bildiğim kadarıyla müzelerdeki eserler o bölümde görevli bir kişiye şahsen zimmetleniyor. o eserin muhafazası ve koruması müze içindeki yetkili birimleri ilgilendirdiği gibi en çok o şahsı ilgilendiriyor. ve genelde, gerekli yazılı izinler vs hep birimi muhatap aldığından, son söz sahibi olan oradaki memur izin vermeme hakkına sahip oluyor. teorik olarak, elinizde cumhurbaşkanı imzalı "şu kılıcın incelenmesi için şu arkadaşlara gerekli imkanların tanınmasını istiyorum" şeklinde bir yazı olsa bile, oradaki üzerine zimmetlenen şahıs, "şimdi işim var, daha sonra gelin" deme hakkına sahip. kraldan çok kralcı olma hakkı var anlayacağınız. en azından bu durum topkapı sarayındaki kütüphanede mevcut kıymetli yazma eserler için bu şekilde idi. sanıyorum aynı durum tüm eserler için de geçerlidir.
fakat öncelikle saray müdürüne giderek durumu izah etmek ve gerekli bir yol-yordam tavsiyesi almak oldukça mümkün gözüküyor. ilber ortaylı nın duyarlı bir "müze müdürü" olduğunu söylemişlerdi vakti zamanında. ve sanıyorum bu manada ulaşılıp danışılması çok zor bir kişi de değil.
bence bu fikir dursun şöyle bir kenarda. hele bir tatara mızı yapıp gelelim. o vakte kadar belki numunelik bir kaç yumurtamız daha olur. elimizde bu manda somut örnekler olduğunda kapıların daha rahat açılacağına inanıyorum.