Hoş geldiniz demirci.

Demiri tanıma yolunda hepimizin sırtında küfe olan bazı yanlış bilgiler vardı. Hepimiz bunların yanlış olduğunu öğrendiğimizde afalladık. Hepimize kırk kere söylenmiş yanlışlar bir noktadan sonra şüphe edilemez gerçekler gibi gelmeye başlamıştı. Bu yanlışlardan sıyrıldıktan sonra ise artık rahat ilerleyebilmeye başladık.
Tüm yanlış bilgiler yığını aslında işin başına bağlı.
Demir, geleneksel olarak demir cevherinin ocak içinde yanan kömürle münasebeti sonrası kara bir demir süngere dönüşmesiyle başlıyor. (En. smelting-furnace, Osm. izabe, Eski Türkçe: Temürlük, Japonca Tatara) Bu demir sünger çekiçlendikçe içindeki yabancı ıvır zıvır dağılıyor, saçılıyor. Bu dövme ile demir süngerinin içindeki oyuklar kapanıyor, yüzeyler birbirine ocak kaynağı ile kaynıyor. Bu şekilde üretilmiş demire ham demir (En.: wrought iron) deniyor. (Çeliği bu şekilde üretilmiş bir Fransız 1. Dünya savaşı denizaltısının çeliği için bir belgesel dövme demir diyordu)
Yoğunlaşma olayı yukardaki koşulları açıklayabilir ancak günümüzün çelikleri bu koşullarda üretilmiyor. Bunları dövüp yoğunlaştıramazsınız. Bunlarda böyle boşluklar yok.
Gerçi bu koşulda üretilmiş bir çelik bile olsa bir kere çeliği döverek içindeki cürufu, cam vs. eriyiği dışarı atınca artık yoğunlaştırılacak bir şey olmaz olamaz.
Gelelim demiri döverek sertleştirmeye... Metaller ve alaşımlar fiziksel etkilere maruz kaldıkça plastik şekil değiştirme söz konusu olur. Kristal yapılardaki düzensizler (dislokasyonlar) artar. Bu dislokasyonlar arttıkça malzeme plastik olarak daha zor biçimlendirilebilir hale gelir, daha elastik hale gelir. Bir bakır kabın çekiçlenmesinin, bir Zilciyan zilinin çekiçlenmesinin nedeni budur. Eski tunç kılıçlar ve tırpanların metal soğukken çekiçlenmesinin biçimlendirme dışındaki, asıl nedeni budur.
Yalnız şöyle bir şey var ki bu çelik için söz konusu değildir. Çelik dövülüp de sertleştirilmez! Çelik yalnızca biçimlendirmek için çekiçlenir, o da çelik dövme tavındayken yapılır.
Bu sıcak dövme yukardaki soğuk dövmeden farklıdır. Çelik soğurken yeniden kristalleşir ve kendine dislokasyonlardan kurtulmuş yeni bir kristal düzeni kurar. Çelik bu haliyle istenen sertliğe gelmez, (*hava çelikleri konusunu karıştırmıyorum) Bu noktadan sonra çelik ısıl işleme girer (su veme ve meneviş) Bu işlemler sırasında zaten yapı birer kez daha değişir ve asıl sertlik bu amaca uygun olan ısıl işlemler ile elde edilir.