Türkmen Gelini kadar zarif, Nakşi Dervişi kadar Alçakgönüllü, Semazen kadar uyumlu, Bir o kadar can alıcı. Azrailin elinde tırpan değil “kulaklı” olmalı. Cevher ki mücehfer olmuş hali demirin. Hadde hadde çekilip, Buram buram burulup, Köz köz narlanıp Dövüldükçe dövülüp susadıkça kana kana verilen suyuyla çelikleşen bir pulat pusat “Yatağan”
Bir Türk süvarisinin elideyken daha müthiş bir ölüm makinasının keşfedilmediği anlaşılan. Onunla ölenin bile mutlu öldüğü, Bir yaman kılıç. Herşeyi Türk’tür Yatağan’nın Türk Toprağından çıkacak Cevheri, Türk ateşiyle tavlanacak. Türk Usta dövecek ve Bir Türk Yiğidinin eline yakışır ancak.
Kalleş Dövüşlerin Silahı değildir Yatağan. Mertçe savaşların kılıcıdır. Sıratı bile kıskandırır keskinliği. Hanede top tüfek bilumum ne varsa silaha dair; Duvardaki Bir Yatağan çok daha fazla güven verir kişiye. Namerdin eline yakışmaz. Hain kamaların sırıtışı yoktur onun suyunda Bir cihanı dize getiren Milletin elinden düşmemiştir Hükmünce.
http://imageshack.com/a/img834/4308/xcmp.jpgEn değme Mühendislere Küçük dilini yutturur tasarımı. Koç Boynuzu Kabze ele otururki Sanki yapışır Ve terk etmez Bahadırı. Milimi ölçülüdür herkes yapamaz. Ta Asya bozkırlarına uzanır ustanın silsilesi el almayan elveremez kılıç ustasıyım diye.
Gök rengini Gökbayrak’tan Alır, Cenk meydanlarında al’landıkça Albayrak olur. En büyük yeminler onun üzerinedir. “Gök girsin Kızıl çıksın” Bir kılıç mersiyesidir bu. Aciz kul bu kadar anlatır Yatağan’ı efsaneler her ne kadar söz ile anlatılsada, Türk Efsaneleri ancak Yatağan’la yazılmıştır.
http://imageshack.com/a/img843/2752/mqg7.jpgTamer Dursun