Bıçak Sanatı - Forum

Atölye Muhabbeti => Fırından Yeni Çıktı - (Eserlerimiz Galerisi) => Sabit Namlu => Konuyu başlatan: MustafaV - 08 Temmuz 2021, 12:28:37

Başlık: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: MustafaV - 08 Temmuz 2021, 12:28:37
Herkese merhaba sevgili forum ahalisi.

İlk bıçağımı henüz bitiremedim ama konu açmadan da duramıyorum. Bitirdikten sonra tek konuda hepsini yazarsam da uzun olacağı için böyle bir ara konu açtım. Yılan hikayesi dememin nedenini de aşağıda anlarsınız sanırım. :D Ayrıca mercek altında bölümüne açmak isterdim ama bitmemiş bir bıçağı orada paylaşamam. Bu nedenle burada da sanki mercek altındaymışız gibi eleştirilerinizi alabilirim.

Öncelikle burada kurulan bit pazarı denebilecek tarzda bir yerde ikinci el eğe almaya gittim. Bir kaç eğe seçtim bıçak yapımı için uygun boyda olabilecek olanlardan. İçinden 2 tanesine de kullanırım gözüyle bakmıştım dişlerinin durumunun iyi olmasından ötürü. Daha sonra bunlarla işim uzun olacağından mehmetmarangoz.com sitesinden 3mmx4cmx50cm ölçüsünde susuz CK67 çelik sipariş geçtim. Bunu yanlışlıkla kapıda ödeme seçince fiyatı arttı. Bir kaç kere aramam sonucu (telefonları çok yoğun olmasına rağmen) bana geri döndüler. Havale geçersem kapıda ödeme olarak almayacaklarını söylediler. Hemen normal fiyattan havalemi geçtim bu zararı böylelikle atlattık. Belirtmeden geçmeyeyim, aşırı memnun kaldım ilgilerinden ötürü. Hafta sonuna elimde olur diye düşünerek avucumu ovuşturmaya başlamıştım.

Çeliğin elime ulaşması uzun sürdü gibi gelince takip sistemine girdim, kargo olacak sorumsuz şirket kargomu dağıtıma çıkarmadan, bana mesaj göndermeden teslim edilemedi diye geri göndermiş. Kargo ile uzun uğraşım sonucu hiç bir sonuç alamadım. Kargom geri döndüğünde satıcı site sağ olsunlar hemen beni aradılar ve tekrar kargolamalarını, alıcı ödemeli göndermelerini istedim. Böylelikle çeliğim 2. kere yola çıktı bana doğru.

Bu esnada bir eğeleme rampası yaptım hurda bir paletten ama hayatınızda görüp görebileceğiniz en çirkin eğeleme rampası olmuş olabilir. Fotoğraflarını çekmedim bile öyle hilkat garibesi.  :D

Çeliğim elime geldi ve ben de forumda daha önce araştırdığım konulardan birinde gördüğüm kullanılabilir bıçak profilini kağıda aktardım. Taşlama makinesi ile profilimin hattını çıkardım. İlk hatam burada oluyor sanırım çünkü bu profile 3mm çelik uygun olmadı diye düşünüyorum. Taşlama genişliği 2cm olduğu için belirli bir hat oluşturamadım.

(https://i.hizliresim.com/rgvtddh.jpeg) (https://www.hizliresim.com/rgvtddh)
(https://i.hizliresim.com/2ig95vb.jpeg) (https://www.hizliresim.com/2ig95vb)

Bıçak profilimin ölçüsü kabaca 25cm x 4cm oldu ki ben bu şekilde ölçekledim bilerek. 2 bıçak çıkartmak istedim elime gelen çelikten. Sonra benim hilkat garibesine bağlayarak elimdeki çıkma eğe ile talaş kaldırmaya başladım. Ortalama 2-3 saat süren eğeleme sonucu bıçağımın bir yüzünü açabildim ama bunun da fotoğrafını çekmemişim. Bu esnada benim eğenin rezalet olduğunu fark ettim ve onu bıçak hammaddesi olmak üzere kenara kaldırdım. Kendime sıfır bir eğe aldım. Sonrasında benim rampa gerek çok ergonomik olmadığı için, gerekse taşlama hattının düzgün çıkmamasından ötürü kenara kaldırıldı. Serbest elde açmaya başladım. Burada ikinci yüzün rampa ile açıldıktan sonra serbest elde açmaya geçildiği anı görünüyor. Arka plandaki de benim hilkat garibesi.  :D

(https://i.hizliresim.com/b9s3qot.jpeg) (https://www.hizliresim.com/b9s3qot)

Serbest elde açma işlemi daha çok hoşuma gitti. Sanırım burada açıyı tam tutturamadım ki taşlama hattım belli olmadı. Belki de dediğim gibi 3mm çeliğe 2cm taşlama hattı açmak açıyı aşırı düşürüyor ve bu da hattın belirgin olmasını zorlaştırıyor. Burada sizin düşüncelerinizi merak ediyorum. Aşağıdaki fotoğraf talaş kaldırmanın bitişi ve zımparalamanın başlangıcı.

(https://i.hizliresim.com/80xtvp3.jpeg) (https://www.hizliresim.com/80xtvp3)

Sonrasında zımparalamaya giriştim. Elimde 80-100-150 kum zımparalar vardı, sap içi hariç tamamının perdahını hallettim. Tabi bu esnada bir kaç sorun oluştu, öncelikle ince eğe ile son rötuşları yaparken namlu ucuna daldım. Sırttan ve ağızdan girerek bunu tolere ettim fakat 2 kere de perdah esnasında düştüğü için namlu ucu biraz küt oldu. Daha da dalarak bıçağın şeklini bozmak istemedim. Sizin de gözünüze takılır fotoğrafları görünce. Buyurunuz bıçağımın son hâli:

(https://i.hizliresim.com/ocey8m7.jpeg) (https://www.hizliresim.com/ocey8m7)
(https://i.hizliresim.com/ej9x1q6.jpeg) (https://www.hizliresim.com/ej9x1q6)
(https://i.hizliresim.com/axv8051.jpeg) (https://www.hizliresim.com/axv8051)
(https://i.hizliresim.com/r4tgk2k.jpeg) (https://www.hizliresim.com/r4tgk2k)

Konuyu açtıktan sonra aklıma geldi, bıçağın sol yüzünde sanırım işkenceye veya mengeneye bağlama esnasında oluşan bir göçük var. Bunu zımpara ile gideremiyorum çünkü derin baya. Buraya da ya asit indirgeme ile ya da kardeşimin de elektrikçi olmasına güvenerek elektrikle dağlama ile bir logo - isim çalışması yapacağım İnşallah.

Ayrıca ısıl işleme girmedim henüz, ısıl işlemden önce zımpara edinip 600-800 kumlara kadar çıkmayı düşünüyorum. Acaba fazla mı olur bu kumlara çıkmak?
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: MustafaV - 08 Temmuz 2021, 12:30:06
Şimdi burada bir soru sorayım, taşlama eşiğinde eğelemeden kalan izler var, diklemesine girdiğimde bile alamıyorum bu çizikleri. E zaten tam 90 derece bir açı da yok zımparayı uyduramıyorum eşiğin içine. Siz buraları nasıl hallediyorsunuz acaba?
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: orkunaydin350 - 08 Temmuz 2021, 14:40:48
Öncelikle kolaylıklar dilerim hocam. Taşlama hattının ve taşlama çizgisinin belirgin olmasını net ve keskin şekilde stabil eğe hareketleriyle sağlayabilirsiniz. Örneğin; Eğe rampada ricasso'ya kadar geldi ve artık daha ileri devam edip ricasso'ya ve sapa geçmemeli. Bu yüzden tam taşlama eşiğinin olduğu çizgiye bir takoz bağlayabilirsiniz. Taşlama çizgisini de düz çıkarmak için eğeyi bağladığınız milin esnememesi gerekiyor. Açıyı ayarladığınız karşıdaki yükselip alçalan çubuk/kuşgözü/halka/yada ne kullandıysanız sizin baskınızla hareket etmemesi gerekiyor. Sanırım eğeleme rampanız tam stabil değil ve esnemeler yapıyor. Yoksa profilin 3mm olması taşlama hattını çıkarmak için gayet yeterli. Perdaha geçtiğinizde de sert bir takoz kullanarak ağız-yanak arasındaki açıyı yuvarlamamanız gerekiyor. Tüm eğe ve zımpara hareketleri sert ve keskin olmalı. Asla esnememeli.
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: MustafaV - 08 Temmuz 2021, 14:48:28
Öncelikle kolaylıklar dilerim hocam. Taşlama hattının ve taşlama çizgisinin belirgin olmasını net ve keskin şekilde stabil eğe hareketleriyle sağlayabilirsiniz. Örneğin; Eğe rampada ricasso'ya kadar geldi ve artık daha ileri devam edip ricasso'ya ve sapa geçmemeli. Bu yüzden tam taşlama eşiğinin olduğu çizgiye bir takoz bağlayabilirsiniz. Taşlama çizgisini de düz çıkarmak için eğeyi bağladığınız milin esnememesi gerekiyor. Açıyı ayarladığınız karşıdaki yükselip alçalan çubuk/kuşgözü/halka/yada ne kullandıysanız sizin baskınızla hareket etmemesi gerekiyor. Sanırım eğeleme rampanız tam stabil değil ve esnemeler yapıyor. Yoksa profilin 3mm olması taşlama hattını çıkarmak için gayet yeterli. Perdaha geçtiğinizde de sert bir takoz kullanarak ağız-yanak arasındaki açıyı yuvarlamamanız gerekiyor. Tüm eğe ve zımpara hareketleri sert ve keskin olmalı. Asla esnememeli.

Çok teşekkürler hocam. Eğemin karşısında ahşaba çaktığım bir gijon üzerinde danagözü rulman vardı. Sonrasında biraz sağa-sola devinmeye başladı sanırım orada inceden kaçmaya başladı çizgim. Bir de eğeyi bağladığım yuvarlak çubuk hurda çubuktu, içeriğini bilmediğim için kesinlikle esneme yapmıştır diyorum. Çünkü elde testere ile kolayca kesmiştim. Zaten rampayı yakacağa ayırdım, daha düzgün bir şekilde metal yapacağım İnşallah.

Zımparayı takoza dolayarak yaptım. İki elimle kavrayabileceğim uzunlukta, 3cm civarı genişlikte düzgün kestiğim kuru bir ahşaba zımparayı enden dolayarak kullandım. Eğede olmasam bile boya-alçı geçmişim zımparada tecrübe sağladı açıkçası. Zımparayı hatasız atlatabildiğimi düşünüyorum. Eğe üstüne (dolayısıyla rampa üstüne de) bir tık daha ustalaşmam gerek, ilk elin günahı olmaz diyelim. O:-)

Bu arada, acaba ağza paralel zımparalama yaparak sanki zımpara makinesinde yapılmış gibi bir görüntü oluştursam çizgimin belli olmasını sağlar mı ki diye düşünüyorum.
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: orkunaydin350 - 08 Temmuz 2021, 15:20:14
Öncelikle kolaylıklar dilerim hocam. Taşlama hattının ve taşlama çizgisinin belirgin olmasını net ve keskin şekilde stabil eğe hareketleriyle sağlayabilirsiniz. Örneğin; Eğe rampada ricasso'ya kadar geldi ve artık daha ileri devam edip ricasso'ya ve sapa geçmemeli. Bu yüzden tam taşlama eşiğinin olduğu çizgiye bir takoz bağlayabilirsiniz. Taşlama çizgisini de düz çıkarmak için eğeyi bağladığınız milin esnememesi gerekiyor. Açıyı ayarladığınız karşıdaki yükselip alçalan çubuk/kuşgözü/halka/yada ne kullandıysanız sizin baskınızla hareket etmemesi gerekiyor. Sanırım eğeleme rampanız tam stabil değil ve esnemeler yapıyor. Yoksa profilin 3mm olması taşlama hattını çıkarmak için gayet yeterli. Perdaha geçtiğinizde de sert bir takoz kullanarak ağız-yanak arasındaki açıyı yuvarlamamanız gerekiyor. Tüm eğe ve zımpara hareketleri sert ve keskin olmalı. Asla esnememeli.

Çok teşekkürler hocam. Eğemin karşısında ahşaba çaktığım bir gijon üzerinde danagözü rulman vardı. Sonrasında biraz sağa-sola devinmeye başladı sanırım orada inceden kaçmaya başladı çizgim. Bir de eğeyi bağladığım yuvarlak çubuk hurda çubuktu, içeriğini bilmediğim için kesinlikle esneme yapmıştır diyorum. Çünkü elde testere ile kolayca kesmiştim. Zaten rampayı yakacağa ayırdım, daha düzgün bir şekilde metal yapacağım İnşallah.

Zımparayı takoza dolayarak yaptım. İki elimle kavrayabileceğim uzunlukta, 3cm civarı genişlikte düzgün kestiğim kuru bir ahşaba zımparayı enden dolayarak kullandım. Eğede olmasam bile boya-alçı geçmişim zımparada tecrübe sağladı açıkçası. Zımparayı hatasız atlatabildiğimi düşünüyorum. Eğe üstüne (dolayısıyla rampa üstüne de) bir tık daha ustalaşmam gerek, ilk elin günahı olmaz diyelim. O:-)

Bu arada, acaba ağza paralel zımparalama yaparak sanki zımpara makinesinde yapılmış gibi bir görüntü oluştursam çizgimin belli olmasını sağlar mı ki diye düşünüyorum.

Yok hocam sanmam. Bu aşamadan sonra artık zımpara çizgiyi oluşturamaz. Ya tekrar eğe yada bant zımparasıyla geçmeniz lazım. Bir de eğer perdahi iyi yaptığınızı düşünüyorsanız şu videoyu bi izleyin derim ;) :
https://www.dailymotion.com/video/xcpzy5
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: MustafaV - 08 Temmuz 2021, 16:36:33

Yok hocam sanmam. Bu aşamadan sonra artık zımpara çizgiyi oluşturamaz. Ya tekrar eğe yada bant zımparasıyla geçmeniz lazım. Bir de eğer perdahi iyi yaptığınızı düşünüyorsanız şu videoyu bi izleyin derim ;) :
https://www.dailymotion.com/video/xcpzy5

Aslında çizgiyi oluşturmaktan ziyade görsel bir yanılgı yapmaktan bahsetmiştim ama madem öyle, o zaman ilk bıçağımızın ayıplarından birisi de çizgisi olmaması olsun diyelim. Biraz fazla pozitivist oldu ama elden gelen yoksa.  :D Hocam İnşallah ukalalık olarak algılanmamıştır perdahı kurtardım derken. Belirttiğim üzere 150 kumda bıraktım elimde zımpara olmadığı için. Bu hafta sonu 800 kuma kadar malzeme alıp ısıl işlem öncesi çıkmayı düşünüyorum.

Emre ustamızın işi kadar tabi ki olamaz sınırımı bilirim şimdilik. Ama perdaha fazlaca önem vereceğimi belirtmek de isterim. Burada hatasız atlatabilmekten kastım tüm yüzeyin 150 kum düzeyinde olduğunu, önceki zımparalardan iz kalmadığını, zımpara işlemi yaparken yüzeyin keskin hatlarını kaybetmediğimi, yuvarlamadığımı vurgulamaktı. Hayatta en korktuğum şey yanlış anlaşılmaktır ki ondan da uzun uzun yazarım, konuşurum her zaman. Ben daha çırak bile olamamışım, sizlerin yanında ukalalık yapmak istemem.  ^-^
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: Yasin UZ - 08 Temmuz 2021, 19:42:58
Yalancı taşlama çizgisi benden sorulur  8)
Benim bıçağın ağzı nispeten düz olduğu için düz bir taşlama çizgisi oluşturmam görsel olarak sorun olmadı.
Çok kafaya taktıysan takoza namlunun eğimiyle aynı eğimi vererek yapabilirsin.

1. Namluya sanki bant zımparada yapmış gibi kesici ağıza dik şekilde perdah yapıyoruz.
2. Taşlama çizgisi oluşturmak istediğimiz yeri açıkta bırakıp diğer kısma bir takoz koyuyoruz.
3. Bu sefer namluya paralel şekilde zımpara takozunu diğer takoza yaslayıp perdah yapıyoruz.
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: AdnanErgün - 08 Temmuz 2021, 22:44:58


Belirttiğim üzere 150 kumda bıraktım elimde zımpara olmadığı için. Bu hafta sonu 800 kuma kadar malzeme alıp ısıl işlem öncesi çıkmayı düşünüyorum.



150 kumda ısıl işlemi yapmanızı öneririm, ısıl işlem esnasında malzeme fazla oksijene maruz kalırsa, biraz da ağırdan alırsanız oluşacak tufalin izleri derine inebilir, doğal olarak tekrar düşük kumlara müracaat edersiniz. Eğe izleri gitt ise bence yeter, 800 kuma kadar boşuna çıkamayın derim.
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: Şeref Acar - 09 Temmuz 2021, 00:20:37
Mustafa kolay gelsin. Acayip işler başarmışsın bravo. Eğeyle serbest ağız açmak her delikanlının yapacağı iş değil.
Haliyle dışbükey bir taşlama olmuştur diye tahmin ediyorum. Bu yüzden ağız iki santim diye endişe etmene gerek yok. Zaten taşlama açısının ince olması kötü birşey değil. Kalın olması kötü. Adamlar 5mm scandi açıyorlar(asıl hata budur). Eğe çiziklerini gideremiyorsan kullandığın zımparanın kalitesini sorgulamalısın. Bu işte en iyisi bez zımparalar. Bez zımparaları ısıl işlemden sonra oksidasyon izlerini götürmek için de kullanabilirsin. Bu zımparalar hem sert hem de beze iyi tutunuyor. Sen eğe almışsın sanırım. Alışveriş sitelerinde pferdin sapsız lama eğeleri var. Fiyatlar makul. Almak isteyen gönül rahatlığıyla sipariş edebilir.
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: Huseyin KESKİN - 09 Temmuz 2021, 00:54:03
Ben taşlama çizgisini takozdan dolayı uzun süre tutturamamıştım, orkun ustaya katılıyorum düzgün ve esnemeyen bir takoz olduğundan emin olun derim  :)
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: orkunaydin350 - 09 Temmuz 2021, 08:33:32

Yok hocam sanmam. Bu aşamadan sonra artık zımpara çizgiyi oluşturamaz. Ya tekrar eğe yada bant zımparasıyla geçmeniz lazım. Bir de eğer perdahi iyi yaptığınızı düşünüyorsanız şu videoyu bi izleyin derim ;) :
https://www.dailymotion.com/video/xcpzy5

Aslında çizgiyi oluşturmaktan ziyade görsel bir yanılgı yapmaktan bahsetmiştim ama madem öyle, o zaman ilk bıçağımızın ayıplarından birisi de çizgisi olmaması olsun diyelim. Biraz fazla pozitivist oldu ama elden gelen yoksa.  :D Hocam İnşallah ukalalık olarak algılanmamıştır perdahı kurtardım derken. Belirttiğim üzere 150 kumda bıraktım elimde zımpara olmadığı için. Bu hafta sonu 800 kuma kadar malzeme alıp ısıl işlem öncesi çıkmayı düşünüyorum.

Emre ustamızın işi kadar tabi ki olamaz sınırımı bilirim şimdilik. Ama perdaha fazlaca önem vereceğimi belirtmek de isterim. Burada hatasız atlatabilmekten kastım tüm yüzeyin 150 kum düzeyinde olduğunu, önceki zımparalardan iz kalmadığını, zımpara işlemi yaparken yüzeyin keskin hatlarını kaybetmediğimi, yuvarlamadığımı vurgulamaktı. Hayatta en korktuğum şey yanlış anlaşılmaktır ki ondan da uzun uzun yazarım, konuşurum her zaman. Ben daha çırak bile olamamışım, sizlerin yanında ukalalık yapmak istemem.  ^-^

Yok yok hocam, öyle bir durum asla söz konusu değil. Hatta şimdi ben kendimi sorguladım acaba ukala-sert mi yazdım diye. ;D Önce bundan bi emin olalım, konumuz bıçak ve bunun haricinde bir problemimiz yok. Bu problemi nasıl aşarız;
Ben Adnan hocama katılıyorum, ısıl işlemden önce çok parlatmaya uğraşmayın. Ve hatta bence sağlam esnemeyen bir düzenekle eğeye geri dönüp taşlama hattını belirgin çizgi oluşana kadar talaş kaldırın. Şeref ustamın bahsettiği gibi serbest elle açmaktan oluşan bir dışbükeylik var ve bu sizi rahatsız ediyorsa bıçağı her kullandığınızda bu gözünüze batabilir. Ama genelde sapı taktıktan sonra işler birden değişir, bıçak kendini gösterir, asıl potansiyelini o zaman gösterir. Yol yakınken şu aşamada karar verin, ısıl işlemden sonra bunu toparlamak mümkün olmayacak, en azından bant zımpara yoksa.

Bir de hiç bahsetmedik ama kabzada bir delik daha açacaksınız ve yuvarlak eğe ile düzeltilmesi gereken yerler var gibi görüyorum. Daha oraya gelemedik gerçi ama siz de bunları fark ettiniz, değil mi?
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: orkunaydin350 - 09 Temmuz 2021, 08:37:12
Yalancı taşlama çizgisi benden sorulur  8)
Benim bıçağın ağzı nispeten düz olduğu için düz bir taşlama çizgisi oluşturmam görsel olarak sorun olmadı.
Çok kafaya taktıysan takoza namlunun eğimiyle aynı eğimi vererek yapabilirsin.

1. Namluya sanki bant zımparada yapmış gibi kesici ağıza dik şekilde perdah yapıyoruz.
2. Taşlama çizgisi oluşturmak istediğimiz yeri açıkta bırakıp diğer kısma bir takoz koyuyoruz.
3. Bu sefer namluya paralel şekilde zımpara takozunu diğer takoza yaslayıp perdah yapıyoruz.

Hocam sizde gerçekten çözüm üretme yeteneği var, bravo. :2up
Buna analitik çözüm bulma deniyor sanırım, hangi durumda olursa olsun hemen bir çözüm üretebiliyorsunuz, yada en azından fikir üretebiliyorsunuz. Siz de de bunu çok defa gördüm. Bu bence çok değerli zira güzel bir ürün yapabilmek için makine ve ekipmandan daha çok gereken bir şey diye düşünüyorum.
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: MustafaV - 09 Temmuz 2021, 09:45:16
Yalancı taşlama çizgisi benden sorulur  8)
Benim bıçağın ağzı nispeten düz olduğu için düz bir taşlama çizgisi oluşturmam görsel olarak sorun olmadı.
Çok kafaya taktıysan takoza namlunun eğimiyle aynı eğimi vererek yapabilirsin.

1. Namluya sanki bant zımparada yapmış gibi kesici ağıza dik şekilde perdah yapıyoruz.
2. Taşlama çizgisi oluşturmak istediğimiz yeri açıkta bırakıp diğer kısma bir takoz koyuyoruz.
3. Bu sefer namluya paralel şekilde zımpara takozunu diğer takoza yaslayıp perdah yapıyoruz.

Yasin hocam bravo, tam da bahsettiğim şey buydu işte. Tabi ben biraz serbest çalışıp kendime bir referans almayacaktım takozla, iyi ki yazmışsınız böyle bir çözümü düşünebilirim. Hatta akşam eve gidince direkt buna bi yöneleyim, sonucunun memnun edeceğini düşünüyorum.


150 kumda ısıl işlemi yapmanızı öneririm, ısıl işlem esnasında malzeme fazla oksijene maruz kalırsa, biraz da ağırdan alırsanız oluşacak tufalin izleri derine inebilir, doğal olarak tekrar düşük kumlara müracaat edersiniz. Eğe izleri gitt ise bence yeter, 800 kuma kadar boşuna çıkamayın derim.

Adnan hocam boşuna 800 kuma ısıl işlem öncesi çıkmayalım o zaman. Ben sanki şöyle bir şey okudum diye hatırlıyorum, yanlışım varsa düzeltiniz; ısıl işlem öncesi kaba zımparada bırakmak da (makro) çizikler oluşturacağından ısıl işlem aşamasında bu çizgiler kırılmaya-çatlamaya müsait ortamlar oluşturuyor gibisinden bir yazı okumuştum burada.  Eh malum, benim acemi ısıl işlemim ne kadar risksiz olursa ilk bıçağı kırmamaya o kadar uzak olurum diyorum.  :)

Mustafa kolay gelsin. Acayip işler başarmışsın bravo. Eğeyle serbest ağız açmak her delikanlının yapacağı iş değil.
Haliyle dışbükey bir taşlama olmuştur diye tahmin ediyorum. Bu yüzden ağız iki santim diye endişe etmene gerek yok. Zaten taşlama açısının ince olması kötü birşey değil. Kalın olması kötü. Adamlar 5mm scandi açıyorlar(asıl hata budur). Eğe çiziklerini gideremiyorsan kullandığın zımparanın kalitesini sorgulamalısın. Bu işte en iyisi bez zımparalar. Bez zımparaları ısıl işlemden sonra oksidasyon izlerini götürmek için de kullanabilirsin. Bu zımparalar hem sert hem de beze iyi tutunuyor. Sen eğe almışsın sanırım. Alışveriş sitelerinde pferdin sapsız lama eğeleri var. Fiyatlar makul. Almak isteyen gönül rahatlığıyla sipariş edebilir.

Şeref hocam çok çok teşekkürler. Sizin nezdinizde bütün foruma söyleyeyim, sabah sabah yüzümü gülümsetti burada yazılanlar. Allah sizlerden razı olsun. O zaman profilimde ve ağız açımda sorun olmadığını bilmek beni rahatlattı diyebilirim. Ağızda dışbükeylik gözlemleyemedim. Akşam eve gidince biraz daha inceleyeyim. Eğer varsa eğe ile tekrar girişirim. Eğenin açısını stabil tutmakla bayağı bir uğraştım. Hatta sonlara doğru profili komple boyayarak ağza paralel gittim eğe ile (sanırım bu da çok doğru bir eğe kullanımı değil), baktım ki ağzımın açısı, derinliği düzgün, sonrasında zımparaya geçtim. Zımpara normal piyasa zımparası, ince kağıtlı. Aldığım yerde bez zımpara yoktu, bunlarla idare ettim açıkçası bu seferlik. Eğe izleri de kalmadı. Sadece taşlama eşiği diyoruz sanırım, orada kaldı, o kısma da zımpara ile bir türlü sağlıklı giremedim. Eğeyi burada kardeşimin elektrik işlerini yaptığı takım marketinden aldım, iskontoyu da kaptık yani bu vesileyle. :D Sapsız aldım bağlaması daha kolay olduğu için. İnternet fiyatlarına da bir göz gezdirdim aslında benim aldığım fiyata yakınmış pferd eğeler. Biraz geç aklıma geldi diyeyim buna da, öneriniz için çok teşekkürler.
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: MustafaV - 09 Temmuz 2021, 09:54:45
Ben taşlama çizgisini takozdan dolayı uzun süre tutturamamıştım, orkun ustaya katılıyorum düzgün ve esnemeyen bir takoz olduğundan emin olun derim  :)

Hüseyin hocam o konuda özellikle dikkat ettim, takozum epey sağlam ve düzgün. Hatta yakılacaklar arasında bunu bulabildiğime epeyce şaşırmıştım. Yine de öneriniz için çok teşekkür ederim.

Yok yok hocam, öyle bir durum asla söz konusu değil. Hatta şimdi ben kendimi sorguladım acaba ukala-sert mi yazdım diye. ;D Önce bundan bi emin olalım, konumuz bıçak ve bunun haricinde bir problemimiz yok. Bu problemi nasıl aşarız;
Ben Adnan hocama katılıyorum, ısıl işlemden önce çok parlatmaya uğraşmayın. Ve hatta bence sağlam esnemeyen bir düzenekle eğeye geri dönüp taşlama hattını belirgin çizgi oluşana kadar talaş kaldırın. Şeref ustamın bahsettiği gibi serbest elle açmaktan oluşan bir dışbükeylik var ve bu sizi rahatsız ediyorsa bıçağı her kullandığınızda bu gözünüze batabilir. Ama genelde sapı taktıktan sonra işler birden değişir, bıçak kendini gösterir, asıl potansiyelini o zaman gösterir. Yol yakınken şu aşamada karar verin, ısıl işlemden sonra bunu toparlamak mümkün olmayacak, en azından bant zımpara yoksa.

Bir de hiç bahsetmedik ama kabzada bir delik daha açacaksınız ve yuvarlak eğe ile düzeltilmesi gereken yerler var gibi görüyorum. Daha oraya gelemedik gerçi ama siz de bunları fark ettiniz, değil mi?

Hahha tamam hocam attık o konuyu kenara. Teşekkürler.

Şeref ustama da yazdığım gibi, akşam eve gidince dışbükeyliği iyice bir incelerim. Umarım çıkmaz, çıkarsa da eğe ile düzeltmek bana koymaz neticede. İlk işten iyi bir şeyler yapma hevesim var. Açıkçası bu bıçak ilk işim olacağından ne kadar kötü olursa olsun yine de benim için çok değerli olacaktır, sizler de bu hissi biliyorsunuz hepiniz. Sapı da takınca bu hâliyle bile beni mutlu eder diye düşünüyorum. Isıl işleme kadar bütün işlerini bitirmeyi düşünüyorum zaten, hatta 800 kum sorum da o yüzdendi, ısıl işlem sonrası işlerin ne kadar zorlaşabileceğini tahmin edebiliyorum.

Evet, kabzada bir delik daha açacağım hocam, onu neden ağzı açmadan delmediğimi anlamadım. Umarım delerken profil dönüp ağzı sağa sola vurmaz. Kabzanın sırt kısmında özellikle yuvarlak-balık sırtı eğe ile almam gereken yerler var, onlar da aklımda. Aslında onları da zımpara esnasında farkettim, öncesinde bıçağı elime tam alıp dikkat etmeyince gözüme çarpmamış hiç biri. Hatta şablonumda yuvarlak olan ip deliğini biraz daha bıçağın kıç(?) kısmına göre üçgenimsi yapma isteğim var, tabi bu ısıl işlemi epey riske sokacak, bu riski alıp alamayacağımı kestirince o kısmı da bitireceğim.
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: orkunaydin350 - 09 Temmuz 2021, 10:30:06
Hahha tamam hocam attık o konuyu kenara. Teşekkürler.

Şeref ustama da yazdığım gibi, akşam eve gidince dışbükeyliği iyice bir incelerim. Umarım çıkmaz, çıkarsa da eğe ile düzeltmek bana koymaz neticede. İlk işten iyi bir şeyler yapma hevesim var. Açıkçası bu bıçak ilk işim olacağından ne kadar kötü olursa olsun yine de benim için çok değerli olacaktır, sizler de bu hissi biliyorsunuz hepiniz. Sapı da takınca bu hâliyle bile beni mutlu eder diye düşünüyorum. Isıl işleme kadar bütün işlerini bitirmeyi düşünüyorum zaten, hatta 800 kum sorum da o yüzdendi, ısıl işlem sonrası işlerin ne kadar zorlaşabileceğini tahmin edebiliyorum.

Evet, kabzada bir delik daha açacağım hocam, onu neden ağzı açmadan delmediğimi anlamadım. Umarım delerken profil dönüp ağzı sağa sola vurmaz. Kabzanın sırt kısmında özellikle yuvarlak-balık sırtı eğe ile almam gereken yerler var, onlar da aklımda. Aslında onları da zımpara esnasında farkettim, öncesinde bıçağı elime tam alıp dikkat etmeyince gözüme çarpmamış hiç biri. Hatta şablonumda yuvarlak olan ip deliğini biraz daha bıçağın kıç(?) kısmına göre üçgenimsi yapma isteğim var, tabi bu ısıl işlemi epey riske sokacak, bu riski alıp alamayacağımı kestirince o kısmı da bitireceğim.

Benim bahsettiğim yuvarlak eğe ile alınması gereken yerler şunlar:
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: MustafaV - 09 Temmuz 2021, 10:49:44
Benim bahsettiğim yuvarlak eğe ile alınması gereken yerler şunlar:

Bıçak şablonunu tekrar incelemeyince kabzanın alt tarafındaki kısmı fark etmemişim bile. İyi ki yazmışsınız, ben de bıçakta bir yerler gözüme batıyor diyordum. Orayı hemen düzeltip şablona uyduruyorum. İşaret parmağı oyuğunun da sanırım tam yuvarlak olmamasını diyorsunuz, orası da sırttaki düzensizliklerle alınacaklar arasında. Sırttakiler daha belli olduğu için direkt onları yazmıştım, tabi onları fotoğraflamaktan da kaçındığımı itiraf edeyim.
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: orkunaydin350 - 09 Temmuz 2021, 11:08:37
Tamamdır!
O zaman yukarıda bahsi geçen birkaç noktaya daha değinelim; Aslında söylediğin doğru, profil ısıl işleme girmeden önce ne kadar temiz olursa ısıl işlem sonrası temizlenmesi gereken derin çizik o kadar az olur. Dolayısıyla ısıl işlem öncesi perdah sana kalmış, ben net şekilde şuraya kadar gel diyemiyorum. Senin sabrın ve ne kadar parlak/temiz bir bıçak istediğinle alakalı bir durum bu. Ama net şekilde şunu söyleyebilirim, eğer benim gibi taşlama hattına ve çizgisine takıntılı biriysen perdahtan önce eğe ile orayı bi halletmelisin. Zira şu anda hepimizin bahsettiği ve göremiyorum dediğin dışbükeylik, taşlama çizgisinin kaybolup o geçişin yuvarlanmış olması aslında.
Kuyruktaki sivri kısım sana ısıl işlemde sorun çıkarmaz, orayı dert etme. Tam olarak su alıp sertleşek yer kesici agız olacağı için, sen kısaçla profilin o sivri kuyruğundan tutacağın için orası ısıl işlemde risk teşgil etmeyecek.
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: MustafaV - 09 Temmuz 2021, 11:16:44
Tamamdır!
O zaman yukarıda bahsi geçen birkaç noktaya daha değinelim; Aslında söylediğin doğru, profil ısıl işleme girmeden önce ne kadar temiz olursa ısıl işlem sonrası temizlenmesi gereken derin çizik o kadar az olur. Dolayısıyla ısıl işlem öncesi perdah sana kalmış, ben net şekilde şuraya kadar gel diyemiyorum. Senin sabrın ve ne kadar parlak/temiz bir bıçak istediğinle alakalı bir durum bu. Ama net şekilde şunu söyleyebilirim, eğer benim gibi taşlama hattına ve çizgisine takıntılı biriysen perdahtan önce eğe ile orayı bi halletmelisin. Zira şu anda hepimizin bahsettiği ve göremiyorum dediğin dışbükeylik, taşlama çizgisinin kaybolup o geçişin yuvarlanmış olması aslında.
Kuyruktaki sivri kısım sana ısıl işlemde sorun çıkarmaz, orayı dert etme. Tam olarak su alıp sertleşek yer kesici agız olacağı için, sen kısaçla profilin o sivri kuyruğundan tutacağın için orası ısıl işlemde risk teşgil etmeyecek.

Şimdi anladım. Dışbükeylik profilin ağzında tamamen değil de çizginin yuvarlanmış olmasıyla oluşmuştur diyorsunuz. Şimdi oturdu kafamda demek istedikleriniz. Yani taşlama hattına takıntılıyım diyebilirim ama taşlama çizgisine çok da değilim diyebilirim. Tabi ki olsa daha da güzel oluyor görsel açıdan. Eğe işi göründü o zaman bana kesinlikle.

Kuyruktaki sivri kısım aslında kabza ahşabının dışında kalacağı için oranın da sertleşmiş olması gerekmez mi diye düşünüyorum. Olası bir darbede yumuşak kalması eğilmesine, ezilmesine sebep olmaz mı acaba? Yoksa ağzı sertleştirdikten sonra oranın ısısı düşünce en son oranın suyunu mu versem böylelikle biraz daha garantiye almış olurum gibi.
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: orkunaydin350 - 09 Temmuz 2021, 12:08:29
Kuyrukla uğraşma hocam, yoksa orayı ısıtırken daha önemli olan ağzın suyunu kaçırabilirsin. Çelik ham haliyle bile o kadar darbeye dayanabilir ki, su verirken ısınıp soğuması esnasında bir miktar sertleşecek. O kısma ille de su vermek istiyorsan, profili sırtından tutup hem kuyruğun hem de ağzın aynı anda yağa sokmalısın. Tek seferde işi halletmeye bak. :2up
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: MustafaV - 09 Temmuz 2021, 12:42:32
Kuyrukla uğraşma hocam, yoksa orayı ısıtırken daha önemli olan ağzın suyunu kaçırabilirsin. Çelik ham haliyle bile o kadar darbeye dayanabilir ki, su verirken ısınıp soğuması esnasında bir miktar sertleşecek. O kısma ille de su vermek istiyorsan, profili sırtından tutup hem kuyruğun hem de ağzın aynı anda yağa sokmalısın. Tek seferde işi halletmeye bak. :2up

Orkun hocam değerli tavsiyelerin için çok çok teşekkür ederim. Epeyce işime yaradı bu bilgiler. Bıçağımda emeğiniz büyük olacak.  O:-)
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: Yasin UZ - 09 Temmuz 2021, 16:04:30
Hocam sizde gerçekten çözüm üretme yeteneği var, bravo. :2up
Buna analitik çözüm bulma deniyor sanırım, hangi durumda olursa olsun hemen bir çözüm üretebiliyorsunuz, yada en azından fikir üretebiliyorsunuz. Siz de de bunu çok defa gördüm. Bu bence çok değerli zira güzel bir ürün yapabilmek için makine ve ekipmandan daha çok gereken bir şey diye düşünüyorum.
Teşekkür ederim Orkun ustam sizden böyle şeyler duymaktan onur duydum. Ama benimki biraz tembellikten  :D
Yasin hocam bravo, tam da bahsettiğim şey buydu işte. Tabi ben biraz serbest çalışıp kendime bir referans almayacaktım takozla, iyi ki yazmışsınız böyle bir çözümü düşünebilirim. Hatta akşam eve gidince direkt buna bi yöneleyim, sonucunun memnun edeceğini düşünüyorum.
Eğenin bıçağı değil ömrümü törpülemeye başladığı bir anda aklıma gelmişti. Çok zorda kalmadıkça böyle bir yönteme başvurmamak lazım aslında. Doğrusu taşlama çizgisini gerçekten oluşturmak olmalı.
Müsadenle gördüğüm bir yanlışı düzeltmek istiyorum sırttaki ağızla ilgili.
Birde kabzanın sonundaki kısmı hiç yapmasan çok daha güzel bir bıçak olacak gibi.
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: AdnanErgün - 09 Temmuz 2021, 16:25:09
.


150 kumda ısıl işlemi yapmanızı öneririm, ısıl işlem esnasında malzeme fazla oksijene maruz kalırsa, biraz da ağırdan alırsanız oluşacak tufalin izleri derine inebilir, doğal olarak tekrar düşük kumlara müracaat edersiniz. Eğe izleri gitt ise bence yeter, 800 kuma kadar boşuna çıkamayın derim.

Adnan hocam boşuna 800 kuma ısıl işlem öncesi çıkmayalım o zaman. Ben sanki şöyle bir şey okudum diye hatırlıyorum, yanlışım varsa düzeltiniz; ısıl işlem öncesi kaba zımparada bırakmak da (makro) çizikler oluşturacağından ısıl işlem aşamasında bu çizgiler kırılmaya-çatlamaya müsait ortamlar oluşturuyor gibisinden bir yazı okumuştum burada.  Eh malum, benim acemi ısıl işlemim ne kadar risksiz olursa ilk bıçağı kırmamaya o kadar uzak olurum diyorum.  :)

150 aslında gayet ince talaş kaldırır, öyle pek önemli bir çizik bırakmaz bıçakta ısıl işlem öncesi için hayli hayli yeyer. Zaten perdahi nihai olarak 220, 240'ta filan bırakmak da yater, bunun üstü biraz fantazi gibi bir şey. :)
Gönlüm mutmain olsun filan derseniz birkac vasamak daha çıkın ama 800 boşa emek olur.
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: MustafaV - 09 Temmuz 2021, 16:35:18
Eğenin bıçağı değil ömrümü törpülemeye başladığı bir anda aklıma gelmişti. Çok zorda kalmadıkça böyle bir yönteme başvurmamak lazım aslında. Doğrusu taşlama çizgisini gerçekten oluşturmak olmalı.
Müsadenle gördüğüm bir yanlışı düzeltmek istiyorum sırttaki ağızla ilgili.
Birde kabzanın sonundaki kısmı hiç yapmasan çok daha güzel bir bıçak olacak gibi.

Hocam ilk bıçakta varsın biraz hile yapalım değil mi  :)) Sırttaki çizgi zaten şablondaki gibi olmadı hocam. Ben de öyle beğenmedim ve namlunun ucuna kadar getirdim. Tabi ilk mesajda da yazdığım gibi ucunu bir iki kere bozunca o çizgi de bir miktar kaymış olabilir. Bu arada sırttaki çizdiğiniz yalancı ağızdaki köşeli deseni vermek artık benim için zor, bıçağın profilini çok değiştirmiş olup enteresan bir şey çıkarabilirim gibime geliyor. Bu seferki birazcık yuvarlaksı olsun diyebilirim mecburiyetten.

Kabzanın sonu konusunda da ısıl işlemden önce sanırım kabzayı bıçağın üstüne alıştırırım gibi genelde nasıl bir şey olacağını görmek için. Bakarken öneriniz aklımda olsun, eğer çok hoş durmazsa o kısmı komple alır geçerim. Veya ip deliğini delmeden önce orayı da kapsayacak bir kabza yaparım, gözüme hoş gelirse arkada çıplak kısım bırakmadan bitiririm kabzayı.  :2up
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: MustafaV - 09 Temmuz 2021, 16:38:19
150 aslında gayet ince talaş kaldırır, öyle pek önemli bir çizik bırakmaz bıçakta ısıl işlem öncesi için hayli hayli yeyer. Zaten perdahi nihai olarak 220, 240'ta filan bırakmak da yater, bunun üstü biraz fantazi gibi bir şey. :)
Gönlüm mutmain olsun filan derseniz birkac vasamak daha çıkın ama 800 boşa emek olur.

Anlıyorum hocam. Ben böyle parıl parıl, gerekirse polisaj yapabileceğim (bir arkadaşımda vardı) şekle getirmek istemiştim. Hani ilk iş cafcaflı çıksın diyerek tabiri caizse. Ama satensi görünüm de hoşuma giderse dediğiniz gibi 200-300 kum civarı bırakabilirim. Esneğim hocam, her türlü öneriyi alıp düşünüyorum açıkçası.
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: Yasin UZ - 09 Temmuz 2021, 19:23:11
Bu seferki birazcık yuvarlaksı olsun diyebilirim mecburiyetten.
Bence bir keçeli kalemle çizgi çekip bak kurtarıyorsa kesinlikle düzlemeni öneririm.
Sırttaki ağızın yuvarlaksı olmaması gerekiyor.
Benim çizdiğim gibi üçgen bir hat, içe doğru kavisli
yada tek, düz bir hat olması gerekir.
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: MustafaV - 12 Temmuz 2021, 10:24:00
Bence bir keçeli kalemle çizgi çekip bak kurtarıyorsa kesinlikle düzlemeni öneririm.
Sırttaki ağızın yuvarlaksı olmaması gerekiyor.
Benim çizdiğim gibi üçgen bir hat, içe doğru kavisli
yada tek, düz bir hat olması gerekir.

Hmm yapısal, tasarımsal bir hataysa düzleyelim hocam orayı da. Hem böylelikle ucun sivriliğini de tekrar kazandırmış oluruz.
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: MustafaV - 16 Kasım 2021, 11:01:14
Ustalarım merhaba, yeni konu açmaktansa buradan sorayım dedim.

Geçen haftasonu bu bıçağımın sertleştirmesini yapayım dedim. Gündüz vakti yapmak zorunda kaldım, öncelikle onu belirteyim. Acemi için yapılmaması gereken bir işlem ama, mecburiyetten işte hep. İlk ısıl işlemde bıçağın sertliğini eğe ile test ettim, ağızda eğe kayarken sırttan baya talaş kaldırdı, ağız yeter bana dedim, menevişe geçtim ama burada tufalleri temizlemediğim için meneviş rengini göremedim. Kafama sonradan dank etti, hemen tekrar giriştim. Öncelikle renkleri yanlış yorumlamamak için mıknatısla test ettim, mıknatıs tutmuyordu. Havanın da görece kapalı olmasına güvenerek iyice takip ettim, sonra pamuk yağına daldırdım bıçağı. Bu sefer bıçağın sırtında da kayıyordu eğe. Sonra hızlıca zımpara ile temizleyip menevişe geçtim. Bıçağı sürekli gözlerken arkadaki muhabbete dahil olmak için kafamı çevirdim, bir kaç saniye sonra tekrar ocağa döndüğümde ağız kısmına yakın yerde mora dönme gözlemledim. Hemen ocaktan alıp tekrar yağa daldırdım ama ağızın uç kısmında biraz menevişi yüksek oldu bıçağın.

Şimdi sorum şu, menevişten sonra da ağızda eğenin kayması gerekli mi? Yoksa menevişten sonra eğenin bir miktar çizmesi, talaş alması normal midir? Eğeyle yapılan testlerde meneviş sonrası ile ilgili hiçbir bilgi bulamadım. Genelde meneviş öncesi gibi tarif ediliyor. Ayrıca zımparalamaya geçtiğimde zımparanın yüzeyde davranışı epey değişmişti, yumuşak haldeki çelikle çalışırkenki gibi zımparalama değil de sanki cama baskı uygulayarak camı siler gibi bir hissiyat vardı.

Bir de benim gibi ocak acemileri için ekleyeyim, kömürün üstünde bıçağı sabit bırakmak ciddi derin izler bırakıyor bıçakta. Bununla ilgili de fazlaca yorum göremedim forumda, araştırma yaptıktan sonra farkettim. Aman bunu gözden kaçırmayın derim.
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: dela - 16 Kasım 2021, 11:26:25
Eğenin sertliği, meneviş yapılmış bıçaktan daha sert olduğundan, öyle veya böyle talaş kaldırır.
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: MustafaV - 16 Kasım 2021, 11:31:35
Eğenin sertliği, meneviş yapılmış bıçaktan daha sert olduğundan, öyle veya böyle talaş kaldırır.

Mehmet hocam Allah razı olsun yüreğime su serptin Vallahi. :)

Tamam o zaman, sırada zımparayı düz yüzeye sabitleyip 1mm yakın kalınlıkta olan ağzımı açmak, sonrasında bileme taşı edinip (makita 1200 düşünüyorum, bilmem aşırı mı fantastik kaçar?) bıçağı tamamen bitirmeyi düşünüyorum.

Kusura bakmayın böyle parça parça da oluyor sorularım ama, kabza yapıştırmak için döküm tipi epoksi uygun olur mu yoksa tüp olan, yapıştırma tipi epoksi mi almam gerekli? Örnek olarak aşağıda verdiğim epoksiyi alırsam mümkün oldukça kendi çapımda mikarta, lineer denemeleri de yapabilirim, döküm tipini sormamın nedeni budur aslında.

https://www.mehmetmarangoz.com.tr/seffaf-epoksi-1250-gr.html?search=epoksi&description=true
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: orkunaydin350 - 16 Kasım 2021, 12:01:16
Hocam bu ARC(yerli) markaymış. Muhtemelen Özgür(mehmetmarangoz) bunu büyük varil yada bidon olarak alıp küçük ebatlara bölüp satıyor. Bunların sertleştiricileri poliüretan bazlı olduğu için hava aldığı andan itibaren yavaş yavaş bozulmaya başlıyor. Ben açık epoksi ve aynı şekilde vernik almayı doğru bulmuyorum. Ama marka olarak ARC150 denemiştim, çok kötü değil. Döküm tip epoksi, kabza yapıştırmak için çok uygun değil. Kabza yapıştırmak ve ayrıca üretmek için mümkünse laminasyon reçinesi almak lazım. ARC'nin 152 modeli yani. Özgür hangi modelini satıyor bilmiyorum ama ARC üzerinden konuşacaksak daha kalitelisi olan ERA4000 kesinlikle tavsiye ederim. Hem lineer hem de ahşap laminasyon yaptım, gerçekten çok sağlam ve çok iyi penetrasyon kabiliyeti olan bir reçine. ARC mesela kağıda bile tam sızma yapamıyor. Zımpara ürettiğiniz micartayı ısıttığında kağıdın içindeki hava boşlukları balon gibi şişiyor. ERA(4000 modeli) yada PRO-SET(Lam125 modeli) hele ki alabiliyorsanız çok memnun kalırsınız.
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: dela - 16 Kasım 2021, 12:07:17
.........
Mehmet hocam Allah razı olsun yüreğime su serptin Vallahi. :)

Tamam o zaman, sırada zımparayı düz yüzeye sabitleyip 1mm yakın kalınlıkta olan ağzımı açmak, sonrasında bileme taşı edinip (makita 1200 düşünüyorum, bilmem aşırı mı fantastik kaçar?) bıçağı tamamen bitirmeyi düşünüyorum.

Kusura bakmayın böyle parça parça da oluyor sorularım ama, kabza yapıştırmak için döküm tipi epoksi uygun olur mu yoksa tüp olan, yapıştırma tipi epoksi mi almam gerekli? Örnek olarak aşağıda verdiğim epoksiyi alırsam mümkün oldukça kendi çapımda mikarta, lineer denemeleri de yapabilirim, döküm tipini sormamın nedeni budur aslında.

https://www.mehmetmarangoz.com.tr/seffaf-epoksi-1250-gr.html?search=epoksi&description=true

Yalnız, kalkan talaşın şekli önemli. Eğeyle rahat rahat bileme yapacak kadar da talaş kalkmaması lazım.  ;)
Epoksi konusu karışık biraz. İyisi çok pahalı. Herkesin memnun olduğu bir marka var. El çabukluğuna bağlı olarak hızlı kuruyanı var. Yavaş kuruyanı var. Ben olsam, elimde hiç epoksi yoksa, her hırdavatçıda bulunan iran epoksiden alıp kullanırım. Biraz pis kokar. Renkli olduğundan kabzayı sıkıştırmada boşluk bırakmamak lazım.
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: MustafaV - 16 Kasım 2021, 12:10:47
Orkun hocam forumda Era4000'in namını duymuştum, hatta araştırmıştım o zaman 1 kglık bulamamış, diğerlerinin de fiyatının yüksekliğinden alamamıştım. Şimdi baktığımda 1kglık buldum hepsiburada üzerinde ama nedense yatmalzemeleri.com sitesindekinin yarı fiyatı. Kafam karıştı iyice, elden alacağım satıcı da yok Konya'da. Bu kabzelik hazır tüp kullanacağım herhalde. Çok teşekkür ederim verdiğin uzun bilgiler için  ^-^
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: MustafaV - 16 Kasım 2021, 12:13:06

Yalnız, kalkan talaşın şekli önemli. Eğeyle rahat rahat bileme yapacak kadar da talaş kalkmaması lazım.  ;)
Epoksi konusu karışık biraz. İyisi çok pahalı. Herkesin memnun olduğu bir marka var. El çabukluğuna bağlı olarak hızlı kuruyanı var. Yavaş kuruyanı var. Ben olsam, elimde hiç epoksi yoksa, her hırdavatçıda bulunan iran epoksiden alıp kullanırım. Biraz pis kokar. Renkli olduğundan kabzayı sıkıştırmada boşluk bırakmamak lazım.

Yok hocam, o kadar da değildi talaş kaldırması. Ama siz yazınca evde tekrar kontrol edesim geldi, olmazsa 3. kez yaparız ısıl işlemi. :)) Epoksi konusunda aklımı karıştıranları Orkun hocam yanıtladı, sağ olsun. İran epoksi kullansam mı dedim ama bu sefer de o grimsi rengi kesinlikle görünür aradan gibi geldi, göze alamadım. Olmuşken tam olsun mantığındayım, ondan uzuyor her şey bu kadar  :-[
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: Hakan Polat - 16 Kasım 2021, 13:38:33
Evet Mustafa ustam. Şimdi baktım da ERA 4000 fiyat farklılıkları gösteriyor. Acaba hepsiburada'dan alsak çakma ürün gelir mi?  :-[
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: MustafaV - 16 Kasım 2021, 13:46:08
Evet Mustafa ustam. Şimdi baktım da ERA 4000 fiyat farklılıkları gösteriyor. Acaba hepsiburada'dan alsak çakma ürün gelir mi?  :-[

Hakan hocam güvenilemiyor işte. Bu tarz internet satış platformları satıcıları hakkında işlem yapmakta, alıcıya güven vermek konusunda zayıflar. Bir anda 160 lirayı çöpe atmayı istemem sonuçta. Bu kadar değişken fiyat olmasa mağaza puanı yüksek bir alıcıdan alınabilir ama neden böyle afaki farklar var düşündürüyor.
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: Yasin UZ - 16 Kasım 2021, 14:10:40

Şimdi sorum şu, menevişten sonra da ağızda eğenin kayması gerekli mi?

Mustafa kolay gelsin.
Ben genelde çelik türüne göre maksimum sertliğe yakın meneviş ısısı seçiyorum. Meneviş sonrası eğe talaş kaldırmıyor. Neredeyse meneviş öncesindeki gibi kayıp gidiyor diyebilirim biraz baskıyı arttırarak sürtünce ancak diş geçirdiğini hissediyorum. Bu bence istenilen sertlik derecesine göre değişim gösterecek bir durum. Şu namlu ucundaki morarmaya gelirsek imkanın varsa ufaktan bir kesici ağız açıp namluyu boydan boya her yerini sert bir yüzeye vurarak o moraran kısımda diğer yerlere göre bir yamulma olacakmı diye bakabilirsin. Önceden yaptığım bir bıçakta namlunun balçağa yakın kısmında fazla ısınma olmuştu bıçağı kullanırken heryer keskin kalırken o kısım hemen dönüyordu.
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: MustafaV - 16 Kasım 2021, 14:24:23
Mustafa kolay gelsin.
Ben genelde çelik türüne göre maksimum sertliğe yakın meneviş ısısı seçiyorum. Meneviş sonrası eğe talaş kaldırmıyor. Neredeyse meneviş öncesindeki gibi kayıp gidiyor diyebilirim biraz baskıyı arttırarak sürtünce ancak diş geçirdiğini hissediyorum. Bu bence istenilen sertlik derecesine göre değişim gösterecek bir durum. Şu namlu ucundaki morarmaya gelirsek imkanın varsa ufaktan bir kesici ağız açıp namluyu boydan boya her yerini sert bir yüzeye vurarak o moraran kısımda diğer yerlere göre bir yamulma olacakmı diye bakabilirsin. Önceden yaptığım bir bıçakta namlunun balçağa yakın kısmında fazla ısınma olmuştu bıçağı kullanırken heryer keskin kalırken o kısım hemen dönüyordu.

Sağ olasın Yasin hocam.

Hocam amacım 200-250 derecelerde yapmaktı, ama dediğim gibi çok hızlı renk değişimi olmuş. Gündüz yapmanın da etkisi var. Benim talaş kaldırıyor dediğim profilden bıçak çıkarırcasına baskı ile en kalın diş eğenin talaş kaldırması. Yoksa ince diş eğe sadece yüzeysel çizik bırakıyor, normal bir baskı ile talaş kaldırma durumu yok aslında. Benim durumumda en sert hâli olsun çabası ilk bıçak için aşırı bir istek gibi geliyor bana. O zaman ben ağız açma işlerinden sonra bu kadar sert bir test olmasa da pirinç testine başvurayım ki kesinlikle yapacaktım, pirinç testi de bana ağızın dönüp dönmeyeceği hususunda gerekli bilgiyi sağlar diye düşünüyorum.
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: orkunaydin350 - 16 Kasım 2021, 14:49:09
Mustafa hocam eğer acelen yoksa ve sadece sap yapıştırmada kullanacaksan ben sana West System G/flex gönderebilirim bir miktar. Gerçi micarta yada lineer de üretebilirsin ama kıvamından dolayı çok zor olur. Ben 500gr+500gr setini almıştım ama o zaman hayatımızda ve planlarımızda çocuk sahibi olmak yoktu:) Muhtemelen artık onu hiç bitiremem. Açılmışken kullanılsın. Ama dediğim gibi acelen yoksa:) Atolyeye gidebilmem kaç haftamı yada ayımı alır bilmiyorum:)
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: Yasin UZ - 16 Kasım 2021, 14:51:36
Pirinç testinde sağlıklı bir sonuç için V flat dedikleri ağzın taşlama hattında incelerek kesici ağzı oluşturduğu bir ağız açmak gerekiyor yoksa bizim genelde yaptığımız ikincil kesici ağız double bevel dedikleri pirinç testinde değerlendirilecek bir yapıda değil. Double bevelde incelen kısım 20 derece falan olduğu için mukavemeti çok yüksek. pirince sürterken esnemesi için çok daha ince çok daha düşük açılarda açılmış geniş bir kesici ağız gerekiyor.
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: MustafaV - 16 Kasım 2021, 15:14:05
Mustafa hocam eğer acelen yoksa ve sadece sap yapıştırmada kullanacaksan ben sana West System G/flex gönderebilirim bir miktar. Gerçi micarta yada lineer de üretebilirsin ama kıvamından dolayı çok zor olur. Ben 500gr+500gr setini almıştım ama o zaman hayatımızda ve planlarımızda çocuk sahibi olmak yoktu:) Muhtemelen artık onu hiç bitiremem. Açılmışken kullanılsın. Ama dediğim gibi acelen yoksa:) Atolyeye gidebilmem kaç haftamı yada ayımı alır bilmiyorum:)

Orkun hocam teklifin için çok teşekkür ederim. Bıçak çok süründü konuda da göründüğü üzere, ben derdimi bir şekilde çözerim bahsettiğin tarihlere kadar ama elindeki malzemenin ziyan olmaması açısından ücreti mukabilinde talip olabilirim. Bunu o zaman geldiğinde tekrar konuşuruz. O:-)
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: MustafaV - 16 Kasım 2021, 15:25:47
Pirinç testinde sağlıklı bir sonuç için V flat dedikleri ağzın taşlama hattında incelerek kesici ağzı oluşturduğu bir ağız açmak gerekiyor yoksa bizim genelde yaptığımız ikincil kesici ağız double bevel dedikleri pirinç testinde değerlendirilecek bir yapıda değil. Double bevelde incelen kısım 20 derece falan olduğu için mukavemeti çok yüksek. pirince sürterken esnemesi için çok daha ince çok daha düşük açılarda açılmış geniş bir kesici ağız gerekiyor.

Valla ne yalan söyleyeyim benim aklımda direkt scandi ağız vardı, komple bıçağın taşlama hattından inceltme yaparak ağzı açacaktım. Tabi bıkarsam yine double bevel (sanki buna da Türkçe bir isim bulunmuştu ::) ) bir şey yaparım, bunda pirinç testinin işe yaramadığını öğrendiğim iyi oldu. Benim aklımda pirinç testi kesici ağızların tamamında uygulanabilir diye bir bilgi yerleşmiş nedense. Yine çok teşekkürler Yasin hocam.  :2up
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: sefaçabuk - 16 Kasım 2021, 17:00:58
Pirinç testi, ikinci ağızda ( kesici ağızda) uygulanamaz diye bir şey nerden çıktı arkadaşlar, yani sadece ikinci ağzı olmayan scandi ağızlarda uygulanır diye bir şey yok, her ağızda uygulanır. Buraya yazarken, kesin yargıda bulunacaksak bundan kesinlikle emin olmalıyız, yoksa kafa karıştırırız.
Sen o ağıza da pirinç testi uygulayabilirsin Mustafa, meneviş fazla geldiyse zaten kalıcı olarak eğilir ve öyle kalır. Geri esniyorsa sorun yok, belki menevişi fazladır ama en fazla yay menevişi olmuştur ve rahatlıkla kullanabilirsin.
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: MustafaV - 16 Kasım 2021, 17:22:18
Pirinç testi, ikinci ağızda ( kesici ağızda) uygulanamaz diye bir şey nerden çıktı arkadaşlar, yani sadece ikinci ağzı olmayan scandi ağızlarda uygulanır diye bir şey yok, her ağızda uygulanır. Buraya yazarken, kesin yargıda bulunacaksak bundan kesinlikle emin olmalıyız, yoksa kafa karıştırırız.
Sen o ağıza da pirinç testi uygulayabilirsin Mustafa, meneviş fazla geldiyse zaten kalıcı olarak eğilir ve öyle kalır. Geri esniyorsa sorun yok, belki menevişi fazladır ama en fazla yay menevişi olmuştur ve rahatlıkla kullanabilirsin.

Tamamdır Sefa hocam, konuyu görmeniz faydamıza olmuş. Şanslıyız.
Menevişte mor ve sonrası renklerden kaçınmak gerektiğinin farkındaydım, benim durumumda en kötü 55 hrc çıkmış olur sorunum sadece menevişten kaynaklıysa. Bu da kabul edilebilir bir yumuşaklık diye düşünüyorum. Bıçağı bitirdiğim zaman yeni konuda artık sonuçları aktarırım, bu konu fazla uzadı. Katkı sağlayan herkese çok çok teşekkür ediyorum. O:-)
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: Yasin UZ - 16 Kasım 2021, 21:05:58
Valla ne yalan söyleyeyim benim aklımda direkt scandi ağız vardı, komple bıçağın taşlama hattından inceltme yaparak ağzı açacaktım.
Bahsettiğim tamda bu scandi gibi tek bir kesici ağıza sahip olduğunda kesici ağızın açısı dar olduğundan pirinç testinde daha kolay esniyor ve sonucu görmek çok daha kolay. Esnediğini ve sonuç olarak kırılma yada yamulma olduğunu en iyi gözlemleyebileceğin ağız yapısının bu şekilde olduğunu düşünüyorum.

Diğer ağız yapılarında uygulanamazdan ziyade, scandi gibi ağızlar testi yapan kişiyi tatmin etmesi, yaptığı testi en iyi şekilde gözlemleyip bir sonuca varması açısından daha uygundur diyeyim. Daha kolaydır
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: Şeref Acar - 18 Kasım 2021, 23:50:33
Konu bayağı eğitici bir hal almış. Ne durumdayız hocam.
Geçen toplantıda bahsi geçmişti Sefa ustam detaylı anlatmıştı, perdah işini buraya da yazmak iyi olur diye düşünüyorum. Çelik perdahı ve ağaç işlerinde alox zımpara kullanınız. Sefa hocamın söylediği İtalyan üretimi bir marka vardı hatırlayamadım, en iyisi odur. İnternet sitelerinde İndasa, 3m, Norton da bulunuyor, kalitelidirler.
Nalburlarda satılan silisyum carbide zımparalarla zaman ve emek kaybetmeyin.

Bunu çok tekrarlıyorum canınız sıkılacak artık ama; normalizasyon ve su verme öncesi yüzeyi ince bir flux (kil, şamot vb) ile kaplarsanız o yüzeydeki oksidasyon izleri azalacaktır. Bant zımparası olmayan için çok önemli bir husus.

Eğeleme rampası yapacak arkadaşlar kullandığınız malzemenin tahta, profil vb) yüzey düzgünlüğüne dikkat ediniz, eğeyi bağladığınız çubuk da esnememeli. Eğeyi geri çekerken sürtmemek eğenin ömrünü uzatacaktır.
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: MustafaV - 19 Kasım 2021, 09:25:28
Konu bayağı eğitici bir hal almış. Ne durumdayız hocam.
Geçen toplantıda bahsi geçmişti Sefa ustam detaylı anlatmıştı, perdah işini buraya da yazmak iyi olur diye düşünüyorum. Çelik perdahı ve ağaç işlerinde alox zımpara kullanınız. Sefa hocamın söylediği İtalyan üretimi bir marka vardı hatırlayamadım, en iyisi odur. İnternet sitelerinde İndasa, 3m, Norton da bulunuyor, kalitelidirler.
Nalburlarda satılan silisyum carbide zımparalarla zaman ve emek kaybetmeyin.

Bunu çok tekrarlıyorum canınız sıkılacak artık ama; normalizasyon ve su verme öncesi yüzeyi ince bir flux (kil, şamot vb) ile kaplarsanız o yüzeydeki oksidasyon izleri azalacaktır. Bant zımparası olmayan için çok önemli bir husus.

Eğeleme rampası yapacak arkadaşlar kullandığınız malzemenin tahta, profil vb) yüzey düzgünlüğüne dikkat ediniz, eğeyi bağladığınız çubuk da esnememeli. Eğeyi geri çekerken sürtmemek eğenin ömrünü uzatacaktır.

Konunun geldiği noktayı sevdim aslında, okuyacaklar için baya bilgi var. Tabi burada yeni başlayacak olan arkadaşları kastediyorum ki herkes anlamıştır. Durumda değişiklik yok hocam, evde yapamıyorum bu işi, malum apartman ortamı. En ufak zımparalama bile aşağıya gidiyor ses olarak. Yarın Allah'ın izniyle kesinlikle bitmiş olacak ama, kendimi buna göre ayarladım. Pazartesi konusunu açarım, bitmiş bıçağın üstünden fazlaca konuşuruz gibime geliyor.

Sefa ustamın söylediği marka SAIT idi, kesinlikle fazlaca fark olduğunu söylemişti. Ki zaten hırdavatçıya uğradığımda ilk işim sormak olacak. Diğer markaları hatırlayamamıştım, sağ olasın Şeref ustam, yazdığın çok iyi oldu. Kesinlikle katılıyorum, basit zımpara işlerini gördüğümüz o zımparalar çelikte çok zorluyorlar. Harcadığım zamana yazık dedirttiler inanın.

Verilen bilgiden canım asla sıkılmaz, tekrar her zaman iyidir bence. Ben tufalin yüzeyde kalacağını düşünmüş, böyle derin nüfuz edeceğini akıl edememiştim. İlk işte her zaman normal. Ama ustam benim gibi acemilerde kille kaplamak (kömür ocağından bahsediyorum) renk gözetimini zorlamaz mı? Bu sefer rengi takip edememekten ötürü fazla ısıtıp tane büyümesine yol açtığımız bir bıçağımız olmaz mı? Bunu da bilgi amaçlı soruyorum, tabi ki deneyimim yok.

Eğeleme rampasından vazgeçtim, ikinci profili de serbest elde eğeleyerek açtım hocam. Böylesi kullanım kolaylığı açısından bence daha iyi. Ama kesinlikle üstüne imzamı atarım, tahtadan yapmaktan kaçının. Aşırı stabil, esnemesi sıfır bir şey olmalı eğeleme rampası.

Son olarak perdahla ilgili dikkatimi çeken bir olay oldu, fazla da üstünde durulduğunu görmedim. Zımparayı şeritler hâlinde keserek perdah yaparken kestiğimiz şeridi komple perdahta kullandığımız tahta-demir-artık her neyse takoza dolamamamız gerek. Böyle yaparsak yine yumuşak-düzensiz bir zemin oluyor ve hatlarımızı yuvarlıyor. Benim bıçaktaki hatların yuvarlanmasının nedeninin bu olduğunu yine ikinci profili yaparken fark ettim. Zımparamız, takozumuzun üstünden bir kere geçmeli, fazlasını bir şekilde elimizle tutmalıyız diye öneri veriyorum, hatam-yanlışım varsa yine siz ustalarımız düzeltirsiniz.
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: Şaban Kurt - 19 Kasım 2021, 22:57:58
Konu bayağı eğitici bir hal almış. Ne durumdayız hocam.
Geçen toplantıda bahsi geçmişti Sefa ustam detaylı anlatmıştı, perdah işini buraya da yazmak iyi olur diye düşünüyorum. Çelik perdahı ve ağaç işlerinde alox zımpara kullanınız. Sefa hocamın söylediği İtalyan üretimi bir marka vardı hatırlayamadım, en iyisi odur. İnternet sitelerinde İndasa, 3m, Norton da bulunuyor, kalitelidirler.
Nalburlarda satılan silisyum carbide zımparalarla zaman ve emek kaybetmeyin.

Bunu çok tekrarlıyorum canınız sıkılacak artık ama; normalizasyon ve su verme öncesi yüzeyi ince bir flux (kil, şamot vb) ile kaplarsanız o yüzeydeki oksidasyon izleri azalacaktır. Bant zımparası olmayan için çok önemli bir husus.

Eğeleme rampası yapacak arkadaşlar kullandığınız malzemenin tahta, profil vb) yüzey düzgünlüğüne dikkat ediniz, eğeyi bağladığınız çubuk da esnememeli. Eğeyi geri çekerken sürtmemek eğenin ömrünü uzatacaktır.

Konunun geldiği noktayı sevdim aslında, okuyacaklar için baya bilgi var. Tabi burada yeni başlayacak olan arkadaşları kastediyorum ki herkes anlamıştır. Durumda değişiklik yok hocam, evde yapamıyorum bu işi, malum apartman ortamı. En ufak zımparalama bile aşağıya gidiyor ses olarak. Yarın Allah'ın izniyle kesinlikle bitmiş olacak ama, kendimi buna göre ayarladım. Pazartesi konusunu açarım, bitmiş bıçağın üstünden fazlaca konuşuruz gibime geliyor.

Sefa ustamın söylediği marka SAIT idi, kesinlikle fazlaca fark olduğunu söylemişti. Ki zaten hırdavatçıya uğradığımda ilk işim sormak olacak. Diğer markaları hatırlayamamıştım, sağ olasın Şeref ustam, yazdığın çok iyi oldu. Kesinlikle katılıyorum, basit zımpara işlerini gördüğümüz o zımparalar çelikte çok zorluyorlar. Harcadığım zamana yazık dedirttiler inanın.

Verilen bilgiden canım asla sıkılmaz, tekrar her zaman iyidir bence. Ben tufalin yüzeyde kalacağını düşünmüş, böyle derin nüfuz edeceğini akıl edememiştim. İlk işte her zaman normal. Ama ustam benim gibi acemilerde kille kaplamak (kömür ocağından bahsediyorum) renk gözetimini zorlamaz mı? Bu sefer rengi takip edememekten ötürü fazla ısıtıp tane büyümesine yol açtığımız bir bıçağımız olmaz mı? Bunu da bilgi amaçlı soruyorum, tabi ki deneyimim yok.

Eğeleme rampasından vazgeçtim, ikinci profili de serbest elde eğeleyerek açtım hocam. Böylesi kullanım kolaylığı açısından bence daha iyi. Ama kesinlikle üstüne imzamı atarım, tahtadan yapmaktan kaçının. Aşırı stabil, esnemesi sıfır bir şey olmalı eğeleme rampası.

Son olarak perdahla ilgili dikkatimi çeken bir olay oldu, fazla da üstünde durulduğunu görmedim. Zımparayı şeritler hâlinde keserek perdah yaparken kestiğimiz şeridi komple perdahta kullandığımız tahta-demir-artık her neyse takoza dolamamamız gerek. Böyle yaparsak yine yumuşak-düzensiz bir zemin oluyor ve hatlarımızı yuvarlıyor. Benim bıçaktaki hatların yuvarlanmasının nedeninin bu olduğunu yine ikinci profili yaparken fark ettim. Zımparamız, takozumuzun üstünden bir kere geçmeli, fazlasını bir şekilde elimizle tutmalıyız diye öneri veriyorum, hatam-yanlışım varsa yine siz ustalarımız düzeltirsiniz.
Zımpara dolama konusunda size katılmıyorum hocam.
   Hatların yuvarlanmasıyla alakalı tek sorun elinizi düzgün hat üstüne tutamamanız ile alakalı elbette zamanla melaike kazanıp düzgün zımpara atacaksanız.
   Son olarak zımparayı ahşaba dolama konusunda değilde ince yüzeyi düzgün 2 mm bir pirinç parçasına dolarsanız baskıyı manüpüle etmemiş olursunuz bütün yüzeye eşit baskı uygularsınız bu parçanın yüzeyinin düzlüğüyle alakalı.         
     Birde parça ne kadar uzun olursa elinizle daha rahat tutabilirsiniz örnek fotoğraf paylaşıyorum umarım faydalı olur kolay gelsin.
(https://i.hizliresim.com/obz9sf7.png) (https://www.hizliresim.com/obz9sf7)
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: sefaçabuk - 20 Kasım 2021, 00:12:14
Ben elle perdahta 2.5 mm hss testere parçası kullanıyorum, şimdiye kadar hep onu kullandım ve tavsiye ederim, esneme neredeyse yok.
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: MustafaV - 20 Kasım 2021, 22:04:35
Zımpara dolama konusunda size katılmıyorum hocam.
   Hatların yuvarlanmasıyla alakalı tek sorun elinizi düzgün hat üstüne tutamamanız ile alakalı elbette zamanla melaike kazanıp düzgün zımpara atacaksanız.
   Son olarak zımparayı ahşaba dolama konusunda değilde ince yüzeyi düzgün 2 mm bir pirinç parçasına dolarsanız baskıyı manüpüle etmemiş olursunuz bütün yüzeye eşit baskı uygularsınız bu parçanın yüzeyinin düzlüğüyle alakalı.         
     Birde parça ne kadar uzun olursa elinizle daha rahat tutabilirsiniz örnek fotoğraf paylaşıyorum umarım faydalı olur kolay gelsin.
(https://i.hizliresim.com/obz9sf7.png) (https://www.hizliresim.com/obz9sf7)

Ustam 5 kat dolanmış zımpara ister istemez kaba şekilde duruyor ve zımpara kağıdı ister istemez yumuşak bir malzeme. Ben kendimce öyle bir mantık kurdum, buna da dikkat etmeye çalışıyorum. 2. profilimde bu şekilde yaptım ve daha iyi sonuç aldım. Tabi bunlar kendi deneyimim, herkes farklı hissedebilir Şaban ustam. ^-^

Takoz konusunda ise, ahşabı bıraktım zaten. Hurda eğelerden, kırılan bir parçayı kullanıyorum, muazzam bir fark oldu. Buna daha pratik bir yol bulacağım, aklımda bir kaç fikir var.
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: dela - 20 Kasım 2021, 22:10:44
...............
Takoz konusunda ise, ahşabı bıraktım zaten. Hurda eğelerden, kırılan bir parçayı kullanıyorum, muazzam bir fark oldu. Buna daha pratik bir yol bulacağım, aklımda bir kaç fikir var.

Mustafa. Düşük kumlarda belki sorun yaşamayabilirsin. Ama yüksek kumlarda pürüzsüz yüzey bir takoz daha iyi sonuç verir.  ;)
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: MustafaV - 22 Kasım 2021, 09:43:02
Mustafa. Düşük kumlarda belki sorun yaşamayabilirsin. Ama yüksek kumlarda pürüzsüz yüzey bir takoz daha iyi sonuç verir.  ;)

Mehmet hocam evet düşük kumda eğenin yüzeyi sorun yaşatmıyor, yüksek kumda zaten bu şekilde kullanmak akıl kârı değil bence. Yüzeyini çok iyi düzlemiş olmak gerekiyor diye düşünüyorum. Zaten benim aklımda alüminyum bir bloktan zımparayı bir şekilde sabitleyecek bir aparat yapmak vardı. Zamanında izlediğim bir kaç youtube videosu ve forumdaki konulardan kafamda bir fikir oluşturmuştum. Ki şimdilik bıçaklarımda yüksek kumlara çıkmadım, çıkarken bakarız çaresine artık.  :D
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: MustafaV - 22 Kasım 2021, 09:57:10
Konuya bir güncelleme, hafta sonu kesin bitiririm dediğim bıçağımı, Cumartesi günü beklenmedik şekilde çıkan telefon tamiri ve bunun uzun sürmesi yüzünden pim alamamam zaten sıkıntıya sokmuştu. Ben de işimi bitirdiğimde önce ağız açmaya, sonra son perdaha, ardından kola ile karartmaya girdim. Ortalama 18 saatlik kolada bekletmenin sonucu, beklediğim kadar kararma değildi. Grimsi bir yüzey oluşmuştu ki kararma homojen de değildi, bir kaç yerde bölgesel daha koyu tonlar vardı. Neyse dedim, bu da işimi görür.

Bir fayanstan artan parçayı kırarak oval bir şişeye doldurdum, içine de bıçağı bıraktım. 15 dklık bir çevirme ve elde sallamanın sonucunda çok nokta nokta değil de, çizikler şeklinde bir "stonewash" işlemim olmuş oldu. Sonuç beni tatmin etti açıkçası.

Ardından kardeşimin aldığı 5 dklık Selsil marka tüp epoksiyi açtım, bıçağın kabza kısmında bir kaç çizik attım, kabzama da matkap ile çukurlar açıp maket bıçağı ile de çizgiler attım. Amacım tutuşu sağlamlaştırmak. Parçaları birleştirdikten sonra pim yerine koyduğum vidaları çektim ki orada donup kalmasınlar. Aklımda pimi haftaya yerleştirmek vardı. Sonra işkence ile sıkarken işkencenin dairesel hareketi kabzayı oynatmış, bunu geç farkettim. Mengenede hepsini hizaya getirdim, tekrar sıkıştırdım kaydırmadan. Epoksi donduktan sonra kabzanın perdahına başladım. Her şey iyi gidiyordu ki mengeneyi bir anlık dalgınlığımla sıkacağıma gevşetmişim. Bıçak yan şekilde yere düştü, ağzını da vurdu yere. Yere bakmaya korktum bi anlığına. :)) Neyse ki korkulan olmadı, sadece kabza bıraktı kendini. Ben de işi bıraktım daha çok sıkıntı çıkarmadan. Acele etmek iyi bir şey değil :D

(https://i.hizliresim.com/8t9wb6y.jpeg) (https://www.hizliresim.com/8t9wb6y)

Bıçağın ağız açma işleminde en son 350 kum zımpara ile işlem yaptım, ağacı kolayca yontuyor, kağıdı kesiyordu. Pirinç çubuğum yoktu ama normal bir demirden 8mmlik bir yuvarlak vardı, onda yaptım ağız testini, maalesef 1-2 noktada çok ufak dönme oldu ama adım Hıdır, elimden gelen budur diyerek işime devam ettim.  :(
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: orkunaydin350 - 22 Kasım 2021, 10:57:28
Geçmiş olsun:) Umarım pimlerden sonra sorunsuz devam eder. :2up
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: MustafaV - 22 Kasım 2021, 11:04:47
Geçmiş olsun:) Umarım pimlerden sonra sorunsuz devam eder. :2up

Sağ olasın Orkun hocam. Kırıldı diye aklım çıkmıştı ama şükür. Kabzanın diğer tarafı hiç salmamış, sökemedim bile onu, bundan sonrasında da bir sıkıntı yaşamazsam Allah'ın izniyle haftaya hazır  :)
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: Şeref Acar - 23 Kasım 2021, 01:41:55
Tersliklere rağmen iyi ilerliyor.

Yeni başlayacak arkadaşlara kötü örnek olmayalım diye açıklama gereği duydum; pimsiz kabza yapıştırmıyoruz. Aksi takdirde yukarıdaki olaylar yaşanıyor. Yaşanabilir demiyorum istisnasız yaşanıyor.

Adım hıdır olayını çok sevdim, bazen çok kasmamak lazım. İnsanız sonuçta.
Başlık: Ynt: Bitemeyen İlk Bıçağım - Yılan Hikayesi
Gönderen: MustafaV - 23 Kasım 2021, 10:22:40
Tersliklere rağmen iyi ilerliyor.

Yeni başlayacak arkadaşlara kötü örnek olmayalım diye açıklama gereği duydum; pimsiz kabza yapıştırmıyoruz. Aksi takdirde yukarıdaki olaylar yaşanıyor. Yaşanabilir demiyorum istisnasız yaşanıyor.

Adım hıdır olayını çok sevdim, bazen çok kasmamak lazım. İnsanız sonuçta.

Teşekkür ederim Şeref ustam.

Ben de o yeni başlayanların içinden olduğum için hemen bu tecrübeyi çantaya attım. Aceleciliğimin hatası, neyse ki can sıkıcı durum değil. Limitlerimizi de bilmek iyidir, daha yolun başındayken en yükseği hedeflemek anlamsız bir çaba.