Hikaye şu:
Aslında bı bıçkıları yapmak planımda yoktu. İlk baştan bu bıçakların alıcısı olan hanım için Türkiye'den, ustasının yaptığı bir bıçkı bulacaktım. Ne de olsa yüzlerce yıllık keçi derisinden cildi olan bir Kur'an ya da diğer yazmanın onarımı için en doğru aracı yapanlar o eserin ustasının torunları olacaktı.
Tığcılar'daki bir dükkandaki bir vatandaş hesapta bizim için böyle bir bıçkı yaptıracaktı. Şahsen bir şeyin gerçeğini görmeye kıymet biçemem. Ustasının elinden çıkacak böyle bir bıçkıyı görüp belki ilerde kendi bıçkımı buna göre yapacaktım.
Neyse ustayla dövme bir bıçkı için anlaşmıştım. Teslim almaya ben, eşim ve biri bahsettiğim bayan, diğer ikisi Oxford'tan iki kişi olmak üzere 5 kişi gittik. Adam bizi oyaladı, yok ustanın işi bitmedi falan filan... Zaman istedi. Daha sonra bu sefer diğer iki kişiyi fire vermiş halde üçümüz gittiğimizde adamın bize dövme bir deri bıçkısı değil bildiğimiz paslanmaz ve kör bir börek bıçağını yutturmaya çalıştığını görünce hızlıca karar almam gerekti. İlk olarak yanımızda misafir olduğundan dolayı adama dalamadım, hatta adama parasını ödedik ikinci olarak da yine misafire mahçup olmamak için bu bıçakları yapmayı vaad ettim.