Sn. Arkadaşlar,
Bu konuyu son bir ay içinde bir yerlere yazdım forumda fakat bulamıyorum. Tekrardan dolayı özür dilerim.
Kırk sene kadar önce bu damascus işini merak etmiştim. O sırada Ankara Sanayi çarşısında tanıdığım tek sıcak demirci Almanya’ya göç etmişti. Bir avcı arkadaşım Mengen’in bir köyünde tanıdığı bir yaşlı ustadan, yaparsa onun yapacağından bahsetti.
Birgün kalktık gittik, ustayı bulduk. “Denemelik olarak bize bir parçayı kendi kendine kaynatır mısın” dedik. O da kalınca bir teli bir kere katlayıp biraz büktü, bir daha katladı ve ocakta ısıtıp döverek kaynattı. Kaynak yaparken de boraks değil “dere kumu” kullandı.
O parçanın bir yerini temizleyip oksitledim o zamanlar. Bir yerlere sokarım, ararı bulamam, sonra nesılsa kendi çıkar. Evvelki akşam odamda bir kutuyu boşalttım bir şey aramak için ve o tel damascus denemesi karşıma çıktı.
Bu yazıyı; “damascus ille değişik evsaflı çeliklerin katmanları olacak diyenler için yazdım. Belki çok kontrastlı, bariz figürlü damascuslar için öyled, fakat meselâ bin veya 800 sene önce ustalar gidip malzemeciden bir tabaka D2 bir tabaka AEL bir tabaka da CİZMO mu alıyordular sanıyorsunuz?
Aynı malzemeyi katlayıp, kaynatıp dövüyorlardı defalarca. Zaten eski kılıçların, bıçakların çoğunda fazla kontrastlı figürler görmezsiniz. En makbulleri en sık figürlü olanlarıdır genelde.
Sn. Gökhan baklayla yedi sene kadar önce internet üzerinden tanıştığımızda kendisine bu olayı anlatmıştım. Çorbada bir tutamcık tuzum varsa bana gurur verir.
Saygılar,
alikozanoglu