Çok geçmiş olsun kendinize dikkat edin..
2010 baharında yayla dağlarında gezerken motorsikletle kaza yaptım. Hissettiğim acıyı ilk defa hissediyordum. Galiba ayağım kırıldı dedim. Motorsikletle iki kişi idik . Lakin arkadaşım kullanmasını bilmiyordu. iş başa düşünce hemen heybemde bulunan iple bir atel yapıp o dağdan motorsikleti indirdik güç bela.
Kırık olma ihtimaline karşın ayağımın üzerine basmamaya çalışarak hastane merdivenlerini çıktım. Fiziki muayene ve film. Netice kırık yok tendonlar zedelenmiş istirahat et geçer....
Kırık olmadığına göre ayağımın üzerine basabilirdim. Çivi çiviyi sökermiş mantığı ile birde yaptıkları ağrı kesici ile hastaneden aksakda olsa tek başıma ve yürüyerek çıktım. Beni gelirken gören hemşirenin bir tanesi" demek ki bir şeyi yokmuş bak hemen iyileşti " diye konuşuyordu.
Neyse, gün geçtikçe ayağımda hiç bir iyileşme olmadı ve ağrılarım gittikçe arttı.bende inadına üzerine bastım ayağımın. sonunda dayanamayıp Tekrar hastaneye gittim, tekrar filim çekildi kırık yok... Doktora çok ağrıdığını söyledim. MR çekelim birde dedi. MR için bir hafta sonrasına gün verdi. Bir hafta sonra MR çekildi sonucu bir hafta sonra çıkar denildi. Sonuç haftasıda patronumun düğünü olduğu için internetten aldığım mr sonucunu burda ki bir pratisyen hekime gösterdim. Kırık yok, sadece ezilen bölgelerde ödem var dedi...
Aradan bir ay daha geçti....
Dayanamayıp tekrar ortopedi uzmanına gittim ve durumu anlattım.
doktorun dediği:
ayak bileğinde iki ayrı noktadan kırılma varmış ama zamanında müdahale edilmediği için yanlış kaynamış. Düzeltmek için amaliyat gerekir. ama amaliyat sonrasıda ayağın asla eskisi kadar sağlıklı olamaz....sizin anlayacağınız 3 ay kırık ayakla gezmişim...
Netice: her soğuk havada her uzun yürüyüşte hemen şişip ağrı yapan bir ayakla ömrümü tamamlamak zorundayım.
Velhasıl kelam ustalar, bu tür olaylarda bir sağlık kuruluşuna muhakkak gitmeli ve en az iki ayrı hekimin görüşü alınmalı. Bize bir şey olmaz demeye gelmiyor.