Sefa Hocam videolar için teşekkürler. Özellikle teknolojinin çok gelişmiş olduğu Japonyadan olması çok düşündürücü. Vahşi kapitalizm çağını yeni yaşadığımızdan bize oldukça yabancı
. Bize öğretilen işi en hızlı en düşük maliyetle yapmanın yolları. Aksi halde eve ekmek götüremezsiniz. Birde bedevi medeni farkı sanırım aslında el sanatları gerçekten medenilerde gelişiyor göçebelerde değil. Osmanlıda da el sanatlarının önemli kısmının yerleşik g.müslümlerce gerçekleştirilmesi tesadüf değil. Kusura bakmayın biraz konu dışı oldu ama bence araştırılması gereken sosyolojik bir şey bu.
Vedat bey söylediklerinize itirazım var
şöyle ki;
Japonlara çok saygım var onlar dünyanın en iyi kılıcını yapmış ve bunu sistematikleştirip geleneksel olarak günümüze kadar getirmiş ve hala koruyor olabilirler ama bu kılıç teknolojisi küçük bir adadan dışarı çıkamamış Bu yüksek çelik teknolojisi japonların birbirlerini kesmesinden başka bişeye yaramamış
Sizin ve çoğu insanımızın hafife aldığı göçebelik de bir medeniyet biçimidir
ve göçebelik her medeniyetten bişey kaparak ve bunu yorumlayıp kendisine göre geliştirerek kendi medeniyetini ve teknolojisini yaratmıştır.Bizim göçebeliğimiz keyfi bir göçebelik değildir Güçlü ve sayıca kalabalık düşman milletlerin karşısında stratejik olarak hayatı idame ettirmenin yolu yüksek teyakkuz ve yüksek hareket kabiliyeti olan göçebelik olmuştur
o zamanın yüksek teknolojileri eğer, üzengi, yay, ok, kılıç, bıçak, çadır, tekerlek, arabalar vsydi
ha bunlar günümüzün modern dünyada bize pek bişey ifade etmese de o zamanın en yüksek mühendislik harikalarıydı
Şu anda bile kılıçta bıçakta ok ve yayda o dönemin teknolojisi yakalayabilmiş değiliz
Yakın tarihe gelince
Osmanlının son dönemlerinde Türklerden fedakarlıkla askerlik görevi beklenmiş dedelerimiz savaşa gidip ölmüş şanslıysa çok azı dönebilmiştir Savaşlarda çok yetişmiş insanımız kaybolup gitmiştir. Bu arada sanatsal faliyetler de doğal olarak gayri müslümlere kalmıştır.