Kızmayın ama amatör çekim evresinde D90..Birazcık fantastik değil mi?
Benim için ağırlığından dolayı D90 biraz fazla ama MILC/EVIL yapısındaki fotoğraf makineleri bana uyacak gibi.
Ancak taşıma derdini saymazsan bu tip makinalardan kaçınmak parayı boşa harcamak gibi gelmeye başladı. Zamanında Sony ile yarış fotoğrafları çekmeye çalışırken çok ızdırap çekmiştim. Filtre kullanmaya çalışınca yine ızdırap çektim. Yüksek ISO'larda gren haliyle çoktu.

Yukardakini çekecek kadar zoom için 2x extension lens kullanmam, onu monte etmek için aşağıdaki adaptör ve ıslak zemindeki yansımalardan kurtulmam için de polar filtre gerekmişti. Mecburen ISO arttı, ISO'yla beraber grenler de arttı.

Sonuç olarak Sony DSC-W1 çok işimi gördü ama koşulları zorlamam maliyeti arttırdı. Buna karşılık örnekte göreceğiniz gibi kenarlarda bulanıklık, ışığın yetmemesi, dolayısıyla ISO'yu arttırıp grenli çekmek gibi problemler çözümümü baltaladı.
Sonra Fuji Finepix S1500 aldık. Kullandıkça yüksek ISO değerlerinde beklediğimizin altında sonuç verdiğini gördük. Sanki Sony daha iyiydi. Pozlandırma süresi Sony'de en fazla 30 saniye iken bunda sadece 3 saniye falandı. Hayal kırıklığı başladı tabii. Daha sonra da buna filtre takamadığımız kafamıza dank etti. O kadar müze gezdik, polar filtre takamadığımızdan dolayı hep fotoğraflarda giysilerimizin, ayakkabılarımızın yansımalarını çekmiş olduk. Uzun zamandır da makinenin otomatik odaklaması problem yaratıyor. Zum yapınca hiç odaklamıyor, canı istemeyince ise grup fotolarında bile odaklamıyor. Beypazarı tepelerindeki kuşları çaresizlik içinde benim nokia ile çekmeye kalktığımı söylersem durumun vehameti anlaşılabilir.
Kısaca hesaplı makinalara daha fazla para vermek istemez hale geldim. Çok zaman ideal olmayan koşullarda fotoğraf çekmeye çalışıyoruz ve hesaplı makinalar da bu koşullarda duvara tosluyor.