Usta itiraf etmek gerekirse ben de genel olarak benzer yöntemler kullanıyorum, bu yöntemler bilinen çeliklerde her daim işe yarıyor. Sonuçta burada anlattığın işlemlerin bir çoğu ezbere ve bilmeden yapılan işlemler değil. Isı kontrollü fırın yoksa, kontrollü soğutma ortamı yoksa, işlem sonrası sertliği bilinen bir skalada test olanağı yoksa sonuç her zaman kişisel deneyimlerin kabülüne dayanıyor. Anlattıkların da zaten tastamam bu. Kendimden örnek verecek olursam yalın karbonlu çeliklerin neredeyse hepsini söylediğin yöntemlerle yapıyorum, açıkcası sonuç kontrollü yaptıklarımdan da farklı çıkmıyor ( bunu test olanağım olduğu için söylüyorum). Çeliği su verme sıcaklığında makul bir süre beklettikten sonra, suya daldırdığımda tam bir süre belirleyemiyorum ama kısacı tuttuğum elimde oluşan titreşim karar vermemi sağlıyor. Malzeme suyla karşılaştığında çıkan acı çığlık şeklindeki titreşim kısa bir süre sonra sönümlenmeye başlıyor, bu titreşim sona ermeden ama sona ermeye çok yakın çıkarıyorum. İşin garip yanı kimi zaman malzeme çatlıyor ama çatlamadan önce her nasılsa çatlak olacağını yüksek olasılıkla anlıyorum, Ve bu genellikle titreşimin çok ani sönümlenmesine bağlı olarak gerçekleşiyor. O zaman daha sudan çıkarmadan eyvah dediğim oluyor. Bu ya uygunsuz tavlamadan, ya soğutma ortamının çok hızlı oluşundan ( fazla soğuk su) ya da malzeme hatasındandır diye yorum yapıyorum. Sorduğuna yanıt mıdır bilmiyorum ama yaşadıklarım bunlar, bunları uygulamayla tartışmak en iyisi sanırım.