Bıçak Sanatı - Forum
Atölye Muhabbeti => Bıçakçılık => Konuyu başlatan: SertacMezereli - 27 Kasım 2012, 20:51:28
-
Merhaba bir kaç haftadır üstünde durduğum bıçak bugün çatladı.Vakit buldukça yapmaya çalıştım her şey güzel giderken sapı yapıştıracakken sap çatladı.O şekilde yapıştırdım çok belirgin oluyordu kırdım sapı.O sırada Rasim ustaya mesaj atmıştım çelik hakkında çeliğin 45 hr olduğunu söyledi bende iyi kide kırmışım sapı diyerek sevindim(çelik sulu olarak bana geldi sağolsun Rasim ustam).Bana göre yumuşaktı ve bende bu akşam ısıl işlemini yapmak istedim ve yaptım.900 derece civarlarında suda verdim suyunu.Çeliklerde ısıl tav renklerinden yararlanarak yaptım.Bıçağın temizliğini daha sonra cırt zımpara ile yaptım.Çok sayıda çukurumsu yerler vardı.Sanırım karbon yanması ::). Çatlaklar belirgin oluyordu koydum masanın kenarına elimle 1 bastırdım 2 bastırdım 3 bastırdım, Tık etti.İçim sızladı tabi :(. Ama benim için çok güzel bir çalışma oldu bu sayede çok sayıda tecrübe kazanmış oldum.Fotoğraflar altta.Yorumlarınızı alırsam sevinirim. :)
https://picasaweb.google.com/107995507867589728561/KRK
-
Gecmis olsun cok uzulmeni gerektirecek bir durum yok .sulandiktan sonra temperleme yapman gerekir :)
Hepimizin basina okadar cok geliyorki
Damast bir hancer yapiyordum zimpara zimpara bir hafta ugrastim aa bir bir kaynak hatasi
Derken bir manevra hatali yeri trasladim sulandi uzerinde belli belirsiz bir catlak balcagi icin model hazirlamistim kabzelik malzeme hazirdi ahh neyse
Hic kafana takma her pozisyon gol olmayabilir ama bu hic gol atamayacagin manasina gelmez
Yinede cok basarili bir calisma olmus Sertac mutlaka devamini bekliyoruz takipteyiz
-
suyunu verdikten sonra menevişini yapmayı unuttun değil mi benimde başıma gelmişti herkes bu yoldan geçiyor heralde
-
Gecmis olsun cok uzulmeni gerektirecek bir durum yok .sulandiktan sonra temperleme yapman gerekir :)
Hepimizin basina okadar cok geliyorki
Damast bir hancer yapiyordum zimpara zimpara bir hafta ugrastim aa bir bir kaynak hatasi
Derken bir manevra hatali yeri trasladim sulandi uzerinde belli belirsiz bir catlak balcagi icin model hazirlamistim kabzelik malzeme hazirdi ahh neyse
Hic kafana takma her pozisyon gol olmayabilir ama bu hic gol atamayacagin manasina gelmez
Yinede cok basarili bir calisma olmus Sertac mutlaka devamini bekliyoruz takipteyiz
Teşekkür ederim bilgiler için.Sana da geçmiş olsun diyecek söz yok damast daha çok üzerdi herhalde beni.
Benim için fazlasıyla tecrübe oldu.
-
suyunu verdikten sonra menevişini yapmayı unuttun değil mi benimde başıma gelmişti herkes bu yoldan geçiyor heralde
Aynen abi küçük aptallıklar büyük hatalara yol açabiliyor bazen.
-
Geçmiş olsun kardeş. Üzül ve hatanı farket. Sonra üzüntünü unut ve yeniden başla. Bu arada benim hep atladığım bir nokta KARBON YANMASI nı önlemek için ne yapabiliriz acaba? Ustalarımız bilirlerdir..
-
sertaç geçmiş olsun fotolara baktığımda senin bıcakta tane büyümesi olduğu görülüyor bu da demekki senin çelik ısıl işlem ısısının üzerinde bir ısıya cıkmış malesef bir sonraki çalışmanda çeliğin cinsine göre su verme işlemini yapman ve ardındanda menevişi yapman mantıklı olacaktır ;)
haydi kolay gele
-
Geçmiş olsun kardeş. Üzül ve hatanı farket. Sonra üzüntünü unut ve yeniden başla. Bu arada benim hep atladığım bir nokta KARBON YANMASI nı önlemek için ne yapabiliriz acaba? Ustalarımız bilirlerdir..
Teşekkür ederim abi sağlık olsun yapacak bir şey yok. Bu arada çelik folyoya sarılıyor diye hatırlıyorum.Emin değilim forumda 1-2 yerde konusu geçmişti hatta.
-
sertaç geçmiş olsun fotolara baktığımda senin bıcakta tane büyümesi olduğu görülüyor bu da demekki senin çelik ısıl işlem ısısının üzerinde bir ısıya cıkmış malesef bir sonraki çalışmanda çeliğin cinsine göre su verme işlemini yapman ve ardındanda menevişi yapman mantıklı olacaktır ;)
haydi kolay gele
Teşekkür ederim abi.Kömür ocağında her yerde aynı ısıyı sağlamayı bir türlü beceremiyorum sence pürmüz ile yapsam daha iyi olur mu?
-
Anlatılanlara göre tane büyümesi gibi görünüyor. Su verme sıcaklıklarının üzerine çıkmak bu sonucu doğurur. Su verme işleminde bu konuya özen göstermek gerekir. Bildiğiniz bir çelikse eğer, su verme sıcaklığına getirip ( karbon çelikleri için söylüyorum) o sıcaklıklarda bir kaç dakika tutarak su vermek en doğrusudu. Çelik olduğunu biliyor ama niteliğinden emin değilseniz, yine de çalışmak isterseniz, yaklaşık 800 dereceler civarında tavlayıp su vermek görece iyidir. Ocakta eşit tavlama yapamıyorsan, doğrudan pürmüzle hiç yapamayacaksındır. Pürmüzle çalışacaksan en iyisi, bir kaç ytong ( gaz beton) kullanarak kapalı bir ortam oluşturup bu şekilde tavlama yaparsan daha hızlı ve daha stabil olarak tavlama yapabilirsin. Karbon yanması ile tufal oluşmasını birbirine karıştırmamak lazım, karbon kaybı genellikle 900-1000 derece sıcaklıklarda başlar oysa bu sıcaklıklara varana kadar zaten oksijene açık olan malzemelerin yüzeyinde, sıcaklık yükselmesinin doğal sonucu olarak oksidasyon hızlanır. Tufal dediğimiz de zaten bu şiddetli oksitlenme sonucu oluşan tabakalardır. Bunu önlemenin tek yolu var, oksijenle parçanın temasını kesmek, bunu ne şekilde yaparsanız yapın. İster ocağa gelen havayı azaltarak yapın, ister parçayı hava almayacak bir şekilde sarmalayın vs .
-
Sertaç çalışman çok güzel o emeğin karşılığı tabiki bu diğil ama ısıl işlemde dereceyi geçmiş daha dikkatli olmalısın Özgürün dediği gibi tane büyümesi olmuş. Isıl işlemden sonra 220 derecelerde meneviş yapman gerekirdi (yani malzemenin gerginliğini alman gerekirdi) çalışmalara devam. Malzeme sorun diğil.
-
Üzülme Sertaçcığım daha güzellerini yapacağına eminim.Çalışmalarını takip ediyorum.Önemli olan şevkle yeniden bıçak yapabilmek.
-
Çatlak ve kırıkların fotograflarını çekip, kendimize rütbe şeridi yapsak? ;)
Geçmiş olsun o hissi (çıt :'( ), ne güzeldirki, artık ben de biliyorum artık.
-
Anlatılanlara göre tane büyümesi gibi görünüyor. Su verme sıcaklıklarının üzerine çıkmak bu sonucu doğurur. Su verme işleminde bu konuya özen göstermek gerekir. Bildiğiniz bir çelikse eğer, su verme sıcaklığına getirip ( karbon çelikleri için söylüyorum) o sıcaklıklarda bir kaç dakika tutarak su vermek en doğrusudu. Çelik olduğunu biliyor ama niteliğinden emin değilseniz, yine de çalışmak isterseniz, yaklaşık 800 dereceler civarında tavlayıp su vermek görece iyidir. Ocakta eşit tavlama yapamıyorsan, doğrudan pürmüzle hiç yapamayacaksındır. Pürmüzle çalışacaksan en iyisi, bir kaç ytong ( gaz beton) kullanarak kapalı bir ortam oluşturup bu şekilde tavlama yaparsan daha hızlı ve daha stabil olarak tavlama yapabilirsin. Karbon yanması ile tufal oluşmasını birbirine karıştırmamak lazım, karbon kaybı genellikle 900-1000 derece sıcaklıklarda başlar oysa bu sıcaklıklara varana kadar zaten oksijene açık olan malzemelerin yüzeyinde, sıcaklık yükselmesinin doğal sonucu olarak oksidasyon hızlanır. Tufal dediğimiz de zaten bu şiddetli oksitlenme sonucu oluşan tabakalardır. Bunu önlemenin tek yolu var, oksijenle parçanın temasını kesmek, bunu ne şekilde yaparsanız yapın. İster ocağa gelen havayı azaltarak yapın, ister parçayı hava almayacak bir şekilde sarmalayın vs .
Bilgiler için teşekkürler.Sanırım pürmüze geçeceğim daha kolay ve daha sağlıklı bir yöntem.Elimde bir kaç tane ytongda var zaten onları kullanmış olurum ama ytonglarda çok çabuk kırılıyor ve parça parça dökülüyor.Ekmek fırınlarında ki ateş tuğlalarından var 6-7 tane onla yapsam daha iyi sonuç alabilir miyim?
-
Sertaç çalışman çok güzel o emeğin karşılığı tabiki bu diğil ama ısıl işlemde dereceyi geçmiş daha dikkatli olmalısın Özgürün dediği gibi tane büyümesi olmuş. Isıl işlemden sonra 220 derecelerde meneviş yapman gerekirdi (yani malzemenin gerginliğini alman gerekirdi) çalışmalara devam. Malzeme sorun diğil.
Malzeme için sağol abi.Benim hatam sen sulu gönderdin ama mevevişleme yapmadım ilk başta.Her yeri aynı derecede ısıtabilsem güzel olacaktı ama hayırlısı olsun.Bunun parçalarındanda bıçak yapmayı düşünüyorum heba olmayacak yani. :)
-
Üzülme Sertaçcığım daha güzellerini yapacağına eminim.Çalışmalarını takip ediyorum.Önemli olan şevkle yeniden bıçak yapabilmek.
Sağolasın abi üzülmeden çok hayal kırıklığı diyelim böyle bir şey beklemiyordum ama benim için çok güzel bir ders ve tecrübe oldu. :)
-
Çatlak ve kırıkların fotograflarını çekip, kendimize rütbe şeridi yapsak? ;)
Geçmiş olsun o hissi (çıt :'( ), ne güzeldirki, artık ben de biliyorum artık.
Güzel olur aslında ve fazlasıyla öğretici olur.
İçim acıdı ama sonra dedim kendi düşen ağlamaz. :'( Tecrübe oldu benim için. O:-)
-
Isıl işlemde kimi zaman yapılan hataların başında "bir şey olmaz, ne olacakmış" demek gelir. Çeliğin cinsine göre su vermek, temperleme ( menevişleme) işlemini çok önemsemek gerekir. Benzer durumdaki bir kırık herkesin başına gelebilir. Her şeyi doğru ve kuralına göre yaparsınız ama yine de olumsuzluk gelişebilir. Ancak olması gerekenleri yapmayıp olumsuzluktan deneyim kazanıldığını düşünmek bence yanlış bir yaklaşım, en azından deneme yanılma yöntemine girer ki, bilinen yöntemler varken buna hiç gerek yok. Kısaca, teori birikimi pratik birikimden önce gelmeli. Örneğin bir sap yapımı için aynı şeyi söyleyemezdik, sap yapmak daha çok pratik deneyime dayalı bir işlemdir, ancak ısıl işlem için aynı şeyi söyleyemeyiz. Bu benim başıma gelmiş olsaydı, oturup nedenlerini araştırır ve buna yönelik temel bilgileri yeniden kontrol ederdim, neyi atladım veya neyi kaçırdım diye...
-
Isıl işlemde kimi zaman yapılan hataların başında "bir şey olmaz, ne olacakmış" demek gelir. Çeliğin cinsine göre su vermek, temperleme ( menevişleme) işlemini çok önemsemek gerekir. Benzer durumdaki bir kırık herkesin başına gelebilir. Her şeyi doğru ve kuralına göre yaparsınız ama yine de olumsuzluk gelişebilir. Ancak olması gerekenleri yapmayıp olumsuzluktan deneyim kazanıldığını düşünmek bence yanlış bir yaklaşım, en azından deneme yanılma yöntemine girer ki, bilinen yöntemler varken buna hiç gerek yok. Kısaca, teori birikimi pratik birikimden önce gelmeli. Örneğin bir sap yapımı için aynı şeyi söyleyemezdik, sap yapmak daha çok pratik deneyime dayalı bir işlemdir, ancak ısıl işlem için aynı şeyi söyleyemeyiz. Bu benim başıma gelmiş olsaydı, oturup nedenlerini araştırır ve buna yönelik temel bilgileri yeniden kontrol ederdim, neyi atladım veya neyi kaçırdım diye...
Dedikleriniz tamamen doğru evet benim hatam.Çelikler elime sulu gelmişti menevişleme yapmalıydım bıçak bitince yapmadım daha sonra o şekilde ısıl işleme giriştim ve sonuç bu.Isıl işlem konusunda henüz çok tecrübeye sahip değilim ancak fazlasıyla okumaya çalışıyorum videolar izliyorum.Isı tav renklerine baktım ona göre yaptım ama orta kısım fazla ısındı sanırım renk biraz daha açıktı sanırım.Sonuç olarak kendi aptallığımdan ötürü bunlar oldu ama bana da ders oldu.
-
Isıl işlemde kimi zaman yapılan hataların başında "bir şey olmaz, ne olacakmış" demek gelir. Çeliğin cinsine göre su vermek, temperleme ( menevişleme) işlemini çok önemsemek gerekir. Benzer durumdaki bir kırık herkesin başına gelebilir. Her şeyi doğru ve kuralına göre yaparsınız ama yine de olumsuzluk gelişebilir. Ancak olması gerekenleri yapmayıp olumsuzluktan deneyim kazanıldığını düşünmek bence yanlış bir yaklaşım, en azından deneme yanılma yöntemine girer ki, bilinen yöntemler varken buna hiç gerek yok. Kısaca, teori birikimi pratik birikimden önce gelmeli. Örneğin bir sap yapımı için aynı şeyi söyleyemezdik, sap yapmak daha çok pratik deneyime dayalı bir işlemdir, ancak ısıl işlem için aynı şeyi söyleyemeyiz. Bu benim başıma gelmiş olsaydı, oturup nedenlerini araştırır ve buna yönelik temel bilgileri yeniden kontrol ederdim, neyi atladım veya neyi kaçırdım diye...
Üstadım,
bu derece karışık ve belkide 1000 yıllarla birikmiş tecrübe üzerine deneme yanılma ile bir yere varma girişiminin anlamsızlığı konusunda haklısınız. Ancak sadece kurallara uyup, takip ederek elde edilen sonuç sebatkar bir emekle amaca ulaşmanın ötesinde bir kazanım sağlamıyor. Bir şeyleri yanlış yapıp, duvara çarpıp "hmmm, demek ki bu yüzden böyle değilde öyle yapmak lazımmış." demenin de kendine göre bir değeri ver diye düşünüyorum. En azında akabinde yine uygulamaya koyduğumuz kanıtlanmış sürecin kısmen de olsa ne amaçla kurgulandığı hakkında fikir sahibi olabiliyoruz. Ve hatta, nadiren de olsa, alıp bir adım öteye götürmek bilek söz konusu olabiliyor. Bu ortamda bıçak konusunda haşa kendime böyle bir paye biçmiyorum, yanlış anlaşılmadan belirteyim :)
-
Isıl işlemde kimi zaman yapılan hataların başında "bir şey olmaz, ne olacakmış" demek gelir. Çeliğin cinsine göre su vermek, temperleme ( menevişleme) işlemini çok önemsemek gerekir. Benzer durumdaki bir kırık herkesin başına gelebilir. Her şeyi doğru ve kuralına göre yaparsınız ama yine de olumsuzluk gelişebilir. Ancak olması gerekenleri yapmayıp olumsuzluktan deneyim kazanıldığını düşünmek bence yanlış bir yaklaşım, en azından deneme yanılma yöntemine girer ki, bilinen yöntemler varken buna hiç gerek yok. Kısaca, teori birikimi pratik birikimden önce gelmeli. Örneğin bir sap yapımı için aynı şeyi söyleyemezdik, sap yapmak daha çok pratik deneyime dayalı bir işlemdir, ancak ısıl işlem için aynı şeyi söyleyemeyiz. Bu benim başıma gelmiş olsaydı, oturup nedenlerini araştırır ve buna yönelik temel bilgileri yeniden kontrol ederdim, neyi atladım veya neyi kaçırdım diye...
Üstadım,
bu derece karışık ve belkide 1000 yıllarla birikmiş tecrübe üzerine deneme yanılma ile bir yere varma girişiminin anlamsızlığı konusunda haklısınız. Ancak sadece kurallara uyup, takip ederek elde edilen sonuç sebatkar bir emekle amaca ulaşmanın ötesinde bir kazanım sağlamıyor. Bir şeyleri yanlış yapıp, duvara çarpıp "hmmm, demek ki bu yüzden böyle değilde öyle yapmak lazımmış." demenin de kendine göre bir değeri ver diye düşünüyorum. En azında akabinde yine uygulamaya koyduğumuz kanıtlanmış sürecin kısmen de olsa ne amaçla kurgulandığı hakkında fikir sahibi olabiliyoruz. Ve hatta, nadiren de olsa, alıp bir adım öteye götürmek bilek söz konusu olabiliyor. Bu ortamda bıçak konusunda haşa kendime böyle bir paye biçmiyorum, yanlış anlaşılmadan belirteyim :)
"Üstadım" bana uygun değil, önce onu söyleyeyim ;)
Hem "bu derece karışık ve belkide 1000 yıllarla birikmiş tecrübe üzerine deneme yanılma ile bir yere varma girişiminin anlamsızlığı konusunda haklısınız." demişsiniz, hem de "Ancak sadece kurallara uyup, takip ederek elde edilen sonuç sebatkar bir emekle amaca ulaşmanın ötesinde bir kazanım sağlamıyor. Bir şeyleri yanlış yapıp, duvara çarpıp "hmmm, demek ki bu yüzden böyle değilde öyle yapmak lazımmış." demenin de kendine göre bir değeri ver diye düşünüyorum."demişsiniz, doğrusu pek anlayamadım !
Denenmiş ve bilimsel temellere dayalı yöntemlerin doğru sonuç veriyor olduğundan eminsek, ve bu işlemin sonucunda da tam amacımıza uyan bir "iş" yaptığımızı görüyorsak daha nasıl bir kazanımın peşinde koşuyoruz ki? konu illa da duvara çarpmaksa o başka. Valla açık söylemek gerekirse şaşırdım.
-
sefa usta murat abi kisaca bir musibet bin nasihattan iyidir demek istedi. bencede bu is boyledir. mesela sertac arkadasin birdaha menevislemeyi unutucagini zannetmem veya isil islem sicakligina daha fazla onem gostericek. yaptigi hatada bence bunlari bilmedigi veya onemsemedigi icin degil sadece o anin getirdigi heyecan yuzunden oluyor. yani bende hep boyle oldu :)
-
Erdi, Sertaç arkadaşımız daha işin çok başında, benim asıl niyetim onu yıldırmak veya içindeki isteği köreltmek değil. İsterim ki işin başındayken genel sistemin ne olduğu konusunda olabildiğince yanlış yapmadan ilerlesin ve doğru işlemler sonucu ortaya çıkan doğru işlerden mutlu ve motive olsun. Yoksa temelde kimseye akıl verme düşüncem zaten yok, hiç olmadı da, öneriydi hepsi. Elbette herkes kendince yöntemler belirleyebilir, bilinen teknik doğrulara alternatif olarak, kişisel deneyime dayalı yöntem geliştirme çabasına da ancak kolay gelsin derim ;)
-
En doğrusunu yapabilmek için tecrübe gerekir. Tecrübe hata yaparak kazanılır.
Başarılar :)
-
Akıllı adam esas başkasının tecrübesinden ders çıkarandır. Ne demiş Akif:
Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
“Tarih”i tekerrür diye ta’rif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?
-
" Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi? " +1000 ;) romayı yenıden keşfetmeye gerek varmı.?
bence kesınlıkle yok. daha önce tecrube edılmış şeylerı yenıden başka yollarla denemeye çalışmak fantazıden başka bırşey değildir bence.
benım için o tecrübelerden yararlanmak , ıstedığım sonuca en verımlı ve kısa yldan ulaşmak demektır..
-
Ben kendimi yanlış anlattım sanırım yada eksik bir şekilde anlattım kendimi.
Bıçağın çatlaması bana bir ders oldu(Tamamen benim aptallığımdı.).
Bu bıçağı yaparken fazlasıyla tecrübe kazandırdı(Yeni şeyler öğrendim).
İstemeden de olsa vaktinizi çaldıysam bir yanlış anlama anlatma veya eksik yazmamdan dolayı kusura bakmayın.
-
Sertaç, üzerine alınma sakın ;) Senin yaşadığın olaydan yola çıkarak irdeleme yapıyoruz. Ne kusuru , kusurluk bir durum yok ^-^
-
Murat abi ile küçük bir tartışma gibi bir şey oldu sanki aranızda o yüzden söyledim.Yazdıklarımı okuyunca hatalı olduğumu fark ettim.Benim yüzümden tartışılmış gibi hissettiğim için böyle yazdım.
-
Hepimizin arasında tartışmalar olabilir, bunda kötü bir durum yok, tartışmalar olacaktır ve bence olmalıdır da. Rahat olalım ;)
-
Tamam o zaman sorun yok :).
-
Sertaç, üzerine alınma sakın ;) Senin yaşadığın olaydan yola çıkarak irdeleme yapıyoruz. Ne kusuru , kusurluk bir durum yok ^-^
Tamamen aynı kanaatteyim. Sefa Hoca güzel toparlamış. Konunun başlamasına vesile olan sensin, gerisi genel tartışmalar, ya da sohbetler diyelim. İsterseniz yine bir şair sözü ile örneklendirelim. Bu sefer Namık Kemal'den olsun:
"Barika-i hakikat müsademe-i efkardan doğar"
Açıklamak gerekir mi bilemiyorum. Yeni nesil için şöyle özetleyebiliriz: Nasıl ki bulutların çarpışmasından etrafı aydınlatan şimşekler çıkar, hakikat aydınlığı da fikirlerin çarpışmasından doğar.
Sertaç bu arada hafta başı saplık malzemelerini inşaallah kargoya vereceğim. Başına gelen kaza için umarım küçük bir teselli olur :)
-
Sertaç, üzerine alınma sakın ;) Senin yaşadığın olaydan yola çıkarak irdeleme yapıyoruz. Ne kusuru , kusurluk bir durum yok ^-^
Tamamen aynı kanaatteyim. Sefa Hoca güzel toparlamış. Konunun başlamasına vesile olan sensin, gerisi genel tartışmalar, ya da sohbetler diyelim. İsterseniz yine bir şair sözü ile örneklendirelim. Bu sefer Namık Kemal'den olsun:
"Barika-i hakikat müsademe-i efkardan doğar"
Açıklamak gerekir mi bilemiyorum. Yeni nesil için şöyle özetleyebiliriz: Nasıl ki bulutların çarpışmasından etrafı aydınlatan şimşekler çıkar, hakikat aydınlığı da fikirlerin çarpışmasından doğar.
Sertaç bu arada hafta başı saplık malzemelerini inşaallah kargoya vereceğim. Başına gelen kaza için umarım küçük bir teselli olur :)
Teşekkür ederim abi çok sağol :)
-
Öncelikle ben tartışma algılamadım, zaten tüm katkısı üzerine Sefa Usta'nın diyecekleri (amacı incitmek olmadığı sürece) beni incitmez gibi geliyor. Sadece dediğimi gözden geçirip belkide revize etmemi sağlar. Samimi insanların, iyi niyetle yaptıkları girişimler (ki Sefa Usta'nın böyle olduğunu düşünüyorum) zarar vermez genelde. Henüz tanışmamış olsak da daha önce de anlatmaya çalıştığım gibi burada üşenmeden, bıkmadan, sevgiyle, saygıyla destek veren katılımda bulunan herkese duyduğum saygı incinmeme engel.
Yazılı cümlelerimin anlaşılmasının zorluğu artık kanıksadığım bir durum zira konuşurken bile insanların takip etmekte zorlanabildiği (sıkıntılı) bir ifade şeklim var. Yazdığımda ise ellerim dilimden daha yavaş olduğundan işler iyice karışıyor.
Öte yandan anlatmaya çalıştığım "müsibet, nasihat ilişkisi" de değil. Özünde sonuçları altından kalkılabilir olduğu sürece demekten korkmamak lazım diyorum. Konu amerikayı yeniden keşfetmek değil, tecrübeyi hiçe saymak da. Sadece hata yapmaktan korkmamak önemli. Zira bu yaklaşım yapılmamış olanı yapma yollarını keşfetmeye yol açabilir.
İnanılmaz Aile diye canlandırma film vardı. Orada birisi hata yapınca kutlama yapıyorlardı. Mantık da şu "doğruyu yapınca sonuç elde edersin ama hata yapınca birşey öğrenirsin". Amacım Sefa Usta'mın (benim penceremden üstat da gayet uygun) yapmaya çalıştığı gibi destek olmanın yanı sıra, yanlışların da değerli olabileceğini vurgulamaktı. Eğer olmayacağı düşünülen şeyleri deneyenler olmasa bugün elimizin altındaki bir çok şeyden yoksun olurduk, diye düşünüyorum.
Bugüne kadarki ve daha sonraki zor anlaşılan ifadelerim için kusura bakmayın, üzerinde çalıştığım hali bu, umarım daha anlaşılır olmayı başarırım.
-
ismini ve sıfatını hatırlayamadığım büyük bir adamın bir lafı vardı " tekrar dünyaya gelsem daha fazla hata yapardım" diye.. tabi bir hatayı birden fazla kez yapmak aptallık olur orası başka. bu konu üzerinden örnek vermek gerekirse bu bıçağı yapan arkadaş teorik olarak sırayı takip edip bıçak yapan bir insana göre hata yaptığı noktada daha fazla tetikte olacak. saatlerce emek verip bıçağının kırıldığını görmesi onda ufak bir travma etkisi yarattı çünkü. (travma doğru kelimemi bilmiyorum ama anca o kelimeyle anlatabilirim) bu travma illaki ona dikkat konusunda olumlu bir refleks kazandırmıştır. bundan sonra aynı hatayı yapması çok zor. ustalığın sabır istemesi bir taraftan da yoğurdun üflenerek yenmesidir diye düşünüyorum. Murat bey üniversitede hocamdı. sınavlarda yada projelerde hangi noktada hata yapacağımızı bilir ama ses çıkarmazdı. affınıza sığınarak söylüyorum bir keresinde sınavında çok önemli bir şeyi gözden kaçırdığım için ve baştan planlamam saatler alacağı için gayriihtiyari hasstr diye bağırdım. o da " ya işte benim burada bulunma amacım sana o hasstrı söyletmekti şimdi neyin ne olduğunu anladın" dedi. o sınavdan sıfır bile alacak olsam (almadım herhalde!?) bende kalan etki bir üniversite bitirmenin katacağı şeyden fazlasıydı. sınıftaki diğer arkadaşları bilmem ama bu durum bana nasıl öğrenmem ve nasıl öğretmem gerektiği konusunda bir şeyler kattı. haklı olarak bazılarınız sınavdaki durumumla ilgili, senin aklın ve dikkatin yetmediyse ne yapalım arkadaş diyebilir. ama bazılarımız böyle öğreniyor hemde unutmamak üzere...
-
O zaman tüm sözlerimi geri çekiyorum, hatta düzeltiyorum, " bilinen yöntemleri, deneme yanılma yöntemiyle öğrenmek en iyi yöntemdir"...
-
Bu yazılan haliyle bana yakın bir ifade, eğer "" bilinen yöntemleri, deneme yanılma yöntemiyle anlamak iyi yöntemdir..." olsaydı tam isabet derdim. Aslında anlatmak istediğim Sefa Usta'nın:
http://www.bicaksanati.com/forum/nasil-yapilir-(adim-adim)/yeni-bir-agiz-acma-teknigi/
katılımında anlattığı durumun gerçekleşmesi için alışıla gelmiş uygulamanın dışına çıkma girişiminin gerekliliği ve faydası.
Yapı itibarı ile aynı şeyi iki kez üst üste yapmak bana uymadığı için belki de çoğumuzdan fazla paylaşmaya değmeyecek başarısız denemem olmuştur. Ama o bir tane yapılmamışı yapabilme (tekniğin bilinen halinin üzerine çıkma) olasılığı için değdiğini düşünüyorum. Bu alanda en büyük katkılarsa genelde uygulamada ustalaşmış ve tekniği hatmetmiş ustalardan gelir.
-
Benim konunun başından beri ısrarla söylemeye çalıştığım hedef durum, açılan konunun temel sorunu olan ısıl işleme yönelikti. Yoksa, eğelemede yeni bir deneme, zımparalamada farklı bir deneme, profili keserken denenen bir detay vs. elbette her zaman için yeni bir bakış geliştirmeye neden olabilir. Hatta hamon yapmaya çalışırken, farklı bir çamur, bir başka kimyasal madde ( örneğin Murat epoksi kullanmıştı ) umulmadık bir sonuç verebilir. Oysa ısıl işlemde bu tür bir lüksümüz yok, genel kurallara uymak zorundayız. Denemeler elbette yapılabilir, örneğin yağda sertleşen bir çeliğe su ile su vermeyi deneyebilirsiniz. Ancak bunu yaparken de daha önce defalarca aynı çeliği olması gerektiği gibi sertleştirmiş olmalısınız ki yeni yapmaya çalıştığınız şey size yeni bir deneyim kazandırabilsin, ilk bunu denerseniz ne yaşayacağınız yüksek olasılıkla olumsuzluk olacaktır. Bir başka örnek, eğeleme konusunda yeterli el deneyimine sahip değilseniz, doğrudan bant zımpara denemenizde büyük olasılıkla hüsranla sonuçlanacaktır vs vs vs..
-
Sefa hocama katılıyorum.
Yanımızdaki adam elini sobaya deydirdiğinde eli yanıyorsa. Biz neden gidip elimizi sobaya deydirelim ki.
Deneme yanılma yoluyla tecrübe kazanmakta bir seçenek. Ancak önümüzde hali hazırda bir tecrübe bulunurken yararlanmak yerine yeni tecrübe aramak neden ?
-
Isıl işlem başlığında, kendim de konuya hakim olmadığımdan, bu kadar çok değişken ve detaylı teknik bilgi varken karanlığa kurşun denemelerle bir sonuç elde etmeye çalışmanın boşa kürek çekmek olduğu konusunda Sefa ustama katılmamak mümkün değil. Derdim prensip olarak demekten korkmamayı vurgulamaktı ki bunu da yeterince yaptım sanırım. Sonunda icracı ile yorumcu ve hatta bestekar arasında fark yaratan nitelikler çalışma, yetenek, bilgi, tecrübenin yanı sıra yeniye (yapılmamışa) eğilimdir birazda. Amacım bu niteliği törpülemek gibi bir yaklaşım olduğu şeklinde yanlış anlamaları önlemekti. Ayrıca son açıklama için Sefa ustama da müteşekkirim zira bugüne kadarki söylemleri tutarlı ve anlamlı bir ifade (ve sabırla) düşüncesini anlatmaya çalışıp, başardı. :)
Tekrar, burası iyi, güzel, doğru bir yer. Bulduğum için mutluyum.
-
En kötüsü hiç bir şey yapmamak.Sertaç bana göre çok öndesin.Çalışmaya devam edeceğine inanıyorum.
-
En kötüsü hiç bir şey yapmamak.Sertaç bana göre çok öndesin.Çalışmaya devam edeceğine inanıyorum.
Çok doğru söylediniz, hiç bir şey yapmamak en kötüsü. :)
-
"Yapılmamışa yönelmek". Zamanında fotoğraf için bunu yazdığım sitede adam bana önce; "sen bilineni yap, sonrasına sonra bak" demişti. Adam hala bilineni yapıyor, ben ise bilinenin yanında yanlış bilinenlerin doğrusunu. Konuştuğum sanatçılarla da paralel sohbetler yaptığımda doğru yolda olduğumu teyit ettim.
Sefa hoca, bilineni yap diyor, yapmazsan diyor...Üzülürsün. Sefa hocanın bilinenin ötesinde bildiğini çok iyi biliyorum. Murat hoca, tamam yapalım diyor ama yanında başkasını da yapalım, başkasını yaptığımızda tersi olursa üzülmeyelim diyor. Zaten kırılacak, bozulacak ama ya yeni bir şey bulunursa? İşte o "ya?" kısmı bu tartışmayı sürdürüyor. İkisi de haklı.
-
Yücel, sen yazınca dönüp geriye ne yazdığımı hatırlayayım dedim, yahu amma da yazmışız, Murat Bey le performansımız yerindeymiş demek ki ^-^
-
:2up
-
Yeni bir başlık açmamak için tekrar buraya yazıyorum.
Uzun zamandır yapmayı istediğim farklı çakılardan birinin bıçak kısmı.Isıl işlem sırasında ne yazık ki tane büyümesi nedeniyle kırıldı.Birinci işlem bitiminde tam sertleşmeyince normalizasyon yapıp ardından tekrar ısıl işlem yaptım çok fazla karbür(adını tam hatırlamıyorum,olmayadabilir) vardı ve bir iki küçük vurmadan sonra kırıldı.Çeliğin cinsini hatırlamıyorum ancak 900 derece civarı su yada yağda ısıl işlem yapıldığını, karbon çeliği olduğunu ve ısıl işlemden sonra 60 hrc civarı sertliğe ulaştığını biliyorum.Çeliği Rasim usta göndermişti.
-
Geçmiş olsun Sertaç, olur böyle bazan, sıkma canını. En azından tane büyümesine iyi bir örnek fotoğraf olmuş.
-
Geçmiş olsun. Kömür ocağı kullanarak ısıl işlem yapmak bolca deneyim isteyen birşey. Gözünüz ısıl tav renklerine aşina değilse başarısızlıklar üst üste gelir. Sadece bununlada bitmez. Kullandığınız çeliğide iyi tanımanız gerekir. Fotoğraflara bakınca 1000 derece ve üzerine çıkılmış sanki. Daha çok tecrübe ile üstesinden geleceğinize inanıyorum. Kolay gelsin.
-
Sertaç demır bır mılın ucuba mıknatısı tel ıle bağla ve gereklı ısıyı bununla kontrol et. mıknatıs tutmamaya başladıktan sonra bıra daha bekle ve suyunu ver malzemenın. hata yapmazsın ;)
-
Geçmiş olsun Sertaç, olur böyle bazan, sıkma canını. En azından tane büyümesine iyi bir örnek fotoğraf olmuş.
Sağol ustam artık hiç sıkmıyorum hatta gülümsüyorum.Ancak neden sertleşmedi onu merak ediyorum.
Geçmiş olsun. Kömür ocağı kullanarak ısıl işlem yapmak bolca deneyim isteyen birşey. Gözünüz ısıl tav renklerine aşina değilse başarısızlıklar üst üste gelir. Sadece bununlada bitmez. Kullandığınız çeliğide iyi tanımanız gerekir. Fotoğraflara bakınca 1000 derece ve üzerine çıkılmış sanki. Daha çok tecrübe ile üstesinden geleceğinize inanıyorum. Kolay gelsin.
Sağolun ancak 1000 derece üstüne çıktığını sanmıyorum çünkü hala eğe işliyordu.Sanırım normalizasyon tam anlamıyla olmadı.
Sertaç demır bır mılın ucuba mıknatısı tel ıle bağla ve gereklı ısıyı bununla kontrol et. mıknatıs tutmamaya başladıktan sonra bıra daha bekle ve suyunu ver malzemenın. hata yapmazsın ;)
Ustam bilgi için teşekkür ederim.Bu yöntemi biliyordum ancak hiç fırsat olmadı yapmaya bundan sonra öyle yaparım. :)
-
Normalizasyonun tam olarak yapıldığını var sayarak yazmıştım. Eğer ki 1000 derecenin üzerine çıkmadığınızdan eminseniz. Neden sertleşmediğini merak edip sorunun ne olduğunu irdeleyip araştırıyorsanız mutlaka cevabını bulup başarılı olursunuz. Neden sertleşmediği konusunda bir sürü tahmin yapılabilinir. Mesela kalın bir tufal tabakasından dolayı sertleşmedi. Veya uygun soğutma sıvısı kullanılmadı. Ya da yeterli sıcaklığa çıkıp yeterince demlenmedi. Bunun gibi tahminler yapmak mümkün. Cevabı senin bulman gerekiyor.
-
Normalizasyonun tam olarak yapıldığını var sayarak yazmıştım. Eğer ki 1000 derecenin üzerine çıkmadığınızdan eminseniz. Neden sertleşmediğini merak edip sorunun ne olduğunu irdeleyip araştırıyorsanız mutlaka cevabını bulup başarılı olursunuz. Neden sertleşmediği konusunda bir sürü tahmin yapılabilinir. Mesela kalın bir tufal tabakasından dolayı sertleşmedi. Veya uygun soğutma sıvısı kullanılmadı. Ya da yeterli sıcaklığa çıkıp yeterince demlenmedi. Bunun gibi tahminler yapmak mümkün. Cevabı senin bulman gerekiyor.
Benim tahminim birincide olmamasının nedeni yağda yapmış olmam gözle bakıldığında ısı 850-900 arasındaydı diyebilirim.Normalizasyon sonrası ısıyı biraz daha yükselttim ancak biraz tufal tabakası vardı her ne kadar temizlemeye gayret göstermiş olsamda, yine yağda denedim ancak hala eğe işliyordu.Bende çatlak olduğunu düşünerek eğe ile bir kaç sefer küçük vuruşlar yaptım ondan sonra korktuğum başıma geldi.Yarın aynı parçayı suda deneyeceğim bakalım sonuçlar nasıl olacak.
-
Bence o parça ile daha uğraşma. Elinde çelik varsa birkaç parça üzerinde deneme yapıver. Değişik tav renklerinde denemeler yap eğe testinden sonra kırıp tane yapılarına bak böylesi şuan için daha yararlı olacaktır emin ol. ;)
-
Öyle yapacağım zaten elimde diğer bıçaklardan artan bir parça var aynı boyutlarda.Biraz daha küçüğünü kesip suda deneyeceğim büyük ihtimal daha olumlu sonuç alacağımı düşünüyorum. :)
-
Sonuç yine hüsran.Yapmak istediğim çakının 3. bıçağı bu. Birincisi ısıl işlemde çatladı ikincisi istediğim gibi olmadı.Üçüncüsü çatladı.Sorun nerede hala anlamış değilim.Bıçağı kabaca kesiyorum ağzı döverek inceltiyorum sonra şekli iyice verdikten sonra ağız açıp 240 kuma kadar zımpara yapıyorum.Ardından normalizasyon yapıp ısıl işlem yapıyorum.Normalizasyonu dövmede oluşan gerilimler için yapıyorum.Bir yerde okumuştum bu yüzden aklımda öyle kalmış sanırım.Isıl işlemi bu sefer farklı bir tarzda denedim.Youtubeda gezinirken gördüğüm bir yöntem bu. Ben boru olarak 1 mm lik borulardan kullandım biraz yassılaştırıp bıçağı içine koydum.Normalinden biraz daha geç ısınsa da karbon yanması, tufal vs. oluşmuyor.Biraz tufal oluşmuş olabilir tam hatırlamıyorum.Isıl işlemi suda yaptım.Taner ustanın tavsiyesi ile manyetik özelliğini kaybettiği zaman soktum suya.Ardından hemen yine borunun içinde meneviş yaptım ancak fön makinası kapalı haldeyken.Meneviş rengini aldıktan sonra bir baktım çatlaklar var biraz zımpara yaptıktan sonra sıkıştırdım bıçağı mengeneye bir boru yardımıyla bıçağı eğdim.Birinci kırılma oldu iki oldu üç oldu derken bi baktım bıçak dört parça.Eğe üstünden kayıyordu ancak biraz çiziyordu bu normal mi? Ve hiç tane büyümesi yoktu her iç yapısı harikaydı.Nerede yanlış yapmış olabilirim? Üçüncü bıçağında helak olması beni gerçekten huzursuz etti,sıktı ve bunalttı.
-
soğutma sıvısı olarak düşük vizikoteli yağ kullan. yada ısıl işlem yağı ;)
-
soğutma sıvısı olarak düşük vizikoteli yağ kullan. yada ısıl işlem yağı ;)
Teşekkürler ustam bir önceki çatlayan bıçakta yemek yağı kullanmıştım sonuç yine aynı olmuştu ve çelik aynıydı.Nedeni ne olabilir acaba?
-
yüksek ısı olabılır ;)
-
Tane büyümesi yoktu ama ustam iç yapı çok iyiydi ve azda olsa eğe çizik atabiliyordu. ::)
-
Havayı olabildiğince kısıp yavaş ve sabırla ısıtmalı. Malzemeyi sürekli gezdirerek homojen ısınmasını sağlamalı, havanın direk parçaya üflemesinden kaçınılmalı, su verme sıcaklığını arada sırada mıknatısla kontrol etmeli, hiçbiri olmuyorsa propan-tüpgaz ocağa geçilmeli, bir termokupl ve dijital termostat almalı ;D
-
Havayı olabildiğince kısıp yavaş ve sabırla ısıtmalı. Malzemeyi sürekli gezdirerek homojen ısınmasını sağlamalı, havanın direk parçaya üflemesinden kaçınılmalı, su verme sıcaklığını arada sırada mıknatısla kontrol etmeli, hiçbiri olmuyorsa propan-tüpgaz ocağa geçilmeli, bir termokupl ve dijital termostat almalı ;D
;)
-
Havayı olabildiğince kısıp yavaş ve sabırla ısıtmalı. Malzemeyi sürekli gezdirerek homojen ısınmasını sağlamalı, havanın direk parçaya üflemesinden kaçınılmalı, su verme sıcaklığını arada sırada mıknatısla kontrol etmeli, hiçbiri olmuyorsa propan-tüpgaz ocağa geçilmeli, bir termokupl ve dijital termostat almalı ;D
Ustam zaten boru içinde ısıttığım için her yer eşit ısınmıştı mıknatısla kontrolleride yapıyordum.Propana geçeceğimde refrakter harç lazım biraz.İnternette buldum fiyat uygun ancak 25 kilo bana fazla.
http://www.endustriyelstore.com/default.asp?git=9&urun=39
-
Havayı olabildiğince kısıp yavaş ve sabırla ısıtmalı. Malzemeyi sürekli gezdirerek homojen ısınmasını sağlamalı, havanın direk parçaya üflemesinden kaçınılmalı, su verme sıcaklığını arada sırada mıknatısla kontrol etmeli, hiçbiri olmuyorsa propan-tüpgaz ocağa geçilmeli, bir termokupl ve dijital termostat almalı ;D
Hocam siz bir ara soba kovasından dikine bir ocak yapmıştınız. O ocakta su verilebilir mi bıçağa?
-
http://www.bicaksanati.com/forum/index.php?topic=46.0 (http://www.bicaksanati.com/forum/index.php?topic=46.0) bu konudan bahsediyoruz değil mi?
Verilir tabii ki. Ancak daha çok o damascus ve dövme için, yatay olan çok daha kullanışlı ve dikey ocakta uzun malzemeyi ısıl işlem yapmanın pek mümkünü yok, ancak yatay bu iş için daha yarayışlı.
Yaptığım ve sıklıkla kullandığım yatay ocağım: http://www.bicaksanati.com/forum/index.php?topic=77.0 (http://www.bicaksanati.com/forum/index.php?topic=77.0) Brülörün giriş açısı çok önemli, helezonik ve teğet girecek...
-
Anladım
Peki propan ocaklarda termostat olmadan kabaca renklere bakarak su verilebilir mi az östenizasyon isteyen çeliklere? k tipi termokupl 60-70 lira enda termostat ta 140 lira. 200 lira ediyor ??? ileride belki ama benim gibi daha yolun en başındaki bir amatör için şimdilik fazla bir tutar
-
Karbon tipi veya yağ-yay tipi çeliklerin hepsi biraz deneme yanılma ve biraz deneyimle çok güzel ısıl işleme yanıt verirler göz kararı. Ancak birkaç telef olmadan, dikkatli testler yapılmadan tam olarak bu işe hakim olmak zor. Tavsiyem bıçaktan önce bol bol düz çelik parçalarında deneme yapınız. Bu işin püf noktası çeliğin ne olduğunu bilmek, ona göre soğutma ortamını ayarlamak, çok adımlı normalizasyondan şaşmamak ve deneme parçalarında kırık yüzey inceleme, esneme ve aşınma testlerini yapmak. Isıl işlem yaptığınız çeliğin kırık yüzeyi pürüssüze yakın derecede ince taneli olmalı, yani çıplak gözle tane seçebiliyorsanız tane büyümesi olmuştur, ya zamanı ya da ısıyı düşürmeniz gerektiği anlamına gelir, eğer yapı düzgün ancak eğe ısırıyorsa ısı fazla düşük gelmiş veya yeterince demlenmemiştir. Herşey iyi görünüyorsa o parça üzerinde meneviş sonrası, pirinç testi ve aşınma testlerini uygulamalısınız. Onları da yapınca artık elinizdeki çeliğe hakimsiniz demektir, bundan sonra iç rahatlığı ile bıçaklarınızı yapıp sertleştirebilirsiniz. Tabii farklı bir tür çelik elinize geçtiğinde yine baştan bu testleri yapmanız ve sonunda o çelik için de aynı başarıyı yakalamanız gerekir bir bıçak yapmadan önce. İlk başlarda ufak tefek hüsranlar oluabilir, bir türlü istediğiniz sonucu alamıyor gibi görünebilirsiniz ancak yılmadan denemeye devam ederseniz 3-5 denemeden sonra işi kavramanız kuvvetle muhtemeldir.