bir nesne bence en çok asıl işlevi ile ön planda olmalıdır. bıçağın içinde sap kısmı bir unsur olarak kalmadığı müddetçe bence amaçtan uzaklaşılmış oluyor. bu ustanın eserlerinde gördüğüm şu ki, namlu kısmı, ya da kesme işlemi, saptaki işçiliklerin yanında fonksiyonunu kaybediyor. emrenin de dediği gibi, heykel işçiliği katagorisinde değerlendirilmeli. o nesne eğer gerçekten bir şeyi kesmek için kullanılamayacak bir hale geldiyse -ki ben o bıçaklardan herhangi birisine sahip olsam, en fazla zarf açacağı olarak kullanırdım-, artık asıl amacının dışına çıkmış demektir. bu konu üzerinde güzel bir örnek olacağını düşündüğüm bir kaç tesbih fotoğrafı ekliyorum. bu tesbihleri yapan usta da gerçekten büyük ve değerli bir usta. fakat bu tesbihler elde tutulmaya ne kadar dayanıklı? cepte taşınmaya ne kadar müsait? sadece sergilenmek amacıyla, sırf sanatkarın yeteneğinin ıspatı olması için hazırlanmış nesneler bence gerçekliğini kaybediyor. seyirlik bir hal alıyor.
ve seyirlik nesneler; ulaşılmaz, camekan arkasından bakılan, ele alınamayan, dokunulamayan, bütünleşilemeyen şeylerdir. yani tüm sıcaklığını ve gerçekliğini, "üstün" oluşu karşısında kaybetmişlerdir.
öyle bir yazayım dedim sabah sabah
