Çok güzel bir konuya değindiniz beyler, aslında çok önemli bir olay da şu: burada bişeyler yapıp da sergileme cesareti gösterenler zaten büyük bir gerilim ve heyecan yaşıyorlar eserlerini sergilerken, o gerilim dönemini her seferinde ben de yaşıyorum, kesinlikle azalmıyor, artıyor. Bu sırada, fotografları çekerken, resimleri seçerken, foruma yüklerken hep kusurlar ve eksiklikleri görüp kafayı yiyorum, her zaman bir sonraki daha iyi olacak telkini ile o bıçağı çöpe atmıyorum, kendim için yapıyor olsaydım sorun diil ama bir de bir başkası kullanacak onu, bu gerilimi bir kat daha arttırıyor, zaten foruma koyma aşamasında o kadar büyük bir öz eleştiri silsilesinden geçiyor ki sonrasında beğeni beklentiniz kalmıyor, kendi gözünüzde o bıçak çoktan sınıfta kalmış oluyor, ve bu böyle devam edip gidiyor. Eylem'in dediği gibi "düşene bir de sen vurma!" derler...
Ancak bazı konularda bazı bıçaklar sergileyenler oluyor, ne alçak gönüllülük göze çarpıyor ne de özen. Bazı bıçaklar oluyor ki yapılmasa daha iyi olurmuş diyorsun içinden, çelik ham haliyle daha bir estetik olurmuş. Açıkçası bunu söylemek kibirlilik gibi gelebilir ama gerçekten hobi için bile yapsa insan en azından yaptığı işe biraz özen gösterir. Çok bariz bir hatayı, bıçağı yapan görmüyor ve bariz bir şekilde onunla övünüyorsa o zaman eleştiri oklarını çıkarmanın o kişiye övgüden daha yarayacağını düşünüyorum. Bazı örnekler oldu, bu eleştiriler bazen yerini buldu ve bir sonrakinde gerçekten hatasını düzeltme yoluna girdi, bu durumda artık okları sadağa temelli geri yerleştirmek lazım: ancak bazısı da küstü gitti, üzülüyorum ama yapacak bişey yok o durumda bence...
Bu açıdan, genelde her yaptığı biraz daha güzel ve fonksiyonel olma yolunda gitmiyosa, insanın gözlerini kör eden kendini beğenme hastalığına tutulmuştur, bunun tek ilacı da insanı kalbinden vuran yapıcı eleştiri okudur maalesef...
Bir de Erdal arkadaşımızın bahsettiği karalama olayına ben daha rastlamadım, umarım rastlamam da, yaptığı sanatı bir pazar olarak gören, bunun için rekabet eden kişi maalesef kendi kendini yok etmiştir bana göre, bu tip bir yaratım gerektiren iş hırsı kaldırmaz, kendini geliştirmeden, alçak gönüllü olmadan, bir başka kişinin diğerinden farklı şeyler bildiğinden onun sözlerine kulak tıkamanın sadece kendini dilsiz kılacağının farkında olmadan sanatçı sanatını geliştiremez. Benim Sinan Usatmızdan, Sinan'ın Sefa'dan, Sefa'nın Turhan ustadan, Turhan ustanın da Taner'den bir eksiği mutlak vardır, alacak bir bilgi, bir bakış açısı, ufak ama önemli bir yöntem farklılığı mutlak olacaktır, kendini herkesten üstün tutan bu zenginlikten payını alamayacak, zaman içinde sönüp kuruyup gidecektir...