Nicedir aklıma gelir gider,bir türlü yazamıyordum. Bu sabah yazayım dedim, uygun konu başlığını bulamadım. Yazının sonunda buluruz inşallah.
Bu bıçak sevdası sonu olmayan bir sevda, en azından benim gibi maymun iştahlı birisi için öyle. Evde bir sürü bıçak oldu şimdiden.Yayla evi,köy evi, evimin balkonu,bodrumu hepsinde denenmiş bıçağımsılar var.Resme uzaktan bakınca farkettim ki bu bıçağımsıların geneli hurda çelikten oluşuyor. Hurda çeliği görünce dayanamıyorum "bundan ne güzel bıçak olur" diye başlıyorum hayale. Gözümün önünde Emre ustanın, Taner ustamın bıçakları beliriveriyor. Balıktı,bahçeydi,arıydı evdi derken bulduğum ilk boşlukta girişiyorum çeliğe hala gözümde pırıl pırıl estetik bir bıçak vurdun muydu meşeyi yaracak sanki. Tabi maçın sonu 5-1 mağlubiyet:)
Hayal ettiğim bıçakla elimden çıkan temsilen şöyle:

Öyle bir hayal kırıklığı işte.
Sonra Taner abinin gönderdiği CK 67 den yaptığım bıçaklar geliyor gözümün önüne mutlu oluyorum. Koca levha evi bekler, parça kesmeye kıyamıyorum. Birazda hurdada acemiliği atayım, el alışkanlığı olsun düşüncesi var galiba. Gerçi ben hiç bir şeyin çöpe atılmasına kıyamam. Babamdan öyle gördüm. Sobadan çıkan külü bile bahçe temelinin üstüne dökerdim. Ekmek kırıntısından tutunda gazete kağıdına kadar, son noktasına gelene kadar yararlanılsın isterim emek verilen her şeyin.Bu nedenle gözüm hurdalarda galiba.
Yada içten gelen bir his,hani olurya, gün gelirde gerçekten bir kıt imkanlarla bir bıçak yapma zaruriyeti doğarsa fikir ve uygulama seviyesinde bilgim ve becerim olsun fikri.
Bu konuyu açmamın sebebi çalışmalarıma ne şekilde devam edeyim ki artık yığınla bıçağımsılar yapmak yerine forumda gururla paylaşabileceğim, kullanışlı bıçaklar üretebileyim. Kendi el becerimi ve ergonomi bakışımı kazanana kadar hurdayla devam mı yoksa evde hali hazırda bulunan koca ck 67 levhası,d2 laması, t17 lamasını mı kullanayım?