Hüseyin ustam, doğrusun, bıçak öncelikle kesmek içindir. Ancak sorun şu ki bu forumda el yapımı bıçağı konuşuyoruz, fabrikasyon bıçak konumuz dışında. Bir el yapımı bıçakta olması gereken en basit özelliklerden biri (tabii mutfak bıçağı değil) tahtayı doğrayıp hala ustura keskinliğini korumasıdır. Bunu yapamayan bir kamp bıçağı veya genel kullanım bıçağı iyi yapılmamış demektir.
Açık konuşayım, yanlış çelikler ile yanlış ısıl işlem ile bıçak yapıldığından bir bıçağın bunları yapabilmesini beklemenin mantıksız olacağı düşünülüyor. Haklısın bazı bıçaklardan bunu beklemek fazla olur, ancak eğer doğada bir insanın hayatı söz konusuysa, ya da mesleği, bir bıçağın aynı anda çok keskin kalıp hem de kaba doğrama işlerini yapabilmesi çok hayati bir konudur. Bu yüzden iyi avcılar el yapımı bıçak alır, iyi doğa sporcuları fabrikasyon bıçaklara hayatını emanet etmez..
İyi bir şef bıçağı yoğun bir aşçılık gününün sonunda keskinliğini kaybetmemiş olmalıdır, bir iyi şefin kariyeri buna bağlıdır. Bunu yapabilen çok bıçağımız yok Türkiyede....
Bir düzeltme yapayım, yine bu özellikleri taşıyan bir bıçağı bir günde de yapabiliyorum, ancak daha fazla zaman harcayıp tasarımını kendimce mükemmelleştirmeyi tercih ediyorum. Daha önce bir günde birkaç bıçak çıkardığım olmuştu, ancak bunların üstüne imzamı atmak istemem...
Çelik kendinden yumuşak malzemeye vurduğunda da hasar görür ancak en azından pirinç sertliğine kadar olan tüm sertlikteki nesneleri, metal - tahta vs. olduğundan bağımsız olarak ciddi ve kalıcı bir hasar görmeden kesebilmeli. Tahtaya vurduğunda bıçağın ağzında bozulma oluyorsa o bıçak bıçak değildir, bıçak biçimli yumuşak çeliktir, ama bir bıçak değildir....
Yoksa haklısın, ne olursa olsun bıçak ihtimam ister, kılıfında tutacaksın taşırken, bıraktığında bileyini tam yapacaksın, kabzası doğal malzemeyse bakımını gerektiği gibi yapacaksın, paslanmaz değilse namluyu yağlayacaksın vs. vs. Ancak bir kullanıcının istediği bıçağı, bunun görevlerini yerne getiremeyen bir bıçağı satmak da ayıp olur kendi adıma....