Bıçak Sanatı - Forum
Atölye Muhabbeti => Fırından Yeni Çıktı - (Eserlerimiz Galerisi) => Mercek Altında => Konuyu başlatan: SertacMezereli - 02 Nisan 2016, 12:13:42
-
Herkese merhaba dostlar.
Genelde bıçaklarımı başka bi konu üzerinden toplu olarak paylaşıyordum ancak benim için özel bi çalışma olduğu için burada paylaşmak istedim. Çünkü eleştirileriniz benim için önemli. Lütfen eleştirin. :)
Namlu 1075 sap ve kın wenge balçak ise pirinç. Namlu 9 cm sap 8.5 cm kın 10 cm kapalı hali 18.5 cm. Namlu yüzeyinde su verme hattından ötürü oluşan sahte bir hamon var ve yüzeyde karartma var. Balçak üzerinde ise bombe başlı çekiçle izler yaptım ve ardından sirke buharında patine ettim. Pim olarak Hakan abiden temin ettiğim mozaik pimleri kullandım. Kın 3 kat ahşaptan oluşuyor. Ortada ki ahşabı bıçak şeklinde kesip yanlarına diğer parçaları yapıştırdım. Bıçağın girdiği deliğin içinde deri kaplı ve içinde 7 tane mıknatıs var. Kın ile balçağın buluştuğu yerde de yine aynı şekilde deri kaplı(tam oturması için).
(http://i.hizliresim.com/PkaO29.jpg)
(http://i.hizliresim.com/g8Y9v3.jpg)
(http://i.hizliresim.com/9orDWk.jpg)
(http://i.hizliresim.com/qMNJQ5.jpg)
(http://i.hizliresim.com/MpBa8N.jpg)
-
Bildiğim kadarıyla söylemek isterim ki; Tanto da o taşlama eşiği olmamalıydı. Bu eşiği yapmış olman belki Seni Habaki yapmaktan kurtarmıştır ama geleneksel formundan da çok uzağa atmış. Habaki yapmış olsan o kullandığın mıknatısları kullanmana gerek kalmayacaktı çünkü, Habaki nin geometrisindeki koniklik, zaten Sayada tatlı bir sıkılıkta tutunmayı sağlayacaktı. Bu arada o mıknatısların zaman içerisinde namluda oluşturacağı manyetize etkisinden de kurtulmuş olacaktın. Su verme hattını bir avantaja çevirebilirken bunu da yapmamışsın. Namlu kesici ağız cizgisiyle uyumlu bir su verme hattı sonucu 1075 te zaten bir su verme hattı çizgisi çıkardı, ve bunun üzerinde biraz asit parlatma döngüsüyle uğraşmış olsan şu anda görsel güzelliği olan bir su verme hattına bakıyor olabilirdik. Eleştir dediğin için sakınmıyorum, namlu bu haliyle bir Tanto olmamış, Sayada da bir koniklik görünmediği için bıçağı her kılıfa sokuş yeltenmesinin yaklaşık yarısı terslikle sonuçlanır sanırım ve bu da zaman içerisinde tüm işi oraya koyduğun mıknatıslara bırakır. Ahşap işçiliği iyi ve uğraşmışsın ama bu ahşaba bu namlu olmamış.
-
Bildiğim kadarıyla söylemek isterim ki; Tanto da o taşlama eşiği olmamalıydı. Bu eşiği yapmış olman belki Seni Habaki yapmaktan kurtarmıştır ama geleneksel formundan da çok uzağa atmış. Habaki yapmış olsan o kullandığın mıknatısları kullanmana gerek kalmayacaktı çünkü, Habaki nin geometrisindeki koniklik, zaten Sayada tatlı bir sıkılıkta tutunmayı sağlayacaktı. Bu arada o mıknatısların zaman içerisinde namluda oluşturacağı manyetize etkisinden de kurtulmuş olacaktın. Su verme hattını bir avantaja çevirebilirken bunu da yapmamışsın. Namlu kesici ağız cizgisiyle uyumlu bir su verme hattı sonucu 1075 te zaten bir su verme hattı çizgisi çıkardı, ve bunun üzerinde biraz asit parlatma döngüsüyle uğraşmış olsan şu anda görsel güzelliği olan bir su verme hattına bakıyor olabilirdik. Eleştir dediğin için sakınmıyorum, namlu bu haliyle bir Tanto olmamış, Sayada da bir koniklik görünmediği için bıçağı her kılıfa sokuş yeltenmesinin yaklaşık yarısı terslikle sonuçlanır sanırım ve bu da zaman içerisinde tüm işi oraya koyduğun mıknatıslara bırakır. Ahşap işçiliği iyi ve uğraşmışsın ama bu ahşaba bu namlu olmamış.
Eleştiriniz için çok teşekkürler ustam sizin yorumunuz benim için çok önemli. Taşlama eşiği habaki yapmaktan kurtardı evet biraz tembellik yaptım o konuda. Mıknatısları aslında boş yere yaptım çünkü kının içinde ki deriler bıçağı zaten hafiften tutuyor. Sonradan farkına vardım.. Namlu normalde daha koyuydu ve hafiften belli oluyordu su verme hattı ama kını yaparken biraz çizildi bende bu yüzden rengi biraz açtım. Sayanın alt tarafında hafif bi koniklik var aslında ama fotoğrafta pek belli olmamış. Bu tarz bi model için 1075 e hangi ağacı önerirsiniz? Ve damascusa?
-
Su verme hattını söylememin nedeni, orada hamonvari bir kontrast ortaya çıkması beklentisiydi, ama gözüm beni yanıltmıyorsa Senin su verme hattın zaten bu bıçağa göre ricasso ya yakın bir yerde ve benim söylemeye çalıştığım efekti verecek bir çizgide değil. Saya yı yaparken boşaltma sonrası zımpara kullandıysan ( ki çizilme olduysa kesin kullanmışsın) ne kadar temizlesen de orada ahşaba girmiş zımpara tanecikleri yüzeyi her giriş çıkışta çizer. Bu aletlerin yapımında zımparadan zinhar uzak durmak lazım, her iş oyma aletleriyle başlayıp bitmeli veya temas yüzeylerinin hepsi at kılından yapılmış bir fırçayla iyice fırçalanmalı. Dış yüzey de zımpara yapılacaksa bu işlem sırasında da kılıf ağzı bantla vs. iyice kapatılmalı.
Venge veya abanoz bu iş için hiç uygun değil, her ikisi ve bir kaç ağaç daha, özlerinde mineralller barındırıyor ( tik ve African blackwood da bunlardan) tikte yetiştiği yere göre kum taneleri bile çıktığı oluyor. Daha masum ağaçlar kullanmakta yarar var, örneğin saya için bulabilirsen manolya, sedir, ladin, akçaağaç vs türler iyi olur. Yoksa 1075 olmuş, Damascus olmuş bunlar belirleyici değil, amaç; kullanılan ağaç namluya zarar vermesin ( çizme veya köreltme açısından ).
-
Elinize sağlık çok güzel olmuş
Kın ile sapın uyumuna bayıldım.
-
Kardeşim eline sağlık ben çok beğendim :2up zaten japon esintilerini seven birisiyim, hata falan dersen bu bıçakta onu görmek beni aşar usta gözler gerekir eğer varsa :)
-
Eline saglik kardesim cok guzel olmus basarilarinin devamini diliyorum
selamlar
-
Mercek altında bölümü farklı bir amaca yönelik olarak açılmıştı ve nedense bizler buna dikkat etmedik. Buraya yorum yapan veya yapacak arkadaşlara, bir kez daha bu bölümün konularının en üstünde sabit başlık halinde duran konuyu okumalarını hatırlatmak isterim. Hatta kopyalayıp aşağıya yapıştırıyorum
Bu bölümün temel olarak amacı; burada sergilenecek işlerin, tüm duygulardan arınarak sergilenmesini sağlamaktır. Şöyle ki; bu bölümde işimizi sergileyeceksek eleştirilere hazırlıklı olacağız. Bölümde her eleştiri veya beğeniyi belli bir temele dayalı olarak yapacağız. İşi beğeniyorsak “neden” beğendiğimizi, eleştirilecek tarafları da “neden” eleştirdiğimizi açık ve anlaşılır bir şekilde yazacağız. Bu iki temel dışında bu başlıkta sergilenecek işlere yönelik değerlendirme yaparken “ çok güzel, harika, müthiş…” türü övgü sözcüklerini, içini doldurmadan kullanmaktan kaçınacağız.
Bölüm bir anlamda, işini buraya koyan kişiye gerçeğin aynasını tutma işlevini üstleniyor. İşi burada sergileyecek arkadaşımız, eleştirilere alınganlık göstermemeli. Eleştiriyi yapan arkadaşlar ise, onur kırıcı, kişiyi veya yaptığı işi aşağılar bir tarzdan özellikle kaçınmalı ve amaç dışına taşmamalıdır.
Doğal olarak "ben buna hazırım, işimi tüm detaylarına kadar eleştiriye açıyorum ve bunları duymaktan alınıp gocunmayacağım" diyen her arkadaşımız ürününü burada sergileyebilir. Yoksa işlerimizi yine diğer uygun başlıklarda zaten sergileyeceğiz.
İnanıyoruz ki bu tür bir bölümün varlığı ve burada yapılacak eleştiriler bizleri hatalarımızla yüzleşerek daha ileriye taşıyacaktır, iyi kullanılırsa bunu bir tür avantaj olarak görüyoruz.
-
Su verme hattını söylememin nedeni, orada hamonvari bir kontrast ortaya çıkması beklentisiydi, ama gözüm beni yanıltmıyorsa Senin su verme hattın zaten bu bıçağa göre ricasso ya yakın bir yerde ve benim söylemeye çalıştığım efekti verecek bir çizgide değil. Saya yı yaparken boşaltma sonrası zımpara kullandıysan ( ki çizilme olduysa kesin kullanmışsın) ne kadar temizlesen de orada ahşaba girmiş zımpara tanecikleri yüzeyi her giriş çıkışta çizer. Bu aletlerin yapımında zımparadan zinhar uzak durmak lazım, her iş oyma aletleriyle başlayıp bitmeli veya temas yüzeylerinin hepsi at kılından yapılmış bir fırçayla iyice fırçalanmalı. Dış yüzey de zımpara yapılacaksa bu işlem sırasında da kılıf ağzı bantla vs. iyice kapatılmalı.
Venge veya abanoz bu iş için hiç uygun değil, her ikisi ve bir kaç ağaç daha, özlerinde mineralller barındırıyor ( tik ve African blackwood da bunlardan) tikte yetiştiği yere göre kum taneleri bile çıktığı oluyor. Daha masum ağaçlar kullanmakta yarar var, örneğin saya için bulabilirsen manolya, sedir, ladin, akçaağaç vs türler iyi olur. Yoksa 1075 olmuş, Damascus olmuş bunlar belirleyici değil, amaç; kullanılan ağaç namluya zarar vermesin ( çizme veya köreltme açısından ).
Bir daha ki sefere daha farklı bi su verme tekniği deneyeceğim. Sayanın içine pirinç talaşı girdi biraz o yüzden çizilmeler oldu. Sayanın içine bu bıçakta olduğu gibi deri kaplasak yine de wenge uygun değil diyebilir miyiz? Söylediğiniz ağaçlar açık renkli diye biliyorum. Daha koyu olan uygun ağaç var mıdır?
-
Beğendiğinize sevindim dostlar teşekkür ederim. :)
-
Sertaç Hocam öncelikle ellerine sağlık. Benimde hazır durumdan istifade bir kaç sorum olacak Hocama.
Öncelikli olarak geleneksel formlar yeniliğe ne kadar açık. Mesela burda Sertaç mozaik pim kulanmış. Yada metal pim kullanılabilir mi. Kullanılsa bile namlunun tsukaya (kusura bakmayın hocam terimlerden uzağım biraz. okuyorum okuyorum unutuyorum inşallah doğrudur :) ) bir yapıştırıcıyla sabitlenmesi kabul edilebilir mi. Namludaki belirgin formun (sori, nagasa, kissaki) değiştirilmesinde ölçüt nedir. Hadi namlu neyse ahşap kısmın yani saya ve tsukanın formunu isteğe bağlı olarak şekillendirebilir miyiz. Mesela burda Sertaç düz bir elips prizması gibi çıkarmış. Namlunun saya içerisinde tatlı sıklıkla durmasının habaki olduğunu söylediniz o halde namluyu saya içerisinde başka tutan yüzey olmayacak mı yani namlu hafif gevşek olacak habaki onu saya içinde tutacak mıdır. İnsan başına geçince anlıyor. Bu tarz kılıç ve bıçaklarda sistemi çok iyi bilmek ve vakıf olmak gerekiyor galiba.
-
Biraz geç oldu kusura bakma Mehmet abi. Çok teşekkür ederim. :)