Bıçak Sanatı - Forum
Konu Dışı => Genel Muhabbet => Konuyu başlatan: DUMRU - 27 Şubat 2012, 14:11:47
-
Ölmüş derler..
Ahmet oğlu Mehmet,
Ayşe kızı Fatma ölmüş derler.
Belki bir odada sıcacık yatağında,
Belki de ekmek derdinde bir taşın altında…
Ölmüş derler.
Şansı varsa üzerine ayaktan başa bir çarşaf
Yoksa gazete,
Oda yoksa kendi ceketini örterler.
Ölmüş derler.
Tanırlarsa seni
Ve iyi adamsan gerçekten,
Gözlerinden akmayan bir damla yaş dökerler…
“iyi adamdı ” derler….
Yok, kötüysen eğer
Geberdi namussuz herif derler.
Ölmüş derler,
Tez elden yakınlarına haber gider,
Ayşe kızı Fatma ölmüş,
Başınız sağolsun derler…
Bir bardak çay içer, giderler.
Ölmüş derler,
Kefen giydirirler.
Taşır seni belki de
Sağlığında elini sıkmamış eller…
Ölmüş derler,
Başını kıbleye çevirmek için
Atan evladın kabre girer.
Seni son defa elleri sana değer…
Ölmüş derler,
Kürek kapma derdine düşerler
Gömüp de gitsek derler.
Açılır eller,
İmam Fatiha okur, âmin derler…
Ölmüş derler..
Mezarına ilk ve son kez gelenler
Giderler…
Anlamayana laf etmez kimse ama
Anlayana
Geldik, gidiyoruz derler….
Cumartesi günü köyümüzde feci bir kaza oldu. 9-10 Yaşlarında bir çocuk değirmen taşının altında kalarak can verdi.
İşin garibi çocuğun çalışmasına izin veren-müsade eden babaya herhangi bir ceza - yaptırım uygulanmıyor.
İşyeri sahibi hakkında kamu davası açılıyor..
Hepsi bu...
Hayat mı bu?
-
Bir nefes çektiğinde ciğerlerine
Tadını alabiliyorsan hayatın
Varsın
Bir tek nefeste ararsan hayatı
Yalansın
Bir nefese kilit vuran
Zaten yansın
Verdiğinde nefsi sahibine
Artık sen de hayatsın…
Elimizden bir şey gelmeyince dilimize vurur. Üzücü bir durum. Sorumsuzlar her zaman olacak maalesef.