...
"Lâf tarih felsefesine gelince göçebe bir milletin evlâtları olduğumuzu, hafifçe övünerek söylemeyi biliriz ama... Göçebe dediğin belinde, cebinde, eyerinde bıçakla gezen adamdır halbuki. Bizim bir milli çakı konseptimiz bile yok yahu!
Savaşçı, dövüşken bir millet olduğumuz da efsâneleşmiş bir müteârifedir; adama sorarlar, "Madem savaşa, dövüşe bu kadar meraklısınız, tarihi derinliğe sahip silahınız hangisidir; hangi silahınız tarihle ve toplumla özdeşleşecek, marka olacak kadar tanınmıştır?"
...
Şöyle tam kararında ve ölçülerinde imâl edilmiş, zarif bir işçilikle kınlanmış eğri bir Osmanlı kılıcını duvarınıza asıp, çocuğunuza, "İşte bu Türk kılıcıdır yavrum; dünyaca meşhurdur" demek istemez miyiz?"
(A.Turan Alkan'ın Dünyaca meşhur Turk çakısı başlıklı yazısından alıntıdır.)
Fikrî katkıdan kastım; yukarıda alıntılar yaptığım, bahis konusu yazıda geçen birçok suale, konunun muhatabı olarak cevaplar bulabilmek, ve yine bahsi geçen problemlere çözümler üretip, bu çözümleri hayata geçirebilecek kudrette olanlara sesimizi duyurabilmek ve "meseleyi omuzlayacak babayiğitlerin" forumumuzda bol miktarda mevcut olduğunu ilan edebilmekti...
Örneğin benim ilk aklıma gelen, bu sanata gönül verenlerin önünde dağ gibi duran, Emre usta gibi benim gözümde deha seviyesinde bir sanatçının, kendi web sitesini kurmaktan dahi imtina etmesine sebep olabilen 6136 sayılı kanun.
Benim aklım ancak bukadar kesiyor, belki burada bir beyin fırtınası yapılmasına önayak olurum düşüncesiyle konuyu açmıştım. Herkese teşekkür ederim.
selamlar, saygılar...