Bıçak Sanatı - Forum

Atölye Muhabbeti => Bıçakçılık => Konuyu başlatan: doctore - 12 Ekim 2012, 13:15:57

Başlık: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: doctore - 12 Ekim 2012, 13:15:57
şu an üretimde olan sürbısa marka bıçaklarda bileme sorunları yaşayan var mı?eski dövme çelik kullanılmıyor ve kalite düştü t7mov çelikten kaynaklandığı söylendi ne kadar masatlama yapsam da bıçak keskinlik almıyor elimde 5 adet mevcut hepsi de aynı.. sulu çarkta da bilendi ama sonuç kötü..t5mov çeliğinden yapılmış bursa işi durmaz marka bıçaklarım var onlarda en ufak sıkıntı yok jilet gibiler..sürmene nin artık adı var başka bir numarası yok ..herkese selamlar..
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: gökhan bakla - 12 Ekim 2012, 13:43:53
Sürbisa bıçaklar biraz canınızı sıkmış galiba ;)

Kendimin kullandığı 2 numara t7 sürbisa bıçağımda bu bahsettiğiniz sorun yok, gayet iyi.

Bileme konusunda iyi ağız almayışının sebebi belkide su verme işlemidir.
Toplu ve seri üretimlerde sürekli aynı kalitede üretim yapmak biraz sıkıntılı bir süreç olsa gerek. Belkide su verme işleminde bir sıkıntıları olmuştur.

Bu tip sorunların çözümü direk olarak üretici firma olmalı, yani şikayetinizi direk olarak onlara iletin bence. Kendileri ile alakalı bir sorun varsa bunu fark etmelerini sağlamış olursunuz. ;)


 
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: deserteagle - 12 Ekim 2012, 14:13:16
Bilenince kolay/çabuk köreliyor deseniz çelik ya da ısıl işlemde sorun var diyeceğim ama "keskinlik almıyor" diyorsunuz. Bu izahaten dolayı şüpheye düştüm. Aklıma iki olasılık geldi. Bir, çelik çok sert ve kullanılan ekipman ve yöntem bilemede yetersiz kalıyor. İki, çelik bilenmeye dahi yaramayacak kadar vasıfsız.

Eğer birincisi doğruysa daha kötü ısıl işlem yapılmış çelikleri kolay bilemeye alıştıktan sonra çok sert, ısıl işlemi güzel yapılmış bıçağınızı masatlamak için çeliğiniz(*) yetersiz kalıyor olabilir. İyi bıçaklarda masatın kifayetsizliği rastlanmayan bir durum değil.

Çark için bir şey diyemiyorum. Bir çok bileyci çok kaba kumlu bir çarkla bilemeyi bıçaklara reva görüyor. Sizin bahsettiğiniz taş adam gibi bir taşsa bu yorumu yok sayın.

------------------
*: masatın kendi çeliğini kast ediyorum.
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: ozgurozdemir - 12 Ekim 2012, 15:11:06
selam

yaptığım kasap bıcaklarının hepsi t-7 mo çeliğinden ve piyasada bulabileceğiniz en iyi imalat çeliği diyebiliriz
bende sürmenenin kulandığı 10 sene önce alınan dövme çelikdiye ifade edilen bir bıcak var ve devamlı kulanırım
kimse celiği döverek malesef yapmıyor hazır konik lama kulanılarak yapılan çeliklere malesef dövme ibaresi koyuluyor nihayetinde hadden cıkarken meret dövülmüyor değil hani.
eskiler malesef fransız çeliği değildir alman malı 1.4112 den imal edilmiş malzemelerdir ve kalitesi gayet iyidir.olsada kullansak .
ustalarımızın açıkladığı gibi imalatcılar toplu şekilde suverme işlemi yaptığından dolayı kimi bıcaklar tam olarak su almamaktadır.
fakat sizin söylemiş olduğunuz tam olarak keskinleşmmesi yapmış olduğunuz işlemde bir sıkıntı olduğunu gösteriyor ziyadesi ile düz demiri uygun şekilde bileylerseniz  jillet gibi olur ama agız tutuşu olmaz.
T-5 çeliği T-7 den daha düşük karbon oranına ve molibidenyum oranına sahip birçelik.
bence sıkıntının bıcaktan olduğunu düşünüyorsanız bıcakları sürbisaya geri gönderim derim ilgileneceklerdir.

saygılarımla


Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: doctore - 12 Ekim 2012, 15:30:20
firma ile daha önce görüştüm ,firma yetkilisi t7 çeliğin setliğini ve zor bilendiğini söyledi  ama kesinlikle bence bu forumda yazan arakadaşlar kadar bilgili değillerdi. sorun su verme de ;arkadaşların dediği gibi yaşasın bursa bıçakları zaten kombinaların ve profesyonel et işleme yerleri ya bursa işi kullanıyor ya da alman işi f.dick,eicker v.s sürmene hikaye boş yere para vermeyin ...
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: ozgurozdemir - 12 Ekim 2012, 15:39:23
üstadım saydığınız yabancı markaların kullanmış olduğu çelikler T-7 den daha iyi bir çelik değil bunu belirteyim
o markalardan bendede var bendeki sürmenelerin yanına bile yaklaşamıyor
bursadan aldığınız bıcaklarlada aynı sorunla karşılaşma ihtimaliniz yüksek malesef
biz tektek su verdiğimizden dolayı bizim bıcakların hemsi istediğimiz sertlikte oluyor ama arkadaşlar malesef 500 kg veya 1000 kglik fırınlarda su veriyor
küçük imalatçılar aslına uyguın su verme ve akabinde menevişide düzgün yapıyorlarsa bıcak 420 de olsa iyi iş görecektir.
t-7 kullanın sertliği 56-57 dir
kendim kullanacaksam 59 yaparım ki o sertliği rahatlıkla alıyor .
siz bıcakları gönderin sürbisaya ilgilenirler.
illa bursa malı derseneiz reklam yapayım turgut aydemir ustamızın bıcaklarını bir deneyin derim
ben test ettim gayet başarılı
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: deserteagle - 12 Ekim 2012, 16:29:45
firma ile daha önce görüştüm ,firma yetkilisi t7 çeliğin setliğini ve zor bilendiğini söyledi  ama kesinlikle bence bu forumda yazan arakadaşlar kadar bilgili değillerdi. sorun su verme de ;arkadaşların dediği gibi yaşasın bursa bıçakları zaten kombinaların ve profesyonel et işleme yerleri ya bursa işi kullanıyor ya da alman işi f.dick,eicker v.s sürmene hikaye boş yere para vermeyin ...

Yukardaki ilk cümlenize bakarak ben bu bıçağı daha çok beğendim. Sertse ancak zor bileniyorsa bu bana bıçağın bir problemi değil avantajı olarak göründü.

Problem bilemede. Bu bıçağı kullanın. Eski masatınızı çöpe atın. Bir yerlerden seramik çubuk falan bulun, ince ve güzel bir zımpara taşı alın.

Özetle, yanlış düşünüyorsunuz.
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: gökhan bakla - 12 Ekim 2012, 16:35:18
Türkiye'de t7'den daha kaliteli çelik kullanan seri imalatçı var mı?

Ben sorunun çelikte olduğunu düşünmüyorum ve elimdeki sürbisanın kalitesini göz önünde bulundurarak ta tüm sürbisa bıçakları kötüdür demek bence yanlış.

hatalı üretim yada yanlış yapılan bir işlem falan var ::) ilk önce hatanın sizden olmadığına emin olun, ;)
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: doctore - 12 Ekim 2012, 17:20:06
üstadım saydığınız yabancı markaların kullanmış olduğu çelikler T-7 den daha iyi bir çelik değil bunu belirteyim
o markalardan bendede var bendeki sürmenelerin yanına bile yaklaşamıyor
bursadan aldığınız bıcaklarlada aynı sorunla karşılaşma ihtimaliniz yüksek malesef
biz tektek su verdiğimizden dolayı bizim bıcakların hemsi istediğimiz sertlikte oluyor ama arkadaşlar malesef 500 kg veya 1000 kglik fırınlarda su veriyor
küçük imalatçılar aslına uyguın su verme ve akabinde menevişide düzgün yapıyorlarsa bıcak 420 de olsa iyi iş görecektir.
t-7 kullanın sertliği 56-57 dir
kendim kullanacaksam 59 yaparım ki o sertliği rahatlıkla alıyor .
siz bıcakları gönderin sürbisaya ilgilenirler.
illa bursa malı derseneiz reklam yapayım turgut aydemir ustamızın bıcaklarını bir deneyin derim
ben test ettim gayet başarılı

ben zaten t7 den iyi olduğunu iddia etmiyorum.. ama kullanım açısından eğer et işleme veya mutfakta kullanıyorsanız bursa ve yatağan tarafında hatta sivas bıçaklarında kullanılıan fransız çubukları çok iyi sonuç veriyor. sorunu hallettim zaten  kaldırdım attım sürmeneleri ..durmaz a devam ..selamlar
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: sefaçabuk - 12 Ekim 2012, 17:22:25
firma ile daha önce görüştüm ,firma yetkilisi t7 çeliğin setliğini ve zor bilendiğini söyledi  ama kesinlikle bence bu forumda yazan arakadaşlar kadar bilgili değillerdi. sorun su verme de ;arkadaşların dediği gibi yaşasın bursa bıçakları zaten kombinaların ve profesyonel et işleme yerleri ya bursa işi kullanıyor ya da alman işi f.dick,eicker v.s sürmene hikaye boş yere para vermeyin ...
Yazdıklarınızdan "bileme" yapmadığınız anlaşılıyor, sanıyorum sadece masatlama yapmışsınız. Bilemeyi gerçekleştirip, bıçağı keskin hale getirdkten sonra ağız dayanımınının ( keskinliği koruma süresini) ne kadar sürdüğünü test etmedikten sonra bıçak hakkında "iyidir" veya "kötüdür" demek doğru bir yaklaşım olmaz ve yanıltıcıdır. Size önerim, öncelikle bıçağı bileyip keskin hale getirin ve ardından kesme performansını test edip yorumunuzu öyle yazın, diğer türlüsü herhangi bir kuruluşu veya kişiyi haksız yere karalamaya girer ki hoş olmaz.
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: doctore - 12 Ekim 2012, 17:30:33
firma ile daha önce görüştüm ,firma yetkilisi t7 çeliğin setliğini ve zor bilendiğini söyledi  ama kesinlikle bence bu forumda yazan arakadaşlar kadar bilgili değillerdi. sorun su verme de ;arkadaşların dediği gibi yaşasın bursa bıçakları zaten kombinaların ve profesyonel et işleme yerleri ya bursa işi kullanıyor ya da alman işi f.dick,eicker v.s sürmene hikaye boş yere para vermeyin ...
Yazdıklarınızdan "bileme" yapmadığınız anlaşılıyor, sanıyorum sadece masatlama yapmışsınız. Bilemeyi gerçekleştirip, bıçağı keskin hale getirdkten sonra ağız dayanımınının ( keskinliği koruma süresini) ne kadar sürdüğünü test etmedikten sonra bıçak hakkında "iyidir" veya "kötüdür" demek doğru bir yaklaşım olmaz ve yanıltıcıdır. Size önerim, öncelikle bıçağı bileyip keskin hale getirin ve ardından kesme performansını test edip yorumunuzu öyle yazın, diğer türlüsü herhangi bir kuruluşu veya kişiyi haksız yere karalamaya girer ki hoş olmaz.

bilemenin ağababası yapıldı bantlı zımparalarda ,sulu çarklarda,kösele taşlarında,girit taşlarında yani biz de biraz bişeyler biliyoruz  o konularda..kimseyi de karaladığımız yok  bu işle uğraşan profesyonel kesim kombinaları,et balık kurumu veya aytaç hangi markaları kullanıyor acaba??malum markayı kullanmadığı kesin .. zaten bu sorunun cevabı benim sorunumu da cevaplıyor... saygılarımla...
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: sefaçabuk - 12 Ekim 2012, 17:43:26
firma ile daha önce görüştüm ,firma yetkilisi t7 çeliğin setliğini ve zor bilendiğini söyledi  ama kesinlikle bence bu forumda yazan arakadaşlar kadar bilgili değillerdi. sorun su verme de ;arkadaşların dediği gibi yaşasın bursa bıçakları zaten kombinaların ve profesyonel et işleme yerleri ya bursa işi kullanıyor ya da alman işi f.dick,eicker v.s sürmene hikaye boş yere para vermeyin ...
Yazdıklarınızdan "bileme" yapmadığınız anlaşılıyor, sanıyorum sadece masatlama yapmışsınız. Bilemeyi gerçekleştirip, bıçağı keskin hale getirdkten sonra ağız dayanımınının ( keskinliği koruma süresini) ne kadar sürdüğünü test etmedikten sonra bıçak hakkında "iyidir" veya "kötüdür" demek doğru bir yaklaşım olmaz ve yanıltıcıdır. Size önerim, öncelikle bıçağı bileyip keskin hale getirin ve ardından kesme performansını test edip yorumunuzu öyle yazın, diğer türlüsü herhangi bir kuruluşu veya kişiyi haksız yere karalamaya girer ki hoş olmaz.

bilemenin ağababası yapıldı bantlı zımparalarda ,sulu çarklarda,kösele taşlarında,girit taşlarında yani biz de biraz bişeyler biliyoruz  o konularda..kimseyi de karaladığımız yok  bu işle uğraşan profesyonel kesim kombinaları,et balık kurumu veya aytaç hangi markaları kullanıyor acaba??malum markayı kullanmadığı kesin .. zaten bu sorunun cevabı benim sorunumu da cevaplıyor... saygılarımla...
Bilemenin "ağababasını" yaptığınızı yazmayınca, yani sadece "masatlama yaptım" deyince bende sadece masatlama yaptığınızı düşünerek yazdım. Yine de kafama takılan bir soru var bu kadar bileme yapıldıktan sonra keskinlik almaması keskinleştirilemediğini gösterir. Elinize bir pirinç sac alsanız ve bunu doğru bileseniz yine de keskinlik alır.  Ben saydığınız markaların herhangi birini kullanmış  veya dediğiniz kombinelerin ne bıçağı kullandığı konusunda bilgi sahibi birisi değilim. Ancak herkesin kullandığı bıçak bu, o zaman da iyisi budur diye bir yaklaşımı da doğru bulmam. Siz sorularınıza böyle yanıt buluyorsanız saygı duyarım.
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: deserteagle - 12 Ekim 2012, 18:01:22
Mehterem, şu ana kadar gördüğüm kadarıyla sizin öyle bileme imkanlarınız yok. Olsaydı Halmak'ı da kendiniz bilerdiniz (http://www.bicaksanati.com/forum/kolleksiyon-kosesi/halmak-komando-baicaklari-hakkinda-!!!/msg69998/#msg69998).

Bıçağın sertliğinden kolayı kırılgan olduğunu yazmış olsaydınız bir şey denmezdi de çeliğin sertliğinden bahsedip yakınınca problemin bıçaktan kaynaklanmadığına emin oldum. Dediğiniz eleştirileri daha önce gerçekten yeterince su verilmemiş (ya da suyu kaçık) bıçaklarla çalışmaya alışık kişilerden çok duydum hep. Ararsanız siz de benzer örnekleri görebilirsiniz. Üçgen eğe ile bileyemediği bıçakları kötü zannetmek ya da çelik masatın işe yaramadığı durumda çeliği bir kenara koymak yerine bıçağı bir kenara atmak bu durumdaki kişinin yaptığı şeyler.

Bıçaklarınızı atmayıp da size yardım etmemize fırsat verseydiniz problemin ne olduğunu tespit etmek ve çözmek mümkün olacaktı.  :-\ Şu durumda olmayan bıçağın durumunu anlayamayacağımız için benim yukardaki fikirlerimi değiştirmek kabil olmayacak. Hatta aynı şekilde bahsettiğiniz öteki markanın hakkında da olumsuz düşünmeye başladım.
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: tufan - 12 Ekim 2012, 18:33:07
sürbisa belki çin yapımıdır. malum ünlü markalar taklit ediliyor.Ama çin malıda olsa tenekede olsa bileme alır gibime geliyor.
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: ozgurozdemir - 12 Ekim 2012, 19:12:40
ustadım bıcakları cöpe atmanıza gerek yok 5 tane bıcak 150 tl eder
sürbisa piyasadaki yerli malı bıcakların en pahalısıdır ziyadesi ile tanınmışlık ve reklam akabilde fiyatdır.
bıcakları dediğimiz gibi keşke sürbisaya kargolasaydınız.
mezbahaneler malesef bıcağın fiyatına bakarak alırlar bazıları ise markaya bakıp alırlar bursadaki mezbahaneler bursalı üreticiler duruken sürmeneden bıcak almazlar.
ve t-7 den yapılan yapılan bıcaklarıda masat almadığından kulanımına yaklaşmazlar genelde masat alan orta sertlikte bıcakları tercih ederler.
bizim kara denizde masat kulanma alışkanlığı yoktur kösüre taşında bilenir akabinde yağtaşında ve bıcak keser uzunsürede keskinliğini korur
t-5 den yapılan bir bıcak orta sertlikte olup 52-54 hrc civarındadır ve masatla güzelçe bileylenir kasabı uğraştırmaz.
buna en güzel örnek arkadaşıma yaptığım d-2 kasap bıcağıdır 60 hrc kendisi bu bıcak yüzünden masadını cöpe atmıştır ve bıcağın kötü olduğunu beyan etmiştir.
kendisine t-5 den 54 hrclik bir bıcak yaptım bıcağın cok kaliteli olduğunu beyan etti aradaki fark budur.
sürbisa kötü demek sakın almayın demek yanlış olur bu diğer firmalar içinde  gecerlidir.

saygılar

Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: Soytürk Dönmez - 12 Ekim 2012, 20:24:49

  Merhaba sayın doctore; bahsettiğiniz marka bir bileyici olarak gözlemlediğim piyasada şuan üretilmekte olan seri büretim bıçakların içinde en iyilerinden biri.Günde ortalama 30-40 tane bu bıçaktan bileylemekteyim. Bıçak piyasada satılan çoğu bıçaktan çok daha iyi.Benimde gözlemlediğim sorunların genelde masattan kaynaklandığı.Birde masatı atma tekniğide çok önemli.30 senelik usta kasap 0nbeş günde bir bıçağını bileylerken, benim sözümü dinleyip o şekilde masat atan yeni çırak 40 gün kadar aynı bıçağı bileylemeden kullanabiliyor. Diyebilirsinzi ki ; " Aynı masattı başka bıçakta kullanıyorum sonuç alıyorum ama bu bıçakta alamıyorum ." .diğer bıçakların hatta çoğunun ısıl işlemi tam yapılmıyor dolayısıyla gereken sertlikte değil çabuk masat alıyor fakat çabukta köreliyor. Sonuç olarak şahsi gözlemim genel olarak masatlar sorunlu bence masatta en az bıçak kadar önemli hatta daha da fazla.Size tavsiyem alman dick yada bizim yerli üretim fakat çeliği finlandiya çeliği esaş masatlar, selamlar.
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: doctore - 13 Ekim 2012, 10:15:02
forumda birçok arkadaşımızın verdiği kıymetli bilgiler için teşekkür ederim zaten ben bu platformun bu yönünü seviyorum .peki arkadaşlarıma şöyle bir soru sorsam pirge mi surbısa mı desem hangisini tercih ederler ?
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: BAM_35 - 13 Ekim 2012, 10:20:00
Tanışma, isim kullanma gibi bir kısım konvansiyonlar iletişimi kolaylaştırdıkları için bu forumda önem verilen konular izlediğim kadarı ile sayın üye. Ben de yeniceyim o yüzden izlenimimi paylaşıyorum veya tanıştınız da ben kaçırdım, kusura bakmayın o zaman.
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: sefaçabuk - 13 Ekim 2012, 11:30:08
forumda birçok arkadaşımızın verdiği kıymetli bilgiler için teşekkür ederim zaten ben bu platformun bu yönünü seviyorum .peki arkadaşlarıma şöyle bir soru sorsam pirge mi surbısa mı desem hangisini tercih ederler ?
Sizin bu mesajda söyledikleriniz ve sorduğunuz soru, tartışmanın akışını bozar. İki nedenle bozar, öncelikle bizim tartıştığımız şey; bir bıçağın kalitesine yönelik teknik anlayışın ne olması gerektiği ve hangi durumlarda bir bıçağı "işe yaramaz" diye nitelendirmek, hangi durumda bu nitelemenin yanlış olduğunu vurgulamak gerektiği idi. Bunu halledemedik sanıyorum, bunu halledememişken bu kez de "Sürbisa mı Pirge mi" sorusu çok havada kalır. Neye göre Sürbisa neye göre Pirge ? bu durumda sizinle aynı yaklaşım mantığında gidecek olursak sorunuzun yanıtı çok basit, et kombinalarının ve kasapların kullandıklarına bakıp onu alacağız demektir.
Bir bıçağın veya bir başka ürünün estetik kaygılardan uzak olarak kalitesine bakarak alma işi bir dizi teknik özelliğe bakmayı gerektirir. Bıçak için bunların neler olması gerektiği formudaki bir çok başlıkta bir çok kez incelendi yazıldı çizildi. Hatta bu kimi zaman bir fotoğraf makinasıyla ilgili de yazıldı, kimi zaman ahşabın stabilizasyonuyla ilgili, kimi zaman da deriyle... Teknik anlamda gelişme dediğimiz şey, elleyerek, bakarak ve sadece kulaktan duyarak değil sadece okuyarak, araştırarak ve deneyerek elde ediliyor ve pahalı bir şey. Bilgi edinmek işin kolayı , yanı sadece okuyorsunuz ve ediniyorsunuz, Bunu iyi kullanmak en ucuzu. Saygılar.
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: gökhan bakla - 13 Ekim 2012, 12:08:44
Biz  bir karar mekanizması değiliz, bu kötü, bu iyi demeye de kesinlikle karşıyım. Hele gene ticari bir markayı!

Bir bıçağın teknik ve kullanım bakımından iyi yada kötü yönleri hakkında konuşabilir veya fikir beyan edebiliriz, bunda hiç bir sakınca yok ama komple bir marka için bu kötüdür demek o kadar kolay bir şey değil.
 


Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: Metnes71 - 15 Ekim 2012, 10:23:53
Ben gecen sene  ( mutfak ve kasap ) 2 adet sürbisa bıcak aldım birde yanına sürbisa bileme aleti aldım.
Bileme aleti 2 ay içinde pert oldu bilemez oldu.
burdaki ustaların sayesinde arkansaz taşı ile tanıştım ve aldım.Onunla bileme yaptım ve çok güzel bileme tutuyor.Gecen gün gene sürbisanın deri yüzme kasap modelini aldım onuda arkansazda biledim güzel oldu şimdi kurbana hazırım.( orjinal sürbisa bıcaklar - sahteleride var- aynı kutu tipinde)
Özetle : Bileme yönteminizi ve elamanlarınızı gözden geçirmenizi rica ederim , belki bu bıçak için farklı ( daha iyi talaş alan taş yada daha iyi bir masat gibi)
alet kullanman gereke bilir ustalar sebebini zaten metalurjik acıdan anlatmışlar.
ben amatörüm bıcakdanda anlamam ama alacak olsam behçet ve sürbisa alırım oda marka güvenilirliğinden.Ama konumuz marka tartışması değil
her çeliğin farklı bir taş ile daha iyi bileme olacağı gerçeğidir.
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: ismail_1903 - 16 Ekim 2012, 03:17:20
Bende 2 tane sürbisa var biri t7 yazan ucuz seriden diğeri ise sıcak dövme ibaresi olan 4116 çeliğinden.
4116 çeliğinden olanı yağ taşıyla bileyebiliyorum ama t7 olanda bahsedilen keskin hale getirememe sorunu aynen bende de var. ya çelikte bir anormallik var yada taş o çeliğe göre yumuşak kalıyor. zira 440c bileme konusunda da benzer sorun var.

Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: Soytürk Dönmez - 16 Ekim 2012, 23:16:07
Bende 2 tane sürbisa var biri t7 yazan ucuz seriden diğeri ise sıcak dövme ibaresi olan 4116 çeliğinden.
4116 çeliğinden olanı yağ taşıyla bileyebiliyorum ama t7 olanda bahsedilen keskin hale getirememe sorunu aynen bende de var. ya çelikte bir anormallik var yada taş o çeliğe göre yumuşak kalıyor. zira 440c bileme konusunda da benzer sorun var.


  Bende 4116 çeliğinden birçok bıçak yaptım fakat öyle kolay bilenen bir çelik değil. Çoğu masatı almıyor kerata, zira masattan sert kendisi  8) 

  Bence sizin kullandığınız 4116 nın suyunda bir hata var. Tam verememişler  O0
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: falcon06 - 11 Ocak 2013, 16:10:25
Bende de 3 tane sürbısa var.Arkadaşın yaşadığı sorunları ben de yaşıyorum.Keskinleme sorunu var...Hiç memnun değilim..
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: spyderCollector - 11 Ocak 2013, 19:03:31


Bu konuda daha önce yazdığım bir yazıdan;



Emin sürmene bıçakları şu anda Fransız xxx plaka çeliğinden üretiliyor, ki TV de  röportajlarda mır mır mır diye söyleyip (ha ? ne dedi anlamadım ,, nee  ) sanki söylemiyorlar çeliği.. meslek sırrı falanmıdır acaba ? diye düşünüyorm 
(bilen varsa buraya yazarsa seviniriz)...


...............

Sürmene bıçağı hakkındaki bu makaleyi okumadan evvel Sürmene Bıçağı'nın ne olduğunu bilmek gerekir. Sürmene Bıçağı tüm dünyada ün salmış, Evliya Çelebi'den Atatürk'e kadar pek çok önemli şahsiyetin bahsettiği kaliteli bıçaklardır.

Peki neden Sürmene bıçağı'da Trabzon bıçağı değil? Sürmene bıçağının tarihi nedir?

Sürmene'deki bıçakçılık aslında çok çok eskilere uzanmakta. Bir rivayete göre tarihten önce 1000 yıllarına kadar uzanmaktadır. Evliya Çelebi (1611-1682) seyehatnamesinde gemilerini Sürmene Yeniay limanında tamir ettirdiklerini, kesici aletlerini de Sürmene'de tamir ettiklerini belirtmiştir. Sürmene'de bıçağın imal edilmesinde bölgedeki maden kaynaklarının zengin olmasının payı elbette büyüktür. Ayrıca bıçağa su verme işi öncelerden yunus yağı kullanılarak yapılıyordu. O dönemlerde yunus avcılığı serbestti ve Sürmene'de yunus avcılığı oldukça popüler bir gelir kaynağıydı. Özellikle Rum bıçak ustaları yunus yağını kullanarak muhteşem bıçaklar üretiyorlardı.

Yakın tarihte ise Sürmene bıçağının gelişmesi için çok önemli bir olay sözkonusu olmuştur. İstiklal harbinden önce Sürmene'yi işgal eden Ruslar bir daha Sürmene'yi terk etmeyecekmiş gibi Sürmene içine iskeleye gelen gemilerin mallarını içerlere taşımak için raylı vagon sistemi kurdular. Oldukça külfetli ve zahmetli bir iş olan raylı sistemi Ruslar çok kısa bir sürede Sürmene'de kurdular ve çalıştırmaya başladılar. Tabi ki herşey umdukları gibi olmadı ve "geldikleri gibi gittiler". Raylı sistem bir müddet daha kullanıldıktan sonra rayların ve vagonların demirleri bıçakçı ustalar tarafından satın alındı. Bu  vagon demirlerinin bıçak yapımında kullanılmasıyla bıçakcılık çok gelişti.
.............................

Şimdiki Sürmene Bıçakları el yapımı mıdır?

Yukarıda saydığımız ustaların yakın akrabaları, komşuları kısmen de olsa bu sanatı icra etmeye devam etmektedirler. Lakin üretmekte olduğu bıçak sayıları oldukça azdır. Sürmene bıçağının seri üretimi ise yine yukarıda saydığımız üstadların yakın akrabaları tarafından kurulan iki firma ile sağlanmaktadır. SÜRBİSA ve SÜRDÖVBİSA. Bıçakcılık ailesinden gelen firma sahipleri dünyanın dört bir yanından yoğun talep edilen Sürmene bıçaklarını üretmektedirler. Orjinal Sürmene bıçağı dendiği zaman aklımıza gelen bıçaklar bu iki firmanın üretmiş olduğu bıçaklardır. Tabiki bu bıçaklar eskisi gibi ray demirlerinden değil Fransız çeliğinden imal edilmektedir ve seri üretimdirler. El yapımı bıçak veya çakı üretimi ise az da olsa halen devam etmektedir. Sitemizde yer alan geyik boynuzu Sürmene çaksısı, damalı Sürmene çakısı, metalik Sürmene çakısı, işlemeli sarı Sürmene bıçağı el yapımı Sürmene çakılarının nadide örneklerindendir. Bu çakılardan günde en fazla 2-3 tane üretilmektedir. Ustalarının giderek yaşlandığı ve sanatın devam etme tehlikesi altında kaldığı günümüzde bu ürünler özel bir antika değerini şimdiden almaktadır.
alıntı:
http://www.yerelmarket.com/Suumlrmene-biccedilagi039nin-sahtesi-nasil-anlasilir,AR-5.html


http://www.bicaksanati.com/forum/search2/
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: Lord Sparhawk - 09 Mayıs 2013, 23:39:41
levha çelik çıktı mertlik bozuldu desem afaroz edermisiniz beni?
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: Osman Kurt - 10 Mayıs 2013, 01:31:45
levha çelik çıktı mertlik bozuldu desem afaroz edermisiniz beni?
dövme çelik veya levha çeliğin arasında herhangi bir fark yok (hatta aynı iki çelikten biri dövüldüğünde karbon yanması yaşanırsa dövme olan levhaya göre kötü bile olabilir)
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: Lord Sparhawk - 10 Mayıs 2013, 08:48:33
levha çelik çıktı mertlik bozuldu desem afaroz edermisiniz beni?
dövme çelik veya levha çeliğin arasında herhangi bir fark yok (hatta aynı iki çelikten biri dövüldüğünde karbon yanması yaşanırsa dövme olan levhaya göre kötü bile olabilir)

Orada kastım sadece nihai sonucun iyi kötü olması değil. Hoş gerçi benim kullandığım has el dövmesi japon çelikleri fabrikasyon avrupalılardan bariz kaliteli ama benim bahsettiğim konu işin ruhu. Ocakta demiri döve döve işlemek, katlaya katlaya işleyerek olabildiğince saf hale getirmek, karbon tozuyla sertleştirmek, elde edilen çeliği geleneksel yöntemlerle temperlemek, tekrar çekiçle ince dokunuşlar yapmak. Aşama aşama eğeleyip taşlamak. Yani işin hası, işin özü, işin ruhu bu benim için.

Ben keman yapımcısıyım. Sıfırdan ham odunu alıp 4-6 ayda bir keman haline getiriyorum. Fabrikada 100 tonluk preste iki kere preslenip dövme çelik diye satılan levha çeliği alıp, kesip seramik fırınında sertleştirmek, zaten hazır formu zımpara makinelerinde şekillendirip bıçak yapmak, benim için bütün parçaları hazır kit kemanları alıp, maket yapar gbi birleştirip cila atmakla aynı şey.

Ha sitede büyük çoğunluğun bu şekilde bıçak yapan amatör kişiler olduğunu biliyorum. Burada amacım kötülemek, küçümsemek değil kimseyi zaten. Ben sadece işin geleneksel, has kısmının giderek kaybolmasına üzülüyorum. Ben bugün has elde dövme bir şef bıçağı yaptırmak istesem, ıskarpela yaptırmak istesem koca türkiyede kaç kişi çıkar belli değil. Tamam bir japonlar kadar olalım demiyorum ama elin amerikalıları bile elde dövme konularında bizden çok daha meraklılar.
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: Brac - 10 Mayıs 2013, 10:27:20
levha çelik çıktı mertlik bozuldu desem afaroz edermisiniz beni?
dövme çelik veya levha çeliğin arasında herhangi bir fark yok (hatta aynı iki çelikten biri dövüldüğünde karbon yanması yaşanırsa dövme olan levhaya göre kötü bile olabilir)

Orada kastım sadece nihai sonucun iyi kötü olması değil. Hoş gerçi benim kullandığım has el dövmesi japon çelikleri fabrikasyon avrupalılardan bariz kaliteli ama benim bahsettiğim konu işin ruhu. Ocakta demiri döve döve işlemek, katlaya katlaya işleyerek olabildiğince saf hale getirmek, karbon tozuyla sertleştirmek, elde edilen çeliği geleneksel yöntemlerle temperlemek, tekrar çekiçle ince dokunuşlar yapmak. Aşama aşama eğeleyip taşlamak. Yani işin hası, işin özü, işin ruhu bu benim için.

Ben keman yapımcısıyım. Sıfırdan ham odunu alıp 4-6 ayda bir keman haline getiriyorum. Fabrikada 100 tonluk preste iki kere preslenip dövme çelik diye satılan levha çeliği alıp, kesip seramik fırınında sertleştirmek, zaten hazır formu zımpara makinelerinde şekillendirip bıçak yapmak, benim için bütün parçaları hazır kit kemanları alıp, maket yapar gbi birleştirip cila atmakla aynı şey.

Ha sitede büyük çoğunluğun bu şekilde bıçak yapan amatör kişiler olduğunu biliyorum. Burada amacım kötülemek, küçümsemek değil kimseyi zaten. Ben sadece işin geleneksel, has kısmının giderek kaybolmasına üzülüyorum. Ben bugün has elde dövme bir şef bıçağı yaptırmak istesem, ıskarpela yaptırmak istesem koca türkiyede kaç kişi çıkar belli değil. Tamam bir japonlar kadar olalım demiyorum ama elin amerikalıları bile elde dövme konularında bizden çok daha meraklılar.

 Metalurjik açıdan dövme çeliği üstünlük açısında bence geçebilecek kalitede olan plaka çelikleri küçümsemeyin , birde kıyasladığınız olay '' ne kadar köfte o kadar ekmek '' olayı teknolojiyle beraber üretimin ve üretim tekniklerinini ilerlemesidir , piyasada arz ve talep meselesidir , dövme bıçaklarda var ve hatta yapan ustalarımızda var istediğiniz çelikten istediğiniz bıçağı yapabilecek ustalarımızda var tabii buda maddiyata bakar , talep edilen bıçağı dövmek için ocak yanacak ve usta çalışacak buda belirli bir maliyete denk gelecek ,

 Hazır profillerden güzel eserler çıkartmak için günlerce aylarca emek ve işçilik harcayan arkadaşlar var ve çıkan eserlerde gayet güzel eserler bu foruma girmeden önce yurtdışı forumlarında gördüğüm güzel eserleri ustalarımızdan görüyorum ve çok hoşuma gidiyor , evet japonlar ve amerikalılar ve diğer avrupalı arkadaşlarımızdan geri olabiliriz bunuda kendimize sormalıyız ve ülke olarak kısıtlanmalarımızı sorgulamalıyız , bu işi yapmak isteyen bir çok arkadışımızın belki maddi olanakları çok düşük buna bende dahilim?Forumda çok kalite dövme işler yapan ustalar vardır.
 
Sıcak dövmeyle olan mesleği silmeye kalkarsan kim öğrenipde bu mesleği yapacak kim kime neyi öğretip geliştirecek veya ülke içinde kesici delici alet edavat yapımını yasaklayınca kim bu işleri yapmaya kalkışacak ve sonucunda unutulacak?Bu işleri sırf teorikte üniversitelerde mühendislere öğretip teknik tarafı unutturmaya kaldırmaya çalışırsan dövme işlerinde geri kalırız.

Toparlamak gerekirse işin ruhunu yakalamaya çalışıyoruz ve hala işin ruhuyla çalışan arkadaşlarımız ustalarımız var. Forumdaki arkadaşlar da bilgi ve tecrübelerini burada paylaşıyor.
 

Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: jaguar - 10 Mayıs 2013, 20:43:06
sor iki yoruma aynen katılıyorum. Madalyonun iki yüzü gibi.
Ülkemiz bir çok alanda ilerliyormuş gibi yapsada hobicilik sıfırın altında. Akvaryum, el yapımı, sanat, zanaat, aklıma gelen gelmeyen herşey. Bi alamanya olalımdemiyorum ama köstek olmasalar yeter. Gümrüğüydü vergisiydi insanı soğutan herşey.
Sorunun kökünü söyleyeyim; bizi köklerimizden ayırmışlar. Ne literatür kalmış ne de nerelerden geldiğimizi merak ettirecek bilgi kırıntısı.
Yatağan çeliğiyle ilgilenirken tarzanca ingilizcemle karbon çeliği literatürünü taramaya çalışıyorum 3 sene evvelinde, tabi internette. Elin amerikalısı iki farklı karbonlu plakayı kaynatıp verdiği deseni satmaya çalışırken bi rus genci kaynağı nereden bulduysa (bizim) atalarımızın bu katmanlı karbonlu yapıyı "SADECE DÖVME TARZIYLA" elde ettiğini çözmüş ve birçok denemeden sonra sıcak dövmeyle karbon katmanları oluşturmuştu. Hayat gailesi takip edemedim ama sağlamlık testi 15cm çaplı bakır üzeri 10cm kendir sarılı silindiri tek hamlede kesmek olan Yatağan kılıcı 1500lerde yapılırken ne vanadyum vardı nede mangan. Belki o zamanın İzmir madenlerinde cevher içinde doğal bulunuyordur bilemem ama işin püf noktası Sıcak dövme şekli. Usta farklı tempoda dövüyor çırak farklı ritimde. Biz dışına şekil vermişler sanalım onlar zamanında metalin yapısını döverek değiştirmişler. Bu işin gerisinde  olduğumuzdan forumda "soğutma" kısmına odaklanmışız galiba.
Saygılar vesselam.
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: sefaçabuk - 10 Mayıs 2013, 21:15:59
Biz dışına şekil vermişler sanalım onlar zamanında metalin yapısını döverek değiştirmişler. Bu işin gerisinde  olduğumuzdan forumda "soğutma" kısmına odaklanmışız galiba.
Saygılar vesselam.
Biraz açarmısınınız bu konuyu, soğutma kısmına nasıl odaklanmışız anlayamadım tam .
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: jaguar - 10 Mayıs 2013, 22:45:08
Biz dışına şekil vermişler sanalım onlar zamanında metalin yapısını döverek değiştirmişler. Bu işin gerisinde  olduğumuzdan forumda "soğutma" kısmına odaklanmışız galiba.
Saygılar vesselam.
Biraz açarmısınınız bu konuyu, soğutma kısmına nasıl odaklanmışız anlayamadım tam .

su verme ve sonrası işlemleri kasdetmiştim.
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: deserteagle - 10 Mayıs 2013, 23:55:58
Kusura bakmayın, son 10-12 gündür ne ceple internete çıkmak dışında bir bağlantım oldu ne de sahada toza bulanmaktan forumu takip etmeye vaktim.  O:-) Bu gün de enerjimi fazla harcadığımdan dolayı yukarda değinilen konuları derinlemesine irdelemekten kaytarmazsam lafın sonunu getiremeyeceğim. O yüzden kısa yazıyorum.

Bence yanıtlar daha az düşünüp daha çok ve titiz perdahta... Zımparalamayı bitirdiğinizde bıçağın üstünde kendi aksinizi gördüğünüz ve gözünüze hiç çizik çarpmadığı gün kafanızdaki şeylerin yanıtını hazır bulacaksınız.  ;)
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: sefaçabuk - 11 Mayıs 2013, 00:11:38
Bu başlık altına yazacaklarımı saklı tutuyorum, nostaljik ve geleneksel üretim yöntemleriyle bilimsellik zaman zaman birbiriyle kıyaslanmış ve ilginç şekilde "kalite" yönünde yargı oluşturulmuş. Bunu biraz açmak lazım.
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: puukko - 11 Mayıs 2013, 00:54:03
Bu başlık altına yazacaklarımı saklı tutuyorum, nostaljik ve geleneksel üretim yöntemleriyle bilimsellik zaman zaman birbiriyle kıyaslanmış ve ilginç şekilde "kalite" yönünde yargı oluşturulmuş. Bunu biraz açmak lazım.
Sefa Hocam bu konudaki yorumunuzu merakla bekliyorum.

Bir süre önce bölgeyi gezmiştik arkadaşlar ile, doğa, tarih, yemekler her şey çok güzel ama, Sürmenedeki bıçakçı dükkanlarındaki fiyatları ben çok yüksek buldum,

Elbette fiyat göreceli bir kavram, ve ustaların günlerce uğraşarak, tasarlayarak yaptıkları ürünlerin fiyatlandırılması, aslında zor bir konu buna yorumum yok,

Ama aynı  üründen 100lerce veya binlerce piyasa sürüldüğünde, elle de yapılsa, fabrikasyon tipi/seri üretim ürün olmuş oluyor ve bence bu tip ürünlerde rayicin belli limitlerde olması gerek diye dusunuyorum.

Aslında her şey elle yapılıyor, kişisel tasarım, uğraş gerektiren ürünlerde ilave bir tanım gerekli sanki.
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: jaguar - 11 Mayıs 2013, 01:33:38
Bazı zanaatlarda ceddimiz zirve yapmış ve şimdi teknolojide olsa bu zirveyi yakalayamıyoruz. İstediğiniz teknolojiyi kullanın mevcut en güçlü adamı getirin tozkoparanların 800küsur metrelere attıkları okların menziline ulaşılması hayal.
5 yıl önce bir iş mülakatında "kalite" nedir diye sormuşlardı, bilmiyorum demiştim. Ama göster deselerdi Ecdadın eserlerini gösterirdim. Bahsettiğim bakır silindir yeniçeriliğin KPSS sınav sorusu. Elbette şimdi teknolojiyle kobalt alaşımlı tank top zırh yapılabilir ama bunca tekniğe rağmen geçilememiş zirvelerimiz var. Ok-yayımız, yatağanımız, mimar Sinan'ımız örnekleri. Belki ateşli olmadığı için yay değil ama MÜKEMMELLEŞMİŞ Kılıç tekniğimiz 17yy dan sonra tüm BATI ordularında taklit edildi. Tek el kullanım, tek taraflı ağız, kılıç eğiminin tersine kabze eğimi. Hala adamların merasimlerinde Ceddin 16yy kılıcının imitasyonu.
Hayranlıkla baktığımız Japonlar 12yy Çağatay Han işgalinden sonra askeri olarak inkişaf etmişlerdir. Şimdi uzaya uydu gönderiyorlar ama kılıcı hala elle yapıyorlar. Bence o kalite sadece 15yy Japonyasında geliştirilen tekniklerle ortaya çıkıyor da ondan.
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: travego - 11 Mayıs 2013, 07:10:37
Amerika'daki bir bıçak ustası 440 c çelikten mikarta kabzalı ve sabit namlulu bir bıçak üretip 75 dolar gibi bir fiyata rahatça satabiliyor.Aynı kalitede bir bıçağı ustalarımızdan biri döverek yapsa ve 75 TL fiyat verse kaç kişi alır? Samimi olduğum bir bıçakçının dükkanında iken bıçak pazarlayan biri geldi.Çin malı 10-30 cm boy aralığında colombia, gerber, böker, fox taklidi bıçakları gösterdi yaklaşık 50 adet çeşit vardı ve fiyatları 5 TL ile 35 TL arasındaydı.Fiyatlar bu durumdayken ve günümüzde insanlar kalite yerine fiyata önem verirken ustaların ayakta kalabilmesi ne kadar mümkündür?3 numara bıçak 15 TL pazarlıkla 12,5 TL'ye veriliyor bu bıçağın maliyeti 10 TL olsa 2,5 TL karla dükkanı işletebilmek için bir esnaf günde en az 20 bıçak satmalı ya da 35 tane bıçak bilemeli.O da zor çünkü şimdilerde güneydoğudan kaçak 4'lü ve 5'li bıçak setleri getiriyorlarmış ve fiyatları 20 ve 25 TL civarındaymış.

Malzeme tedariğinden tutunda test ve ar-ge konularında ki bütün sıkıntılara rağmen ustalarımızın çelik ve bıçak konusunda ansiklopedi haline getirdikleri bu forumun varoluşu bile bu ruhun varlığına kanıttır bence.Kurucu ve üye olarak bu foruma destek olan herkese teşekkür ederim şahsım adına.

Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: deserteagle - 11 Mayıs 2013, 13:26:48
Valla hep birlikte el birliğiyle konudan konuya atladığımızdan (ben dahil) bu konuyu belli bir mantık oluşturup da farklı konulara bölemiyorum. O yüzden bu konu da böyle tek parça halinde sürsün.  :) Müdahale etmek daha iyi sonuçlanmaz diye düşünüyorum.

----------------

"Biz niye şu noktada değiliz?" şeklindeki bir karşılaştırma genellikle yanıltıcı sonuçlar verir. Çünkü, sizi tanımlayan şey, vardığınız nokta olamaz; başladığınız noktadan ne kadar ileriye gittiğiniz olabilir. Çünkü bilgi kümülatiftir. Eskinin üstüne kendi ürettiğiniz koyarsınız. Mağarada yaşadığımız günlerde de belki aynı beyne sahiptik ama o beyin hazır bir bilgiyle teknolojiyle donatılmış değildi.

Forumlaşmakta olduğumuz zamanlarla benim bıçak yapmaya yeniden girişmem aynı tarihlerdeydi. O zamanlarda bir çoğumuz çelik, ahşap, deri, araç ve dier gereçlere ve kaynak olacak bilgiye nasıl ulaşacağımızı bilmiyorduk ve bilenler varsa da hem biz onu bilmiyorduk hem de o da bizi bilmiyordu. O günlerde sanayiden ilk aldığım çelik parçasının yanlışlığına bir bakıyorum bir de şimdiki rahatlığımıza... Bilginin kümülatif oluşu işte orda ortaya çıkıyor.

11 Mayıs 2013'de birisi bıçak yapmaya girişse, çelik temini için bir çok alternatife nasıl ulaşacağını okuyup bulabilir; isterse en düşük maliyetli bir yöntemle, isterse apartman dairesi içinde uygulanır bir yöntemle, isterse dopdolu bir atölyede işe nasıl girişeceğini belirleyebilir ve ısıl işlemden perdaha, perçin şişirmekten bıçağı damgalamaya bir çok konuda bilgiye ya da bilene ulaşabilir.

----------------

"Eskilerin yaptığını niye şimdi yapamıyoruz?" sorusu da önemli bir sorudur ve çok yanlış bir algılamayı açık eder.

Henüz sekiz aylık olmayan kızım beni çok zaman bilgisayar başında gördü ve son aylarda bilgisayar ve klavye görünce özellikle ona uzanmak istiyor. Kızımın yaptığı gibi her nesil bir önceki nesilin o anki noktasına bakıyor ve ona odaklanıp ilerlemeye o noktadan başlıyor. Halbuki ben çocukken bahçade toz toprak içinde oynamayı ve yağ filtresi ve balya telinden araba yapmayı, ağaca çıkmayı falan öğrenmiştim. Benim bunları yaptığım yaşa geldiğinde de kızım bunlarda benim kadar iyi olmayacak hatta bunları hiç bilmeyecek. İnsanın toplam bilgisi çok değişmiyor. Ama o toplamı oluşturan bilgi farklılaşıyor. Eskilerde bilinecek bilgi daha azmış ve her şeyi daha iyi bilirlermiş. İlyada kuşaktan kuşağa ezberlenerek aktarılmış. Şimdi ne vakit ezberleyeceksin?

Bilgi kümülatiftir birikir ama artık önemsenmeyen, uygulanmayan bilgi ve beceriler de yiter gider. Artık ne kerpiç kesmeyi biliyoruz, ne harman dövmeyi, ne yün eğirmeyi, ne ovayla yayla arasında göçmeyi. Düzende dokuma yapmak, hatta salça yapmak bile unutuluyor. Bir sonraki nesile bunlar hiç kalmayacak. Ama bunları o kadar şanlı bir mazi olmasa gerek. Çünkü pek de zikredilmiyorlar.

Eskinin hep yaptığını niye yapamıyoruz demek eskiyi de küçümsemekle eştir. Eski şampiyon okçularımızın başında uyurken kolunun (ya da kalbi miydi?) üstüne yatmasın diye nöbet tutan bir görevli olurmuş. Adam her sabah yüzlerce defa çile çekmiş hayat boyu. Biz o kadar çalışmadan ondan daha uzağa atarsak işte o zaman şaşarım. Ama adam da bizim gibi elli farklı problemi çözmek için koşturmamış, hayatını belli bir şeye adamış. Başarılı olan adamına makam vermiş maaş bağlamış. Bu şimdi de olsun diyorsanız bunu yapmak asıl sizin göreviniz. Kırkpınar yüzyıllardır ortaya en büyük parayı koyan "ağa"lar va olduğundan dolayı yapılabiliyor.

Selçuklu çok güzel işleyen bir kervansaray ağıyla seyyahların malını sigortalamasıyla, Anadoluyu vatan haline getirmesiyle çok güzel bir miras bıraktı. Kelile ve Dimne'yi ilk defa bir türk çocuğu ana dilinde okuduysa bu Aydınoğulları sayesinde oldu. Ahiliğin ahlakını bize katılmış bir ahi devleti ile aldık. Bunları da "ceddimiz" diye kucaklayamadan tarih çizgisinde bir nokta seçip de o andakileri ced seçmek çok sağlıklı değil. Allah uzun ömür versin son ahi babası Mudurnu'da ve bir demirci. Madem bu kadar ceddimize sahip çıkacağız gidip Mehmet Şenkaya babanın bir elini öpeceğiz. Kalfasız duran dükkanına soracağız bize iş gösterir mi el verir mi diye. Ya da karşısındaki dükkandaki ona yakın yaştaki Emin İnce ustaya. Olmadı kendi şehrinizin, yakın bir şehrin ustasına gideceğiz.

Ceddimizin eseri mirası niye kayboldu diye beyhude düşünmeyin. Miras babadan oğula geçer. Bu zinciri bir kere bozulursa iş biter. Sanat, sanatkarın eserine kıymetince parayı verip de müşteri olan çıkarsa yaşar. Sanatkar bir kere aç kalırsa oğlu başka mesleğe girer sanat biter. 
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: deserteagle - 11 Mayıs 2013, 13:40:39
Amerika'daki bir bıçak ustası 440 c çelikten mikarta kabzalı ve sabit namlulu bir bıçak üretip 75 dolar gibi bir fiyata rahatça satabiliyor.Aynı kalitede bir bıçağı ustalarımızdan biri döverek yapsa ve 75 TL fiyat verse kaç kişi alır?
...

Kaliteli bir bıçak yapıp da bu dediğiniz fiyatlara satmaya karşıyım. Böyle düşük fiyatların dillendirilmesine dahi karşıyım. 75 dolara kaliteli bir el yapımı bıçak gerçekten de rahatça satılır, çünkü bu rakam az...

Vakit bulup da vitrine bir şeyler çıkarırsam da 100 lira altına sadece 10-12 cm altı boyda, 3 parmakla tutulan bir bıçak vb. alet satarım. Ya da oyma bıçağı gibi el aletlerini...

Ama tabi çok seri üretilen ve ucuza satılan bıçaklar yüzünden bıçaklar maalesef çok değersiz aletler olarak görülüyor. Bunun sonucu olarak da çok düşük fiyata çok kalitesiz bıçaklar elde ediliyor ve çok değersiz görülen bu bıçaklar da çok bakımsız bırakılıyor. Aslında bıçak kendisine nasıl bakılacağını sırf bu yüzden fiyatıyla belirliyor. Aynı bıçağı bir kişiye 15 liraya, diğerine 150 liraya satsanız 150 liralığın 15 liralık olandan daha iyi kestiğini göreceksiniz.
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: Lord Sparhawk - 11 Mayıs 2013, 14:10:18


Aynı bıçağı bir kişiye 15 liraya, diğerine 150 liraya satsanız 150 liralığın 15 liralık olandan daha iyi kestiğini göreceksiniz.[/i]

Bu çok doğru bir söz.
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: murat güleç - 11 Mayıs 2013, 14:28:59


Aynı bıçağı bir kişiye 15 liraya, diğerine 150 liraya satsanız 150 liralığın 15 liralık olandan daha iyi kestiğini göreceksiniz.[/i]

Bu çok doğru bir söz.
Merak ettiğim için sormak istedim. Eylem ustamın onca yazısı içinde katıldığınız tek cümle bu mudur?
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: sefaçabuk - 11 Mayıs 2013, 19:47:44
Yazacaklarımı saklı tutuyorum dedikten sonra konu almış başını gitmiş, bari daha başka bir evrime girmeden içimdekileri söyleyeyim  ;)
Yıllar önce sanıyorum TRT de bir haber yayınlandı " Bir Türk doktor kansere çare buldu" diye. Habere göre, Ziya Özel adında bir doktor Zakkum (Nerium oleander) bitkisinden bir ilaç yapmış ve bu ilaç kanseri tedvi ediyormuş. Haberin ve söylentilerin ardından televizyonda bir açık oturum düzenlenmişti. Oturuma, Dr. Ziya Özel, Prof. Dr. Nusret Fişek ve ismini şu anda hatırlayamadığım bir Avukat katılmıştı. Oturumdan aklımda kalan tek şey şuydu, Nusret Fişek soruyor " Beyefendi, biz biliyoruz ki Nerium oleander aslında bir zehirdir ve eğer insan verirseniz öldürür. siz ne yaptınız da bu zehiri izole ederek maddeyi ilaç formuna getirdiniz" Ziya Özel geçiştirmeye çalışıyor, öte yandan avukat ateşli " zaten bunu bir yabancı yapsa bu kadar sorgulamazdınız ve hemen kabul ederdiniz, ne zaman bu vatanın bir evladı bir şey yapsa etmediğinizi bırakmıyorsunuz vs. vs..." Nusret fişek " ben ıspatlanmış bilimsel bir doğruyu kabul ederim, alanım Biyokimya. Bir ilacın ilaç olabilmesi için kimyasal yapısının bilinmesi gerekir. Bu da yetmez etkilerinin iyice araştırılması, sonuçlarının gözlenmesi ve denenmesi gerekir. Ancak bunların sonrasında işe yarıyorsa ilaç sınıfına girer. Siz de bu konuda neler yaptıysanız duymak isterim, bana ıspatlayın kabul edeyim "diyor. Karşı taraftan yine ikna edici bir yanıt yok ama avukat yine hararetli "Bunu bir Türk yaptığı için böyle yapıyorsunuz, kıskançlığınızdan...." diyerek oturum devam etti ve bitti. Ertesi gün ve sonraki günlerde basın ve halk arasındaki günlük konuşmalarda gündem bu, "Adamı Amerikalılar kapacakmış, biz kıymetini bilmiyoruz..Adam bulmuş ama örtbas etmeye çalışıyorlar..." türünden sürüp gitti. Zaman içerisinde azalsa da satır aralarında hep konuya barmak basıldı. Çok daha sonra söylentiler biraz daha evrildi "Amerikaya götürmüşler, ilacı yapmış fırsatı kaçırdık..." o zamandan şimdiye 30 yılı geçmiştir son durum nedir bilmem.
Carl Sagan' ın "Karanlıkta Mum Işığı" diye bir kitabı var, okuyanlar bilir kitapta bir çok yerde geçer, "Bilimsel temeli olmayan, hoşa giden popüler söylentiler, bilimsel doğruların önüne geçer daha çok ilgi çeker"  der. İşte size yakın zamandan son örnek "Maya takvimi" veya uzaylı, UFO söylenceleri.
Çağdaş Metalurji ve günümüz teknolojisi ışığı altında çelikle ilgili bilimeyen neredeyse kalmamıştır. Bu konuda yapılabileceklerin hepsi olmasa da büyük bir kısmı yapılmış veya yapılmakta. Geçmişte yapılanlarla ilgili ise, bilinmeyen neredeyse kalmamıştır. Hala nedeni bilinmeyen ve geçmişte olduğu söylenen teknik ve yöntemler ise genellikle efsaneye ve popüler söyleme dayalıdır. Söylenen konular, genellikle ıspatı mümkün konular dışına çıkar ve efsane halini alır. Kimse de çıkıp bunun doğruluğunu tartışmaz veya tartışıldığında tepki gösterir. Çünkü bu efsaneler genel olarak bizi yüceltici ve gururumuzu okşayıcı şeylerdir. Bir söz vardır "en tehlikeli yalan, kendinizi de inandırdığınız yalandır" diye, çünkü bu sizi ileriye götürmez.
Japonlardan örnek veriyoruz ama Japonların geleneklerini devam ettirmeleri, onların geçmişe olan saygılarının bir yansıması. Kimse geçmişe takılıp "en iyisi bizim yaptığımız" dememiş. "Bizim cevherlerimiz kaliteli değil, bu nedenle iyileştirmek için bu yöntemi geliştirmişiz ve ortaya da bu çıkmış" demiş. Bizde ise durum daha farklı, Ceddimizi öven politikacılar, geleneksel üretim yöntemlerini yok etmek için ellerinden geleni yapmışlar. Bizler de kendi ellerimizle gidip onlara oy vermeye devam etmişiz. ama aynı zamandahep beraber övünmeye devam etmişiz. Hiç sorgulamadan ve aradaki çelişkiyi görmeden...
Günümüzde, geçmişte yapılan üretim kalitesine hala ulaşamadığımız söylemi, kulağa hoş gelen bir hikayeden ibarettir, sadece o kadar. Ancak dersiniz ki, "ben eski yöntemlerle, gelenksel yöntemlerle yapılan işlerdeki ruhu seviyorum" o zaman bu bir tercih ifade eder ve kimseye söz düşmez. Balıkçılıkta da böyledir örneğin, 200 TL harcar eli boş dönersiniz ama mutlu olursunuz veya 200TL verir 1KG balık yakalarsınız aynı balığı 20TL ye alabileceğiniz halde, ama sizi mutlu eder parasal karşılığı yoktur. örnekler çoğaltılabilir.
Modern dünyanın ürettiği çelikler, bilimsel kazanımlar, deneyler ve belli bir birikimin ışığı altında üretilir. Sadece üretilmekle kalmaz sürekli geri dönüş alınır ve gerektikçe düzeltmeler yapılır, tam hedefi tutturursunuz. Dövme işi nostaljiktir, geçmişe bir penceredir yapmak isteyene veya yapana büyük haz verir ve parasal karşılığı yoktur. Tıpkı balıkçılık gibi. Kişisel olarak en sevdiğim üretim tarzıdır. Olanağım olsa başka hiç bir yöntem kullanmak istemem. Ama sırf sizin seviyor olmanız bir üretim tarzını diğerine üstün kılmaz. objektif değerlendirme, her ikisinin de  eğri ve doğru yönlerini ortaya koymak gerekir. Gelenksel malzeme ve teknik kullanarak paslanmaz bir bıçak yapamayacağınız gibi modern teknikler kullanarak bir kılıcın bezemesini de yapamazsınız veya yapmamalısınız. Kişisel yorumum budur.
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: deserteagle - 11 Mayıs 2013, 21:21:56
Aynen katılıyorum.  8)
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: puukko - 11 Mayıs 2013, 23:13:45
Yazacaklarımı saklı tutuyorum dedikten sonra konu almış başını gitmiş, bari daha başka bir evrime girmeden içimdekileri söyleyeyim  ;) ...
Yazınızı bekleyenlerde biriydim ama öncesinde ben biraz konuyu karıştırdım sanırım  O:-)

Yazdıklarınız çok aydınlatıcı, karşı çıkılacak bir yönü yok diye düşünüyorum.

Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: sefaçabuk - 11 Mayıs 2013, 23:48:05
Bu başlık altına yazacaklarımı saklı tutuyorum, nostaljik ve geleneksel üretim yöntemleriyle bilimsellik zaman zaman birbiriyle kıyaslanmış ve ilginç şekilde "kalite" yönünde yargı oluşturulmuş. Bunu biraz açmak lazım.
Sefa Hocam bu konudaki yorumunuzu merakla bekliyorum.

Bir süre önce bölgeyi gezmiştik arkadaşlar ile, doğa, tarih, yemekler her şey çok güzel ama, Sürmenedeki bıçakçı dükkanlarındaki fiyatları ben çok yüksek buldum,

Elbette fiyat göreceli bir kavram, ve ustaların günlerce uğraşarak, tasarlayarak yaptıkları ürünlerin fiyatlandırılması, aslında zor bir konu buna yorumum yok,

Ama aynı  üründen 100lerce veya binlerce piyasa sürüldüğünde, elle de yapılsa, fabrikasyon tipi/seri üretim ürün olmuş oluyor ve bence bu tip ürünlerde rayicin belli limitlerde olması gerek diye dusunuyorum.

Aslında her şey elle yapılıyor, kişisel tasarım, uğraş gerektiren ürünlerde ilave bir tanım gerekli sanki.
Kişisel olarak, yüzlerce-binlerce yapılan ve sıradan üretilen herhangi bir şeye el yapımı demek pek içimden gelmiyor doğrusu. İşin her kademesinde içine sinme durumu değil de "siparişi yetiştirme" duygusunun olduğu her tür iş el yapımı olmaktan çıkıp "elle seri üretim" mantığına bürünüp gider. Aynı bıçaktan çok kısa sürede yüz tane yapıyorsanız burada zaten bir özgünlükten söz edemeyiz. Fiyat olarak zaten bu tür ürünler genellikle ucuzdur, öyle de olması gerekir mi gerekmez mi o da artık alıp satana kalmış bir durum.
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: İsmet - 11 Mayıs 2013, 23:48:56
Ertesi gün ve sonraki günlerde basın ve halk arasındaki günlük konuşmalarda gündem bu, "Adamı Amerikalılar kapacakmış, biz kıymetini bilmiyoruz..Adam bulmuş ama örtbas etmeye çalışıyorlar..." türünden sürüp gitti. Zaman içerisinde azalsa da satır aralarında hep konuya barmak basıldı. Çok daha sonra söylentiler biraz daha evrildi "Amerikaya götürmüşler, ilacı yapmış fırsatı kaçırdık..." o zamandan şimdiye 30 yılı geçmiştir son durum nedir bilmem.
    Sefa Ustam hakikaten bende merak etmişimdir bu doktorun akıbeti ne olmuştur diye. Ben de Almanyaya giti diye hatırlıyorum.
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: sefaçabuk - 11 Mayıs 2013, 23:52:59
Yazıyı yazdıktan sonra Marmariste olduğunu öğrendim, ne kadar doğrudur İnternetin yalancısıyım.
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: BAM_35 - 01 Temmuz 2013, 15:22:59
Çok özlemişim, akıllarınıza, ellerinize sağlık.
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: turgut aydemir - 01 Temmuz 2013, 16:08:34
Yazacaklarımı saklı tutuyorum dedikten sonra konu almış başını gitmiş, bari daha başka bir evrime girmeden içimdekileri söyleyeyim  ;)
Yıllar önce sanıyorum TRT de bir haber yayınlandı " Bir Türk doktor kansere çare buldu" diye. Habere göre, Ziya Özel adında bir doktor Zakkum (Nerium oleander) bitkisinden bir ilaç yapmış ve bu ilaç kanseri tedvi ediyormuş. Haberin ve söylentilerin ardından televizyonda bir açık oturum düzenlenmişti. Oturuma, Dr. Ziya Özel, Prof. Dr. Nusret Fişek ve ismini şu anda hatırlayamadığım bir Avukat katılmıştı. Oturumdan aklımda kalan tek şey şuydu, Nusret Fişek soruyor " Beyefendi, biz biliyoruz ki Nerium oleander aslında bir zehirdir ve eğer insan verirseniz öldürür. siz ne yaptınız da bu zehiri izole ederek maddeyi ilaç formuna getirdiniz" Ziya Özel geçiştirmeye çalışıyor, öte yandan avukat ateşli " zaten bunu bir yabancı yapsa bu kadar sorgulamazdınız ve hemen kabul ederdiniz, ne zaman bu vatanın bir evladı bir şey yapsa etmediğinizi bırakmıyorsunuz vs. vs..." Nusret fişek " ben ıspatlanmış bilimsel bir doğruyu kabul ederim, alanım Biyokimya. Bir ilacın ilaç olabilmesi için kimyasal yapısının bilinmesi gerekir. Bu da yetmez etkilerinin iyice araştırılması, sonuçlarının gözlenmesi ve denenmesi gerekir. Ancak bunların sonrasında işe yarıyorsa ilaç sınıfına girer. Siz de bu konuda neler yaptıysanız duymak isterim, bana ıspatlayın kabul edeyim "diyor. Karşı taraftan yine ikna edici bir yanıt yok ama avukat yine hararetli "Bunu bir Türk yaptığı için böyle yapıyorsunuz, kıskançlığınızdan...." diyerek oturum devam etti ve bitti. Ertesi gün ve sonraki günlerde basın ve halk arasındaki günlük konuşmalarda gündem bu, "Adamı Amerikalılar kapacakmış, biz kıymetini bilmiyoruz..Adam bulmuş ama örtbas etmeye çalışıyorlar..." türünden sürüp gitti. Zaman içerisinde azalsa da satır aralarında hep konuya barmak basıldı. Çok daha sonra söylentiler biraz daha evrildi "Amerikaya götürmüşler, ilacı yapmış fırsatı kaçırdık..." o zamandan şimdiye 30 yılı geçmiştir son durum nedir bilmem.
Carl Sagan' ın "Karanlıkta Mum Işığı" diye bir kitabı var, okuyanlar bilir kitapta bir çok yerde geçer, "Bilimsel temeli olmayan, hoşa giden popüler söylentiler, bilimsel doğruların önüne geçer daha çok ilgi çeker"  der. İşte size yakın zamandan son örnek "Maya takvimi" veya uzaylı, UFO söylenceleri.
Çağdaş Metalurji ve günümüz teknolojisi ışığı altında çelikle ilgili bilimeyen neredeyse kalmamıştır. Bu konuda yapılabileceklerin hepsi olmasa da büyük bir kısmı yapılmış veya yapılmakta. Geçmişte yapılanlarla ilgili ise, bilinmeyen neredeyse kalmamıştır. Hala nedeni bilinmeyen ve geçmişte olduğu söylenen teknik ve yöntemler ise genellikle efsaneye ve popüler söyleme dayalıdır. Söylenen konular, genellikle ıspatı mümkün konular dışına çıkar ve efsane halini alır. Kimse de çıkıp bunun doğruluğunu tartışmaz veya tartışıldığında tepki gösterir. Çünkü bu efsaneler genel olarak bizi yüceltici ve gururumuzu okşayıcı şeylerdir. Bir söz vardır "en tehlikeli yalan, kendinizi de inandırdığınız yalandır" diye, çünkü bu sizi ileriye götürmez.
Japonlardan örnek veriyoruz ama Japonların geleneklerini devam ettirmeleri, onların geçmişe olan saygılarının bir yansıması. Kimse geçmişe takılıp "en iyisi bizim yaptığımız" dememiş. "Bizim cevherlerimiz kaliteli değil, bu nedenle iyileştirmek için bu yöntemi geliştirmişiz ve ortaya da bu çıkmış" demiş. Bizde ise durum daha farklı, Ceddimizi öven politikacılar, geleneksel üretim yöntemlerini yok etmek için ellerinden geleni yapmışlar. Bizler de kendi ellerimizle gidip onlara oy vermeye devam etmişiz. ama aynı zamandahep beraber övünmeye devam etmişiz. Hiç sorgulamadan ve aradaki çelişkiyi görmeden...
Günümüzde, geçmişte yapılan üretim kalitesine hala ulaşamadığımız söylemi, kulağa hoş gelen bir hikayeden ibarettir, sadece o kadar. Ancak dersiniz ki, "ben eski yöntemlerle, gelenksel yöntemlerle yapılan işlerdeki ruhu seviyorum" o zaman bu bir tercih ifade eder ve kimseye söz düşmez. Balıkçılıkta da böyledir örneğin, 200 TL harcar eli boş dönersiniz ama mutlu olursunuz veya 200TL verir 1KG balık yakalarsınız aynı balığı 20TL ye alabileceğiniz halde, ama sizi mutlu eder parasal karşılığı yoktur. örnekler çoğaltılabilir.
Modern dünyanın ürettiği çelikler, bilimsel kazanımlar, deneyler ve belli bir birikimin ışığı altında üretilir. Sadece üretilmekle kalmaz sürekli geri dönüş alınır ve gerektikçe düzeltmeler yapılır, tam hedefi tutturursunuz. Dövme işi nostaljiktir, geçmişe bir penceredir yapmak isteyene veya yapana büyük haz verir ve parasal karşılığı yoktur. Tıpkı balıkçılık gibi. Kişisel olarak en sevdiğim üretim tarzıdır. Olanağım olsa başka hiç bir yöntem kullanmak istemem. Ama sırf sizin seviyor olmanız bir üretim tarzını diğerine üstün kılmaz. objektif değerlendirme, her ikisinin de  eğri ve doğru yönlerini ortaya koymak gerekir. Gelenksel malzeme ve teknik kullanarak paslanmaz bir bıçak yapamayacağınız gibi modern teknikler kullanarak bir kılıcın bezemesini de yapamazsınız veya yapmamalısınız. Kişisel yorumum budur.
:-X    +10
Başlık: Ynt: sürbısa marka bıçaklar??
Gönderen: sedatkolleksiyon - 01 Temmuz 2013, 16:52:08
merhaba.sürmene bıçaklarının eski ustalar tarafından elde yapılanları çok iyi bıçaklardır.bileme kıvamları çok iyi ayarlanmıştır.ama yeni ticari olan sürbisa filan çok kılağı bırakıyor ağız yakalamak biraz daha dikkat gerektiriyor.