Bu konu daha önce de konuşulup en azından benim kafamda çözülememişti. Avukat değilim, ama okuyunca anladığım kanuna göre yasak olanlar
şişli baston, topuz, topuzlu kamçı, boğma teli veya zinciri, muşta : bunlarda sıkıntı yok, ilgilenmiyoruz
sustalı çakı : bu da konu dışı
kılıç : meraklısı var ama ben değilim, peki
kama, hançer, saldırma, kasatura, süngü : bunların hepsi şekli birbirine benzer iki tarfı keskin kısa kılıç sınıfında şeyler sanırım. Tanımda sıkıntı çıkar, TDK ya baktım kasatura, süngü ve tüfek ucuna takılan, kama için çift tarafı keskin denmiş. Elimzidekinin kama süngü kasatura olmadığını ayırtetmek için yeterli. Hançer ve saldırma nın ne olduğu biraz muğlak.
sivri uçlu ve oluklu bıçaklar : arada "ve" olduğu için oluksuz bıçaklar bu tanıma girmez, buradan yırtılır
pala : bunun ne olduğu muğlak, TDK da saptan uca doğru genişleyen bir tür kılıç şeklinde tariflenmiş. Bazı formlar kısa palaya sokulabilir belki.
salt saldırı ve savunmada kullanılmak üzere benzeri araçlar : Yargıtay kararlarına bakma lazım bu kelime nasıl yorumlanıyor. Ancak bence bu şişli baston vb. gibi pala, kılıç, çakı, bıçak gibi standart bilinen kesici formları dışındaki şeyleri tanımlamak için konmuş.
Dip toplamda kanuna baktığımda, forumdaki arakadaşların ürettiği kesici formlarından
- sustalı olmamak kaydı ile herhangi bir çeşit çakıda net bir sıkıntı görmüyorum.
- Oluksuz bıçaklarda da sorun yok gibi.
- Çakı ve oluksuz bıçakların tek sorunu salt saldırı ve savunma için kullanılan benzeri araç sınıfına sokulabilir ancak bunlar benzeri araç değil. Ne tip bıçak ve çakıların yasak olduğu söylenmiş, çakı yasak olsa idi, sustalı demez çakı denirdi. Bıçak yasak olsaydı sivri uçlu oluklu bıçak denmez bıçak denirdi.
- Pala, hançer ve saldırma tanımının ne olduğu önemli. Her ne kadar asıl amaçları köylük yerde çalı çırpı kesmak te olsa, maçet ve benzeri büyük kesiciler biraz sıkıntılı bence.
edit: hah eski konuyu da buldum google sağolsun :http://www.bicaksanati.com/forum/index.php?topic=5755.0
Eylem bey teşekkürler.Yazıp ta gönderemediğim mesajdır.
Kanun yapma yetkisi bizim oy verdiğimiz kişilere ait.Teoride bize ait.1960 anayasası halk vetosu ve halk girişimi hakkı veriyordu.Vatandaşlar istedikleri bir yasayı protesto edip veto edebiliyor aynı şekilde belirli çoğunluğa sahip(aklımda 15000 kişi kalmış) toplanıp yasa önerisi verebiliyordu.Sonrasında darbeciler Şebnem Ferah misali " bu aşk fazla sana " dediler ve daha kısıtlayıcı bir anayasa getirdiler.
Bunlar medya ile basın-yayın ile oluyor.Bir blade magazin gibi dergimiz var mı , çıksa onu alacak kitlemiz var mı?İnsanların tek bildiği örnek eli palalı gezi saldırganı olunca , sen de derdini anlatmayınca herkese aynı muamele yapılıyor.Yalancıktan belgesel çekip sonra da bu eski demirci ustamızın tek şikayeti yatağan yapacak çırak bulamaması demekle olmuyor.
6136 sayılı Ateşli silahlar ve bıçaklar kanuna göre hobi amaçlı bıçak imali diye bir şey yok.
Madde 4 - (Değişik madde: 12/06/1979 - 2249/5. md.)
Ülke içinde kama, hançer, saldırma, şişli baston, sustalı çakı, pala, kılıç, kasatura, süngü, sivri uçlu ve oluklu bıçaklar, topuz, topuzlu kamçı, boğma teli veya zinciri, muşta ile salt saldırı ve savunmada kullanılmak üzere özel nitelikteki benzeri aletlerin yapımı yasaktır.
Bunlardan bir sanat veya mesleğin icrası için kullanılması zorunlu bulunanların yapımına İçişleri Bakanlığınca yapılacak bir yönetmelikte belirlenen kurallara göre izin verilir.
(Değişik fıkra: 23/06/1981 - 2478/2 md.) Yalnız sporda kullanılan yivli ateşsiz silahlar ve mermileri ile yivsiz tüfekler ve mermilerinin, ev gereçlerinden olan veya tababet, sanayi, tarım, spor için kullanılan aletlerle bir meslek veya sanatın icrası için gerekli bıçak, şiş, raspa ve benzerlerinin kullanılması bu Kanun hükümlerine tabi değildir.
(Değişik fıkra: 23/06/1981 - 2478/2 md.) Avda veya sporda kullanılan her nevi ateşli yivli silahlar bu Kanunun 7 nci maddesine göre ruhsata tabidir.
Madde 5 - (Değişik madde: 12/06/1979 - 2249/6 md.)
Yurda sokulması ve yapımı yasaklanan ve 4 üncü maddenin 1 inci fıkrası kapsamına giren bıçak ve aletlerin satılması, satınalınması, taşınması ve bulundurulması yasaktır.
Bir sanat veya mesleğin icrası için kullanılmasına 4 üncü maddeye göre izin verilen bıçaklar bu yasağın dışındadırlar.
Madde 6 - (Değişik madde: 22/11/1990 - 3684/1 md.)
Geçici Madde 2 - Her nevi bıçak imal ve satışını mutat meslek ve sanat ittihaz etmiş olanlar, ellerinde bu kanuna göre menedilmiş bıçak ve benzerleri bulunduğu takdirde, bunları Hükümetçe tesbit edilecek müddet zarfında bir beyanname ile mahallin en büyük mülkiye amirine bildirmeye mecburdurlar.
Bunlardan 4 üncü maddenin ikinci fıkrasında gösterilen işlerde kullanılmaya elverişli olanlar damgalanarak sahibine iade olunur ve diğerleri maliyet bedelleri ödenerek teslim alınır.
Yukarki fıkra hükmü mahfuz kalmak üzere ellerinde bu kanunla menedilen bıçak ve benzerlerini bulunduranlar bu kanunun meriyete girdiği tarihten itibaren altı ay içinde mahalli zabıta makamlarına teslime mecburdurlar.
Kanun diyor ki orak yap balta yap ama bıçak yapma.Bulamadım ama Kültür bakanlığından alınacak izinle tarihi silahların ve zanaatın kaybolmaması adına izin verilen ustalar kılıç yapabilir ve TSK subaylarına mezuniyetlerinde verilen kılıçların imali de yine böyle bir maddeye bağlıydı.
Kalem kılıçtan keskin.Bu ülkede yüzlerce kalem tutan insan var.Üşenmeyip dilekçe yazmak lazım.Resmi taleplerde bulunmak lazım.Tarihi okçulukta belki 25 sene önce böyleydi.Şimdi ise ülkemizde festivalleri düzenleniyor , menzil atışları yapılıyor.Resmi organizasyonlar düzenleniyor hatta düzenleyenlerden biri kaymakamdı.(Çanakkale'nin bir ilçesi Yalova olmadığını kesin biliyorum
)
Mesele derdini doğru anlatabilmekte.Neticede ok veya yayda salt saldırı ve savunma amaçlı kullanılıyor ama sportif kullanım alanları da var.