Beşinci günün sabahında doğuya bakın dedi ve gitti.
Aldı eline 2000 kum zımparayi,
Daldırdı bıçağı aside, yanıyordu çelik,
Sürüyordu zımparayı, bıçak ağlıyordu çaresiz,
Dört gün dört gece yandı, yandı, yandı.
Beşinci günün sabahında doğudan bir güneş gibi hamon parladı,
Hızlandı kalbimiz, titredi ellerimiz, gözlerimiz kamaştı.
-----
Şiir olmadı değil mi? Yok olmadı yaa.
Neyse, Hocam bıçağı, ahşabı, hepsini geçtim, çıtayı her zaman yüksekte tutuyorsunuz zaten.
Bu nasıl bir hamon, yanıyor vallahi.
Çok güzel bir eser, ellerinize sağlık.