Herkese selamlar,
Öncelikle İbrahim abiye, atölyesini açtığı için, onca iş güç arasında zaman ayırdığı, üstün misafirperverliği ve ilgisi için çok teşekkür ediyorum.
Cumartesi öğleden sonra 3den sabah 7.30a kadar ben şahsen zamanın nasıl geçtiğini hiç anlamadım. Kendisi çok hoş sohbeti olan, güleryüzlü birisi. Tanışmadan önce açıkcası böyle ağırlanmayı beklemiyordum. Benim için çok yararlı ve keyifli bir gün oldu. Sayesinde bıçak yapımının her aşamasını öğrendim. İlk defa canlı canlı tüm evreleriyle nasıl bıçak yapılır görmüş oldum. Üstüne üstlük, kılıf yapımınıda canlı görmüş oldum. Bunlar yetmezmiş gibi, saatlerce gözümü ayırmadan keyifle izlediğim bu bıçak ve kılıfı bana hediye etti Hiç kıyamayacağım, çok sağlam, ve unutulmayacak bir hediye oldu. Tekrar teşekür ederim.Kendisine merak ettiğim bir çok şeyi sorma fırsatımda oldu, sağolsun her şeyi çok güzel açıkladı, yapım aşamalarında da püf noktalarını anlattı.Bu arada İbrahim abinin gravürlü bowiedeki gravürleri nasıl yaptığınıda gördüm.Mikroskop ile yaptığı gravür çalışmalarını ve bunların internet derslerinide gösterdi, gerçekten çok ilgi çekici bir sanat.
Bıçak olsun, diğer hobiler olsun, uzunca muhabbet etme fırsatımızda oldu. Aslında bir daha gittiğimde daha kaliteli resimlerle ve her aşamayı çekerek burada anlatmayı planlıyorum.Şimdilik her aşamanın resmi yok. Olanlarla, aklımda kalanlarla anlatmaya çalışacağım.
İlk atölye ve genel resimlerle başlayalım.
https://plus.google.com/photos/105321203444675031508/albums/5819222997174691729?authkey=CLrpz-ylkdWIeABıçak için dağ bayır bıçağı modelini seçtik.İbrahim abinin kendi çizimlerinden bulup, BÖHLER D2den profilin kaba hatlarını biraz demir testeresi biraz kıl testere tezgahında çıkardık.Daha sonra bıçağın çizimini çeliğe yapıştırdık ve bant zımparada son haline getirdik. Buradan profile delikleri açmak için sütun matkap tezgahına geçtik.(İnce uçtan 8mm uca doğru) Önce profilde olmak üzere kabza için ahşaplarada delik açtık. Kabzayı bıçağa tutturacak, 8mm bakır içi boş borudan parçalar kestik, çünkü içi dolu 8mm bakır boruyu bulamadık Daha sonra kabzaları ayrı ayrı profile tutturarak ahşaba çizimleri yaptık. Yeniden bıçakla kabzaları birleştirdik ve yavaş yavaş bant zımparada kabzaya şeklini vermeye başladık. Kabza şeklini biraz alınca kabza parçalarını bıçaktan çıkardık ve birleştirerek bıçağın keskin ağzına yakın olan üst uç noktaları kalından inceye doğru bant zımparada şekillendirdik. Kabzanın bu kısmında biraz eğim verdik resimlerde de görüldüğü gibi. Bu kısmı ilk bitirmemizin sebebi ise bıçakla kabza birleştikten sonra burada işlem yapmak çok zor olacaktı. Bunları yaparken İbrahim abi, fırnı açtı çünkü istenilen sıcaklığa ulaşması 2saat alacaktı. Daha sonra kabza ile bıçak arasındaki o kırmızı görünen fiberi kestik, tam adını hatırlamıyorum.Kabzaya göre makasla biraz şekillendirdikten sonra ayrı ayrı kabzalara epoksi ile yapıştırdık. Boşluk kalmaması için kuruyana kadar sıkıştırdık. Kurduktan sonra bunları masadaki zımparada elde iyice düzelttik. Yine matkapla 2 fiberede deliklerini açtık. Sonra bant zımparada kabzaları birleştirerek şekillendirdik. Daha sonra İbrahim abinin yaptığı bir aparata profili bağladık. Bant zımparaya profil kalınlığının yarısının arcsin değeri kadar açı verdik.(yanlışsa düzeltiniz). Profilin ağzının 1mm kalması için kumpas ile ağzın orta noktasını çizdik. Bant zımparaya bir açı ölçme aletiyle belirlediğimiz açıdan biraz daha az açı verek ağzın 1mm civarı kalmasını sağladık. Aparat sayesinde tam belirlediğimiz yere kadar şimdilik bıçak ağzını açmış olduk. Şimdilik işimiz bitmişti fırnın 1200 santigrat dereceye gelmesini bekliyorduk.
https://plus.google.com/photos/105321203444675031508/albums/5819224307086946065?authkey=CM3q0aXW9snSKg İbrahim abi, bu süreden faydalanarak birde kılıf yapmaya başladı. Kılıf, daha önceden bu bıçağa uygun kesilmişti. İbrahim abi kılıfın köşelerini zımparayla düzelterek, kemer yeri dikişinden sonra yapılması zorlaşacak yerlere kahverengi boyadan biraz sürdü.Buraları kuruttuktan sonra elde sanıyorum 800 kum civarı bir zımparayla zımparaladı.Yeniden bir kat boya daha sürdü ve kurumaya bıraktı. Kılıfın kemer yerini kahverengi mumlu iple dikti. Dikiş deliklerinide küçük tornavidaın ucunu sivrileştirerek yaptığı bir delici ile açtı. Sonra 2 iğne ile çift dikiş yaptı.Bu sırada fırın istenilen dereceye gelmişti ve bıçağımızı 1200derece de fırına attık. Fırının içi kırmızıyı geçmiş böyle cehennem gibiydi 10dk bekledikten sonra bıçağı çıkardık ve hemen yağa batırdık.Yağdan önce alevler çıktı sonra bıçak sanıyorum soğudu, tam soğuması için sanıyorum biraz su altınada tuttuk.Daha sonra 200derece olan bir diğer fırına meneviş için bıraktık bıçağı. Bu fırında bıçağımız 1.30dk kadar bekleyecekti.Bu sırada İbrahim abi, kılıfın kalan yerlerinide tamamladı.Yine bütük köşeleri zımparada düzeltti. Ateş başlatıcı yerinini kılıf kalığına göre ayarlayarak epoksi ile yapıştırdı ve çift kat boyama işlerini yaptı. Kalan yerlerinide zımparaladı ve yine epoksi ile yapıştırdıktan sonra bir kat boya, zımpara ve sonrasında 2-3 kat daha boya ile bitirişini yaptı. Sadece dikiş yapılması kaldı kılıfın.
https://plus.google.com/photos/105321203444675031508/albums/5819224699572214817?authkey=CI-MjIDDwriPxwEMenevişlenen bıçağımız 200derece 1.30dk kaldıktan sonra bıçağımızı aldık ve suda soğuttuktan sonra ilk testlerini yaptık.Üzerine çekiçle vurarak demir ve bakırı ucu hiç bozulmadan biraz kesti.Eğe ile de deneme yaptık eğe çizik bile bırakmadı bıçak üstünde.Bunlar sanıyorum bıçağın ısıl işleminin ne kadar doğru olduğunu gösteriyor tabi bu çeliğe göre. Zımparalama denemelerinde bant zımparanın bıçağa işlemeyişi son ağız açma ve zımparalama işlemlerini çok uzattı.Sanıyorum 2 zımpara harcadık bunun için. Bir zımparada ağız açarken koptu. Burada bıçağın ağzını tam açıyla sıfırlayana kadar açtık. Yüzey zımpara işlemlerini gerektiği gibi az kumdan yüksek kuma doğru zımparada bitirdik. Sonunda bu işlemler bitince. Yeniden kabzayı yerleştirip epoksi ile yapıştırdık. Boşluk kalmaması için mengenede iyice sıkıştırdık. Kuruma bittiğinde artık kabzadaki son inceltme, şekil vermeleri yaptık. Daha sonra bıçağı sıkıştırarak elde kabzayı 800kum yine sanıyorum eski zımparalarla nerdeyse pürüzsüz hale getirdik. Son olarak artık polisaj makinesinde bıçak ağzının çapaklarını temizledik ve bana göre aşırı derecede keskinleştirdik ama İbrahim abi hala olmadı dediği için buna bir süre daha devam etti ve sonucunda hiç görmediğim bir keskinliğe ulaştı bıçağımız. Polisaj makinesine biraz cila sürüp kabzayıda temizledik ve kabza parladı. Burada bıçağımız bitmiş oldu. Anlattıklarımda tabi ki eksikler vardır. Hatırladığım kadarıyla anlattım ama başka bir gün bir bıçağının yapılışını bol fotoğrafla ve ya imkan olursa videoyoyla ayrıntılarıyla anlatmaya çalışacağım.
https://plus.google.com/photos/105321203444675031508/albums/5819225541800346065?authkey=CJTx18as0NSL0QEBıçağımız bittiğinde saat sabah 4 civarıydı ve o saate kadar saat sanki dakika gibi geçti gerçekten.İnsan bir işe konsantre olunca zamanın nasıl geçtiği anlaşılmıyor. Daha sonra birde beraber çorba içtik:) Benim için çok özel ve yararlı bir gün oldu, sunduğun imkanlardan ve dostça ilginden dolayı tekrar çok teşekkürler İbrahim abi.