Bıçak Sanatı - Forum
Konu Dışı => Genel Muhabbet => Konuyu başlatan: 35 Atınpark - 03 Mayıs 2014, 22:32:52
-
Biraz önce ''Koleksiyon'' köşesine ve ''Değişikler Yeni Fikirler'' köşesine 2 kritik yazdım. Bu yazıların giriş kabul edilmesi ricası ile Sanat nedir , Zenaat nedir sorularını ortaya atıp tartışmaya açmayı deniyorum. Binanaleyh bu formun kasdi bıçak sanatı mı yoksa bıçak zenaatı mıdır ? Belki hiç tartışmaya gerek bile kalmıyabilir , bir sorumlu üye kalkar ve beni 2 cümle ile aydınlatır. Yok eğer bu kavramlar kişilere farklı anlamlar ifade ediyorsa , belki bunları da duymuş ve dolayısıyla hepimiz bilgilenmiş oluruz.
-
Bence sanatı belli bir kısa listedeki türler ile sınırlamak bağnazlık ile ayrımcılık arası bir noktadadır. Sanatlar listesinde heykel varsa kuyumculuk da olmalıdır.
Aynı şekilde sanat ve zanaat kelimeleri de bence yukardaki sıkıntıdan nasibini almış. Birileri kendilerini ötekilerle aynı kefede görmek istemeyince bu ayrımı türetmiş gibi geliyor bana.
-
Konu biraz derin aslında, felsefeye de girmeden olmaz ;) güzel bir konu oldu bence, şimdi toparlayamam ama sonradan yazmak isterim.
-
Ben de oldum olası anlamam sanat zanaat ayrımını. Sanki bana kast sisteminin kategorize etmesi gibi gelir.
-
Zanatkâr olmadan sanatkâr olmak pek mümkün değil bence.
-
Bana kalırsa sanat ile zenaat arasında ki fark yapılan işin tekrarıyla alakalı.
Örneğin, Leonardo Usta Mona Lisa'yı yaptı. Kendisi bir sanatçıdır.
Ama Mona Lisa'nın para ettiğini fark edip, her ay bir tane Mona Lisa yapıp satsaydı o zaman Leonardo Usta'ya zanattkar demek durumunda kalacaktık.
-
Sanat yaratıcılık, zanaat ise ustalık gerektirir.
Sanat; bir duygunun, yaratıcılığın, güzelliğin ifade edilmesinde kullanılan yönteme veya bu ifade sonrasında meydana gelen üstün yaratıcılık kavramına denir.
Zanaat; Kişilerin maddi ihtiyaçlarını karşılamak için eğitim ve tecrübe gerektiren işlere verilen addır.
Sanatkar bir eserin aynısını yalnızca bir kez yapabilir. Zanaatkar ise bir eseri ise bir çok kez yapar.
Sanatkarın eserine değer biçilmez. Zanaatkarın ürünü belli bir fiyata satılır.
-
Bir müzisyen, şarkıcı aynı eseri, en iyi olduğununu düşündüğü tarzda defalarca icra eder. Ressamlar bazen aynı ederden birden fazla yaparlar, numaralarlar. Hatta yanlış haturlamıyorsam bazıları litograf ile adetli üretilecek resimler bile yapmıştır, örneğin dali. Bildiğiniz matbaa işi yani. İşin para için yapılıp yapılmaması, ederi konusuna girmiyorum, belli para karşılığı portre yapan ressamlar en basit örnek.
Hulasa yapılan şeyin adedi, tekrarlı olup olmaması, para kazanmak için yapılıp yapılmaması sanat-zanaat ayrımı için yeterli kriterler değil sanırım.
-
Güzel bir konu bencede, sanatçı farklı farklı belli bir kayda, forma bağlı kalmadan güzel eserler ortaya koyabilen sürekli geliştirerek yaptığı işi en güzel şekliyle ortaya çıkarabilen kişi veya kişilere verilen ünvandır.
zanaatkar ise bir sanatı icra eden sanat ustalarının yaptığı tutulan işleri seri üretime döken ustalara verilen ünvandır bir sanatkar seri üretime geçtiğinde o an bitene kadar zanaatkar olur bencede.
-
Genel olarak iç içe girmiş iki deyim.
Sanat: yenilik, buluş yapılan önceliğinde kazanç olmayan
Zanaatkar bilgi ve becerisini uygulayandır. önceliğinde kazanç olandır.
Sanat ve zanaatkar uzun bir çizginin iki ucunda olanlardır ama otaya yaklaştıkça birbirine karışır.
Yıllarca sanat tartışmaları olmuş " sanat sanat içindir" denilip.
Eskiden yazım kuralı olarak SAN'AT olarak yazılır ve okunurdu.
-
Hocam eskiden meslek liseleri Sanat okulları mıydı?
-
sanat 1. plana estetik kaygıyı koyar zanaat ise günlük hayatta kullanılabilmeyi.
-
İki kavramın aynı potada eritilmesine Endüstri Ürünleri Tasarımı denir. :D
-
Bu uğraşı hem sanat hem zanaat olarak icra edebiliriz. Öyle eserler var ki yapan ustaya sanatkar dememek olmaz. Burada ki ayrımı amaçlar doğrultusunda belirlemeliyiz.
-
Hocam eskiden meslek liseleri Sanat okulları mıydı?
Okullar ilk kurulduğu 1863 yılında adı başkaydı sonra adı mektebi sanayiye olmuş.
Daha sonra sanat mektebi.
40 lı yıllarda erkek sanat enstitüsü.
1963 te sanat enstitüsü.
1974 endüstri meslek lilesi olarak değişti
-
Affınıza sığınarak,sanatçı duygu his ve düşüncelerini değişik şekillerde resim,dans müzik vs ortaya koyan yaptığı eserde duygu ve hislerin ön planda olduğu kendine has anlatım ve ifadesi olabilen kimse yaptığına sanat denir diyebilirim,bu bağlamda tarzı olan kişi diyelim örnek;Bıçak yapıyorum şekli şemali ile bir tarzım var komşum da çok düzgün ağız açıyor ama sadece bunu yapabiliyorsa zanaatkar mıdır?takdir sizlerin acizane benim fikrim böyle..saygılar
-
Elleriyle calisan iscidir
elleri ve kafasiyla calisan ustadir
elleri kafasi ve yuregiyle calisan sanatkardir.
Goethe..
-
William Powel silah üreticisine bir namlu yapmak üzere başvurdum. Namluyu 14 ayda telim ettiler . 1400 pound ödedim.Süresinin uzunluğundan şikayet edince namlunun delindikten sonra çeliğin stersinin alınması için özel koşullarda 1 yıla ihtiyaç olduğunu ve işlemeye ancak bundan sonra geçilebileceğini söylediler.Bu durumu Almanya'da Krieghoff 'a teyid ettirdim. Aynı namluyu Üzümlü ve Huğlu 1 haftada teslim ediyor. Fiyatı 350 lira . Parayı boşverelim , o göreceli bir şey , ülke koşulları v.s .Fakat , Evren usta , gerçekten senin dediğin gibi mi bu iş ? Yani birilerinin farklılık kompleksinden mi kaynaklanıyor bunca fark ?
-
Bence ekip namlu işinde çok ağır palavra atmışlar. Hadi 14 aya değecek bir stres var - ki olmaz, olmamalı - 14 aylık bir sıkıntıya yol açacak kadar önemli bir stress varsa onu gidermenin yoluna bakmaları daha hayırlı olmaz mıydı? Talaşlı işler bu devirde tamamen kontrol altında, isıl işlem falan artık kara büyü değil.
-
14 ay... Mercek dinlendirme süresi gibi olmuş.
-
Belli bir sınırlama ve sıtandart modeller ve ya kalıplar ile otomosyon çalışan bildiğim kadarı ile zanat serbest çalışan hayal gücü ile bilgisi tecrübesi hissetmesi ile harmanlayıp ( yaratmak ALLAHA mahsustur) şekil değiştirmesine sanat denir (Fakat her farklı yapılanda sanat mıdır o da ayrı konu)
-
bence şu şekilde açıklanırsa işin içinden sıyrılabiliriz :-\. sadece elini kullanarak bir iş yapan insana işci. ellerini ve aklını kullanan kişiye usta. ellerini aklını ve kalbini kullanarak bir iş yapan kimseye de sanatçı denir. yani kalbi kullanan kişi sanatkar. geriye kalan kısımdakiler zaanatkar dır. yanlış olduysa abilerimiz düzeltir diye düşünüyorum.
-
gözden kaçmamasını istediğim bir husus da bence şu: üretilen ürün, işlevden ya da ifade gücünden mahrumsa, ne kadar sanat olduğu idda edilirse edilsin, kıymeti yoktur. izleyenine bir şey anlatmayan dans, bakanına birşey göstermeyen resim, kullananına fayda sağlamayan nesne sanat eseri olarak tanımlanmamalı. bir nesne veya eylem, zanaatkarın işçiliği kadar kaliteli olduktan sonra sanatçının yorumuyla özgünleşmiş olmalı. Ertuğrul abinin dediği gibi tekrara düşen işin zaten sanat olarak nitelendirilmesi zor. gerçi benim öne sürdüğüm fikirde bakan göz ve algılayan beyin yani eserin muhatabının seviyesi de önemli. fakat yine de, ortalama bir göz ve algı için bir mesajı olmayan işlere sanat ürünü denmesi bence sanatçının içinde olduğu "toplumu" yok saymasıdır ki, bu, etik olarak da yanlıştır diye düşünüyorum.
halil cibran; sanat, belirgin ve iyi bilinenden gizli saklıya doğru atılan adımdır diyor. manevi yani kalple iligi bir tarafı da olmalı sanat eserinin.
çok uzatmayayım ^-^
-
Yukaridaki kouda pek çok düşünce farklılıkları var . Zaten öyle olmalı . Herkes yaşam biçimine felsefesine uygun olarak faklı şeyler anlıyor sanattan. Kısa kısa cevaplamaya çalışacağım polemik yaratmadan: 1-) 1 / 15000 hassasşyetle işlenen chopper lumps bir namlu ile 1 haftada teslim edilen namlu yan yana durunca pek benziyorlar . Ateş edinceye kadar . Grupmanın ne kadar farklı olduğunu görüyorsunuz. Hiç bir şey tesadüf değil. Eh bu kadar fark için bu kadar fiyat istenir mi ? Evet bazılarını bunu ödemeye hazırdır . Çünkü farkındadırlar . Stradivarius ustanın kemanları ile çağdaşları arasındaki fiyat farkı 8-12 milyon dolar kadar .Yapılan işin zerafeti arttıkça fiyat da değişiyor . En iyi tüfek asla ve hiç bir zaman en iyi kemanı yakalayamaz. Zira av müzik müşterileri farklıdır. 2 - ) İzleyene bir şey ifade etmeyen sanat eseri de pek ala sanat eseri olabilir . Salvador Dali'ye milyon dolar yatıranlar salak mı ? Ya sorun izleyenin kalitesindeyse ? Ya adam onu anlayabilecek seviyede değilse ? Eğer sanat toplumun külliyen tümüne hitap edecekse, edebiliyorsa ,etmeliyse , seçkinciliğin ne anlamı var ? O zaman ortada sanat falan kalmaz. Neden güzel bıçaklar yapma peşindesiniz ? Sanayi zaten çeliği sizden daha iyi döver . daha iyi de biler . Amacınız ne ? Çok basit : Farklılık arıyoruz. Eh , sanat da burada başlıyor zaten. Büyük dedenden aldığın zenaatı aynen devam ettiriyor ve sağlam at nalı yapıyorsan , saygıyı hakedersin, sana zenaatkar derim.Ama o görgü ve tecrübenin üzerine bir tek tuğla ilave etmek ya da bu kaygıyı taşımak seni zenaatkardan fazlası yapar. Bence Emre usta fena yanılıyor . Son söz : Bilgi batıda paradır , şarkda ise kibir .