Bıçak Sanatı - Forum
Atölye Muhabbeti => Bıçakçılık => Konuyu başlatan: emrekipmen - 24 Nisan 2010, 17:42:17
-
Biraralar ufak bir pençe modeli aklıma takılmıştı (aslında buna "necker" diyorlar, kolye gibi boyna asılabildiği için). Üşenmeyip kabaca yapmıştım, öyle kenarda bekliyordu. Kesin karar veremediğimden de kenarda oturmaya devam edecekti.
Çelik 1095 (UHB20C ya da CK100), diğer tarafında bası karalamalar görüyorsunuz, bunlar kabzayı nasıl düşündüğüm ve hamonu nerede istediğim ile ilgili. Belki düz çizgi şeklinde temper (meneviş) çizgisi çekerim, bilemiyorum.
Ne düşünüyorsunuz? Öneriler, eleştiriler, eklenmesini veya çıkarılmasını istediğiniz özellikler??
(http://lh3.ggpht.com/_VE2vabU9iTc/S9MAqZumVbI/AAAAAAAAFVo/k6MuBVCQVyE/s640/DSC03950.JPG)
(http://lh6.ggpht.com/_VE2vabU9iTc/S9MArijIq6I/AAAAAAAAFVs/kb21PzMiJWw/s640/DSC03951.JPG)
(http://lh4.ggpht.com/_VE2vabU9iTc/S9MAs_b1Y2I/AAAAAAAAFVw/J8hJnD0Z16c/s640/DSC03952.JPG)
(http://lh6.ggpht.com/_VE2vabU9iTc/S9MAtYKtw3I/AAAAAAAAFV0/D8V6Qz-9cac/s640/DSC03953.JPG)
(http://lh6.ggpht.com/_VE2vabU9iTc/S9MAuHhWobI/AAAAAAAAFV4/i2wVOSMzatE/s640/DSC03954.JPG)
-
Ustam hamonu tüm ağız boyunca dalgalı yapsan sank daha gösterişli olacak gibi. Bu arada kollarda kıl tüy bırakmamışsın :))
-
Sağol ustam, yani uca kadar ağza paralel yapıyorum ?
Kökü bende be ustam, artık alışkanlık olmuş bişey bileylediğimde hiç düşünmeden kolları traş ediyorum, vaz geçmeye çalıştım aslında ama nafile ^-^
-
Aşagıdaki gibi demek istemiştim, ama tabi sadece öneri. Bitmiş halini merak ediyorum, bence çok yakışıklı olacak :2up
-
Emre çok güzel görünüyor, bitmiş hali nasıl olacak çok merak ettim :2up sırt deseninin fotoğrafını da koyabilir misin?
-
Bence de mantıklı görünüyor sefa ustam, öyle yapmaya çalışalım bakalım...
Tolga sırt desenini yarın çekeyim, şimdi ortalık karardı, beni de dart maçına bekliyorlar ^-^
-
Buna bir hatta iki thumbramp gerekli. İki başparmak desteği diyorum çünkü bu bıçağı hem işaret parmağını deliğe sokup beş parmakla tutmak, hem de deliği boş bırakıp dört parmakla tutmak mümkün.
Eğer iki desteği birden yapmak ergonomik olarak problemli ise; önerim gerideki, yani dört parmakla tutuş haline uygun başparmak desteğini yapmandır. Çeşitli varyasyonları deneyince sonuç ortaya çıkacaktır.
Unutmadan, kalınlık nedir?
-
Buna bir hatta iki thumbramp gerekli. İki başparmak desteği diyorum çünkü bu bıçağı hem işaret parmağını deliğe sokup beş parmakla tutmak, hem de deliği boş bırakıp dört parmakla tutmak mümkün.
Eğer iki desteği birden yapmak ergonomik olarak problemli ise; önerim gerideki, yani dört parmakla tutuş haline uygun başparmak desteğini yapmandır. Çeşitli varyasyonları deneyince sonuç ortaya çıkacaktır.
Unutmadan, kalınlık nedir?
Eylem yahu, anlamadım :(
Thumbramp'ı anladım da iki tane olması, gerideki, dört parmakla tutuş filan anlayamadım. Bıçak kullanmadığım, savunma tekniklerini de bilmediğimden sanırım bana çok uzak aslında kullanımı. İstersen şöyle yapalım, ben bir bitireyim bu haliyle, sonuçta thumbramp şu haliyle biyerine koyamayacağım kadar delik çeperi sırta. Hadi thumbramp'e "başparmak desteği" diyelim. Bu desteği oyabilecek pek yerim yok gibi, ne dersin? Bitirdikten sonra bir aktivite düşünüyorum geleneksel hale getirmeyi düşündüğüm. İstekliler sıraya giriyor, 1 haftalığına bıçak onun oluyor ve bitince sıradaki diğer kişiye aktarıyor, böyle herkesi dolaştıktan sonra ben fikirleri, eleştirileri topluyorum ve prototip üzerinden yeni modeli son haline getirip o halinden bolca yapıyorum...
Nedersiniz, böyle bir aktivite tutar mı? Her çıkarmayı düşündüğüm modeli böyle aramızda gezdirmeyi düşünüyorum. Hem bir haftalığına herkesin yeni bir bıçağı olur hem de ben eleştiri toplarım. Sonunda iyice kullanılmış, test edilmiş bıçağı burada yarı fiyatına hatta üçtebir fiyatına veririz isteyene, biraz kullanılmış bıçak şeklinde.
Yurt dışında çok yapıyorlar bu tip "elden ele" etkinlikleri, neden bizim de olmasın? ;)
Haa, bu arada önemli bir soru: Kabza malzemesi ne olsun? Bej rengi güzel kydex'im var, belki ona uygun bir mikarta hoş olabilirdi diye düşünüyorum. Ne dersiniz?
-
Valla elden ele filan derken, :)) :)) ardından " yahu ben ona göndermiştim.. yok ben almadım... kargoda takılmıştır..." olayına girersek çok gülerim :)) :)). Thumbramb dediğinizi anlamadım ::) başparmak takılacak yer gibi birşey mi? ustam buna buna şöyle yeşilli siyahlı bir mikarta da hoş dururdu hani ^-^
-
Valla elden ele filan derken, :)) :)) ardından " yahu ben ona göndermiştim.. yok ben almadım... kargoda takılmıştır..." olayına girersek çok gülerim :)) :)). Thumbramb dediğinizi anlamadım ::) başparmak takılacak yer gibi birşey mi? ustam buna buna şöyle yeşilli siyahlı bir mikarta da hoş dururdu hani ^-^
??? Yok be baba, ben forumdaşlarıma güveniyorum. Ama olursa ben gülmem herhalde :-X >:(
Kargo olayı hep gönderende olur, böylece ben de dahil son kişiye kadar herkes 1 kez kargo ücreti öder. Bana döndüğünde (dönerse tabii :)) ) bıçağın umarım haşatı çıkmış olur...
Siyah yeşil veya uçuk mavimsi gri bir mikarta aklımda idi benim de :2up
-
Bir de unutmuşum, kalınlık şu anda 4 milim ama belki biraz inceltebilirim, ancak daha inceltsem sanki kenarlar parmağı rahatsız edebilir gibi geliyor. Bilemedim. İnceltmeden önce kabaca bir kabza da yapıp geçici olarak takıp bir deneyeyim diye düşünüyorum, belki 4 milim iyi olacak belki rahatsız edecek. O zaman inceltirim...
Şimdi düşündüm de, sanırım anladım Eylem'in dediğini, bir sonraki modelde thumb-rest (başparmak desteği) olayına eğileceğim ciddi ciddi. Şu andaki tasarımda sırttaki eğe işi aslında başparmağın güç alması için tasarlandı, iş de görüyor aslında, ama o bölgede bir küçük yükselti de kullanışlı olurmuş. Sağolasın Eylem :2up
-
harika fikir, bir haftalığına da olsa bir ustanın bıçağına sahip olmak, işçiliğini görmek çok güzel. hemen atladım ama etkinliği sadece bıçak yapanlar arasında mı yapmayı düşünüyorsun yoksa benim gibi acemiler de dahil mi?
-
Kullanıcılar dahil, ama sen kendini bıçak yapanlardan ayrı tutma baba, sonuçta elde bıçak yapmış bir avuç insandan birisin Türkiye'de ;)
-
sağol havaya girdim, mutlu oldum gece gece :2up
-
Basit ama baş parmağı güzel tutan bir eğe işi yapmak istedim, böyle bir geometrik motif çıktı. Bu tip bir motif daha önce görmedim. Asıl olarak yandan görünüşü hoşuma gidiyor benim. Bitişine doğru üstteki yarım daireleri ince çiziklerle eğe gibi tırtıklı yapmayı planlıyorum. Hatta tüm sırtı eğe gibi çizikli yapmak da bir seçenek...
(http://lh6.ggpht.com/_VE2vabU9iTc/S9P5pRNxXXI/AAAAAAAAFWc/yykReM28300/s720/DSC03956.JPG)
-
Başmarmak desteği konusuna bant genişliğim artınca döneceğim, belki o zaman bir şeyler çizer gönderirim.
Metalin kalınlığının fazla olması iyi. Bu sap kullanmama özgürlüğünü de beraberinde getirebilir.
Bir şeyler keserken geriden tutmak da avantajlı olabilir diye dört parmak lafını etmiştim. Parmak deliğini kimi zaman boş bırakmak gerekli olabilir. O halde iken de bıçağı işe daha iyi bastırmak için başparmağın bıçağa iyi oturması önem kazanır.
-
Ustam bu arkadaşa henüz su vermediysen, o büyük deliğin içine çamur doldur su vermeden önce, olur ya çatlar matlar. Deliğin kesici tarafıyla arasındaki kesit bir yerde çok ince geldi gözüme.
-
İşte bu forum bundan işliyor arkadaşlar, Eylem, Sefa, harikasınız. Eylem hiç aklıma gelmezdi kesinlikle parmak desteği, çok haklısın, deliği kullanmadığında başparmak daha yüksek bir nokta arıyor, Sefa bıçağın hamonu neden deliğin etrafında da var diye hayıflanacaktım eğer bunu hatırlatmasan :2up :2up :2up :2up
-
Motif çok güzel olmuş, işlevi bir yana koyuyorum bıçağın görsel güzelliğini çok arttırıyor bana göre.
-
başparmak desteğine katılıyorum ama şu anki hali de gayet kullanışlı olur diye düşünüyorum. nedense içimden acaba bıçağın ağzı hafif iç bükey mi olsaydı diye geçiyor. kesilecek noktaya daha kolay basınç uygulanır ve son raddede belki parçalama gerçekleşirdi. biraz şiddet içerikli bir insanım galiba:)
sap için ise bence ip sarsan daha güzel olabilir. ip sarmak diye kabaca söylediğim hadise özel bir yöntem ve birikim istiyordur mutlaka ama siz niyeti anladınız :D bu tarz küçük bıçaklarda ipin daha estetik ve işlevsel olduğunu düşünüyorum...
kılıfını da heyecanla beklemekteyim:)
-
İp sarmak için de bir başka projem var, ona saklıyorum ilk denememi, bunda ip sarsam parmak oyuklarının pek bir anlamı kalmayacak, açıkçası ip sarılan bıçakların çoğunun kuyruk kısmı düz...
Parmak desteğini br sonraki denemede yapmayı planlıyorum, bu modeli böyle adım adım geliştirip herkesin beğeneceği tipik bir modele çevirmek istiyorum. Anladığım kadarıyla çünkü ülkemizde kısa namlulu ve her zaman üstünüzde taşıyabildiğiniz küçük bıçaklar çok revaçta ama düzgün bişey piyasada pek yok. Belki düzgün çelikten, düzgün işçiliği olan bir bıçak çıkardığımızda en azından bir miktar bu ihtiyaca derman olmuş olabiliriz. Bunun için bu modelin gelişimi ve sizlerin yorumlarınız tam bir Arge olayı
Emin bu parçalama filan olaylarını anlayamıyorum, ne alıp veremediğin var zavallı objelerden, gözünü kan bürümüş senin ??? :))
-
dün uzun zaman sonra biraz bıçağımla ilgilenme imkanım oldu, o sırada, geçtiğimiz aylarda modelini beğendiğim için aldığım bıçak ilişti gözüme. sırtında desen verme çalışması/egzersizi de yapabileceğim düşüncesiyle aldığım bir bıçaktı. fakat anatomisi de gayet başarılı bence. eylemin bahsettiği baş parmak için dayama noktası bir girinti ile verilmiş. fikir vermesi açısından ekliyorum.
-
Evet arkadaşlar ders niteliğinde bir ısıl işlem deneyimi yaşadım...
Öncelikle 3 gün önce normalizasyon turlarını 850 - 800 - 750 - 710 derecelerde 4 ardışık normalizasyon şeklinde yaptım. sonra kil kaplama yaptım ancak killer kendilerini attılar bir saat içinde yere. Bunun üzerine karışımı %60 şamot, %30 kül, %5 bentonit ve %5 kaolen şeklinde yaptım. Aslında değerler yaklaşık, sadece biraz şundan biraz bundan diye karıştırdım, ölçmedim....
Kil karışımı oldukça yapışkan oldu, iyi tutundu, ancak hafif çatlaklar yaptığında yavaş kurutmak gerektiğini farkettim. Bu yüzden ufak delikleri olan bir naylon torbanın içinde 2 günde kurudu. Oluşmuş inçe çatlakları da yine aynı karışım ile doldurdum. 150 - 200 derecede yarım saat bekledikten sonra 800 derecede 5 dakika beklettim ve suda su verdim. Su oda sıcaklığındaydı. Bıçak soğuduktan sonra bir iki çat sesi geldi ??? :(, anladım başım belada, ancak elden bişey gelmez, ben de zevk almaya baktım :D
Temizlik ve hızlısından bir perdahta öncelikle çok çok güzel bir hamonumuzun olduğunu gördüm. Hafif seyreltik nitrik asit aşındırması ve 800 ile elde zımpara ile bu işlemleri 3 kere tekrarladım, aşındır - zımparala şeklinde. Mükemmel bir hamon elde ettim, ikincil sertleşme çizgisi ile birlikte evlere şenlik bir hamon.
Ancak hikayenin gerisini tahmin ediyorsunuzdur, neyse resimler herşeyi anlatıyor... Bundan sonra ısıl işlem yağında karbon çeliklerimi sertleştireceğim, ancak ve ancak geleneksel japon kılıcı filan yaparsam suya bir şans verebilirim...
(http://lh5.ggpht.com/_VE2vabU9iTc/S-CH0yLBWtI/AAAAAAAAFZE/d5LgfrrptU0/s640/DSC03970.JPG)
(http://lh4.ggpht.com/_VE2vabU9iTc/S-CH24JcnaI/AAAAAAAAFZU/sXfn7HWCSH4/s640/DSC03974.JPG)
(http://lh3.ggpht.com/_VE2vabU9iTc/S-CH3VhR-ZI/AAAAAAAAFZY/yiPBgqDMx_E/s640/DSC03975.JPG)
(http://lh3.ggpht.com/_VE2vabU9iTc/S-CH3ys3LdI/AAAAAAAAFZc/au9DVhaZjiQ/s640/DSC03976.JPG)
(http://lh3.ggpht.com/_VE2vabU9iTc/S-CH4KFKDyI/AAAAAAAAFZg/uQizYGMh0HM/s640/DSC03977.JPG)
Nasıl olduysa kuyrukta da çatlak var...
(http://lh5.ggpht.com/_VE2vabU9iTc/S-CH5fG7GnI/AAAAAAAAFZo/QGk3BZDlE2c/s640/DSC03979.JPG)
-
Ahh Ustam :( :( :( çok üzüldüm, o güzelim hamona yazık olmuş. Çat sesi dediğinde yazının sonunu tahmin ettim ama neyse. Ağız kısmınıda ince bir kille kaplamadığını sanıyorum, doğru mu düşünüyorum? Malzeme acayip bir şoka uğramış, tam su verme aşamasını anlatırmısın, merak ettim.
-
Aslında başıma gelecekleri tam olarak biliyordum, ama emin olmak istedim Sefa ustam. Kuru bilgiyi deneyimle çeşnilendirmek hoştur her zaman. Bu tip şeyler arada yapıyorum, teorik olarak ne olması gerektiğini bilmeme rağmen yine de bunu bile bile o hataları yapabiliyorum. Bu da onlardan biri, sonuçta yapması 1 saatimi alan bir bıçak idi, toplam belki 2 saatlik bir emek var üstünde, bol bol kilin kurumasını bekleme filan gibi şeyleri saymazsak.
Ağızda ince bir kil tabakası vardı. Sanırım öncelikle su fazla soğuktu (oda sıcaklığı o sırada 18 derece civarındaydı, ısıtmam gerek dedim kendimce ancak sonra vaz geçtim. Bakalım ne olacak diye içimden geçirdim.
Su vermeyi şöyle yaptım: bıçağı fırından aldıktan sonra hemen suya daldırdım ancak sabit tuttum, bu tabii ki dengesiz soğuma yaptı, halbu ki biraz ajite etseydim bu kadar çatlak oluşmayabilirdi sanırım. 3 saniye kadar sonra çıkardım, 3-4 saniye kadar dışarda bekledi sonra cısss sesinin bitmesine kadar suda kaldı. Ses kesilip sudan dışarı çıkardıktan 10-15 saniye sonra ilk çat sesi geldi, bu kuyruktaki çatlaktı. Ağızda görünür bir sorun yoktu, ancak zımparalarken çok ince bir çatlak gördüm, yavaş yavaş büyüdü çatlak, yanında başkaları belirdi... Sanırım ısıl işlem sonunda sadece mikro çatlaklar oluşmuştu ağız kısmında, bunlar bant zımparada bastırarak zımparalarken yandan gelen basınçla bu kadar ilerlediler. İki tür çatlağım, bir güzel hamon'um ve kesinlikle çok iyi sertleşmiş bir bıçağım var. Bu benim için güzel bir deneyim oldu aslında, tam anlamıyla hiç üzülmedim desem yeridir ustam... ;)
-
Tamam Ustam o zaman sorun yok demektir ;)
-
Eh hemen bir tane Eylem'in önerdiği başparmak desteği ile aynısından yapıyorum ve bu sefer edindiğim deneyimle daha güzel bişey çıkarıyorum, bu karbon çeliği olayını ve hamon olayını çok tuttum :2up
-
Öncelikle geçmiş olsun. Ne hissettiğini gayet iyi biliyorum. Fırınımı denerken bir iki gün önce ben de bir bıçak kırdım.
Hamonun çok çok güzel görünüyor. Ancak hamonun doğasında olan şey bu bıçağın sonunu hazırlamış.
Isıl işlem sırasında bıçağın boyut değiştirmesi kaçınılmaz. Ağızdaki ve gerideki iki farklı karakterdeki malzemenin davranışı bıçağın kaderini belirliyor.
Bence hamon için en uygun bıçaklar ensiz olanları. Bu sayede belki çelikteki farklı bölgelerdeki farklı boyut değişimleri ile oluşan gerilimler sadece bükülmeyle sonuçlanabilirdi. Oysa ki bu bıçakta sırttaki tokluğu yüksek kalmış çeliğin fazlalığı, gerilimin faturasının ağız kısmındaki kırılgan bölgeye çıkmasına neden olmuş.
Önce ağız güzel güzel soğumuş, ancak ardından sırt da soğuyup yavaş yavaş küçülmeye başlayınca ağzı geriye doğru bükmeye başlamış ve kırmış.
Hamonu daha sık ve yüksek dalgalı yapmak belki kırılmayı engellerdi?
-
Kendi mesajımı okudum ve düşündüm. eni dert etmekten ziyade hamonun yeteri kadar dalgalı olmasına dikkat etmek daha önemli gibi geldi.
Bir de hamonun başlangıcını fazla içerden yapmamak da önemli olabilir. Belki... neblim?
-
Güzel fikirler, bakalım deneyeceğiz...
Bir de 120 kumda dikine çizikler bu sonu hazırlamış olabilir, daha yüksek kumda elde zımpara ile deneme yapabilirim. Tabii 26 - 30 derecede olsaydı suyum, ileri geri ajite etseydim bunlar olmayabilirdi. Sanırım denemelere devam edeceğim, ancak şimdi bir de şu yağın yaptığı hamona bakalım, eğer bu kadar güzel bir kontrast olmuyorsa su olayında ince ayarlar yapmak gerekecek...
-
geçmiş olsun emre, ama tecrübede olsun. biliyorsun geçende bende güzel bir saldırma mı su yoluna heba ettim.. :( :'(
yağda hamon yakalamak zor olur bence, bence tuzlu ve ılık bir su tüm sorunları çözer, karbon çeliğinde en iyi sonucu ben böyle aldım. ama direk amaç hamon değildi tabii..
suyun sıcaklığını kullandığın çeliğin kalınlığına ve boyutlarına göre bir kaç denemede çözersin. deneme yapmadan bıçağı heder etme dostum. ;)
-
ortaya güzel ve kocaman bir soru atıyorum :P
hamon nedir ve neden önemli/aranan, olduğunda sevinilen birşeydir.
bu soruyu hangi abşlık altında açmaya karar vermediğim için buraya yazıyorum, siz değerli ustalar gerekn yerde bu başlığı açıp bilgilerinizi girebilirsiniz, biz de bilgilerinizden istifade ederiz :2up :2up
-
Emin hamon soğutma suyunda tutulan balıktır, japonlar çok sever ve suşi yaparlar bu balıktan, ülkemizde pek bilinmez, kılçıksız ve çok lezzetli bir balıktır, oltayı çapari gibi sallamak, yem olarak da bıçak kullanmak gerekmekte :D
Hımm, ciddi bir cevap olarak: Japonca "Ha" ve "Mon" kelimelerinin birleşimidir, "çelik" + "isim". Kendimce tercümem "çeliğin adı".
Bıçağın sırtının yumuşak ağzının sert olmasını sağlayan bir sistemdir. Bıçak kille kaplanır, ağız kısmı çok ince bırakılarak hamon hattının nerede olmasını istediğimize göre biçim verilir. Yine de hamon'da tam kontrolümüz hiç bir zaman olamadığı için oldukça ilginç desenler de çıkabilmektedir.
Hamon gördüğünüz bir bıçakta fotografta yakalayamadığım birşey, ağız kısmı parlak hamon hattının yukarısı daha mattır. Bu farklılık bu güzel hatları ortaya çıkarır. Aslında aşağıda martensit, yukarıda ise ince perlit yapısı vardır, bu kristal yapısı farklılığından dolayı da bu hamon denilen meret görünüyor. Aradaki kuşak ise perlit ile martensitin karışık olduğu girişim bölgesi...
-
hamon muhtesem olmus , gercekten cok guzel gozukuyor .Kiliclar bu meret ne kadar acik renk olursa o kadar degerli kabul ediliyorlar, renk acildikca daha sert bir agiz oldugu anlasiliyormus, sizler bilimsel kismini benden daha iyi bilirsiniz, bu hamon da bayagi acik renk gibi gozukuyor, 60 kusur hrc yi gecmis gibisin. Emre n'olur bir dahaki sefer camurlu halini ve bir de camur kuruduktan sonraki halini cekermisin?
p.s. "ha" kanjisi keskin kenar anlamina gelir , kanara isim yazmak, imza atmak filan daha dogru bir ceviri olabilir
-
Opps,
Burak haklısın, "gane" ile karıştırdım ::). Tercüme olarak "Kenar imzası" nasıl?
-
su hamon isine ben de takik vaziyetteyim, dun kontrolsuz firinimda bizim dokum icin kullandigimiz - mum ucurtma- revetman denen bir malzeme ile denedim , hicbirsey olmadi. o kadar da resim cekmistim, seninki catlak ama hamon super - bence dayanir o bicak
dip not . kenar da masa kenari filan gibi bisey hatirlatiyor , bu adamlarin her laf icin 5 tane kanjileri oldugundan agiz filan mi desk bilmiyorum uydur biseyler
-
hamon muhtesem olmus , gercekten cok guzel gozukuyor .Kiliclar bu meret ne kadar acik renk olursa o kadar degerli kabul ediliyorlar, renk acildikca daha sert bir agiz oldugu anlasiliyormus, sizler bilimsel kismini benden daha iyi bilirsiniz, bu hamon da bayagi acik renk gibi gozukuyor, 60 kusur hrc yi gecmis gibisin.
Eh o zaman bu müthiş pahalıdır, tahminime göre 65-66 HRC şu haliyle, çünkü menevişleme yapılmadı, ancak deneme yaptım ağız gerçekten tutuyor bu yüksek sertlikte bile, sanırım ağız açısını verdiğimde ince ince kırılma yapabilir kullanımda, sanırım 175 gibi düşük bir meneviş istiyor...
-
anladım :2up
yani kabaca anladım, bana yetecek kadar 8)
teşekkürler bilgi veren arkadaşlara...
-
Emre bey, pençenin kazaya uğramasına üzüldüm. Ancak deyimleriniz ileride bizim içinde dikkate alınacak bilgiler haline dönüşmekte.
-
Sağolun Ahmet Bey, farkına vardığım karbon çeliği deneyimsizliğim üzerine şu iki gündür değişik test parçalarında deneyler yapıyorum. Sonuçları bitince burada paylaşacağım...
-
ders niteliğinde olmuş. esasen bu ip bir bıcak için ben olsam agız acısını biraz daha kalın düşünübilirdim. suyun derecesi bence ikinci planda. buhar tabakası ile ilgili bir problem olabilir. zira su ile ilgililerde suyun içinde hemen kırılmalar olabiliyor.
ote yandan ulaştıgın hamon gerçekten çok ozel . bu şekilde olan katanaların degerleri bile katlanabiliyor. eline saglık.
-
Durukan, sağolasın. Ağız kalınlığını çok ince bırakmışım haklısın, daha sonraki denemelerimde bu hatayı tekrarlamadım, sanırım karbon çeliklerinde biraz yol katetmeye başladım...
Bu testler için düzinelerce küçük 1 X 10 cm şeritler kestim 1095'ten ve değişik ağız açıları verdiğim örnekler hazırladım, bir kısmını tuzlu suda bir kısmını da ısıl işlem yağında sertleştirdim. Öncelikle söylemeliyim, 26-30 derece %10 tuzlu su mükemmel bir seçenek, ancak maalesef eğer ağız açısı simetrik değilse bükülme kesin yapıyor tuzlu suda. Onun dışında çatlama filan olmadı...
Sertlik olarak yaklaşık olarak tuzlu su ve ısıl işlem yağı (isorapid DK) örnekleri hemen hemen aynı serlikte çıktı, ancak yağda sertleşenlerde hiç bükülme yokken tuzlu suda mutlaka az da olsa bükülme sorunu oluyor. Bladeforums'da okuduğum tartışmalardan öğrendiğime göre %5 tuzlu su normal sudan çok daha hızlı bir soğutucu iken %5'i geçen çözeltilerde yavaş yavaş hız düşüyor. %8-10 civarındaki tuz oranı ilginç bir şekilde %5 tuzlu sudan %20-30 daha yavaş bir soğutma sıvısı, bu yüzden normal katkısız sudan veya az tuzlu sudan çok daha iyi bir seçenek boyutsal kararlılık açısından...
Diğer testim ise meneviş ısıları üzerineydi: Östenizasyon 800 derecede 5 dakika demlenerek yapıldı, öncesinde ise 850-800-750 derecelerde normalizasyon çevirimleriyle tane ve karbür yapısı iyileştirildi...
1095 için 180 ve 230 derece menevişler için 5 değişik ağız açısında pirinç çubuk testi yaptım.
180 derecede 22 derece üstünde pirinç testini geçti deneyler.
230 derece menevişte ise 18 derece ve üstünde testi geçti deneyler...
Sanırım 230-250 derece civarı 1095 için ideal meneviş ısıları çoğu bıçak tipolojisi için. Zaten 180 derece meneviş örnekleri hala o kadar sert ki bileylemek biraz zaman alıyor...
Kırma denemelerinde 1095'in tuzlu suda sertleştirilip 180 derecede menevişlenmiş örnekleri yaklaşık 30 derece bükülme sonunda temiz bir şekilde kırılıyor. Kırılma sonunda kalan kırık bölgesinde hiç bir deformasyon olmuyor...
230 derece örnekleri kırmak çok zor, oldukça ciddi kuvvet gerekti, yaklaşık 45 derece civarında kırıldılar, kırık çevresinde çok hafif deformasyon oluştu. Sanırım kırılma konusunda bıçak 230 derece menevişlenip sadece sırtı 300-400 derecelerde menevişlense 90 derece civarına kadar dayanabilecek hale gelebilir. Hamon örnekleri ise sanırım kırılamaz olacaktır, sadece ağız kısmında çatlak oluşacaktır...
Bu arada UHB26C örneklerinde de yağda mükemmel sonuçlar elde ettim. Östenizasyon 850 derecede yapıldı, 10 dakika demleme, 880 - 850 ve 780 derecelerde normalizasyon yapılmıştı...
Az çok elde ettiğim sonuçlar budur. Yakında daha detaylı testlere girişeceğim. Sonuçları sizinle yine burada paylaşırım...
-
Eline sağlık! Bunlar çok çok değerli bilgiler. 230 derece saptaması da çok önemli. Tavsiye edilen meneviş renklerinin doğruluğunu da gösteriyor.
-
Ustam bilgiler tam arşivlik, aslında böyle testleri bir başlık halinde toplasak bilgi bankası olmazmı? emeğne teşekkür ediyorum.
-
Eklemeyi unuttum, 2 testi de normalizasyon uygulamadan yumusak tavı ile (annealed) sertleştirildi. Bu önemli testte, iki örnek de normalizasyonlu test parçalarına göre çok daha kolay kırıldı, kırık yüzeyi tane büyüklüğü yüzünden diğerlerine göre daha pürüzlüydü. Menevişleme kırılganlığını azaltmadı. Normalizasyonun önemi bu test ile kanıtlandı...
Bu tip bilgiler çoğaldıkça bir referans kitapçığı gibisinden bir bölüme aktarılabilir, katılıyorum...