Bundan yıllaaar yıllar önce, Türkiye diye bir ülkede, ülkenin başkenti olan Ankara'da, bir dedesi Arnavut diğeri Laz olan bir erkek bebek dünyaya gelir... Dede Korkut'a gidip oğlana bir isim bulmasını isterler, Dede Korkut "Bana ne lan, bunun anası babası yok mu? Onlar kosun ismini, toobe toobeee..." deyince dedeler de kızar, anasına babasına "Kosanıza veledinizin ismini, bu yaşta sizin yüzünüzden fırça yedik" diye çıkışırlar... Neyse, lafı uzatmayalım, adımı sizinde bildiğiniz gibi Cem Balcı olarak kaydettirmişler nüfusa...
Cem'in Laz olan dedesi 1973'te vefat eder, Arnavut olan dede Laz dedenin eksikliğini de hissettirmemek için torun Cem'i her hafta sonu kah ava, kah avcılar derneğine sohbetlere kah gene ava filan götürür... Cem avcılar derneğini çok sever, oradaki atıcıların desteksiz atması ve diğerlerinin de atıcıya "Atma
Recep din kardeşiyiz" diye takılmaları Cem'e çok komik gelir... Masal dinler gibi dinler ordaki amcaları...
Gel zaman git zaman, Cem avda mavda öyle hiçbişey yapmadan saatlerce gezmekten sıkıldığını farkeder ve Arnavut dedeye "Dede, bak bana tüfek attırmazsan, belime seninki gibi bıçak takmazsan artık seninle ava gelmiyorum ha..." şeklinde resti çeker... Dede buna çok sevinir ve hemen elindeki çifteyi Cem'e verir, "bak şurası şöyle burası böyle, avı görünce namluyu doğrult, besmele çek, çak" şeklinde hızlandırılmış bi kurs verir... Üç saniye sonra köpek bi çalının dibine fermayı verir, dede "bas kızım" der, köpek çalıya dalar, tavşan peşinde köpekle çalıdan fırlar, Cem heyecandan besmeleyi mesmeleyi unutup tetiklerin ikisine birden bi asılır;
BRRRRAAAAAMMM... Tavşan kaçar, köpek durur, Cem'in sağ omzu 3 yerinden kırılır... Cem daha sekiz yaşındadır...
Nekahat sürecinde Cem yattığı yerden dedesinin avcılık hikayelerini dinler, bu sırada elinde hep dedesinin geyik boynuzu kabzalı av bıçağı vardır... Cem'in bıçak aşkı artık başlamıştır...
Inınınnnııııııınnnn...Cem artık sürekli bir bıçak arayışına girmiştir... Markalı - markasız eline geçen tüm kendine güzel ve estetik gelen bıçakları, imkanları dahilinde toplamaya başlar... 42 yaşına kadar bu böyle gider... Topladığı bıçaklardan bazıları aşağıda emir ve görüşlerinize sunulmuştur...

























Bu Arnavut dedemin cep çakısı... Citizen marka... 1934'de almış...

Bu da Arnavut dedemin Usturası... Solingen çeliği...



Bunlar bi kısmı... Fotoğraflayamadıklarımda var, ama az... Neyse, hadin iyi geceler...
Sevgiler,