Bıçak Sanatı - Forum
Atölye Muhabbeti => Dekorasyon (ve damga) => Konuyu başlatan: gökhan bakla - 23 Kasım 2011, 18:10:34
-
Bu sırt desenleri sanki bir yerlerden tanıdık geliyor ama nereden ?
(http://www.oriental-arms.com/photos/items/88/001188/ph-2.jpg)
bıçak 19 yy. balkan yapımı bir Türk bıçağı. yani bizim dedelerin elinden çıkmış.
balkan kökenli kılıç ve bıçaklarda, ustalar sırt desenleri konusunda oldukça iyi işler çıkarmışlardı. ama bu desen o kadar tanıdık geldi ki sizlerinde görmesi gerektiğini düşündüm.
sizce de batıda yapılan pek çok sırt desenli bıçakta kullanılan motifin aynısı değil mi?
(http://www.oriental-arms.com/photos/items/88/001188/ph-3.jpg)
(http://www.oriental-arms.com/photos/items/88/001188/ph-0.jpg)
kaynak: http://www.oriental-arms.com/photos.php?id=1188
-
Batılılar sırt motiflerini bizden mi kopyaladılar o zaman? Ne dersiniz?
-
Kesinlikle bizden almışlardır, onların bıçaklarında sırtmı vardıki eskiden, :P :P iki tarafıda keskin bıçaklar kullanırlardı diye biliyorum
-
bizim ustaların sırt desenleri konusundaki başarısını Avrupalılar yeni yeni öğreniyor bence,
bazı yatağanların sırtına yapılan işler o kadar zor ki!
CNS makina hak getire...!!!
-
Öyle sırt desenlerimiz var ki, adam CNC'ye programını yazana kadar ihtiyarlar... :)
Sevgiler,
-
Merak ettim şimdi.
-
ben de merak ettim, bu yatağın sırtlarındaki desenlerden arşivinde olan kimse var mı acaba, bir görseydik dünya gözüyle 8)
-
bende net fotoğraf yok ne yazık ki, ama en son mert arkadaşın açtığı konudaki resimlere bir göz atın derim.
http://www.bicaksanati.com/forum/genel-muhabbet/bir-kitap-haberi/msg43384/#msg43384
sırttaki o iki oluğu bu kadar düzgün açabilmek birle başlı başına bir iş..
-
peki sırttaki bu iki oluğun bir işlevi var mı acaba?
-
Kılıç namlusundaki " T " şeklindeki sırtın da sırttaki oluklarında işlevsel olarak bir görevi var.
Kılıçlardaki, genel olarak tüm olukların çoğu namlu ağarlığını azaltmak ve kullanana kolaylık sağlamak amacıyla yapılır. Burada da sırtta kalan kaba kısım işlenerek hem görsel hemde işlevsel bir amaç güdülmüştür.
ha oluk olmasa da olur mu tabii olur.
ama bir kılıcı hafifletmenin en basit yolu oluk açmaktır. ;)
-
mantıklı ;)
peki bir soru daha sorayım o zaman, oluk açmak yerine neden delik açılmıyor kılıca? bazı rambo(!) bıçaklarında olduğu gibi, sıralı bir şekilde ufak delikler bu soruna çare olamaz mıydı? o vakitlerde delik açmak oluk açmaktan daha zor bir iş miydi ya da kılıcın darbe dayanımına ciddi bir zaafiyet mi katardı bu tür delikler?
-
Namluya paralel açılan bir oluk namlunun, esneme ve darbeler karşısında daha kuvvetli durmasını sağlar. Yani oluk namluyu hafifletirken bir yandan da güç katar diyebiliriz.
Namlu üzerinde olan her delik-boşluk ise hafifletirken zayıf noktalar-hatlar yaratarak darbe karşında kırılmaya neden olabilir, diğer yandan tek parça bir kılıçta her nokta eşit oranda kuvvetli olacaktır.
Şöyle düşün tam ortasında delik olan bir lamayı bükersen ilk önce deliğin olduğu yerden esneyecek ve yamulacaktır.
Bu yüzden namlu yüzeyine paralel bir sıralı delik delseniz bile, bu namluyu güçlendirmeyecek zayıflatacaktır.
Emin aslında şöyle bir olay var. Bazen benimde aklıma takılan şeyler oluyor, acaba olur mu diyorum fakat sonradan düşünüyorum da bu insanlar kılıçla yatıp kılıçla kalkıyorlardı yani olabilecek bir şey olsaydı kesinlikle benzerlerini yaparlardı ve örneklerine rastlardım diyorum.
-
eywallah Gökhan. verdiğin bilgiler için teşekkürler. ben de seninle aynı şekilde düşünüyorum, olsaydı yaparlardı diyerek, ama neden olmadığını da bilmek lazım elbette... bir bileni bulunca sormadan geçmek istemedim ;)
-
Batılılar sırt motiflerini bizden mi kopyaladılar o zaman? Ne dersiniz?
Kesinlikle bizden almışlardır, onların bıçaklarında sırtmı vardıki eskiden, :P :P iki tarafıda keskin bıçaklar kullanırlardı diye biliyorum
Batılı sanatçılar da diğer sanatçılar gibi önce bilinen bütün iyi örnekleri incelemiş , araştırmış ve özümseyerek sentezleyip kendi tarzlarını yaratmışlar .
Benim hayranlıkla izlediğim en önemli ayrıntı , Bu yeni ürünlerinin kendi kültürel ve sanatsal anlayışlarının çerçevesi dışına çıkmayan , asla taklit sayılmayacak , yeni tadlarla zenginleşmiş ve sanatsal rekabetlerle sürekli yenilenen ( batılı ) ürünler olması .
Tam da burada sırt deseninin, Türk burgusunun bizden , mesela ; namlu formunun irandan ya da bileme açısının japonyadan alınmış olması önemini kaybediyor çünki artık bütünüyle yeni olan batılı tarz bu ulusların da yeni ustaları tarafından benimsenip taklit edilmeye çalışılıyor .
Bizim pencereden bakınca da heyhat ki hala , eurovizyona Çetin alp'in opera adlı şarkısı ile katılıyoruz . Bunca zenginlik içindeyken .