Bu şiirinizi anlam yönünden çok güçlü buldum.
Ama yazım kuralları konusunda hassas olmak gerektiğine inanıyorum.
Orhan Beyi paylaşım derdinden kurtaralım, ilgilenen arkadaşlar Orhan Afacan şiirlerini bu linkte bulabilirler.
http://m.antoloji.com/orhan-afacan/
teşekkürler. ben her siteye bizzat şiir ekleme devamındayım
Kaç siteye ekliyorsunuz, bu şekilde?
-
saymıyorum goegelde--http://m.antoloji.com/orhan-afacan/- bulduğun gibi bulabilir sayarsınız.
Orhan Bey,
Bu sorumun nedeni hepsini takip etmek değildi.
Ben, şiir konusundaki açlığını, Hayyam, Orhan Veli ve Cemal Safi ile gidermeye çalışan, Yüce Allah'ın yazmak konusunda yetenek bahşetmediği,
"sıradan" bir kulum.
Farklı bir şeyi anlamaya çalışıyorum.
Naçizane "halkla ilişkiler" konusunda iyi eğitimli olduğumu söyleyebilirim.
Anlamaya çalıştığım şey; iyi niyetinizden şüphe etmeden söylüyorum, ne kadar "agresif" bir pazarlama politikası izlediğinizdir. Tekrar ediyorum, iyi niyetinizden şüphe etmiyorum, siz bu yönteminizi gönülden gelen duygularınızla, belki hiçbir pazarlama usulü bilmeden (affınıza sığınarak yazıyorum bunu) uyguluyorsunuz. Ama bu şekilde her sitede şiirlerinizi paylaşmanız, pazarlamacıların "agresif/saldırgan" diye tabir ettikleri yönteme giriyor. Bu yönteme bir örnek vermek gerekirse, bankaların bıkmadan, sürekli olarak insanları telefonla arayarak "size özel kampanya", "bilmem ne kredi fırsatı hakkında bilgi vermek için arıyorum" diyerek ürün pazarlamaya çalışmalarıdır.
Bu tip pazarlama teknikleri, insanlara ilk kez karşılaştıklarında (bankaların ilk telefonunda) "özel" müşteri oldukları hissi vermelerine rağmen, hedef kitlesi (aranan müşteri sayısı) yaygınlaştıkça, veya uygulayanların sayısı arttıkça(her banka bugün bu yöntemleri uyguluyor) "sıradan" ve "saygısız" bir yöntem olarak algılanmasına yol açar. Bir süre sonra da sinir bozucu bir hal alır. Çünkü insanların günlük olarak hayatlarının bir akışı vardır. Duygularını, düşüncelerini yönlendirdikleri, (modern teknolojinin müsaade ettiği kadarıyla) yoğunlaşmak istedikleri konular/özel anlar vardır. Kendimden örnek vereyim; 5 ay önce ikinci oğlum dünyaya geldi, hastanede ilk kez görüyorum, kucağıma alıyorum, bir telefon geldi, bilmem ne bankasının bana özel bir fırsatı varmış da, onun için arıyorlarmış, müsaitsem konuşacaklarmış, kaçırmamalıymışım, falan filan... Banka olduğunu iddia eden tefecilerin, müsaade almadan hayatımın her anında beni rahatsız etmek özgürlüğünü kendilerinde görmelerine mi yanayım, ailemle beraber mutluluğunu yaşamaya çalıştığım çok özel bir anın böyle saçma sapan bir şekilde bozulmasına mı yanayım, bilemiyorum. Velhasıl, ben kredi almak istersem, internette her türlü bilgi var, bir saatte ulaşabilirim. Benim gözüme gözüme, "fırsat" dedikleri saçmalıkları "bana faydalı olmak" maskesi altında sokmaya çalışmaları sadece mide bulandırıcı.
Tekrar tekrar altını çizmek gereği duyuyorum, bu verdiğim örneklerle sizin yönteminizi kıyasladığımı sakın ola düşünmeyin. Biraz daha sabrederseniz, değinmek istediğim asıl hususa geleceğim.
Müsaade ederseniz, şimdi biraz sosyal medya kullanımı konusunda birkaç şey yazayım.
Sosyal medya olarak adlandırdığımız paylaşım siteleri, bloglar, bu ve benzeri forumlar ve diğerleri insanlara çok büyük bir özgürlük ve bilgiye ulaşım imkanı sunmaktadırlar. Bu forum olmasa, örneğin ben bir bıçaksever olarak bıçak yapımı konusunda, bu kadar derli toplu bilgiyi, danışabileceğim ustaları hayatta bulamazdım. Çoğumuz, hayatımızın önemli bir kısmını çalışmak, zorunlu olduğumuz sosyal görevlerimizi yerine getirmek için harcıyoruz. Özellikle büyükşehirlerde ulaşım başlı başına büyük bir dert ve zaman tuzağı. Birçok etkenin neticesi olarak, sosyalleşmek, bilgi edinmek, eğlenmek için duyduğumuz ihtiyacımızı, ulaşılması daha kolay, seçenekleri daha zengin olan sanal ortamda karşılıyoruz. İnsanların elektronik ortamda geçirdikleri zaman arttıkça, yüz yüze ilişkilerde nispeten azalmakta ne yazık ki. Gitgide kapı komşumuzu tanımaz hale geliyoruz. Bu da, sanal alemde, yüz yüze ilişkilerin eksikliği nedeniyle daha vahşi, acımasız ve saygısız bir ortamı beraberinde getiriyor. Bir bayanın sevdiği insan için çektiği "vermiycem" diye bir video vardı, bilmem hatırlar mısınız? Bir anda bütün Türkiye bu bayanı tanıdı. Acaba kendisi bu şekilde tanınmak ister miydi? Veya, "oğlum bak git" lafı bir anda bütün vatandaşların diline yerleşti. Reklamcılar, politikacılar, pazarlamacılar gece gündüz bu tip sloganlar bulmak için kafa patlatırken, tüm Türkiye'ye mal olacak bir sloganın sakin sakin işini yapmaya çalışan bir temizlikçi kardeşimizden geleceğini kimse bilemezdi. İnternet Mahir'in dünyaca ünlü olacağını tahmin eden var mıydı acaba? Büyük sanatçı Ajdar'ı hiç söylemiyorum. Uzun lafın kısası, sosyal medya kontrol edilmesi veya yönlendirilmesi (eğer çok ciddi kaynaklara sahip değilseniz) çok güç olan bir mecradır. Sizin niyetinizin ne olduğu, Türkiye'nin öbür ucunda bilgisayar başında oturan bir vatandaş için çok fazla önem taşımayabilir. Andy Warhol'un meşhur sözü vardır, "herkes bir gün 15 dakikalığına meşhur olacak" der. Bu şöhretin, iyi mi kötü mü yönde olacağı, ne yazık ki insanların kontrolünde değil. Sosyal medyada var olmaya/tanıtım yapmaya/pazarlama yapmaya çalışan ve çok ciddi profesyonel destekten yoksun insanlar/kurumlar, bir anda çok ters yönde tepkilerle karşılaşabilirler. Özetlemem gerekirse; sosyal medyanın agresif kullanımı şakaya gelmez, çok ciddi plan, program gerektirir. İlgili ilgisiz her sitede yaptığınız paylaşımlar, bir anda geri tepebilir. Sıradan insanların facebook, twitter "fenomeni" oldukları bu çağda, yine çok sıradan bir insanın, sizin niyetinizi önemsemeden, bu agresif yönteminize gıcık olarak atacağı bir tweet sizin gibi sanatkar bir insanı, bir anda çok zor durumlarda bırakabilir, üzebilir. Bir anda şairliğinizle değil, affınıza sığınarak amiyane tabiriyle söylüyorum, 15 yaşında bir çocuğun sizin bir paylaşımınıza verdiği "bu da sana kapak olsun" tarzında bir cevapla meşhur olabilirsiniz. Halkla ilişkiler açısından, uygulamakta olduğunuz bu yöntem doğru değildir. Ekmek almak için fırına gittiğinizde, elinde bir kese ile size kese atmaya çalışan bir tellak ne kadar absürtse, sosyal medyayı bu şekilde kullanmakta o derecede absürt ve de tehlikeli bir yöntemdir. Çünkü insanlar, gönüllü olarak tercih ettikleri bir alanla ilgilenirken, önlerine konulan alakasız bir şeyin gözlerinin içine sokulmaya çalışılmasından hoşnut kalmazlar.
Bütün bu söylediklerimi, iyi niyet çerçevesinde ele almanızı rica ediyorum sizden. Ben sadece sizin gibi bir sanatkarın karşı karşıya kaldığı tehlikeyi bilmesi için yazıyorum bunları. Bizim forumumuz, sanata ve sanatçıya saygı duyan, karşılıklı saygı ve sevgi seviyesi çok yüksek olan, yardımlaşmanın, paylaşmanın çok önemli bir meziyet olduğunu unutmayan insanların takip ettiği bir forumdur. Tabii ki ben bütün forum adına yazmaya yetkili değilim, bunlar sadece benim görüşlerim.
Saygılarımla...