Bıçak Sanatı - Forum

A.Turan Alkan'ın Bıçak Sanatı ailesinden de bahsettiği son yazısı

yusuf biçer

  • *
  • 1415
  • Meslek: sanat tarihçi
  • Yer: osmaniye
Yine çakı-bıçak meselesi ama bu son... 13 Kasım 2011 Pazar

Yine bir soruyla başlayalım sohbetimize; insanoğlunun eliyle yaptığı, daha doğrusu el melekesini kullanarak icad ettiği ilk araç hangisidir diye sorsam ne cevap verirsiniz?

Bazılarınız doğru cevabı buldu bile, hattâ hattâ, "Yine mi çakı-bıçak meselesi?" diye homurdandıklarını tahmin edebiliyorum. Evet doğru cevap; o âlet çakı-bıçak karışımı bir şey olmalıdır. Arkeoloji müzelerini dolduran yüzlerce, belki binlerce buluntu bu cevabın isabetini teyid ediyor zaten. O bir bıçaktı ve bıçağın çakı halini alması için hayli zaman beklemek gerekecekti zira çakı, bıçağın katlanabilir, cepte, çantada, dağarcıkta, belde taşınabilir türüdür.

Şöyle yapılıyordu; önce çok sert ve dikine kırıldığında kenarları çok keskin profil veren bir taş türü bulunuyor, ortasından kırılıyor ve kabaca bir bıçak namlusu şeklini alacak hale gelinceye kadar küçük ama son derece işçilikli darbelerle yontuluyordu. Yontma taş dediğimiz sanayi çağını başlatan da bu icattı işte. İlk taş bıçaklar gündelik hayat faaliyetlerinin sürdürülebilmesi için "her eve, her hâneye lâzım" denilen bir ihtiyaçtı; günümüzde de her evin olmazsa olmaz levâzımındandır. Mutfağın direği, yemek faaliyetinin yöneticisidir. İnanmayanlar bir gün hiç bıçak ve kesici âlet kullanmadan yemek yapmaya kalkıştıklarında ne kadar daracık bir menüyle karşılaşacaklarını hayretle göreceklerdir.

Bıçağın medeniyet yapıcı yönünü ihmâl edemeyiz: Bir âlet yapabilmek için ihtiyaç duyacağımız ilk âlet yine bir bıçaktır. Yetmişli yıllarda "Fabrika yapan fabrika" diye bir kavram dilden dile gezerdi ve siyasî partilerimiz programlarına böyle bir entegre tesis yapacaklarına dair vaad koymayı hiç ihmâl etmiyorlardı. Bıçak da âlet yapan âlet olmak bakımından insanlık tarihinde benzersiz bir yere sahiptir ve biz biraz da bu yüzden üç haftadan beri çakı-bıçak meselesi üzerinde o yüzden dönüp durmaktayız.

Tabii bu arada söz açılmışken ilk taştan yontulma bıçak benzeri âletin neticede geliştirilerek marangozluk ve mobilya sanayiine, oradan da tarih boyunca adım adım ilerleyen modern teknolojiye yol verdiğinden de bahsetmeliyiz. İlk bıçakla sonuncusu arasında belki mahiyet bakımından bir hayli fark var ama fonksiyon itibarıyla birbirinin aynı olduğunu söyleyebiliriz. Bugün varlığıyla övündüğümüz bütün maddî medeniyet bıçaktan türemiştir; bu kesin.

Aranızda "Kabak tadı verdi artık" diyenler çıkabilir ama en azından bir kısım okuyucu için konunun, hayli heyecan uyandırıcı tesirler yaptığını söyleyebilirim. Mesela bir okuyucum, "Niçin bir Türk kılıç markası yok?" sualime içerlemiş olacak ki, Kültür Bakanlığı'nın hediyelik eşya satış bürosunda satılan hediyelik kılıçların bulunduğu linki gönderdi eksik olmasın; ne var ki bu örnek, Türk kılıcı dediğimiz kesici sila türünün bir standarda eriştiğini isbat etmiyor ama yine de yokluğundan iyidir diyoruz. Bir başkası kılıçta markalaşma olamayacağı yolundaki görüşleriyle çakı meselesine katkıda bulundu. Bir diğeri, nazik bir dille hepimize Tosya çakısını hatırlattı ve dedi ki: "Malumatınız var mı bilmiyorum, Tosya çakısı Kastamonu'nun Tosya ilçesinde yapılır. Ustaları vardır, her ustanın bir işareti vardır. Kabzası manda boynuzundan olur ve iki namlusu vardır, birisi bıçak diğeri bıçkı/testere şeklinde, bir kez biledikten sonra bir yıl bileğiye sürmeniz gerekmez. Ama bir yerinizi kesmeyin bu bıçakla sakın, zira işaret parmağınıza attığınız küçücük kesik tüm kolunuzun ağrımasına sebep olur." Mektubun ekinde ise Tosya bıçağının fotoğrafı. Tosya'yı sevenlerin dikkatine sunmak isterim; bu hayli işçilikli ve nitelikli olduğu anlaşılan bıçağı, nesli tükenen bir tür olmaktan çıkarmak boyunlarına borçtur bence.

Bir başka çakı fotoğrafı daha aldım bu arada ama farklıydı çünkü bu çakı okuyucumun kendi imalatı imiş. Öyle sıradan, basit bir çakı da değil ha; sırttan kilitli tabir edilen, sap kısmı Antalya civarlarında "Çilek" diye bilinen Sandal ağacı kökünden yapılma şık bir çakı; namlusunda ise sert çeliğe asitle kazıldığı anlaşılan fiyakalı bir isim; diyelim ki sizin öz isminiz. Nasıl?

Aynı okuyucum, bıçakseverlerin kendi aralarında kurdukları (bicaksanati.com/forum/) isimli siteye de davet etti fakat bu gibi forumlara kayıt yaptırmak için gerekli işlemleri bir türlü beceremeyen takımından olduğu için sadece seyretmekle yetindim. Arzu edenler, bıçak meraklılarının özel koleksiyonlarını sergiledikleri, üretimle ilgili olarak karşılaştıkları problemleri tartıştıkları bu ilginç siteyi gezebilirler. Üye olmak da gerekmiyormuş. Nitekim şöyle bir göz atınca memnuniyetle fark ettim ki, bıçak meraklıları, benim gibi saf ve meraklı seviyesindekilerin çok üstünde bir organizasyon oluşturmuşlar, doğrusu biraz da mahcub olmadım değil hani. Hoşuma gitti. Temenni ederim ki bu arayışlar, bu ilgi ve merak, hobi seviyesinden hızla kurtularak daha endüstriyel ve profesyonel bir boyuta kavuşur.

Neticede üzülerek kaydetmem gerekiyor ki çakının gündelik hayatımızda kapladığı yer giderek daralıyor ve marjinalleşiyor. Her çakı taşıyanı müstakbel bir saldırgan gibi gören aşırı emniyetçi yaklaşım yüzünden çakı, artık taşınmaz bir "hevâyic-i asliyye" hükmüne girdi. Güvenlik kapılarında fark ettiği her metala ötüp duran detektörler yüzünden çakı, sadece evde bulundurulan bir nesne oldu. Güvenlik endişesiyle çakı bulundurmayı yasaklayan anlayış neticede çakıseverlerin aleyhine tecelli ediyor. Oysaki Peygamber Efendimiz'in, yanında çakı bulundurduğuna dair bazı zayıf rivayetler işitmişliğim var. Bir ara gazetelerde Başbakan'ın da sünnet olduğu gerekçesiyle yanında çakı taşıması hayli tartışılmıştı. Bence bir politikacıyı, bir ünlüyü veya sıradan bir insanı yanında çakı taşımayı alışkanlık haline getirdiği için, taşıdığı çakının mahiyeti, kalitesi, işçiliği gibi daha teknik ve estetik açılardan tartışmak daha doğru olacaktır.

Bu pilav daha çok su götürür ama siz siz olunuz, bu şirin ve mâsum âletten bir tane olsun edinmeye ve ortalık yerde çoluk-çocuğun erişebildiği yerlerden uzak tutmaya bakınız
« Son Düzenleme: 13 Kasım 2011, 13:28:25 Gönderen: yusuf biçer »
Yusuf BİÇER / Adana 1974
Susuyorsak zannetme ki korkudan; saygıdan...edepten...

gökhan bakla

  • *****
  • 2620
    • blog
  • Yer: İstanbul / Tekirdağ - 1978
Yusuf bey, lütfen diğer sitelerden alıntı yaptığınız yazıların linkini paylaşın!
forum kuralları içinde belirtilmiş bir kaç kuraldan biride budur, bu konudan daha öncede bahsetmiştik biliyorsunuz.!!

arkadaşlar orjinal yazıya buradan ulaşabilirsiniz.
http://ahmetturanalkan.net/yazi/yine-caki-bicak-meselesi-ama-bu-son/

yazıdan bizi haberdar ettiğin için teşekkürler Yusuf,
bu arada yazı içinde Ahmet beye çok teşekkürler, yazıda bizden bahsediyor olması da hoş. birilerinin dikkatini çekebilir ve bu konuda bizim karşımıza çıkan zorlukları onlara anlatabilirsek ne mutlu bize..




"sandal ağacı" sap lafını duyunca acaba benim çakı mı dedim ! ama ben göndermemiştim, Teoman göndermiş olabilir ( mi) .

yusuf biçer

  • *
  • 1415
  • Meslek: sanat tarihçi
  • Yer: osmaniye
Yusuf bey, lütfen diğer sitelerden alıntı yaptığınız yazıların linkini paylaşın!
forum kuralları içinde belirtilmiş bir kaç kuraldan biride budur, bu konudan daha öncede bahsetmiştik biliyorsunuz.!!

arkadaşlar orjinal yazıya buradan ulaşabilirsiniz.
http://ahmetturanalkan.net/yazi/yine-caki-bicak-meselesi-ama-bu-son/

yazıdan bizi haberdar ettiğin için teşekkürler Yusuf,
bu arada yazı içinde Ahmet beye çok teşekkürler, yazıda bizden bahsediyor olması da hoş. birilerinin dikkatini çekebilir ve bu konuda bizim karşımıza çıkan zorlukları onlara anlatabilirsek ne mutlu bize..


Yazıyı facebookta gördüm
Bir bıçaksever ve Bıçak sanatı ailesinin bir ferdi olarak çok heyecanlandım
apar topar paylaştım
link vermeyi beceremiyorum :(

Ahmet beyin bıçağa bakışı bizimle ortak
geçmişte kendisinin Türklerin silaha bakışı ile ilgili çok  güzel bir yazısını okumuştum çok hoşuma gitmişti 
kendisine çok teşekkür ederim
Diğer arkadaşlarım gibi Bıçak sanatı forum da değerli yorumlarını heyecanla bekliyorum  Teomana da Ahmet beye ulaştığı için teşekkür ederim
« Son Düzenleme: 13 Kasım 2011, 16:24:54 Gönderen: yusuf biçer »
Yusuf BİÇER / Adana 1974
Susuyorsak zannetme ki korkudan; saygıdan...edepten...

orhanbilgin

  • ***
  • 660
  • Orhan Bilgin
  • Yer: İstanbul
"sandal ağacı" sap lafını duyunca acaba benim çakı mı dedim ! ama ben göndermemiştim, Teoman göndermiş olabilir ( mi) .
Yanlış hatırlamıyorsam Teoman bey gönderdiğini söylemişti ustam. Yazıyı okuyunca gurur duydum resmen.

tarpoon

  • ***
  • 4739
bu konu neden böyle irdelenıp duruyo anlayamıyorum.  arkadaşlar bu hobıyı yapıyoruz ama yarın bırgün karşımıza bıçağın B,sinden anlamayan bır şahıs çıkıpta sen bıçak üretiyormuşsun üretim iznin varmı.?  dıye bıze  sorsa  ona hobı amaçlı bır ıkı çakı veya bıçak yaptığımızı nasıl anlatacağız ..?

forumda bu tarz konuların açılmasına kesinlikle karşıyım. pisliği eşelemeye başlarsanız muhakkak bır yerınıze bulaşır  :-\ 
“ İnsanları kandırmak, kandırılmış olduklarına ikna etmekten daha kolaydır ”    :)

merttt9

  • ***
  • 1419
  • Meslek: Tekstil
  • Yer: Bursa
bu konu neden böyle irdelenıp duruyo anlayamıyorum.  arkadaşlar bu hobıyı yapıyoruz ama yarın bırgün karşımıza bıçağın B,sinden anlamayan bır şahıs çıkıpta sen bıçak üretiyormuşsun üretim iznin varmı.?  dıye bıze  sorsa  ona hobı amaçlı bır ıkı çakı veya bıçak yaptığımızı nasıl anlatacağız ..?

forumda bu tarz konuların açılmasına kesinlikle karşıyım. pisliği eşelemeye başlarsanız muhakkak bır yerınıze bulaşır  :-\

hakveriyorum bencede belli bir halka içerisinde,belli sınırları aşmadan aynı şekilde devam etmek lazım
o halkayı büyütürsek veya sınırı aşarsak zarar olabilir,ben bile herşeyimi evdekilere göstermem,benim halkam odamın duvarlarıdır

Hüseyin Tekinay

  • ***
  • 244
    • manassilah dekor gravür
  • Meslek: öğretmen
  • Yer: bodrum
 :-[ Okuyor ve düşünüyorum. Gurur duyulması gereken meziyetini saklamak mecburiyeti üzücü... :-[
Meyleyleme ol yare ki ağyar eli değmiş
Efsürde olan gülde letafet mi bulunur

emrekipmen

  • *****
  • 6065
    • Seçme Bıçaklar Albümüm
  • Yer: Bodrum
Açıkçası, yazı güzel ama maalesef üzücü bişekilde bunun sonuçlarını problemli olabilir şeklinde görüyorum  ::) ve Taner'e tamamen katılıyorum... Bu arada konuyu taşımak gerektiğini düşündüm..

Kipmen Sanat web sitesi

yusuf biçer

  • *
  • 1415
  • Meslek: sanat tarihçi
  • Yer: osmaniye
:-[ Okuyor ve düşünüyorum. Gurur duyulması gereken meziyetini saklamak mecburiyeti üzücü... :-[

aynen okuyorum düşünüyorum  ::) seviniyorum ve sonra üzülüyorum :(
 
"bu ne yaman çelişki anne"  :-X
« Son Düzenleme: 13 Kasım 2011, 21:46:27 Gönderen: yusuf biçer »
Yusuf BİÇER / Adana 1974
Susuyorsak zannetme ki korkudan; saygıdan...edepten...

Teoman.

  • ***
  • 565
  • Meslek: elektrik
  • Yer: üsküdar
 arkadaşlar, google da, bıçak, çelik, metalurji, kılıc falan gibi aratmaların hepsinde birinci sırada çıkan bir forumu gizlemeyi düşünmek, bana biraz tuhaf geldi...

 bahis konusu yazıda forumumuzdan ve sefa ustanın çakısından bahsedilmesinin sorumlusu benim. heyecandan düşüncesizce hareket etmiş olabilirim. kusura bakmayın lütfen,


selamlar.....

arkadaşlar, google da, bıçak, çelik, metalurji, kılıc falan gibi aratmaların hepsinde birinci sırada çıkan bir forumu gizlemeyi düşünmek, bana biraz tuhaf geldi...

 bahis konusu yazıda forumumuzdan ve sefa ustanın çakısından bahsedilmesinin sorumlusu benim. heyecandan düşüncesizce hareket etmiş olabilirim. kusura bakmayın lütfen,


selamlar.....

Teoman ilgili konuyu açtığında hiç birimiz çıkıp bir şey söylemedik. Üstelik köşe yazarına konuyla ilgili yazı yazacağını ve destek istediğini belirtti. Şimdi bu saklanma işi nereden çıktı anlam veremedim. Biz saklı gizli bir platform değiliz ki, Teomana hak veriyorum, googl da ilgili konu aramalarında doğrudan ilk çıkan burası. Teoman sana teşekkür ediyorum katkından ötürü. Bir konuda sorunu ortaya koyup sorun yaşamadıkça, çözümün nasıl geleceğiyle ilgili bir teorisi olan var mı?

yavuz selim

  • ***
  • 162
  • 1975
    • turkuaz metal
  • Meslek: sıcak demirci-süsleme demirciliği
  • Yer: 41.045586,29.065682
Teoman ilgili konuyu açtığında hiç birimiz çıkıp bir şey söylemedik. Üstelik köşe yazarına konuyla ilgili yazı yazacağını ve destek istediğini belirtti. Şimdi bu saklanma işi nereden çıktı anlam veremedim. Biz saklı gizli bir platform değiliz ki, Teomana hak veriyorum, googl da ilgili konu aramalarında doğrudan ilk çıkan burası. Teoman sana teşekkür ediyorum katkından ötürü. Bir konuda sorunu ortaya koyup sorun yaşamadıkça, çözümün nasıl geleceğiyle ilgili bir teorisi olan var mı?

+1
Kuvvete dayanmayan adalet aciz, adalete dayanmayan kuvvet zalimdir

gökhan bakla

  • *****
  • 2620
    • blog
  • Yer: İstanbul / Tekirdağ - 1978
Açıkça benim gizleyeceğim hiç bir şey yok, ama tedirgin olan arkadaşların hislerini de anlıyorum.

gün gelip bu bıçakları yaptığım için beni suçlarlarsa( -ki böyle birşeyin olacağına ihtimal vermiyorum ), bu site beni kurtaracak tek şey olacaktır diye düşünüyorum,
Zira halis niyetimizi yüzlerce kez söyledik ve bu sitenin satırlarında kayıtlı duruyor, bıçağa ne gözle baktığımız her satır yazımızda var ve yaptıklarımız da herkesin gözü önünde. bu konu her açıldığında da gerçek niyetimizi belirterek bunu güçlendiriyoruz. ;)
« Son Düzenleme: 14 Kasım 2011, 11:14:51 Gönderen: gökhan bakla »

emrekipmen

  • *****
  • 6065
    • Seçme Bıçaklar Albümüm
  • Yer: Bodrum
Doğrudur, iki fikri de anlayabiliyorum ama tırsmamı engellemiyor, içgüdüsel bir tepki herhal  ::)  ;D

Kipmen Sanat web sitesi

Hüseyin Tekinay

  • ***
  • 244
    • manassilah dekor gravür
  • Meslek: öğretmen
  • Yer: bodrum
Açıkça benim gizleyeceğim hiç bir şey yok, ama tedirgin olan arkadaşların hislerini de anlıyorum.

gün gelip bu bıçakları yaptığım için beni suçlarlarsa( -ki böyle birşeyin olacağına ihtimal vermiyorum ), bu site beni kurtaracak tek şey olacaktır diye düşünüyorum,
Zira halis niyetimizi yüzlerce kez söyledik ve bu sitenin satırlarında kayıtlı duruyor, bıçağa ne gözle baktığımız her satır yazımızda var ve yaptıklarımız da herkesin gözü önünde. bu konu her açıldığında da gerçek niyetimizi belirterek bunu güçlendiriyoruz. ;)
"Bu site beni kurtaracak tek şey" demişsin ya muhterem, o iki metrelik kılıçlar (!) filan geldi aklıma... Değil bu site Cumhurbaşkanlığı sitesi bile kurtaramaz hiç birimizi :D Şaka bir yana naçizane kanaatim burada bir sanat ile ilgili paylaşımın yapıldığı, dolayısıyla tek yapılması gereken şeyin de takdir etmek olduğu yönünde.
Meyleyleme ol yare ki ağyar eli değmiş
Efsürde olan gülde letafet mi bulunur