Bıçak Sanatı - Forum
Atölye Muhabbeti => Fırından Yeni Çıktı - (Eserlerimiz Galerisi) => Sabit Namlu => Konuyu başlatan: deserteagle - 14 Ocak 2010, 10:21:48
-
Aslında baştan bazı şeyleri yanlış yaparak başlamıştım. Çakının açılması ve kapanması ile ilgili ayarları yapmak böylece fazladan zamanımı çalmıştı. Ancak bıçağı iyi bir noktaya getirmiştim.
Bu durumdayken yeni ocağı hemen kullanmak arzusuyla girişmek hatam oldu. Ck67 ile ilgili ne yapmam lazım önceden dersime çalışmadan giriştim. Gerçi bu konuda hafızam beni yanıltmamış ama yaptığım sakarlık sonucu belirledi zaten. ::)
Bıçağı sırt üstü ve hızlı daldırmam gerekirken yapamayınca bıçakta çok büyük bir çatlak oluştu. Battı balık yan gider aşamasına böylece ulaşmış oldum.
Bu noktada bıçak için titizlenmeye gerek kalmamıştı. Ben de ilk test olarak çatlayan tarafı kırmayı denedim. Böylece bıçağın ağzının sapa yakın kısmında koca bir boşluk oluştu. En azından bıçak artık çatlak değildi.
Eğe ile sağını solunu test edince "Hamon!" dedim. Bıçağı parlatırken yer yer çıkan kıvılcımlar da hamona işaret ediyordu. :)
Bıçağı evde sirke dolu bir bardağa koyup artıya bağlayıp hamonu ortaya çıkarmaya başladım. Karşıma bu çıktı:
(http://eylemcengiz.com/workshop/f_test_01.jpg)
(http://eylemcengiz.com/workshop/f_test_02.jpg)
Ertesi gün prosesi neden oturtamadığımı araştırmak için denemelere giriştim. Ck67'e su vermek için Castrol SLX'in yavaş kaldığını, suyun ise iyi iş gördüğünü gördüm. Tabii sırt üstü ve yeterince hızlı daldırdım bu sefer.
Oldu olacak bari eşime hat kamışlarına ağız açmak için bir bıçak olsun bu dedim. Biraz meneviş acaba bıçağı güzelleştirebilir miydi?
(http://eylemcengiz.com/workshop/f_test_03.jpg)
Menevişten sonra eve götürdüm. Acaba deri şerit sarınca neye benzer dedim:
(http://eylemcengiz.com/workshop/f_test_04.jpg)
(http://eylemcengiz.com/workshop/f_test_05.jpg)
-
Ne derler bilirsin:
Hatalı bıçak yoktur, sadece daha küçük bıçak vardır :D Çok üzüldüm kırığa, gerçekten insanın saatlerce - günlerce uğraşısının öyle bir anda kırılması çok üzücü. (Biraz sen kaşınmışsın ama :D)
Şirin bişey çıkmış sonunda :2up Eminim küçük müçük bol bol iş görecek bir bıçak olmuştur...
Sırttan yağa daldırmak deyimini yeni duyuyorum ::) Bıçaklar genelde kuyruğundan tutulup ucundan daldırılır, Hızlı olması gerektiği doğru. Eğer yavaş daldırmışsan sonuçta bıçağın homojen soğumamasından dolayı çatlak oluşmuş olabilir, ama bu kadar küçük bir bıçakta, Castrol gibi çook yavaş bir yağda böyle bir çatlağın oluşma ihitmali eğer normalizasyon yapılsa idi nerdeyse sıfır idi. Bıçaktaki çatlama oldukça eminim ki bıçağı şekillendirirken oluşan gerilimlerin ve yapıdaki tanecik düzeninin bozulmasındandı...
Suda kırılmamasının nedeni ise aslında ilk yaptığın yağda su vermenin, yağın aşırı yavaş olmasından dolayı bıçağın kalın gölgelerinin çoğunda normalizasyon gibi işlemesi idi, yani tüm alaşımı çözüp tane oluşumunu sıfırladın...
Su yerine eğer önceden normalizasyon uygularsan tavsiyem %5 - 10 yoğunluklu tuzlu su kullanman olacak. Öncelikle suyun homojen olmayan soğutma şeklini düzeltiyor tuz...
Gördüğünün hamon oluşması normal tabii, bıçağın kalın bölgelerinin o yağ ile sertleşmesi imkansız... Sonuçta güzel bir deneyim olmuş, oldukça güzel bir veri toplamış oldun tek küçük bıçakta.
-
topram herşeyden bir ders almak lazım, benimde başıma senin olayın aynısı geldi ve benimde cebehane için yaptığım saldırmam çöpe gitti, bir ton uğraşıp sonrada çöpe attım.
neyse bu bana ders oldu tabi, artık yapmak gerekeni daha iyi biliyorum. :(
hatalardan ders almasını bilmek lazım.. :-\
(bu saldırmanın çeliğide senin gönderdiğin aldığım ck67)
-
Waaaay, Gökhan, muhteşem görünüyor, bu mu çöpe giden ? :(
-
Yok Emre, ben suya daldırırken kırdım. Sonra yağla denedim. Baktım yumuşak, daha sonra yine suyla denedim.
Anlayacağıni suyla çuvalladım, sonra yine suyla başarılı oldum. Görünüşe göre bıçağı yarım daldırdığımda bir an duraklamamdı sorun.
Bu yağ çok yavaşmış. Senin geçenlerde yağın soğutma hızı ile ilgili yazdığını okuyup farklı yağlar ile hız karşılaştırmasını yapmam gerekecek.
Bıçağın ağzında hız değişimi yüksek olur diye, bıçağı ağzı yukarı bakar bir şekilde yatay halde suya sokmayı mantıklı görmüştüm. Dikine daldır mı diyorsun? OK. bir daha öyle yapıyorum. :)
-
Yok Emre, ben suya daldırırken kırdım. Sonra yağla denedim. Baktım yumuşak, daha sonra yine suyla denedim.
Anlayacağıni suyla çuvalladım, sonra yine suyla başarılı oldum. Görünüşe göre bıçağı yarım daldırdığımda bir an duraklamamdı sorun.
Bu yağ çok yavaşmış. Senin geçenlerde yağın soğutma hızı ile ilgili yazdığını okuyup farklı yağlar ile hız karşılaştırmasını yapmam gerekecek.
Bıçağın ağzında hız değişimi yüksek olur diye, bıçağı ağzı yukarı bakar bir şekilde yatay halde suya sokmayı mantıklı görmüştüm. Dikine daldır mı diyorsun? OK. bir daha öyle yapıyorum. :)
Hımm, Aslında CK67'yi kanola yağı ya da ince makina yağı gibi bir yağda sertleştirsen süper olabilir. Su biraz fazla hızlı bu çelik için. Sonuçta 1070 sayılır...
Yağın hızı çok önemli, isterse ince bir bıçak olsun farketmez, yağın hızı düşükse yarım yamalak bir martensit dönüşümü yakalarsın. Su ile hamon olması doğrusu pek mantıklı değil. Acaba hamon dediğin dekarbürizasyon tabakası olmasın, genelde çok yanıltır, ben de ilk zamanlarda ka kere hamon sanmıştım böyle, sonra biraz zımparalayınca hamonun yerlerinde yeller esiyor :D Östenizasyonu elektrikli fırında mı verdin, eğer öyle ise kalınca bir dekarbürizasyon tabakası normaldir...
-
Toprağım, çok güzelmiş saldırma ve yazık olmuş. :(
Emre, Ck67 birebir 1070 zaten. Sakarlık etmeyip adam gibi hepsini birden suya soksaydım hamon mümkün olmazdı. ::)
-
Olsun hata filan olmuş ama bir alay deneyim edinilmiş, yanında hediyesi küçük şirin bir bıçak, daha ne olsun ;) ellerine sağlık Eylem.
Gökhan saldırma mükemmel olmuş, eğer kırılan buysa çok üzüldüm, özelliklede verilen emeğe.
-
evet arkadaşlar kırılan bu ufaklıktı, olsun ama bu kırdığım ilk bıçak değil sonda olmaz umarım.
tecrübe böyle ediniliyor işte arkadaşlar.
1070 yağda yumuşak, suda ise çok kırılgan oluyormuş ;D sanırım 10, 15 dakika normalizasyon tavlaması yapıp ardında tuzlu su ile su vermek en mantıklısı. siz nedersiniz ??
-
Bunun için bir sürü para bayılıp özel ısıl işlem yağı aldık herhalde 8)
Ahh ah, sakalım da var ama kimse dinlemiyor beniiii :'(
-
Öyle gibi görünüyor Gökhan. Az önce yeni çakı bıçağının kaba hatlarını çıkarmaya başladım. Yarın öbür gün bir test daha yapacak kurbanım olur. Acaba farklı bir yağ daha mı denesem? Denenecekler arasında yağı ısıtmak da var tabii. Onu denemen yağ testi yapmış sayılmam.
Emre, şu bir varil ısıl işlem yağı satın alma olayında gelişme var mı?
Ben mesajı yazarken senin yanıtın gelmiş. :)
-
Öyle gibi görünüyor Gökhan. Az önce yeni çakı bıçağının kaba hatlarını çıkarmaya başladım. Yarın öbür gün bir test daha yapacak kurbanım olur. Acaba farklı bir yağ daha mı denesem? Denenecekler arasında yağı ısıtmak da var tabii. Onu denemen yağ testi yapmış sayılmam.
Emre, şu bir varil ısıl işlem yağı satın alma olayında gelişme var mı?
Ben mesajı yazarken senin yanıtın gelmiş. :)
Bir varil aldıydım zaten, ancak geçen ay onu bir arkadaşla paylaştım, elimde artsaydı hırdavatçı bölümüne koyacaktım zaten. Eylem aslında 2-3 kişi birlik olup alabilir böyle bir varil. Ben bir performans denemesini yapayım, gerçekten beklediğim gibi iyi çıkarsa siz de bir varil sipariş ediverin... Açıkçası 50 litrelik varil litresi 8 lira civarı. Ancak 3 kişi eşit bölüşse hayat boyu yağı kapalı temiz bir kapta koruduğun sürece sana servis verir...
-
O zaman sen hele bi 1070 1080 gibi bir şeylerde dene ondan sonra planımızı yaparız. Ben başka markalarda da ısıl işlem yağları gördüm ama farklı hızlarda olanları var. Bence en hızlısını tercih etmek gerekecek.
-
neden su ile hamon olmayacagını düşünüyorsunuz.? tabiki düz karbon çeliklerinin su verilme işleminde su ile kırık riski mevcut. ama kırılma gerçekleşmişse tek sebebi sogutulma ortamı değildir tabi ki. ısıtılma şekli, ısının yükseltilme hızı, çelikte oluşmuş olan iç stresler vb bir çok faktor sonucu etkileyecektir.
şahsen ben 1095 çelikte su ile sertleşme denedim gayet iyi sonuçlar aldım.
-
Su ile hamon olmayacağını söylemedim Durukan, kilsiz ya da parçalı su verme olmadan su ile hamol olamayacağını söyledim. Su ile iyi sonuç alırsın ama %50 civarı kırma veya çatlatma riski var, açıkçası ben bu riski göze almıyorum...
-
E, zaten istemeden parçalı su vermiş oldum. %50 risk de aynıyle vaki oldu ve bıçak çatladı.
Aynı kaba konulan su ve yağ ile hamon nasıl olur? Bıçağı ağzı suda, sırtı yağda soğusa? Bana tehlikeli bir yöntem gibi geldi ama yapan vardır gibime geliyor..
-
E, zaten istemeden parçalı su vermiş oldum. %50 risk de aynıyle vaki oldu ve bıçak çatladı.
Aynı kaba konulan su ve yağ ile hamon nasıl olur? Bıçağı ağzı suda, sırtı yağda soğusa? Bana tehlikeli bir yöntem gibi geldi ama yapan vardır gibime geliyor..
Aslında haklısın, yapan var, ama hamon için değil. Hamon için kil varken başka bir yönteme gerek yok açıkçası. En güzel sonuçları kil-kömür tozu-şamot karışımıyla alabilirsiniz. Oldukça da ucuz bir hammadde sonuçta...
Yağ+su soğutma maddesi bıçağın ilk daldırıldığında şok yememesi için yapan bazı deneyler var, ama hepsi de aslında üstte su altta yağ olsa bunun işe yarayacağında hemfikir :D. Yani ilk 800 derecelerden 500'lere düşüş çok hızlı olmalı ki karbon çeliği perlit burnundan kaçsın. Ancak özellikle 350-250 derece civarlarında (tam bilmiyorum) martensin dönüşümü başlangıç noktası olan krtik noktada soğutma hızını yavaşlatabiliyorsun, hatta o noktadan sonra havada kendi halinde soğusa da olur. Yani üstte su altta yağ olabilse idi bu işi otomatikman yapacaktı...
Bıçağın en yüksek stres geçirdiği bölüm suya daldırıldığı an değil bu bahsettiğim kritik nokta. Bunun için de en geçerli ve kanıtlanmış yöntem bıçağı 400 derece çivarına geldiğinde soğutma sıvısından çıkarıp az biraz havada bekletmek sonra yine daldırmak. Bu sayede martensit dönüşümüne girmek üzere olan dış çeperin ve ağız kısımlarının tam giremeden merkez noktanın daha sıcak olmasından dolayı ısısını biraz yükseltmek amacı güdülüyor. Merkez ile dış çeperler ısıl olarak dengelendikten sonra hiç korkmadan soğutmaya devam edilebilir. Asıl ustalık bu ısıyı kaç saniye sonra yakaladığını kestirebilmekte. Bunun için de her usta bir yöntem geliştiriyor, en genel geçer olan suyun veya yağın çok vahşice fokurdamasının bittiği anda bıçağı çıkarıp 4-5 saniye dışarda tutmak...
-
dogru arkadaşlar ben biraz ters düşüünmüşüm. dün geceki AEL-B analizlerim benim devreleri biraz ısıtmış sanırım....
-
dogru arkadaşlar ben biraz ters düşüünmüşüm. dün geceki AEL-B analizlerim benim devreleri biraz ısıtmış sanırım....
:D
-
eylem bu arada meneviş renkleri gerçekten çok çarpıcı ama uç ve balçaga yakın kısımlar bir parça fazla ısıtılmış olabilir diye düşünüyorum. gerçi sen kullanıma yönelik mi yoksa dekoratif amaçlı mı menevişldin onu bilmiyorum....
-
Menevişlemeyi sanatçı gözüne hoş görünsün diye yapayım dedim. Kontrollü bir çalışma değildi ama umarım çok da kötü olmamıştır. Aslında önce belki homojen ısınır diye alev kısıkken ocağa baştan sokmuştum. Baktım uç daha çok ısınıyor bari ters sokayım dedim. En azından sapı incedir, daha iyi menevişlensin de elde zorlarken kırılmasın.
Peki bıçağa etkisi olarak sorayım. Zaten renkler benim bıçağın neresini ne kadar ısıttığımı anlatıyor. Buna ek olarak bıçağı 210-220 derecedeki fırına yarım saat koydum. Sizce bu bıçak ne durumdadır?
-
alevle direkt olarak temas eden uc ve sap kısımları daha yumşak ortasındaki metalik hafif mavi alan daha serttir. darbe etkisinin olacagı daha büyük acılarla acılmış olan balta, satır gibi malzemede mavi renkler oneriliyor. ucunun çok dah inceltilecgi ve agız dayanımı istenilen bıçklarda onegin mutfakta kulladıklrımız gibi oksidasyonun ilk renkleri onerilmekte. hafif sarı vs
-
basit karbon çeliklerinde mavi renk 280-350 dereceler arasında oluşur, sarı tonda renkler ise 200-250 dereceler arasındadır. Senin çelik bu duruma uyuyor, bu duruma göre bence mavi renkli kısımlar daha yumuşak, sarı tonlardaki bölge daha sert olacaktır.
-
O zaman bir dahaki sefere ne yapacağım belli oldu. Tersten ocağa yarım sokup bıçağı sarı sapı mavi tonlarında bıraktım mı tamamdır.
-
En güzel yöntem şu olabilir,
Güzelce temizleyip bıçağı iyi ışık altında dikkatlice şalomo ile bıçağın sırtını (uca yaklaşmadan) düzgün bir git gel ile ısıtmak, ağza ve uca doğru saman rengi yürüdüğünde bırakmak. Bu sayede güzel bir meneviş-farkı (differential temper) hattı oluşturulabilir aynı zamanda, şunun gibi: (http://i28.photobucket.com/albums/c247/kbaknife/Knives%2009/cfvb1-2.jpg)
-
bana kalırsa en güzel meneviş evde ocak üzerinde oluyor, çok kontrollü çalışılıyor ve musluk yakınsa istediğiniz renkte olayı sabitliyorsunuz.
-
Aslında en güzeli düşük ısı tuz banyosu ^-^
Ben sadece sırtını ayrı ağzını ayrı temperlemek için iyi bir yöntem olarak verdim, yoksa haklısın en pratiği mutfak fırını tabii...
-
alevle direkt olarak temas eden uc ve sap kısımları daha yumşak ortasındaki metalik hafif mavi alan daha serttir. darbe etkisinin olacagı daha büyük acılarla acılmış olan balta, satır gibi malzemede mavi renkler oneriliyor. ucunun çok dah inceltilecgi ve agız dayanımı istenilen bıçklarda onegin mutfakta kulladıklrımız gibi oksidasyonun ilk renkleri onerilmekte. hafif sarı vs ...
arkadaşar hatamı düzeltmek isterim. eylemiin bıçagında her iki uc mor meneviş renginde iken otalar grimtrak mavi. ortası daha yumşak. kabaca birtahminle meneviş kısımarı 280-90 acık mavi ise 300 un üzeri...
meneviş tvlamasıda yüzeyi temilememez gerekmekte. ben fırın menevşinden memnunum. dedğim gibi balta gibi agır kullanım gereçleindesarı dn ziyade mavi tercih edilmeli. iste güzel bir ornek
-
Durukan fotoğraf sana mı ait? renkler mükemmel, tablo gibi olmuş.
-
Gerçekten tam referans verilecek kaynak bu resim. Hatta bilgisayara kaydettim gerekirse diye. Benim de denemek istediğim bunun tam tersi idi, yani burada baltanın ağzından doğru ısı verilmiş, ben de büyükçe bir bıçakta sırttan aynı denemeyi yapmayı planlıyorum, en arkası esnek meneviş ağız sert. Bence genel kullanım için son derece keyifli bir bıçak olabilir... Dur bakayım şu son dövdüğümde bir deneyeyim gerçekten ::)...
-
bu benimkilerden değil maalesef. tablo ve ders niteliğinde oldugu için arşivimealmıştım. bu resimde dikkatimi çeken renklerin çok dar sınırlarla bir arada olması. hatırlarsanız ben de bir satır menevşimi pylşmıştım. orada tek bir ton hakim idi. sonuçta bunu hediye ettigim arkdaşım hala kullnmkta. şimdiye kadar bilemeyede gondermi. ve iki adet fabrikasyon satır eskitti bu arada.
-
ha unutmadan emre pylştıgın fotodai bıçak ile ilgili olark sana katılıyorum. agız kısmının şalamo ile ısıtılmş olması gerekiyor. fakat bu bence sadece temperleme değil . su verme sonrası temperleme gibi duruyor. ve yağda sogutulmuş olmalı. sonrası ise muhtemelen çeliğin kendi ısısı ile temperlenmesi gibi devam etmiş sanki.
-
ha unutmadan emre pylştıgın fotodai bıçak ile ilgili olark sana katılıyorum. agız kısmının şalamo ile ısıtılmş olması gerekiyor. fakat bu bence sadece temperleme değil . su verme sonrası temperleme gibi duruyor. ve yağda sogutulmuş olmalı. sonrası ise muhtemelen çeliğin kendi ısısı ile temperlenmesi gibi devam etmiş sanki.
Tamamen doğru, ancak önemli ayrıntı ağızın değil sırtın şalamo ile ısıtılması, yoksa yakabilirim çeliği. Bakalım nasıl olacak. Şu ocağım bitsin, ocağın ilk denemesini bu iş için yapacağım..
-
(http://eylemcengiz.com/workshop/f_test_04.jpg)
(http://eylemcengiz.com/workshop/f_test_03.jpg)
(http://i47.photobucket.com/albums/f176/bashup/BB%20posts/O-1tempercolours.jpg)
Kaynak: BritishBlades.com - O-1 Temper colours http://www.britishblades.com/forums/content.php?48-O-1-Temper-colours (http://www.britishblades.com/forums/content.php?48-O-1-Temper-colours)