Herkese selam ustalarım. Bu hafta sonu artık tak dedi, ben de elimdeki yarım malzemeleri tam ekipmanlara çevireyim dedim. Aşağıdakiler şimdilik çalışan sistemler ama herkeste aynı sonucu veremeyebilir, ustalarımın konuları daha açıklayıcı olacaktır. Benimki sohbetle karışık yine birilerine fikir oluştursun diye bir konu.
O zaman başlıyorum yine uzun uzun anlatmaya.

İlk iş kömür ocağı yapmaktı. Öncelikle tuğlacıdan 15 tane ot tuğlası (kimi yerlerde ateş tuğlası diyorlar) aldım. Yanına da şömine mastiği alacaktım ufaktan sabitlemek için ama bulamadım, ısıya dayanıklı silikon diye bir şey verdiler, 300 derece dayanıyormuş. Sanırım bu da sıvı conta dedikleri şey. Ama borunun ucunu kapatmak için baya iyi oldu, kullanışlı olabilir.

Hava beslemesi için boruya olabildiğince eşit aralıklarla delikler deldim. Deliklerin düz olması için kalemle çektiğim çizgiye sadık kalabilmem el becerilerim hakkında size yeterli bilgi verecektir.

Bu borunun sonunu kapatmak için silikonu bolca sıkıp düzledim, yaktığım zaman cidden silikon hem ısıya dayandı, hem de havayı tuttu istediğim gibi.

Kardeşimin dükkanında malzeme konusunda çok sıkıntı çekmesem de ben kenarda hurdaya ayrılmış malzemeleri kullanmayı istiyordum. Bu sebeple öncelikle hurda bir buzdolabının rafını alt tabla olarak kullanmak için büktüm. Sonra fotoğraflarını çekmemişim ama yine hurdalardan ayak yaptım. Bu ayakları kapanmasınlar diye tij ve kontra somunlama yaparak sabitledim.


Ocağa hemen mangal kömürü kırarak yaktım, saç kurutma makinesi ile havayı verdim, elimdeki eski bir eğeyi bakalım ısıtabilecek miyim diye giriştim. Burada kelim baya çıkmış, moralimi bozdu ama neyse, konuya dönelim.

Burada güvenlik ile ilgili yazmam gerekli, henüz kömürü tutuşturma aşamasındayken çok kıvılcım sıçrıyordu. Etraftaki tutuşabilir malzemeleri kaldırmak önemli. Kıvılcımın biri gözüme doğru fırladı ama içine gelmedi, hemen Soytürk ustamın geçenlerde yazdığı yorum geldi aklıma, gözlüğü kaptım direkt. Ve kafaya da aşırı kıvılcım sıçrıyor, şapka takmak mantıklı olabilir.


Kerpeten ile eğeyi tutmak aşırı zor bir yöntemdi, ben de dedim ki "Ulan kısaç yapamayacak ne varmış? Haydi al eline bi çubuk, döv, eğ, bük, tamam işte." Eh, o kadar zor değilmiş hakkaten ama dövmek benim sandığım gibi bir iş de değilmiş. Çekici birazcık sallamak gerekiyormuş.

Sonuçta aşağıdaki kısaçvari şeyi yapabildim. Ağız kısmını işim bittikten sonra kısık ateşin üstüne bıraktım biraz, o esnada mı ucu açıldı yoksa döverken gözümden mi kaçtı bilemiyorum. Sonuçta görüntüsü hoş olmasa bile iş gören bir alet çıktı meydana. Bununla ilgili düzeltmeleri yine yaparım.




Elimde eski bir mutfak robotundan çıkma motor vardı. Bunun işi kolaydı aslında, 2 kademeli bir motordu. Kendi kontağından kablo lehimleyerek 1-0-2 bir kontağa bağlamak ve bunu da bir boruya yerleştirmek yeterliydi.

Lehim işlerini kardeşim yaptı, yapım aşamasından foto yok çünkü hemen bitirivermiş. Çapına uygun boş bir silikon kabı bulup hemen içine geçirdik ki gövdesindeki elektrik bize sorun yaşatmasın, motorun hava alacağı yerlerden delikler deldik ki ısınıp yanmasın. Sonrasında sıkı sıkıya izole bant ile çevreledik ki yine olası bir elektrik çarpması yaşanmasın.

Sonuçta elimizde dremelvari bir şey oldu. Ucuna pafta çekip küçük bir mandren bağlarsak ve bunun sonucunda balanssız çalışırsa mis gibi bir dremelimiz olacaktır diye düşünüyorum. Özellikle 2. kademede bayağı devirli çalışıyor gibi geldi. Videosu da aşağıda, çalışma anına dair bir video.
Velhasıl, hafta sonu benim için verimli geçti denebilir. Toplamda bu işler oyalanarak, çay çorba içerek, muhabbet ederek 2-3 saatte bitti. Yani gözümüzde büyütülecek bir iş değilmiş asla.
Düzenlemeler: İmlâ