Bıçak Sanatı - Forum

HİKAYELEMEK

DUMRU

  • Hüseyin DUMRU 1982
  • ***
  • 1025
    • www.bozkirgezgini.com
  • Meslek: Eczane teknisyeni
  • Yer: Konya/Bozkır
HİKAYELEMEK
« : 29 Eylül 2011, 14:45:40 »
Av meraklısı bir baba zamanla ava gidemez hale gelmiş. Biri avcı diğeri ise avdan çok hoşlanmayan iki evladını çağırıp canım av eti istiyor. Yarın bana keklik eti yedirin diyor. Evlatlar  babalarının sözünü tutmak için  ertesi gün iki koldan ava gitmeyi kararlaştırırlar.Yalnız evladın biri avı çok sevmediği gibi kahve düşkünü.

Ertesi sabah iki evlat da evden çıkar. Oğlunun biri köyü çıkar çıkmaz bir keklik kümesine denk geliyor ve hemen üç tane kekliği vurup geri dönüyor. Tabi kekliği vurduğu yani babasının isteğini yerine getirdiği için ağır adımlarla dönüyor evine. Hemen babasına gösteriyor kınalı keklikleri.-

- Baba, bak üç tane vurdum senin için doyasıya ye.

- Nasıl vurdun oğlum nerde vurdun oğlum...?

-Baba köyün çıkışında  küme denk geldi  vurdum.



Baba susar, hevesi kursağında kalmıştır. "Kekliğin senin olsun, abin gelinceye kadar dışarıda bekle abin ile birlikte yeniden gel yanıma" diyerek evladını dışarı kovalar. Evlat şaşkın. Babama karşı ne kabahatim oldu acaba diye tasalanırken akşamı ediyor. Akşam abisi elinde iki keklikle geliyor. Birlikte babalarının huzuruna çıkıyorlar. Baba büyük evlada,"anlat bakalım oğlum nerde nasıl vurdun.
Evla başlar anlatmaya.

Baba sen bana canım keklik eti çekiyor dedinya, akşamdan hazırlığımı yaptım. Silahımı söktüm yağladım. Üç çeşit kurşun aldım. Şunları şunları azık katıp sabah şuralardan buralardan geçerekden falanca yere vardım. Orada uzaktan bi tane gördüm tam atacaktım ki kaçtı Sonra şuraları buraları gezdim. Falanda filan.. Anlatıyorda anlatıyor. Tam kekliğe nişan alışını anlatırken babası yerde yılan görmüşcesine ürkek bir duruşla bitişi bekliyor.Ve .. kekliği vurup torbaya atınca babalarının yüzünde ki mutluluk okunuyor...

 Odaya sessizlik çökmüştür. Baba tatmin olmuş bir edayla küçük oğluna bakarak
- ohh beee işte budur. Ava gitmiş gibi oldum.

Kaynak: Baki Gök.

Bu hikaye yaşanmış bir olaydır. Peki bizimle  ne alakası vardır. Foruma üye olduğum günden bu güne yaptığım paylaşımlar olsun, diğer sosyal paylaşım araclarında yaptığım paylaşımlar olsun aslında her insanın yaşadığı yada yaşayabileceği tarzdan şeyler olmasına rağmen. Anlatım şekli ile okuyuculara çok daha hoş ve güzel ve imrendirici geliyor.

Forumda bıçak yapmaya yeni başlamış yahut ustalaşmış  arkadaşlar çok zaman  bu işi iki noktada sabitleyip bütün ilgiyi estetik ve keskinliğe çekiyor.

Oysa ki bir bıçak için gerekli çeliğin nerden temin edildiği, ısıl işlem aşamaları, polisaj aşamaları kabzanin ne olduğu nerden temin edilip ne tür işlemlere tabi tutulduğu anlatılarak paylaşılsa yayla çorbasının üzerine dökülen tereyağı gibi , tereyağının üzerine saçılan biber ve kekik gibi daha fazla lezzet katar görüşündeyim.

Lütfen bıçaklarımızın hikayelerinide paylaşalım.
Yiğidin harman olduğu yerde doğmuşsam. Şu Uluçay'dan su içmişsem.. Namerdin sofrasına bağdaş kurup oturmam. Hüseyin DUMRU

barbarosreis

Ynt: HİKAYELEMEK
« Yanıtla #1 : 29 Eylül 2011, 15:44:27 »
 :2up

spyderCollector

  • ***
  • 2758
  • mehmet 1967
  • Meslek: mimar
  • Yer: Kocaeli
Ynt: HİKAYELEMEK
« Yanıtla #2 : 29 Eylül 2011, 16:12:38 »
bir kaç gün önce forumda yazdığım bir yazıdan alıntıdır:



son zamanlarda imalat aşamalarını da anlatan bu tarz anlatımlar kaybolmaya yüz tutmuştu forumdan derken ......bir çok arkadaşımız:
-Aha bakın bıçak yaptım, bu.
deyip bitmiş resimler konuyor foruma, nasıl yapıldı. malzeme nasıl temin edildi, imalat aşamaları nedir.
bunların hiçbiri yok..... bitmiş bıçak resmi görmek istesem google de binlerce bulurum
-Efendim, sorun söyleyelim, sorulara açıklamalar yapıyoruz.. 
gibi cevaplar alacağıma da eminim..
acemi bir adam konuyu bile zar zor anlarken neyi soracağını nereden bilsin. 700 civarı üyenin hepsi sadece günde bir şey sorsa (ki böyle birşey görmüyoruz) burada günde 700 soru çıkardı ki kimse hiçbirşeyi takip edemezdi. ayrıca bu kadar sayıda yazışma ve soru yoksa herkez soru sormayı da sevmiyor olabilir...

Bu sebeple bunları da yazma fırsatı buldum. İmalat aşamalarının da fotoğraflanıp adım adım anlatıldığı bu tarz işleri ve konuları daha bir keyfle okuyor ilgili oluyorum. şahsen yapım aşamaları bitmiş bıçak resmi, çelik adı ve ahşap adı gibi kabaca es geçilip sunulan, bitmiş hali çok güzel olan bıçak imalatı konularına pek rağbet etmiyorum..


alntı:http://www.bicaksanati.com/forum/bicakcilik/yapmayi-denedik/


sanırım aynı ortak paydadayız, sonuca bakalım bir de yakın zamanda ne olacak.. ??
'' Kem Alat'la, Kemalat  olmaz ! ''

ali rıza

  • ***
  • 1066
  • geçtiğimiz yüzyılın insanı - 1983
  • Meslek: Eczacı Kalfası
  • Yer: SAKARYA
Ynt: HİKAYELEMEK
« Yanıtla #3 : 29 Eylül 2011, 18:34:29 »
kısaca gönül ne kahve ister ne kahvehane; gönül muhabbet ister kahve bahane ;)
İki Kişilikliyim İkiside Canavar

emrekipmen

  • *****
  • 6065
    • Seçme Bıçaklar Albümüm
  • Yer: Bodrum
Ynt: HİKAYELEMEK
« Yanıtla #4 : 29 Eylül 2011, 21:13:15 »
Tamam, kendi adıma mesaj alınmıştır, bugünden tezi yok, bundan sonraki üretimimi adım adım paylaşacağım  :)

Önümde çok miktarda (20-30 kadar bıçak) mutfak bıçağı üretim sürecim var, bu minvalde aşamaları paylaşmayı planlıyorum....

Kipmen Sanat web sitesi

Soytürk Dönmez

  • ***
  • 4198
  • Meslek: Dövme Bıçak
  • Yer: İstanbul-Büyükçekmece
Ynt: HİKAYELEMEK
« Yanıtla #5 : 29 Eylül 2011, 21:21:20 »
bir kaç gün önce forumda yazdığım bir yazıdan alıntıdır:



son zamanlarda imalat aşamalarını da anlatan bu tarz anlatımlar kaybolmaya yüz tutmuştu forumdan derken ......bir çok arkadaşımız:
-Aha bakın bıçak yaptım, bu.
deyip bitmiş resimler konuyor foruma, nasıl yapıldı. malzeme nasıl temin edildi, imalat aşamaları nedir.
bunların hiçbiri yok..... bitmiş bıçak resmi görmek istesem google de binlerce bulurum
-Efendim, sorun söyleyelim, sorulara açıklamalar yapıyoruz.. 
gibi cevaplar alacağıma da eminim..
acemi bir adam konuyu bile zar zor anlarken neyi soracağını nereden bilsin. 700 civarı üyenin hepsi sadece günde bir şey sorsa (ki böyle birşey görmüyoruz) burada günde 700 soru çıkardı ki kimse hiçbirşeyi takip edemezdi. ayrıca bu kadar sayıda yazışma ve soru yoksa herkez soru sormayı da sevmiyor olabilir...

Bu sebeple bunları da yazma fırsatı buldum. İmalat aşamalarının da fotoğraflanıp adım adım anlatıldığı bu tarz işleri ve konuları daha bir keyfle okuyor ilgili oluyorum. şahsen yapım aşamaları bitmiş bıçak resmi, çelik adı ve ahşap adı gibi kabaca es geçilip sunulan, bitmiş hali çok güzel olan bıçak imalatı konularına pek rağbet etmiyorum..


alntı:http://www.bicaksanati.com/forum/bicakcilik/yapmayi-denedik/


sanırım aynı ortak paydadayız, sonuca bakalım bir de yakın zamanda ne olacak.. ??
   + 1000
Tamam, kendi adıma mesaj alınmıştır, bugünden tezi yok, bundan sonraki üretimimi adım adım paylaşacağım  :)

Önümde çok miktarda (20-30 kadar bıçak) mutfak bıçağı üretim sürecim var, bu minvalde aşamaları paylaşmayı planlıyorum....
    Artık dahada bir sabırsızlıkla gireceğiz siteye  >:D
   Çok güzel bir konuya değinmişsin Hüseyin kardeşim, klavyene sağlık 8)

spyderCollector

  • ***
  • 2758
  • mehmet 1967
  • Meslek: mimar
  • Yer: Kocaeli
Ynt: HİKAYELEMEK
« Yanıtla #6 : 29 Eylül 2011, 21:28:36 »
amanıııın.

bakalım ne olacak derken bu kadarını da beklemiyordum.
hadi Emre eline, kalemine, yüreğine sağlık,
çok sağolasın  :2up
'' Kem Alat'la, Kemalat  olmaz ! ''

ercan ertürk

  • ***
  • 301
  • ercan ertürk 1971
  • Meslek: ayakkabı imalatçısı
  • Yer: B PAŞA İSTANBUL
Ynt: HİKAYELEMEK
« Yanıtla #7 : 29 Eylül 2011, 22:39:27 »
Av meraklısı bir baba zamanla ava gidemez hale gelmiş. Biri avcı diğeri ise avdan çok hoşlanmayan iki evladını çağırıp canım av eti istiyor. Yarın bana keklik eti yedirin diyor. Evlatlar  babalarının sözünü tutmak için  ertesi gün iki koldan ava gitmeyi kararlaştırırlar.Yalnız evladın biri avı çok sevmediği gibi kahve düşkünü.

Ertesi sabah iki evlat da evden çıkar. Oğlunun biri köyü çıkar çıkmaz bir keklik kümesine denk geliyor ve hemen üç tane kekliği vurup geri dönüyor. Tabi kekliği vurduğu yani babasının isteğini yerine getirdiği için ağır adımlarla dönüyor evine. Hemen babasına gösteriyor kınalı keklikleri.-

- Baba, bak üç tane vurdum senin için doyasıya ye.

- Nasıl vurdun oğlum nerde vurdun oğlum...?

-Baba köyün çıkışında  küme denk geldi  vurdum.



Baba susar, hevesi kursağında kalmıştır. "Kekliğin senin olsun, abin gelinceye kadar dışarıda bekle abin ile birlikte yeniden gel yanıma" diyerek evladını dışarı kovalar. Evlat şaşkın. Babama karşı ne kabahatim oldu acaba diye tasalanırken akşamı ediyor. Akşam abisi elinde iki keklikle geliyor. Birlikte babalarının huzuruna çıkıyorlar. Baba büyük evlada,"anlat bakalım oğlum nerde nasıl vurdun.
Evla başlar anlatmaya.

Baba sen bana canım keklik eti çekiyor dedinya, akşamdan hazırlığımı yaptım. Silahımı söktüm yağladım. Üç çeşit kurşun aldım. Şunları şunları azık katıp sabah şuralardan buralardan geçerekden falanca yere vardım. Orada uzaktan bi tane gördüm tam atacaktım ki kaçtı Sonra şuraları buraları gezdim. Falanda filan.. Anlatıyorda anlatıyor. Tam kekliğe nişan alışını anlatırken babası yerde yılan görmüşcesine ürkek bir duruşla bitişi bekliyor.Ve .. kekliği vurup torbaya atınca babalarının yüzünde ki mutluluk okunuyor...

 Odaya sessizlik çökmüştür. Baba tatmin olmuş bir edayla küçük oğluna bakarak
- ohh beee işte budur. Ava gitmiş gibi oldum.

Kaynak: Baki Gök.

Bu hikaye yaşanmış bir olaydır. Peki bizimle  ne alakası vardır. Foruma üye olduğum günden bu güne yaptığım paylaşımlar olsun, diğer sosyal paylaşım araclarında yaptığım paylaşımlar olsun aslında her insanın yaşadığı yada yaşayabileceği tarzdan şeyler olmasına rağmen. Anlatım şekli ile okuyuculara çok daha hoş ve güzel ve imrendirici geliyor.

Forumda bıçak yapmaya yeni başlamış yahut ustalaşmış  arkadaşlar çok zaman  bu işi iki noktada sabitleyip bütün ilgiyi estetik ve keskinliğe çekiyor.

Oysa ki bir bıçak için gerekli çeliğin nerden temin edildiği, ısıl işlem aşamaları, polisaj aşamaları kabzanin ne olduğu nerden temin edilip ne tür işlemlere tabi tutulduğu anlatılarak paylaşılsa yayla çorbasının üzerine dökülen tereyağı gibi , tereyağının üzerine saçılan biber ve kekik gibi daha fazla lezzet katar görüşündeyim.

Lütfen bıçaklarımızın hikayelerinide paylaşalım.
       dumru arkadaşıma  candan katılıyorum  +100  doğru tespit bütün forum üyelerinin de benim gibi düşündüğüne eminim     saygılar

DUMRU

  • Hüseyin DUMRU 1982
  • ***
  • 1025
    • www.bozkirgezgini.com
  • Meslek: Eczane teknisyeni
  • Yer: Konya/Bozkır
Ynt: HİKAYELEMEK
« Yanıtla #8 : 29 Eylül 2011, 23:03:54 »
Emre ustam, "sözüm emprekimenden dışarı" demeyi unutmuşum usta. Affola:) Sen hangi birinin hikayesini anlatabilirsin ki.. Bıçak yapmaya zamanın kalmaz o zaman. Ama arada bir sevip okşadığın ender bıçakları yahut yeni tarzlarını esirgemezsin umarım..
Yiğidin harman olduğu yerde doğmuşsam. Şu Uluçay'dan su içmişsem.. Namerdin sofrasına bağdaş kurup oturmam. Hüseyin DUMRU

deserteagle

  • Eylem Cengiz, 49
  • *****
  • 9533
  • Meslek: elektronik ve hab. müh.
  • Yer: İstanbul, Kırklareli
Ynt: HİKAYELEMEK
« Yanıtla #9 : 30 Eylül 2011, 03:18:23 »
... Usta, bıçağı sanki zımparalamıyor onunla sevişiyordu. Zımparaların numaraları arttıkça dokunuşu da yumuşamış ancak bir o kadar da hızlanmıştı. Bıçak da git gide güzelleşiyor, bir gonca gibi açılıyordu.

Ustanın git gide parmakları titmemeye başlamıştı, Sanki yaptığı heykele aşık olan bir Fidyas'tı o. Artık öyle bir noktaya gelmişti ki eserine o güzelliği veren elleri bıçağa dokunmaktan korkar olmuştu. Avuçları arasındaki bir kuş yavrusuymuşçasına şefkatli ve titizdi.

Bu hülyalara dalmışken işaret parmağındaki sızlama onu kendine getirdi. Ufak bir kan damlası parmağından süzülüp yeri kaplamış olan metal tozlarının, ahşap talaşının üzerine dökülmüştü. Bıçak artık yaratıcısını kesecek kadar gerçekti ve bunu ustasına hatırlatmaktan da geri kalmamıştı.
Barika-i hakikat müsademe-i efkardan doğar
Namık Kemal
Instagram'da ben

berdohan

  • Mr. Bilge ERDOHAN (47)
  • ***
  • 581
  • Meslek: Elektronik Müh.
  • Yer: Ankara
Ynt: HİKAYELEMEK
« Yanıtla #10 : 30 Eylül 2011, 09:55:55 »
Tamam, kendi adıma mesaj alınmıştır, bugünden tezi yok, bundan sonraki üretimimi adım adım paylaşacağım  :)

Önümde çok miktarda (20-30 kadar bıçak) mutfak bıçağı üretim sürecim var, bu minvalde aşamaları paylaşmayı planlıyorum....
Sanki  Emreyi zora soktuk gibi hissettim. Benim gibi hobi olarak yapılan bir işte fotoğraflama yapmak sorun olmasa gerek, ama işi bıçak yapmak olan arkadaş için bu zaman kaybı demek olmaz mı? vakit nakittir.
Tecrübe dünyanın en pahalı şeyidir.
Bilge ERDOHAN

Süleyman KABLAN

  • ***
  • 163
  • Meslek: memur
  • Yer: KAYSERİ
Ynt: HİKAYELEMEK
« Yanıtla #11 : 30 Eylül 2011, 10:49:02 »
... Usta, bıçağı sanki zımparalamıyor onunla sevişiyordu. Zımparaların numaraları arttıkça dokunuşu da yumuşamış ancak bir o kadar da hızlanmıştı. Bıçak da git gide güzelleşiyor, bir gonca gibi açılıyordu.

Ustanın git gide parmakları titmemeye başlamıştı, Sanki yaptığı heykele aşık olan bir Fidyas'tı o. Artık öyle bir noktaya gelmişti ki eserine o güzelliği veren elleri bıçağa dokunmaktan korkar olmuştu. Avuçları arasındaki bir kuş yavrusuymuşçasına şefkatli ve titizdi.

Bu hülyalara dalmışken işaret parmağındaki sızlama onu kendine getirdi. Ufak bir kan damlası parmağından süzülüp yeri kaplamış olan metal tozlarının, ahşap talaşının üzerine dökülmüştü. Bıçak artık yaratıcısını kesecek kadar gerçekti ve bunu ustasına hatırlatmaktan da geri kalmamıştı.

+1 milyonnn

ali rıza

  • ***
  • 1066
  • geçtiğimiz yüzyılın insanı - 1983
  • Meslek: Eczacı Kalfası
  • Yer: SAKARYA
Ynt: HİKAYELEMEK
« Yanıtla #12 : 30 Eylül 2011, 11:56:09 »
... Usta, bıçağı sanki zımparalamıyor onunla sevişiyordu. Zımparaların numaraları arttıkça dokunuşu da yumuşamış ancak bir o kadar da hızlanmıştı. Bıçak da git gide güzelleşiyor, bir gonca gibi açılıyordu.

Ustanın git gide parmakları titmemeye başlamıştı, Sanki yaptığı heykele aşık olan bir Fidyas'tı o. Artık öyle bir noktaya gelmişti ki eserine o güzelliği veren elleri bıçağa dokunmaktan korkar olmuştu. Avuçları arasındaki bir kuş yavrusuymuşçasına şefkatli ve titizdi.

Bu hülyalara dalmışken işaret parmağındaki sızlama onu kendine getirdi. Ufak bir kan damlası parmağından süzülüp yeri kaplamış olan metal tozlarının, ahşap talaşının üzerine dökülmüştü. Bıçak artık yaratıcısını kesecek kadar gerçekti ve bunu ustasına hatırlatmaktan da geri kalmamıştı.

Abi harika bir anlatım doğrusu peki sonra usta ne yapmış _?_
İki Kişilikliyim İkiside Canavar

EDC-Cancan

  • ***
  • 733
  • Meslek: Belediyeci - 1973
  • Yer: KOCAELİ - Eskişehir
Ynt: HİKAYELEMEK
« Yanıtla #13 : 30 Eylül 2011, 12:16:26 »
... Usta, bıçağı sanki zımparalamıyor onunla sevişiyordu. Zımparaların numaraları arttıkça dokunuşu da yumuşamış ancak bir o kadar da hızlanmıştı. Bıçak da git gide güzelleşiyor, bir gonca gibi açılıyordu.

Ustanın git gide parmakları titmemeye başlamıştı, Sanki yaptığı heykele aşık olan bir Fidyas'tı o. Artık öyle bir noktaya gelmişti ki eserine o güzelliği veren elleri bıçağa dokunmaktan korkar olmuştu. Avuçları arasındaki bir kuş yavrusuymuşçasına şefkatli ve titizdi.

Bu hülyalara dalmışken işaret parmağındaki sızlama onu kendine getirdi. Ufak bir kan damlası parmağından süzülüp yeri kaplamış olan metal tozlarının, ahşap talaşının üzerine dökülmüştü. Bıçak artık yaratıcısını kesecek kadar gerçekti ve bunu ustasına hatırlatmaktan da geri kalmamıştı.


hariiiikaaaaaaaaaaa.............
Sevelim , Sevilelim.
     Yunus EMRE

ratbertovich

  • Ferhat Savcı
  • ***
  • 835
  • Meslek: Bilgisayar Mühendisi
  • Yer: Ankara
Ynt: HİKAYELEMEK
« Yanıtla #14 : 30 Eylül 2011, 12:24:04 »
Eylem hocam, alıntı Barbara Cartland'dan mıdır? Emeğe saygı lütfen. >:D
"Dört tür cinayet vardır: haince, mazur görülebilir, haklı ve takdire şayan." -- Ambrose Bierce

spyderCollector

  • ***
  • 2758
  • mehmet 1967
  • Meslek: mimar
  • Yer: Kocaeli
Ynt: HİKAYELEMEK
« Yanıtla #15 : 30 Eylül 2011, 13:31:27 »
... Usta, bıçağı sanki zımparalamıyor onunla sevişiyordu. Zımparaların numaraları arttıkça dokunuşu da yumuşamış ancak bir o kadar da hızlanmıştı. Bıçak da git gide güzelleşiyor, bir gonca gibi açılıyordu.

Ustanın git gide parmakları titmemeye başlamıştı, Sanki yaptığı heykele aşık olan bir Fidyas'tı o. Artık öyle bir noktaya gelmişti ki eserine o güzelliği veren elleri bıçağa dokunmaktan korkar olmuştu. Avuçları arasındaki bir kuş yavrusuymuşçasına şefkatli ve titizdi.

Bu hülyalara dalmışken işaret parmağındaki sızlama onu kendine getirdi. Ufak bir kan damlası parmağından süzülüp yeri kaplamış olan metal tozlarının, ahşap talaşının üzerine dökülmüştü. Bıçak artık yaratıcısını kesecek kadar gerçekti ve bunu ustasına hatırlatmaktan da geri kalmamıştı.


Forumda yemek resimleri tarifleri olunca herkezin yemek canı çekti,
yapma etme Eylem şimdi milletin de........eee...bıçak zımparalamak yani, canı çekecek  :)) :))
'' Kem Alat'la, Kemalat  olmaz ! ''

deserteagle

  • Eylem Cengiz, 49
  • *****
  • 9533
  • Meslek: elektronik ve hab. müh.
  • Yer: İstanbul, Kırklareli
Ynt: HİKAYELEMEK
« Yanıtla #16 : 30 Eylül 2011, 18:26:46 »
Bu aralar yarasa modundayım. Bu hafta gündüz uyuyup 0:00-8:00 arası çalıştım. Bunu da bu sabahki nöbette iken uyduruverdim. Araklama değil yani.  8)
Barika-i hakikat müsademe-i efkardan doğar
Namık Kemal
Instagram'da ben

ercan ertürk

  • ***
  • 301
  • ercan ertürk 1971
  • Meslek: ayakkabı imalatçısı
  • Yer: B PAŞA İSTANBUL
Ynt: HİKAYELEMEK
« Yanıtla #17 : 30 Eylül 2011, 20:51:57 »
valla eylem ustam bidahaki nöbette devamınıda yazarsanız iyi olur sonuç olarak uydurmada olsa bize hitab ediyor aslında bı sayfada  çizgi roman gibi anlatımm olsa fena olmaz hani   ne tekimmm :2up :2up :2up

emrekipmen

  • *****
  • 6065
    • Seçme Bıçaklar Albümüm
  • Yer: Bodrum
Ynt: HİKAYELEMEK
« Yanıtla #18 : 30 Eylül 2011, 21:15:15 »
 :)) :)) :)) Eylem,  bak, 18+ yapmayalım siteyi, muzur neşriyat olayı olmuş resmen  :)) :)), ama harika olmuş. Sen arada yarasa modunda siteye gir  :2up :2up :2up

Kipmen Sanat web sitesi

fatihaydın

  • ***
  • 779
  • Meslek: SATIŞ
  • Yer: İstanbul Kayaşehir
Ynt: HİKAYELEMEK
« Yanıtla #19 : 11 Ekim 2011, 19:17:43 »
ben epeydir yokum forumda ooo konular çoğalmış,nası toparlayacağız bilmiyorum. bazen saatlerce uğraştığın bıçağın, benim gibi masanın üstünde, pencerenin kenarında çekilmiş, fotolarla yayınlamak aslında berbat ediyor işi :-[. ama ya fotoğraf makinem yanında yok, ya işler çok yoğun yada çocuklardan fırsat bulupta zaman ayıramadığımızda oluyor. aslında doğrusu üşeniyoruz,  şimdi in aşağıya doğaya güzel zemin ara, fotoğraf çek, çok da anlamam resim çekmekten,ama öğrenebiliriz değilmi neyse bende bir sonraki bıçağımıda güzel resimliyeceğim.zaten topu topu 3 bıçak yaptım :D dördündüyü büyük bıçak vardı onu bitirince biraz daha emek verip güzel sergileme yapacağım söz. :2up