmamıştır. Margarin sanayağ dır, bütün Kağıt mendiller selpaktır.
ben bunları duyar,okur,bakar keyf alırım, arkadaş sohbetlerinde çerez olur bunlar..

Demek istediğinin de yöresel kullanma şekli değil de yanlış imla etme şekli olduğunu duymak içime su serpti.
Fakat yine de derim ki, yanlış kullananlar karşısında bile aynı kelimenin doğrusunu kullanarak öğrenmelerini tercih ederim, kendilerinin anlamasını ve kendi kendilerini düzeltmelerini beklerim ben...... (sabırla)
« Son Düzenleme: 07 Ağustos 2010, 13:56:10 Gönderen: mehmet şentürk »
'' Kem Alat'la, Kemalat  olmaz ! ''

emrekipmen

  • *****
  • 6065
    • Seçme Bıçaklar Albümüm
  • Yer: Bodrum
Ynt: Türkçe'nin doğru kullanımı
« Yanıtla #14 : 06 Ağustos 2010, 14:50:05 »
Aslında bir "kelime"nin doğrusu yanlışı olmaz bence, kelime kelimedir (totoloji yaptım yine :) )... Kelime - terim - söz aslında bizim üstüne anlam yüklediğimiz ses birleşimleri. İletişim için bu ses topaklarını herkesin aynı anlamla yüklemesi aslında etik/moral bir konu değil fonksiyonel bir husustur. Yani ben bıçağı "keser" terimi ile ifade ediyor olabilirim, sorun bunun yalnış olması değil geçerli olmamasıdır. Eğer hepimiz aramızda toplanıp bundan sonra bıçağa "hedehödöcumburlop" diyelim diye karar versek bu tanım "bıçak" demek kadar geçerli olurdu çünkü dilin fonksiyonu olan iletişim görevini yerine getiriyor olacaktı. Ben o yüzden çok da değer vermiyorum işin bilenlerinin ya da TDK gibi kurumların oturup kafa kafaya verip bundan sonra bu anlam şu terimle ifade edilecek diye kendi aralarında karar almalarını filan. Önemli olan kullanım ve iletişime getirdiği kolaylıktır, bence "bolster" demek herkesin kafasında "balçak" demekten daha açıklayıcı oluyacaksa terim ingilizce veya japonca olsun farketmez bence doğrudur/geçerlidir...

Keski konusunda olan fikrim kelimeye zaten yüklenmiş olan ve kullanımda olan bir anlamın, burada yüklendiği anlamla çelişip iletişimi engellemesiydi, yoksa bana ne kimin kaç kitabı varmış filan  :-\ Olayı "kiminki daha büyük" tartışmasına getirirseniz .... çıkartmayın bana kütüphaneyi  :))

Kipmen Sanat web sitesi

spyderCollector

  • ***
  • 2758
  • mehmet 1967
  • Meslek: mimar
  • Yer: Kocaeli
Ynt: Türkçe'nin doğru kullanımı
« Yanıtla #15 : 06 Ağustos 2010, 14:52:50 »
 :D :D :D :D :D :D :D

...olay bitmiştir.....



sürç-ü lisan ettiysem af ola..
« Son Düzenleme: 07 Ağustos 2010, 13:55:15 Gönderen: mehmet şentürk »
'' Kem Alat'la, Kemalat  olmaz ! ''

circassian

  • ***
  • 1133
  • Burak Ekit
  • Meslek: dis hekimi
  • Yer: istanbul-besiktas
Ynt: Türkçe'nin doğru kullanımı
« Yanıtla #16 : 06 Ağustos 2010, 16:05:13 »
Mehmet Bey, olayi bitirmis ama , yazmadan edemedim, bence de "keski" lafini, yerlesik kullaniminin disinda kullanmak cok dogru degil. Ayrica bana gore kabzali ( ya da sapli ) olsun olmasin her kesicinin bir isim karsiligi var zaten. Sapsiz bir baltaya balta , kabzasiz bir kilica kilic demiyor muyuz ? Tartisma eger benim anladigim gibi sapsiz ya da kabzasiz bir kesiciyi isimlendirmek ise tamamen anlamsiz, ya da belki "blade " lafini Turkcelestirmek ise  "namlu" diyoruz ya iste. Butun kesici-delicilere ortak bir isim koymak ise yine cok anlamli ( en azindan gerekli ) degil.  Ya da ben tartismayi tamamen yanlis mi yorumluyorum acaba?

dipnot; Emin'in girdisindeki ikinci paragrafin altina ben de imzami atarim,
« Son Düzenleme: 06 Ağustos 2010, 16:42:29 Gönderen: circassian »
Tüfek icat oldu mertlik bozuldu
Ali Rusen ( ya da Koroglu ) 16,yy

deserteagle

  • Eylem Cengiz, 49
  • *****
  • 9533
  • Meslek: elektronik ve hab. müh.
  • Yer: İstanbul, Kırklareli
Ynt: Türkçe'nin doğru kullanımı
« Yanıtla #17 : 06 Ağustos 2010, 16:16:01 »
Böyle güzel anlatmak mümkün iken ben niye konuyu bu kadar döndürüp dolaştırmışım demeden edemedim şimdi.   :(
Barika-i hakikat müsademe-i efkardan doğar
Namık Kemal
Instagram'da ben

spyderCollector

  • ***
  • 2758
  • mehmet 1967
  • Meslek: mimar
  • Yer: Kocaeli
Ynt: Türkçe'nin doğru kullanımı
« Yanıtla #18 : 06 Ağustos 2010, 16:33:51 »
Burak bey, tamamen katılıyorum.

imza kısmında ben de varım  :2up
« Son Düzenleme: 06 Ağustos 2010, 19:52:29 Gönderen: mehmet şentürk »
'' Kem Alat'la, Kemalat  olmaz ! ''

Ynt: Türkçe'nin doğru kullanımı
« Yanıtla #19 : 19 Ağustos 2010, 16:23:11 »
Hazır küllenmişken konuyu hortlatmak istemezdim ama söylemesem de patlarım. Açıkcası benim öyle bin küsür kitaplık kütüphanem yok, kaç kitap okuduğumu da hiç saymadım, sayının bir şeye yaramayacağını bildiğimden olsa gerek. 1977 yılında mesleki bir okula girdim hala da oradayım, bu süreç içerisinde hem öğrendiğim, hem öğrettiğim hem de okuduğum tüm meslek derslerinde/kitaplarında "Keski"nin tanımı bellidir ve tektir ama bilinmelidir ki bu tanımların hiç birisinde "bıçak" kelimesine rastlanmaz. Bu konuyla ilgili ikilem içerisinde olan arkadaşlara eğer ikna olmalarını sağlayacaksa konuyu açıklayıcı ve bilgilendirici kitap hediye edebilirim.